Kaplan'ın intikamı

Habertürk TV'nin canlı yayınında deprem yaşandı adeta. Programı Hülya Hökenek sunuyordu ve konuklarından birisi de İsmail Saymaz'dı. 

Programda gazeteci yazar Hilal Kaplan'ın ismi geçince, Hökenek cevap hakkı için Kaplan'ın telefonla katılabileceğini söyledi. Tabii, şu sıralar Hülya Hökenek keşke kibarlık etmeseydim, keşke kendime demokrat süsü verip de en bilinen pelikancı Hilal Kaplan'ı programa davet etmeseydim diyordur. 

Belli ki Kaplan, elinde otomatik ağır bir silah ve yetecek kadar da mühimmatla Habertürk'ün canlı yayın programına telefonla katıldı. Daha ilk on saniyesinde tetik düşürmeye başladı. Önce Hökenek'in orada bulunmasının bedelini Fatih Altaylı ile birlikte PKK elebaşısı Abdullah Öcalan ile yaptıkları röportajla ödediğini, Altaylı ile Hökenek'in ne yaman FETÖ'cü olduğunu, etnik milliyetçiliklerini, kanalın tepe yöneticilerinin bir çoğunun FETÖ'cü olarak tutuklandığını saydırdı. Bitmedi, programdaki İsmal Saymaz'ın da nasıl bir FETÖ kriptosu olduğunu dran dran söyledi. 

Herkes şoktaydı. Gafil yakalanmışlardı. Pelikancı ve Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan'ın intikamı acı oldu. Çünkü, zaman zaman Fatih Altaylı'nın Hilal Kaplan'a ima ve dokundurmalarda bulunuyordu. İsmail Saymaz ve Hülya Hökenek pürtelaş içerisinde Kaplan'ı canlı yayından aldıktan sonra cevapları ise suya tirit kıvamındaydı. Hökenek'ın "İtibar suikastı yapıldı" sözü, inanmadığını söylüyor intibasını uyandırıyordu. Saymaz'ın delirmiş gibi peşpeşe seslendirdiği ithamları pek inandırıcı değildi. 

İsmail Saymaz, sırtını CHP'ye yaslamış bir gazetecidir. Son çalıştığı gazete hangisidir bilmiyorum ama birkaç yıldır işsiz ama ekonomik kazanımların yerinde olduğunu görüyoruz. Fatih Altaylı ise, yayıncılık ve algı programlarının rotasını yüzde birlik parti liderlerlerine çevirdiğini biliyoruz. Buna gizli muhaliflik de diyebilirsiniz. Yani, civanımert duruş yerine, omurgalı ve sahici gazetecilik yapmak yerine kaçak güreşmeyi tercih ediyorlar. Tıpkı, mahallenin korkak çocukları, bir duvar arkasına saklanıp taş atıp kaçması gibidir. 

Hülasa, matbuat taifesinde yandaşlık sadece iktidar için geçerli değildir. CHP'nin yandaş gazetecileri, iktidarınkinden az değildir. Üstelik, öyle bir öfke ve hırs ile doludur ki, kendilerini tezvirat memuru olarak görürler.