Cemal İncesoyluer

Şimdi, 'Milli Mutabakat Hükümeti' vakti!

Cemal İncesoyluer

  • 1234

 

Yenikapı’daki 81 İl’in meydanlarını dolduran milyonların mesajını iyi okumak zorundayız. Herkes ideolojisini, siyasi mantalitesini ve dünya görüşünü nadasa bırakıp, bu zor süreçte “Mevzubahis olan vatan ise, gerisi teferruattır” sözünü ete kemiğe büründürmesi gerekiyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, MHP Lideri Devlet Bahçeli ile CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yenikapı’daki konuşmalarını dinlediniz. O meydana koşan 5 milyon insan, birlik ve beraberlik amacı için oradaydı.

40 yıllık bir tehlikeden, ülkenin bütün damarlarına sirayet etmiş bir kanser yapısından söz ediyoruz. Bu yapının, bu Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) bir çırpıda konumlandıkları kamu kurum ve iş dünyasının kalbinden söküp atmak kolay değil. 359 generalin 150’sini TSK bünyesinden attık ama, alttan gelenlerin FETÖ’cü olup-olmadığını bilmiyoruz.

Tehlike geçmiş değil.

Dile kolay, FETÖ’nün 40 yıllık sinsi çöreklenme projesi olduğu için, devletin bütün kurumlarına sızmış. 17/25 Aralık darbe girişimiyle, net olarak bir terör örgütü olduğu ortaya çıktı. Gel gör ki, geç kalınmıştı. Çünkü, bu tarihten 15 Temmuz’a kadar geçen 3 yıl içerisinde de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dışında ciddi ve etkin bir mücadeleye şahit olmadık.

7 Haziran 2015 tarihinden önce, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, bir terör örgütü nitelemesine “Buna kargalar bile güler” cümlesini kuruyorlardı. Böylesine at izi it izine karıştığı bir durumda 15 Temmuz darbe girişimi değil, Türkiye’yi işgal etme ve derin bir kaotik ortam için düğmeye basıldı. Bu bir ülkeyi parçalama, peşkeş çekme ve üst akıl’a teslim etme hareketiydi. O nedenle kanlı eylem olarak planlandı.

Halkın gözü korkutulacaktı. Doğu ve Güneydoğu’da “özerklik ya da bağımsızlık” için PKK/PYD hazır bekliyordu. İngiltere’de hazırlanan proje, stratejik eylem planı olarak ABD-CIA tarafından şekillendirilip, İsrail-MOSSAD ve FETÖ’nün ortaklığıyla hayata geçirilecekti.

15 Temmuz, halkın şanlı direnişi ve kıyamıyla, plan uygulanamadı. Kaos için gerekli girişimler ve acımasız terör eylemleri yapılmasına rağmen, Türk Milletinin tankların topların, helikopterlerin uçakların, bombaların mermilerin karşısında duracağı ve direneceği öngörülmemişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dik duruşu, Binali Yıldırım, Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun darbe ve terörist eylemlere karşı net tavır sergilemesi de beklenmiyordu. Türkiye’yi işgal etmek ve derin kaos ortamı çıkarmak isteyen koalisyon ile buna halkla birlikte direnen bileşkeler arasındaki mücadelenin galibi, Türkiye’nin birlik ve beraberliği oldu.

Bundan sonra, en azından bir yıl bir süre için, “Milli Mutabakat Hükümeti” projesinin enine boyuna düşünülmesi gerekiyor. 15 Temmuz’dan bu yana meydanlarda omuz omuza nöbet tutan Ak Partililer, MHP’liler, CHP’liler ve diğer siyasi partiler, devlet katarının yeniden rayına konulması için ortak akılla ülke yönetimine katkıda bulunmaları, FETÖ ve işbirlikçi dış güçlerin motivasyonunu bozar.

Nasıl ki, bir sözüyle 79 milyonluk Türkiye’yi meydanlara koşturan Cumhurun Başkanı Erdoğan, parti harsını bir kenara koyup, AK Parti, MHP ve CHP’den oluşan “Milli Mutabakat Hükümeti” için öncülük etmelidir. Bu bir tarihi sorumluluktur.

Binali Yıldırım’ın Başbakanlığında, Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Yardımcılığı ile oluşturulacak hükümet omurgasında; mesela İçişleri ve Milli Eğitim Bakanlıklarının MHP’ye, AB ve Dışişleri Bakanlığının da CHP uhdesine verilmesiyle, stratejik bir onarım ve devletin yeniden yapılandırılması hükümeti, milletimize büyük umut verecektir.

15 Temmuz’da şer bir girişim, hayra evrilmiştir. 79 milyon, kardeşliklerini yeniden hatırlayıp kucaklaştılar. Tabanda böylesine bir gönül mutabakatı varken, ülke yönetiminde de farklılıkların bir zenginlik ve yeniden ülkenin inşası fırsatı olabilir. Siyasilerimiz bunu mutlaka değerlendirmelidir.

Türk Milletinin bu şanlı direnişini, isteseler-istemeseler de tarihi kayıtlara girmiştir. Allah milletimizi, bayrağımızı ve vatanımızı korusun.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları