PKK da HDP'nin kapatılmasına şaşırıyor mu?

Öyle bir yalanın, utanmazlığın, bu ülkede yaşayan insanların aklıyla oynamanın, şehitlerimizi umursamayışlarının, Diyarbakır annelerine karşı merhametsizliğin, ihaneti her seferinde itiraf edip pişkinliğn dibini bulmanın tiyatrosunu izliyoruz.

HDP eş Başkanı Mithat Sancar'ın açıklamasını izleyince, acaba dedim terör örgütü PKK da HDP'nin kapatılmasına şaşırıyor mu? Mithat Sancar, "HDP'nin kapatılması MHP mutfağında hazırlandı, sarayın hukukçuları tarafından son şekli verildi, Yargıtay Başsavcısının önüne konuldu" diyor. 

Mithat Sancar bir profesördür. Böyle bir akıl tutulmasına uğramasına, Türk milletinin gözünün içine baka baka aleni yalanı söyleyebilmesi, savcıların özel bir çabayla delil toplamasına gerek olmadığını bilmemesi, kendisi de dahil, HDP yöneticilerinin her birinin PKK'nın siyasi lejyoneri olduğu gerçeğini bilmiyormuş gibi yapması, akıl sağlığı bakımından önemli göstergelerdir. 

83 milyon vatandaşımız ellerindeki akıllı telefonlarıyla HDP-PKK ilişkisi başlığını yazıp arama butonuna bastıklarında, mesela Pervin Buldan'ın meydan konuşmasında Kandil'deki Karayılan başta olmak üzere isimler sayıp selam gönderdiğini, şuan içerde yatan Selahattin Demirtaş'ın "Aponun heykelini dikeceğiz deyip, dağdaki teröristlere saygılar sunduğunu, eski kadın eş bakanının arkasını PYD, YPG ve PKK'ya dayadığını, Sırrı Sakık'ın CHP'ye seslenerek, "Mustafa Kemal'in askerleri değil generalleri olsanız ne yazar it sürüleri" dediği videolar sosyal mecrada hala dolaşımdadır. 

Sırrı Sakık'ın bu çirkin ifadesinden dolayı CHP'de ne oldu? Bir gazeteci arkadaşımın çok güzel bir tespiti var. Diyor ki, "CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP tabanıyla HDP'yi barıştırdı." 
Gerçekten de öyle. HDP barajı aşsın diye CHP tabanının oy vermesi söylendi. Sonra her iki partinin tavanında yazısız taahhütler belirlendi. Dikkat ederseniz CHP ve HDP yöneticileri, meclisteki açıklamalarında birbirine karşı çok özenli bir dil kullanıyor. 

Katolik yeminiyle "Başkan Erdoğan" düşmanı olan bir kesim var ki teatral yaratıcılıkları komedi piyesine dönüşmüş. Söyleyeyim, şimdi bir aşı karşıtı güruh var, "Tayyib'in aşısını vurunmam" diyor. Bu kesimin biraz mürekkep yalamışları daha önce, "Bak halkımıza aşı tedarik edemiyorlar" diyordu. Şu anda, aşı vurma yaşı 25'e kadar indi. Bırakın alkışlamalarından vazgeçtim, bunu takdir eden var mı? Elbette milletin çoğu farkında ama sözüm bu yeminli taifeye. 

Tekrar dönelim konumuza. HDP'nin kapatılması için özel bir gayretle delil toplamaya gerek yok. Demokrasi elden gidiyor diye yırtınanlar, İspanya ve Büyük Britanya'ya baksınlar. Yakın zamanda İskoçya'da referanduma gidildi. Büyük Britanya'dan ayrılıp-ayrılmayacağı soruldu. Cevap ne oldu? Yüzde 60 dolayında "ayrılmayalım" sonucu çıktı.

Bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye'de ekonomik sıkıntı yaşıyor. Pandemi, bütün dünyanın ekonomik çarkını kırdı. Bu bahsi diğerdir. Ancak, bu ülke bölünürse, emperyalist emeller başarılı olursa, ne yaşayacağımız din kalır, ne aidiyet hassasiyetiniz ne de insanlık onurunuz kalır. PKK terör örgütü ve iltisakı açıkça bilinen siyasal uzantısı HDP elbette kapatılmalıdır. PKK terör örgütünde son bir kişi kalana kadar yok edilmelidir. Amasız fakatsız, bu terör örgütünün sempatizanları dahi kamu kuruluşlarından derhal atılmalıdır. 

MHP lideri Dr. Devlet Bahçeli, yine önemli bir sorunun çözümü için önderlik etmiştir. Türkiye'nin beka sorunu PKK ve FETÖ'dür. Birde bunlara payanda olan "Kullanışlı aptallar" diye nitelendireceğimiz, vatan,  bayrak ve moral değerlerimize mesafeli, maskeli müptezellerdir.