Zindan'dan üstada mektup!
Ufuk Turhan
- 2665
Necip Fazıl'ın yolundan gittiklerini iddia edenlerin bazılarına ithaf....
Necip Fazıl Kısakürek'in meşhur mısraları bugün nasıl algılanıyor?
Önce orijinali hatırlayalım.
Nasıldı?
Hah şöyle:
"Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes ! Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es"
Peki ya bugün ne hale dönüştü?
İşte tam da böyle:
"Altımda Mercedes; ey kahbe rüzgar, artık ne yandan esersen es!"
Bu dönüşümün, zihni/ideolojik/insani/fikri çöküşün/dönüşümün kısa bir hikayesini yazmak istesem nereden başlarım bilemem.
Fazla söze ne hacet.
İşte zihnimden ilk dökülen satırlar:
Biz böyle olmamalıydık!
Altına Mercedes'i alan, bir bina diken, bir kayyumluk, bir kariyer, bir mevki ve maaşı kapan unuttu bizi üstadım.
Çok kavruk bir nesilmişiz üstadım, hatta senin "kavruk nesil" diye üstüne inşaa etmeye çalıştığın nesil çifte kavrulmuş.
İhaleyi alan, parayı çalan, derin devletin kucağında bizi burada çürümeye bıraktı üstadım.
Derin dediysem; şöyle böyle değil ha! "İşkenceci at hırsızları" bunların yanında zemzem suyuyla yıkanmış sanırsın.
Küçük bir turizm şirketi kurandan, binlerce insanı yöneten bürokratına kadar aynı karakterdeler üstadım. Daha doğrusu karakterleri yok. Senin şiirini teoriden pratiğe "Altımda Mercedes, ey kahpe rüzgar nereden esersen es"! şeklinde değiştirmişler.
Dava falan hak getire. Kağıda tapan, ondan başka otorite tanımayan bu nesli uyarmak bile gelmiyor içimden artık üstadım.
650 arkadaş 5475 gündür tutsağız üstadım. Bu günlerin 4665'i bunların onayıyla geçti.
Bunlar bizi 4665 gündür esir tutuyor üstadım.
