İndira Gandi Che Guevara…
Cemal İncesoyluer
- 1379
Sadece Gandi demek yetmez, aynı zamanda bereli CheGuevara da demek iktiza eder.
Ki, Yılmaz Özdil birader bu mevzuyu derinlemesine yazdı, köşesinde.
CHP’nin 35. Olağan Kurultayı da yapıldı, çok şükür. Kaç olağanüstü kongre yaptı, şu an hesaplayamadım. Çok demokratik, çok lider sultası olmayan tek parti, insan haklarına çok saygılı ve özgürlükten yana bir siyasi oluşum olmasından dolayı, CHP’deki kurultaylar, MHP’deki “hayırlar” bitmez.
İleri demokrasi diye örneklendirilen ülkelerin hiçbirisinde 6 kez seçim kaybetmiş bir lider o partinin başında bulunmaz, aday olsa bile seçilmez.
Ama bizim CHP bütün bu teamüllerden ve siyasi etikten münezzehtir.
Cumhuriyeti kuran bir parti olmasından kaynaklanan, “Milli Şef” kavramını demokratik (!) hayatımıza kazandıran CHP müktesebatında cumhuriyet var olmasına vardır da, “demokrasi” konusunda kurumsal bir mesafe içerisindedir.
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın gittiği, mevcut genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nda geldiği mahut “kaset olayı”, CHP’nin şanlı tarihinde önemli yer tutar.
2009 yerel seçimiyle başlayan “Kılıçdaroğluserüveni”, bugüne kadar bütün seçimleri kaybeden bir lider olarak tarihe geçmeyi hak etti.
İlk çıkışında, “Gandi Kılıçdaroğlu” dendi…
Nedense bu tutmadı. Merhum Ecevit’in kasketini takıp, ikinci kurultayını yaptı. CHP’liler oy vermeseler de Ecevit’i sevdikleri için, Kılıçdaroğlu niyetine başına taktığı Ecevit’in kasketine verilen oylarla yeniden genel başkan seçildi.
Yılbaşı kutlamaları için bazen Kadıköy’e, bazen de Nişantaşındaki şenliklere katıldı.
Bu şenliklerde Che Guevara’nın beresini takmasına bir anlam verilmese de, varsıl vatandaşlarımız elit olmak adına televizyonlarda gördüğü yazar-ressam tipolojisine benzeterek, bu iyidir denilip, sonra gelen kurultay da bir kez daha genel başkan seçildi.
Ancak, 2011 genel seçimlerini kaybetmesi iyi olmadı.
Keşke, yüzde 30 oranında oy almazsam istifa ederim demeseydi. Çünkü, Kılıçdaroğlu yüzde 26 oy oranını ancak alabildi. Gayet tabii ki, Kılıçdaroğlu istifa etmedi.
Dedi ama, sorun bakalım niye dedi?
2010 referandumunda oy kullanamadı, son 6 yıl içerisinde 6 seçim kaybetti yine de istikrarlı olarak bütün seçimli kurultaylarda genel başkan seçildi. Hele “Çatı Adayı” komedyasındaki ağır yenilgisi, parti de bir esnemeye dahi sebep olmadı. Biraz Muharrem İnce höt höt etti, o kadar.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Dersimli Kemal” olması için biraz vakit gerekiyordu. Adına kerahat vakti de diyebilirsiniz. İşte o vakit geldi ve artık Kılıçdaroğlu“Dersimli Kemal” olduğunu dosta-düşmana karşı ilan etti. Bu ilanını en çokta Sezgin Tanrıkulu alkışlamıştı.
Dersimli Kemal olarak girdiği 7 Haziran seçimlerinde CHP yüzde 25, 1 Kasım seçimlerinde de yüzde 25.1 oy aldı.
Alevi partisi olma yolunda önemli merhaleler aldı. Hem Kürt, hem de Aleviydi. Her ne kadar CHP tarihinde Alevilerle ilgili tek bir adım atılmamış olsa da, Kılıçdaroğlu’nun kökeni Aleviler için referans olarak yetiyordu. Alevilerin dergahları, cemevleri CHP döneminde yasayla kapatılmış olsa da, dert değildi.
AK Parti’nin “Alevi Açılımı” başta olmak üzere, partilerinin acil eylem planında “Cemevlerinin” devlet tarafından tanınmasına ilişkin yer verilmesine rağmen, yine de CHP’nin tercih edilmesi ilginçti.
Şimdi “Yeni Karaoğlan” Kılıçdaroğlu, adeta makine ayarlarına geri dönerek, 35. CHP Olağan Kongresinde aslına dönüp, cumhurbaşkanına saydırıp duruyor.
Oysa, Cumhurbaşkanı Erdoğan halkın yüzde 52 oyunu aldı, buna karşın kurumsal yapı olarak CHP’nin oyu yüzde 25’dir. Yani, iki katından daha fazla bir oy olarak cumhurbaşkanı olan zatın yarısı dahi etmezken, ağzından çıkanı kulağı duymuyor.
CHP’nin sözcüsü Haluk Koç “Akademisyenlerin Bildirisi” ne tepki gösterip karşı çıkarken, aynı partinin genel başkan yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise, noktasına virgülüne imza atacak kadar, bu aşağılık bildiriye destek verdiğini açıkladı.
Peki, Dersimli Kemal ne yaptı?
Akademisyenler haklı dedi… Sonra ama diye ekledi: Bildirinin içerisindeki bazı ifadelere katılmıyorum…
Yani, Koç tepki göstermekte haklı ama Tanrıkulu’dadesteklemekte haksız değil demeye getirdi.
Rahmetli Erbakan, bu tür ikircilikli kişilere “renksiz”derdi.
O hesap işte. Kemal Kılıçdaroğlu tekrar CHP Genel Başkanlığına seçildi.
Tekrar seçimler kaybedilecek, yeni kurultaylar payidar kalacaktır…