Tecavüzcüsüyle evlendirilen kadınlar...

Bu bir doğu kültürüdür. Tıpkı, çocuk gelinler de olduğu gibi. Dayanakları da Hazreti Nebi ile Ayşe'nin evliliğini gösterirler. Bu kılıf evrile evrile bugünlere kadar geldi. Bundan sonra da acılar ve gözyaşlarıyla bir kartopu gibi büyüyecek.

Oysa, Muazzez Peygamber, hayatının en dinamik, en diri, en istekli yirmi beş yılını Hazreti Hatice ile “tek evli” olarak geçirdi. Hazreti Hatice’nin ahirete irtihaliyle büyük Nebi 3 yıl bekar yaşadı.

Kaynaklar, Ayşe 9 dokuz yaşındayken Nebi ile evlendiğini yazar. Ne Ortadoğu'daki regl yaşını bilirler -ki hala bu vardır-  ne de gerçekten bir rivayetler okumasıyla doğru düzgün analiz yapılır. Regl yaşı, eğer 9 yaşında ise, bu regl başlangıcından bu yana geçen süredir. Yani yaklaşık bu 20 yaştır. Gelgelelim ki çocuk gelinler hala var ve ne yazık ki Doğu ve Güneydoğu'da oldukça yaygındır. Bu konuyu, bahsi diğer olarak başka bir yazıda detaylandırırız.

Esas mevzumuz, tecavüzcüsüyle evlenmek zorunda bırakılan kadınlardır. Yaygın bir gelenektir, bu coğrafyada. Tabii Doğu ve Güneydoğu'da daha da yaygındır. Tecavüzcüsüyle evlendirilen bir kadının ruhi depresyonunu hiç düşündünüz mü? Bir ömrü nefret ettiği bir insanla geçmesini hayal ettiniz mi? Zorla kendisine sahip olan bir adamla nikah yoluyla bir ömür geçirmesine mecbur olmak ne demektir? 

İsterseniz bir empati yapın. Tecavüzcüsüyle evlendirilen bir kadın, hayatının zehir olduğunu bilerek bir ömür tüketecek. Çocukları olacak. Sevmek yerine mecbur olduğunu hiç aklından çıkarmayacak. 

Böyle bir zulüme onay veren ve hatta zorlayan töreye lanet olsun. Nasıl bir akıl tutulması ve cehalettir ki bu kötü gelenek sürdürülüyor. Bu bir ömür boyu kadına yönelik taciz ve şiddettir.

İslami öğreti ve literatürüne monte edilen bu yanlışlıkları fırsata dönüştüren sefil ahlak anlayışı, insanlığı irtifaya sürüklüyor. Açıkçası bu gerçeklerden utanıyorum.