Yasin Börü'nün babası: Demirtaş ve Kışanak'tan şikayetçiyim
DİYARBAKIR'da, Kobani'ye destek için geçen yıl 6-7 Ekim tarihlerinde düzenlenen sokak gösterilerinde Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) üyesi Yasin Börü ile 3 arkadaşının öldürülmesiyle ilgili dava Ankara'da görülmeye başlandı. baba Fikri Börü, 'Kurban eti dağıtan çocuğumu aşağı attılar, yaktılar, yetmedi arabayla üzerinden geçtiler, Demirtaş ve Kışanak'tan şikayetçiyim' dedi.
Diyarbakır'da 6-7 Ekim'de gerçekleştirilen izinsiz gösterilerde Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz'un öldürülmesine ilişkin davada, müşteki olarak dinlenen Börü'nün babası Fikri Börü, "Çocuklarımız 6-7 Ekim olaylarında Kurban Bayramı eti dağıtıyordu. 'Onlar IŞİD'li' diye bizim çocuklara saldırdılar. Çocuklarımızı evde dövüp, aşağı attılar, yakmaya kalktılar, yetmedi arabayla üzerilerinden geçtiler. Devlet kimin yaptığını daha iyi biliyor, şikayetçiyiz" dedi.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanıklar suçsuz olduklarını savundu.
Müştekilerden Fikri Börü, öldürülen Yasin Börü'nin babası olduğunu belirterek, "Çocuklarımız 6-7 Ekim olaylarında Kurban Bayramı eti dağıtıyordu. 'Onlar IŞİD'li' diye bizim çocuklara saldırdılar. Çocuklarımızı evde dövüp, aşağı attılar, yakmaya kalktılar, yetmedi arabayla üzerilerinden geçtiler. Devlet kimin yaptığını daha iyi biliyor, şikayetçiyiz. Kim çocuğumu o hale sokmuş ise. Özellikle HDP yetkililerinden Selahattin Demirtaş, Gülten Kışanak'tan şikayetçiyim. Onlar karar alarak çocukları sokağa döktüler. Sizin de çocuğuz var? Ben çocuğumu iki gün aradım. Morgda ayağında bir ben vardı oradan tanıdım. İyi bir adalet istiyorum. Şikayetçiyim" diye konuştu.
Maktullerden Hasan Gökguz'un babası Mehmet Gökguz, sanıkların tamamından şikayetçi olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Hepsinden şikayetçiyim. Olay saat 06.00'da oldu. Oğlum bana telefon açtı. Uğur 5 sene dağda kalmış. Oğluma sıkan kendisidir. Zübeyde Zümrüt, Gültan Kışanak, Selahattin Demirtaş'tan davacıyım, kim suçluysa, azmettiriciyse. Onlar sokağa çıkın demeseydi, bu olaylar olmazdı. Şimdi niye çıkmıyorlar? İki yetim benim boynumdadır. Ben 60 yaşında bir adamım. Bu yetimlere nasıl bakacağım?"
Müştekilerden Nihat Güneş, olaylarda hayatını kaybeden Riyat Güneş'in kardeşi olduğunu belirterek, "Aklım almıyor, ne yaptık da bu kadar vahşeti yaptılar? HDP yöneticilerinden şikayetçi olduk. Ama hiçbirinin ismi zikredilmemiş. Şikayetçiyim. Diyarbakır'da hiç bir esnaf dükkan açmazken bunlar dışarı çıkıp esnaftan alışveriş yapıyor, ekmek, sigara alıyor" ifadesini kullandı.
Maktullerden Ahmet Dakak'ın babası Öztekin Dakak, şöyle konuştu:
"Komşunun etini dağıtmak için çıktılar. Benim çocuğum belki onların ailesine götürüyordu eti. Bunlar çocuklarımızın elinden eti aldılar, öldürdüler. Bunlar planlı şekilde. Ben, ekmek bulamadım. Aç kalarak çocuğumun cesedini görmeye gittim. Her gün televizyondan o kılıcı kaldırarak vuranları izledim. O kılıcın kalktığı indiği anı unutamıyorum. Bir sırtlan, aslan avını boğar, sonra parçalar. Erkekseler 'ben yaptım' derler. Şikayetçiyim. HDP'li yöneticilerinden şikayetçiyim Selahattin Demirtaş ile Gülten Kışanak’tan şikayetçiyim."
Bazı müşteki avukatları, HDP yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Cumhuriyet savcısı, sanıkların olay günü başkaları ve birbiriyle yaptıkları görüşmelere ilişkin HTS kayıtlarının istenerek, Jandarma Kriminal Laboratuvarına gönderilmesini talep etti.
Olaya ilişkin dosyadaki görüntülerin kriminal incelemeye gönderilmesini ve bir dahaki celse gizli tanıkların dinlenmesini isteyen savcı, "olayın azmettiricisi siyasetçiler hakkında ek iddianame tanzim edilmesi talebini, mevcut kanunda ek iddianame konusunun düzenlenmediği ve bu konuda soruşturma yapma yetkisi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığında olduğu" gerekçeleriyle reddi talebinde bulundu.
Bazı tutuksuz sanıkların tutuklanması taleplerinin reddini isteyen savcı, tutuklu sanıklar Sedat Çoban, Abdulvahap Turan, Rıdvan Baş ve Burhan Dicle'nin, adli kontrol şartıyla tahliyelerini istedi.
Duruşmaya ara verildi.