NEDEN AK PARTİ?
Yunus Demirel
- 2242
Son bir-iki yıldır sürekli olarak iftiraların sıralandığı, fitnenin pompalandığı, Toplumsal barış ister pozlarında daima savaş senaryolarının ortalıkta kol gezdiği, komşu ülkelerde estirilen halk ayaklanmalarının Gezi olaylarına benzer olayların desteklendiği, helalleşme yerine hesaplaşmaların ön plana çıkartıldığı, bahar rüzgarlarından korkanların fırtınalar hatta kasırgalar estirmeye çalıştığı bir ortamda 7 Haziran seçimlerini geride bıraktık.
Demokrasi tarihimizin en önemli seçimlerinden birisi olan ve en yüksek katılımın sağlandığı, bunca kargaşaya rağmen tek kişinin bile burnunun kanamadığı, seçim öncesi muhalefet partilerince, seçimlerde hile yapılacağı, baskı kurulacağı senaryolarının da boşa çıktığı 7 Haziran seçimlerde muhalefetteki (CHP ve MHP) siyasi partiler gerekli dersi alamamış, aldıkları oya bakmadan AK Parti'nin tek başına hükümet kuramayışı onlar için tek teselli, hatta zafer kaynağı olmuştur. HDP’nin ise aldığı oya kendisi bile inanamamış, daha ilk gün emanet oy aldıklarını itiraf etmişlerdir. %13’ lük başarının altında ezilmişlerdir. Bu başarı sarhoşluğunda barış sürecinin bitmesine sebep olmuşlardır.
7 Haziran seçimlerinde CHP, MHP, HDP, SP, BBP VE PARALEL ÖRGÜT yani “Paralel harekat” ortak üst aklın emir ve desteğinde Sayın ERDOĞAN düşmanlığıyla AK Parti’ ye savaş açmış, Kendileri başarılı olmasa da AK Partiyi tek başına iktidar yaptırmamışlardır.
Bu kirli birleşim barış sürecinin tamamlanması, sivil anayasanın çıkarılması, toplumsal uzlaşmanın sağlanması gibi ülke için önemli meseleler üzerinde çalışmak yerine Türk siyasetini kendi çıkarları doğrultusunda dizayn edebilmek, algı operasyonları ve siyaset mühendisliği yaparak sahte bir toplumsal yakınlaşma, ilkesiz, halksız bir seçim hazırlığı ve kuşatıcılık için gayret göstermişlerdir. Ülke meselelerini çözmek için Koalisyon kurmaya evet demişler, kurulmaması için altı kalın kırmızı çizgilerle dayatmada bulunmuşlardır.
Bu provokatif eylemlerde bulunan ve ülkede kargaşa çıkarmaya çalışan bu zihniyet karşısında AK Partililer Uyumuş, Türk Halkı da uyutulmuştur.
“Onlar konuşur, AK Parti yapar” sözü milletin uyanması için yeterli olmamıştır. Çünkü AK Parti teşkilatları zaaf yaşamışlardır. Teşkilatların elbette kendilerince haklı sebepleri olabilir. Ama gün sebep arama günü değildir.
İnanın konu AK Parti'nin başarısızlığı konusu da değildir. Biz bu çırpınışları Rahmetli Menderes ve Özal dönemlerinde çok gördük. Bu gün yapılan Cumhurbaşkanımız sayın R.Tayyip ERDOĞAN’ in yıpratılmasına ve susturulmasına yönelik bir harekettir. Demokrasi konusunda bu ülke iki aslan liderini bunlara kurban vermiş, üçüncüsü olmaması için gece gündüz çalışma günüdür. Sevgili okurlarım 1 KASIM seçimleri bu açıdan çok önemlidir. Dikkat edin bir lider var ki 2023 ve 2071 yıllarını kendisine hedef seçiyor, bir başkası sadece 4 yıl yetki istiyor. Ülkenin talan edilmesi için bir yıl bile uzunca bir süredir unutmayalım.
Saygılarımla.