Muhsin Başkan…
Cemal İncesoyluer
- 57263
Hayatımda iki Yazıcıoğlu var ve çok önemli.
Birisi, merhum efsane vali Recep Yazıcıoğlu, diğeri de merhum Muhsin Yazıcoğlu…
Vali Recep Yazıcıoğlu ile 1985-1989 yıllarında “basın müşaviri” olarak çalıştım.
Muhsin Başkanla ise, Başkent televizyonunda iki kez program yaptım. 1994’de yapılan yerel seçimlerde de, BBP’denSarıyer Belediye Başkanlığı için meclis üyesi adayıydım.
1994 yılında BBP’den belediye meclisi üyesi adayıyken, hem Vakit gazetesinde köşe yazıyor, hem de Cuma dergisinin genel yayın yönetmeniydim.
Muhsin Başkan, bu ülkenin vicdanı, yiğitliğin sembolü bir insandı.
Ölümünün 6. Yıldönümündeyiz. Kayıtlara helikopter kazası olarak geçti.
Kazayla ilgili henüz karanlık perdeler kalkmış değil.
Faili meçhul cinayete kurban gittiği, “üst akıl” tarafından bir komplonun tezgahlandığı kuşkusu, herkesin içini bir kurt gibi kemiriyor.
Efsane vali Recep Yazıcıoğlu ile Muhsin Başkan’ın öyle bir kader benzerliği var ki; bu ülkenin “düşman portföyü”, salt dışarıdan değil, içerden de muazzam bir yapı oluşturduğunu anlıyoruz.
25 Mart 2009 yılında, tarihe “helikopter kazası” şeklinde kayıtlara geçen bu elim olay, dış güçler avutmasından öte, iç güçlerin komplosu savını daha akılcı buluyorum.
Muhsin Başkan, bir dava adamıydı. Ülkücüydü. Yiğit bir liderdi.
Gazeteler ölüm yıldönümü nedeniyle özel bir şeyler yaptılar mı, bilmiyorum. Fakat, Tokat Haber böylesi bir şahsiyeti yeniden hatırlamayı bir görev bildi.
Bugün partisinde “Muhsin Başkan fikri ve tavrı” hakimolmasa da, O artık tüm Türkiye’nin yeri doldurulmaz kaybıdır. BBP mirası görünürdür belki, ancak, Muhsin Başkan sevgisi herkesin yüreğinde taht kurmuştur.
Gazeteci Köksal Akpınar'ın Muhsin Yazıcıoğlu'nun şüpheli ölümünü anlattığı Kanlı Çukur kitabı çıktı. Kitaptaki çarpıcı bölüm: '"Devlet Denetleme Kurulu helikopterin düştüğü ve cenazelerin bulunduğu güne kadar geçen 3 günlük süredeki dezenformasyonu gözler önüne serdi. 'Kanlı Çukur'daDDK'nın raporladığı bu bilgileri kamuoyu ile paylaşmak gerekiyordu. DDK'nın bu çalışması sayesinde bilgi kirliliğinin olayın olduğu ilk andan itibaren başladığını anlayabiliyoruz."
Kitapta, Yazıcıoğlu'nun Ocak 2009 yaptığı Almanya ziyaretinde Türkiye'ye dönmemesi yönünde uyarı aldığı belirtiliyor. Muhsin Yazıcıoğlu'nun 25 Mart 2009'da yanındaki 5 kişiyle birlikte hayatını kaybettiği esrarengiz helikopter kazası, olayın üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen tartışılmaya devam ediyor. Gazeteci Köksal Akpınar'ın "Kanlı Çukur/Muhsin Yazıcıoğlu Suikastının Perde Arkası" adlı kitabı bu olaya yeni belge ve bilgilerle ışık tutuyor.
Muhsin Yazıcıoğlu gibi bir lider, bu ülkeye nadir gelir.
12 Eylül darbesinde en çok işkence gören ve o zindan günlerinde sol-sağ çatışmasının aslında bir tezgah olduğunu anlayarak, kendisiyle yapılan bir çok röportajda da dile getiren Muhsin Başkan, önce MHP’de aktif siyasete başlamış, ardından da BBP’yi kurarak yoluna devam etmişti.
Ülkenin bir çok vesayet kıskacında olduğunu ilk fark eden bir insandı Muhsin Başkan.
Refahyol hükümetini şartsız desteklerken de, ülke gerçeklerine uygun davranmıştı.
Desteklediği hükümet için kendisine bakanlık teklif edilmesine rağmen, bunu elinin tersiyle geri çevirmiş ve hiçbir makam-mansıp talebi olmadan hükümeti desteklemişti.
Ve işkence gördüğü zindanlarda yazdığı şiirlerden en önemlisi olan “Üşüyorum” mısraları, hem yürek sızlatan, hem de dönemsel anlatım bakımından çok önemlidir. İşte, Muhsin Başkanın o şiiri:
ÜŞÜYORUM
Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi, süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum..