• Haberler
  • Gündem
  • Türkiye - Avrupa Birliği ilişkileri tüm hızıyla devam...

Türkiye - Avrupa Birliği ilişkileri tüm hızıyla devam...

Türkiye-Avrupa Birliği AB Siyasi Diyalog Toplantısı Ankara'da gerçekleştirildi. Görüşmenin ardından taraflar ortak basın toplantısı düzenledi. AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Federica Mogherini, yapılan görüşmelerde mutabakata varıldığını belirtti

  • 703

Türkiye - Avrupa Birliği (AB) Siyasi Diyalog Toplantısı Ankara'da gerçekleştirildi.


Ankara Palas'ta düzenlenen toplantıya Türkiye'yi temsilen Avrupa Birliği Bakanı (AB) ve Başmüzakereci Volkan Bozkır ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB heyeti adına da, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile AB Komisyonu'nun Genişleme Müzakereleri ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Johannes Hahn katıldı.

Görüşmenin ardından taraflar ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantı sonrası ilk açıklamayı AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherin'in açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle: yaptı. Mogherin açıklamasında PKK'nın terör faliyetlerini kınadıklarını ve barış sürecine dönülmesi gerektiğini söyledi. Mogherin ardından AB ve Başmüzakereci Volkan Bozkıraçıklama yapıyor. Bozkır'ın açıklamsından öne çıkan başlıklar şöyle:

Ortak çalışma takvimimiz bakımında sonuç odaklı çalışmak istediğimizi ortaya koyduk. Katılım müzakerelerinin canlandırılması ve fasılların yeniden açılması görüştüğümüz önemli konulardandı.

Türkiye-AB ilişkilerini tüm boyutlarıyla görüştük. Fasılların açılmasının önemini görüştük. Türkiye'nin siyasi reformlarını da ele aldık. Terörle mücadele konusunu da ele aldık. Bu konuda dünyaya örnek teşkil eden bir ülke konumundadır Türkiye.

Hükümetin öncelikli konusu reformların ortaya konulmasıdır. Türkiye üç önemli terör örgütüyle aynı anda mücadele etmektedir. Bunu yaparken de vatandaşların yaşam hakkında titizlikle sahip çıkmaktadır.

Bakan Bozkır'ın ardından AB Komisyonu'nun Genişleme Müzakereleri ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Johannes Hahn açıklama yaptı. Hahn'ın açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle:

Sığınmacı akışını yönetirken ivmeyi sabit tutmak zorundayız. AB ve Türkiye'nin aldığı önlemlere bakıyoruz. Türkiye'ye anlamlı bir destek vermek ve bunu uygulamak önemli vize konusunda da ilerleme kaydetmek gerekiyor.

Burada vurgulamam gereken konulardan bir tanesi biz çok fazla faslın açılması ile ilgileniyoruz dün ilk anlamda yorumları aldık iki fasılla ilgili bu AB'nin uyguladığı metodoloji şu konuda net olmakta fayda var adım adım ileri gitmek istiyoruz. Bu konular bizim için temel ve gözden çıkarılamayacak alanlar.

Johannes Hahn'ın açıklamasının ardından yetkililer basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Çavuşoğlu, YPG'nin katılı nedeniyle Cenevre toplantısının ertelendiği ve Başika sorusuna şu yanıtı verdi.

Cenevre'de başlayacak rejim ve muhalefet arasındaki müzakerelerin biran önce başlamasında fayda var. Şuanda rejim güçlerinin saldırıları sonucunda çok sayıda insan ölüyor kesin çözüm siyasi çözümdür. Şimdi rejim de kendi heyetini belirledi. Muhalefeti sulandırmaya yönelik çabalar var biz ve muhalefet buna karşı. YPG'yi bu sürece dahil etmek isteyenler var. Suriye'de kontrol ettiği alan bakımından YPG önemli ise DEAŞ gibi örgütlerde bir bölüm toprağı kontrol ediyor. Bizim tutumumuz nettir. terör örgütlerinin muhalefet içinde yer almaması gerek. Riyad'daki muhalefet kendi aralarında rejim ve terör örgütü temsilcilerini görmek istemiyor.

Başika ile ilgili konuya gelecek olursak bizim amacımız Irak'ın DAEŞ ile olan mücadelesine destek vermektir. Son zamanlarda yapılan saldırılara yönelik ilave tedbirler aldık. Irak bizim için önemli bir ülke ve toprak bütünlüğü bizim için önemli. DAEŞ Irak topraklarının yüzde 30'unu kontrol altında tutuyor bu kısımlar nasıl kurtarılacak. Başika'da biz sadece Arapları değil DAEŞ'e karşı mücadele edecek tüm unsurları eğitiyoruz.

 

MOGHERİNİ'NİN AÇIKLAMALARI

 

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Türkiye-AB Siyasi Diyalog Toplantısı sonrasındaki basın toplantısında, bölgesel, küresel ve yerel bazda karşılaştıkları sorunların çözümü için AB ve Türkiye arasında daha güçlü işbirliğine ihtiyaç olduğunu söyledi.

Suriyeli sığınmacılara ilişkin eylem planının tamamen uygulanmasını istediklerinin altını çizen Mogherini, "Bunu uygulamak Türkiye’ye daha iyi destek vermek anlamına geliyor" dedi.

Suriye’de bir geçiş sürecinin önemine dikkati çeken Mogherini, sözlerine şöyle devam etti: 

"Çünkü, Suriye halkının ülkelerinde daha iyi bir durumla karşı karşıya olmasını talep ediyoruz. Bu yüzden Avrupa Birliği'nin gerek insani yardım alanında ve gerekse güven ortamının oluşması için yaptığı çalışmalar çok sayıda Suriyeli'nin hayatını kurtarmak açısından kritik bir rol oynayacak. Bütün bunlar bölgede DAEŞ'i yenmenin en önemli aracı olacak. Uluslararası aktörler, Suriye'deki tarafların birliğiyle kapsayıcı geçişin olmasını ve DAEŞ ve El Nusra’ya karşı bir ilerleme sağlanmasını istiyor."

Irak'ta DAEŞ'e karşı askeri operasyonlar sürmeli

Toplantıda Irak konusunda da kapsayıcı bir yaklaşım olması gerektiğini söylediklerini belirten Mogherini, geçiş sürecinde DAEŞ’e karşı askeri operasyonların sürmesini ve bu sürece özellikle Sünni toplumu ve Hristiyanların da dahil olmasını umduklarını söyledi.

Güneydoğu'daki gelişmelerin de toplantıda ele alındığını söyleyen Mogherini, "Hemen bir ateşkesi ve geçtiğimiz yıllarda başlatılan barış sürecine dönüşü destekliyoruz. Barış süreci Türk makamlarının son derece cesur vizyonuyla başlatılmıştı. Ülkenizde barış ve istikrarın sağlanabilmesi için barış süreci hala tek çözüm" şeklinde konuştu. 

Mogherini bölgedeki pozitif gelişmeleri de görüştüklerini anlatarak, "Umut ediyorum, Kıbrıs sorununun çözümünü de bu pozitif gelişmelerin içerisinde göreceğiz. Bu konuda hepimizin ortak çıkarları var. Her iki tarafın da Kıbrıs’ta bir çözüm istediğini düşünüyoruz" dedi.

"Türkiye terörle mücadele konusunda dünyaya örnek"

AB Bakanı Volkan Bozkır ise gelecek 4 yılın Türkiye açısından reformlar konusunda çok önemli bir fırsat sunduğunu vurguladı.

Toplantıda Türkiye’deki terörle mücadele konusunu da ele aldıklarını söyleyen Bozkır, "Türkiye, aynı anda 3 terör örgütü ile aynı anda mücadele eden ve bu konuda dünyaya örnek olan bir ülke konumundadır. Bunu yaparken de vatandaşlarımızın başta yaşam hakkı olmak üzere her hakkına da titizlikle sahip çıkan bir ülkedir” diye konuştu.

"Türkiye'nin yaptıkları çok önemli" 

Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu AB Komiseri Johannes Hahn da "AB ve Türkiye arasındaki ilişkileri iyileştirebilmek için çok güzel bir ivme yakaladık, çok güzel beyanlarda bulunduk. Şimdi bu ivmeyi gerçekleştirebilmek için üstümüze düşeni yapmalıyız" dedi.

 

ÇAVUŞOĞLU'NUN AÇIKLAMASI

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cenevre toplantısına ilişkin, "YPG gibi terör örgütlerinin de muhalefetin içinde yer almasını istemek bu süreci akamete uğratmaktır" dedi.

Çavuşoğlu, Ankara Palas’ta düzenlenen "Türkiye - Avrupa Birliği Bakanlar Düzeyinde Siyasi Diyalog Toplantısı"nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

Bakan Çavuşoğlu, Cenevre’de yapılacak Suriye toplantısının ertelenmesine ilişkin bir soruya karşılık, ülkede rejim ve muhalefet arasındaki müzakerelerin bir an evvel başlamasında fayda olduğunu dile getirdi. Şu anda rejim güçlerinin İran ve havadan da Rusya’nın desteğiyle sivillere yönelik saldırılarının ölümlere sebep olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, Suriye’de kesin çözümün siyasi çözüm olduğunu yineledi. 

Riyad’da muhalefetin toplantı ve müzakere heyetini belirlediğini söyleyen Çavuşoğlu, "Bu süreçte bazı ülkelerin muhalefeti sulandırmaya yönelik çabaları var. Biz buna karşıyız. Özellikle YPG gibi terör örgütlerinin de muhalefetin içinde yer almasını istemek bu süreci akamete uğratmaktır. Bunun son derece tehlikeli olduğunu söylememiz lazım” diye konuştu.

