Stop Erdoğan

Newyork'un 42. Caddesi’nde bir iş merkezinin tepesine "Stop Erdoğan" reklamı verilmiş. Yani Dur/Durdurun Erdoğan’ı demek istiyorlar.

Altında, "Türkiye Sessizleri" diye bir ibare yer almış. Türkiye'de böyle bir oluşum var mı bilmiyorum. Türkiye sessizleri diye bir algoritma, yeni bir algı kampanyası olarak gözüküyor. ABD'deki Newyork çok özel bir şehirdir. Dünyanın finans merkezi Newyork'tur. Kartel, tröst ve modern tefecilerin iş tuttuğu bir şehirdir Newyork. Aklıma elbette FETÖ geliyor.

Bu hareketler ve taktiksel algı aforizmaları tam da FETÖ'nün tezgahını hatırlatıyor. Türkiye'de son yıllık FETÖ evrimleşmesi ve zamanın ruhuna uygun reflekslerine baktığımızda böyle bir sonuca gidiyorum.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD'nin bir derdi var. Küresel güç olarak tanımladığımız Büyük Britanya başta olmak üzere Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Danimarka gibi ülkelerin siyaset hafızalarında hem Türkiye hem de Erdoğan diye ciddi sorunları vardır.

"Stop Erdoğan" ifadesiyle devasa ışıklı bilbord asanların nasıl bir psikolojik sorun yaşadıklarını anlamaya çalışıyorum. Türkiye'yi ona buna şikayet kültürü HDP ile CHP'nin bir alışkanlığı olmuştur, bunu da anlamaya çalışıyorum. Normal demokratik seçimlerle iktidar olma ihtimali olmayan partilerin seçenek gördükleri darbe gibi ülkemizin çöplüğüne atılmış, yolunun da kapanmış olması mıdır, bu arkadaşların ABD'den medet ummaları...

Her ne ise de Erdoğan'ı iktidardan uzaklaştırmanın yolu bu değil. Artık Türkiye'de, kartel medyasının ve iş dünyasının dış güçlerle iş birliğiyle iktidar indirilemiyor. Rota bellidir, eğer Başkan Erdoğan'ın karşısında 19 yıllık  iktidarında hala alternatif olamadıysan, al eline mendili de haline ağla.

Bu “Stop Erdoğan” aforizmasının etkin cevabını yine halk verecektir. Kimse südünü yere sağmasın. Kimse karanlıkta göz kırpmasın. Kimse önce ateş edip, sonra nişan almasın. Türk Milleti her şeyin farkındadır. Cem Karaca'nın dediği gibi, ne biz Gülhane Parkındayız, ne de ceviz ağacıyız...