BM KARARI VE FİLİSTİN MESELESİ
İbrahim Dilmaç
- 1679
Türkiye ve Yemen’in BM genel kuruluna getirdiği ve ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirten karar tasarısı 128 oyla kabul edilmesi BM tarihine geçecek önemde bir karardır.
ABD ile birlikte İsrail ve 7 muz cumhuriyetinin ret oyu verdiği 35 ülkenin çekimser kaldığı tasarı medeni dünyanın ABD ve İsrail eşkıyalığına ve kovboyluğuna başkaldırı niteliğindedir.
Ben burada İslam dünyasındaki İslamcı hareketler ile özellikle Türkiye’deki İslamcı hareketin Filistin ve Kudüs meselesini ele alış tarzına göndermelerde bulunmak istiyorum.
İslamcılar öteden beri meseleyi din meselesi ve din savaşı şeklinde yorumluyorlar. İsrail ve ABD’nin evanjelik ve neocon zihniyetine sahip radikal dincileri de meseleye yanı bizim İslamcılar gibi bakıyorlar. Onlar da bu meseleyi mistik ve ezoterik bir din meselesi ve medeniyetler çatışması olarak görüyorlar.
Ancak Türkiye’nin öncülüğünde BM’ye getirilen tasarıya olumlu oy veren 128 ülkenin kaçı Müslüman ülkedir! İslam İşbirliği Teşkilatına üye ülke sayısı 57 dir. Bu ülkelerden Türkmenistan tarafsız ülke statüsü nedeniyle oylamaya katılmamıştır. Bosna Hersek çekimser kalmıştır. Demek ki en fazla 55 İslam ülkesi tasarı lehine oy vermiştir. Kalan 73 ülke halkı Müslüman değildir.
Dünyanın ABD dışında ki en büyük ülkeleri İngiltere, Fransa, Almanya, Çin, Rusya ve Japonya gibi ülkeler Türkiye ile birlikte Filistin halkının yanında saf tutmuştur.
73 ülkenin içinde Katolik ülkeler, Çin gibi resmi olarak dinsiz-ateist ülkeler, Rusya, Sırbistan, Yunanistan gibi Ortodoks ülkeler ile Japonya gibi putperest ülkeler yer almaktadır.
Bir bakıma putperest ülkeler, dinsiz ülkeler ve Hristiyan dünyasının büyük çoğunluğu Müslüman Filistin halkının ve yönetiminin yanında yer almıştır.
Buda gösteriyor ki Filistin meselesi bir ümmet meselesi değil bir insanlık meselesidir! Ümmetçilerin ve İslamcıların ileri sürdüğü argümanlar ile dünya devletlerinden bu kadar büyük bir ölçüde destek alınabilirmiydi? Asla alınamazdı.
O halde bu meseleyi devletler düzeyinde romantik ümmetçilik/İslamcılık hayalleri ve söylemleri ile savunmadan vaz geçilmelidir. Bu söylemler en çok Filistin davasına zarar verecektir. Eğer Filistin yönetimi laik El Fetih yönetiminden oluşmasaydı da Hamas’tan oluşsaydı BM’de asla bu sonuç alınamazdı! İslamcı duygularla hareket edenleri rasyonel düşünmeye davet ediyorum. İslam dünyasının hele hele İslamcı ideolojinin gücü tasarıya olumlu oy veren 73 Müslüman olmayan ülkelerin gücü ile kıyaslanamaz bile. Ne yazık ki tüm İslam dünyasının ekonomik gücü sadece Fransa kadar bile değildir! Batı’nın liberal demokrasi ideolojisinin arkasında muazzam bir üretim ekonomisi ve bilim vardır! Türkiye, Malezya, Endonezya gibi İslam ülkeleri dışındaki tüm İslam dünyasının arkasında ise doğalgaz ve petrol gibi hammadde kaynakları dışında hiçbir üretim ve bilim yoktur!
Bir AB yada Çin ve Japonya nispetinde üretim, bilimsel gelişme potansiyeliniz oluşmadan İslamcı ideolojiniz ile dünyaya ait hiçbir sorunu çözemezsiniz! BM oylaması bunu tayit etmiştir.
İslam dünyasının ABD ve İsrail emperyalizmine ve meydan okumasına karşın putperest, dinsiz veya Hristiyan müttefiklere ihtiyacı vardır. Bunu sağlamanın yolu laik, akılcı bir anlayışla mümkündür.