"Terör örgütleri ile ılımlı muhalefet arasındaki ayrımı çok iyi yapmak lazım"

Çavuşoğlu, şunları söyledi: 

“Şu anda Riyad’daki muhalefet, YPG ve rejim yanlısı sözde muhalefetin kendi içlerinde olmasını istemiyor. Zaten rejimin kuklası olan diğer önerilen isimler çok istiyorlarsa rejim tarafından heyete katılabilirler. YPG için de bu geçerli. Suriye’de kontrol ettiği alan bakımında YPG önemliyse, o zaman DAEŞ de bir terör örgütüdür; o da Suriye topraklarının yüzde 40’ını kontrol ediyor. El Nusra da belli bir bölümünü kontrol ediyor. Dolayısıyla terör örgütleri ile ılımlı muhalefet arasındaki ayrımı çok iyi yapmak lazım. Bu konuda bizim tutumumuz son derece nettir. Dolayısıyla terör örgütlerinin müzakere heyetinin içinde olmaması gerekiyor. Birleşmiş Milletler ve temsilcileri arazideki her grupla istediği zaman görüşebilir, biz bu konuda kimseye bir şey dikte edemeyiz. Ama şu bir gerçek ki Riyad’daki muhalefet kendi arasında terör örgütlerini ve rejimin sözde muhalefet güçlerini görmek istemiyor. O nedenle görüş ayrılıkları var ama tüm ülkelerin bir an evvel Suriye'de ateşkesin sağlanması ve siyasi müzakerelerle çözüm için üzerine düşen görevi yapması gerekiyor."

"29 Kasım'da yapılan zirve, ilişkilerin canlandırılması için yeni bir başlangıç oldu"

Geçen yıl 29 Kasım'da yapılan zirvenin, ilişkilerin canlandırılması için yeni bir başlangıcın ilk adımı olduğunu belirten Çavuşoğlu, zirvede işbirliğini güçlendirmek için düzenli görüş alışverişini sağlama ihtiyacını tespit ettiklerini ve bu amaçla üst düzey diyalog kararlarının artırılması ve yılda iki kez zirve düzenlenmesi konusunda mutabık kalındığını hatırlattı. Bu toplantının da zirveye hazırlık mahiyeti taşıdığını ifade eden Çavuşoğlu, zirve öncesi bu formatta yeniden bir araya geleceklerini anlattı.

Bakan Çavuşoğlu, toplantıda müzakere sürecinin yanı sıra güncel ve bölgesel konuları ele aldıklarını vurguladı.

Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Bugün karşı karşıya kaldığımız sınamalar Türkiye ile AB arasında daha düzenli ve eşgüdümlü bir işbirliği sağlanmasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Suriye krizinin bölge ülkeleri ve AB için yarattığı sorunların üstesinden ancak birlikte gelebiliriz. Terörle mücadelede etkin işbirliği dayanışma olmadan başarı sağlamamız mümkün olabilir mi? Düzensiz göçün yarattığı dalgalanmaları ancak birlikte çözebiliriz. Enerji güvenliği hem Türkiye ve hem de AB için aynı düzeyde önem arz eden bir başka konu. Türkiye ve AB’nin tüm bu meseleleri daha somut şekilde çözebilmesi için bugün kapsamlı ve faydalı bir görüş alışverişi gerçekleştirdik. Ortak gündemimizde önemli bir yere sahip olan göç eylem planının her iki tarafça uygulaması konusunu da ele aldık. Türkiye bu yöndeki çalışmalarını titizlikle sürdürüyor."

Ekim ayından itibaren Türk vatandaşlarının Schengen bölgesinde vizesiz seyahat edebilmesi için her iki tarafın da sonuç odaklı bir anlayış içinde sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, “Tüm alanlarda vatandaşlarımızın ve AB vatandaşları arasındaki etkileşimin hızla artmasını sağlayacak. Böylelikle kamuoyundaki ön yargıların aşılmasına yönelik büyük bir adım atmış ve üyelik sürecinin önündeki bir engelin aşılması gerçekleşmiş olacak” diye konuştu.

"Türkiye’nin tüm amacı Irak’ın DAEŞ ile mücadelesine destek vermek"

Bakan Çavuşoğlu, Başika konusunda ABD ile Türkiye'nin yeni inisiyatifler geliştireceği yönündeki açıklamaların hatırlatılması üzerine, Türkiye’nin tüm amacının Irak’ın DAEŞ ile mücadelesine destek vermek olduğunun altını çizdi. Çavuşoğlu, Başika’da Musul Ulusal Muhafızlarının eğitilmesinin amacının da bu olduğunu söyledi.

Irak’ın toprak bütünlüğünün Türkiye ve bölgenin istikrarı için önemli olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "DAEŞ ülke topraklarının yüzde 30'unu kontrol etmiş. Bundan nasıl kurtulacağız. Biden ile de buradaki güçlerimizi nasıl birleştirebileceğimiz üzerine konuştuk” dedi.

 

 

Bakmadan Geçme