Muhsin Yazıcoğlu suikastini kim örtbas etti? FETÖ? İktidar? Bürokrasi?
Ülkücü fikir ve siyaset adamı Alperenlerin ağabeyi, Büyük Birlik Partisi (BBP) Yüksük İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Hakkı Öznur, Muhsin Yazıcıoğlu suikastinin üzerinin siyasi iktidar, FETÖ ve bürokrasi işbirliği ile kapatıldığını öne sürerek şok suçlamalarda bulundu.
Ülkücü fikir ve siyaset adamı Alperenlerin ağabeyi, Büyük Birlik Partisi (BBP) Yüksük İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Hakkı Öznur, "Alperenler dağlarda iken Binali Yıldırım oy avcılığı yapıyordu. Hükümet ve Binali Yıldırım kaza dedi milletimiz ise suikast” ifadesini kullandı. Öznur, Yazıcıoğlu suikastinin üzerinin FETÖ, siyasi iktidar ve bürokrasi eliyle üzerinin kapatıldığını öne sürdü.
Öznur, Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının helikopterlerinin düşmesi sonucu ölümüyle ilgili davada çıkan "takipsizlik" kararına da isyan etti.
Hakkı Öznur, hükümetin referandum kampanyasını da eleştirirken Erdoğan'ın, Alparslan Türkeş'in mezarını ziyaret etmesinden BBP'nin "evet" beyanında bulunmasına kadar birçok konuya değindi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım'ın 1 Nisan'da partisinin Van İl Başkanlığı tarafından düzenlenen toplu açılış töreninde "Biz aynı ezgilerle yürek tellerimize dokunan Ahmet Kaya ve Şivan Perver’iz" ifadesini kullanmasına da tepki gösterdi Öznur...
ORTADOĞU'NUN SİYASİ FAHİŞELERİ BARZANİ, TALABANİ....
Hakkı Öznur’un açıklamalarının tam metni:
"Alperenlerin iradesine kimse ipotek koyamaz Alperenler, Saray’a, Balgat’a bakarak değil, kendi inandıkları ülkülerine ilkelerine çizgilerine ve ölçülerine göre hareket ederler ve buna göre tercihlerini yaparlar. Ülkücüler inandıkları uğruna şehit düştükleri, büyük bedeller ödedikleri hak davalarının ve yüce ülkülerinin peşinde koşarlar.
Alperenler, Ortadoğu’nun siyasi fahişeleri olan Barzani’ye, Talabani’ye, ve PKK terör örgütü militanlarına ağıtlar yakan, devlet, millet, Cumhuriyet düşmanı Şivan denen alçağa methiyeler düzen kirli ve karanlık zihniyetle aynı safta asla olmaz.
İlkesi ve omurgası olmayan makyavelist AKP hükümeti ne zaman ülke gündeminde önemli gelişmeler olursa hemen şehit liderimiz Muhsin Başkan’ın ismini anıyor, onu ve Alperen kadroları kendi oportünist çıkarlarına alet etmeye çalışıyor."
ERDOĞAN'IN TÜRKEŞ'İN MEZARINI ZİYARET ETMESİ ÜLKÜCÜLERİ ETKİLER Mİ?
"Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım Başta olmak üzere bütün AKP takımı 16 Nisanda “Evet” çıkarmak için şimdi meydan meydan dolaşıp Alperenlere, Ülkücülere her gün “Evet” mesajları gönderiyorlar.
“Muhsin Başkanın ve Başbuğ’un hayallerini gerçeğe dönüştürüyoruz” deseniz de Muhsin Yazıcıoğlu’nun ve Alparslan Türkeş’in kabirlerini ziyaret etseniz de bunun “Evet” oylarına bir etkisi olmaz.
Ülkücüler “ırkçı/faşist, mafya bozuntusu, kafatasçı, kandan beslenenler”, gibi hakaret edenler “Fatiha okumayı bile bilmezler” diyenler şimdi utanmadan “Evet” için methiyeler düzüyorlar. Bu samimiyetsiz tavırların, iki yüzlü yaklaşımların referandum ile ilgili olduğunu aziz milletimiz çok iyi biliyor."
VAN'DA BARZANİCİ VE ŞİVANCI; ANKARA, YOZGAT VE ZONGULDAKTA MİLLİYETÇİ...
"Saray ve AKP tutuşmuş durumda. Alperenleri, ülkücüleri algı operasyonları ile “Evet” e kanalize etmeye çalışıyorlar. Bir dedikleri bir dediklerini tutmuyor. Diyarbakır’da, Van’da Barzanici, Şivancı oluyorlar Ankara’da, Yozgat’ta, Zonguldak’ta Milliyetçi oluyorlar.
Hiç bir alperen, ülkücü; küresel iblislerin maşası, terör örgütü PKK’ya açıktan destek veren, bölücü örgütlerin konserlerinde teröristbaşına selam gönderen, PKK’lı canilere övgüler dizen Batı emperyalizminin korumasında olan, “Türklük” düşmanlarını övenlerle aynı tarafta olmaz. Türk milletinin direnç merkezi olan Ülkücü hareket Oslocularla, Çözüm Süreci denen ihanet sürecinin mimarlarıyla terörle müzakere edenlerle aynı yerde, aynı safta olmaz."
“HELİKOPTER DAĞA ÇARPTI DÜŞTÜ NE DİYE ARAŞTIRIYORSUNUZ KAPATIN GİTSİN” DEDİLER
"Liderimiz Muhsin Başkan ve dava arkadaşlarımızın şehit düştüğü olaya Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım, Beşir Atalay vb. yine askeri ve sivil yetkililer “kaza” demişler, dosyayla ilgilenmemişlerdir. 8 yıl oldu: Şehit liderimizin soruşturmasında Saray ve AKP hükümeti tek laf etmişler mi ? Muhsin Yazıcıoğlu dosyasını gündeme getirmişler mi? Hayır!
Muhsin Yazıcıoğlu dosyasının kapatılması, konuşulmaması için elinden gelenleri 8 yıldır yapanlar, Muhsin Yazıcıoğlu soruşturmasına engel olanlar, takipsizlik kararı verdirenler, “kaza” diyenler, “kazadan kaza çıkarmayın” diyenler, “ bu davanın peşini bırakın kaza ile düştü ne uğraşıyorsunuz”, “helikopter Dağa çarptı öldüler ne peşine düşüyorsunuz” “Ne karıştırıyorsunuz ? Gitti dağa çarptı. Bırakın bu olayla ilgilenmeyin.” diyenler şimdi de utanmadan, arlanmadan şehit liderimiz Muhsin Başkanı istismar etmeye devam ediyorlar."
DEVLET BİR GÜN LAZIM OLDU, O GÜN YANINDA YOKTU
"Enkazı devlet değil millet buldu. Devlet bir gün lazım oldu o gün de yanında yoktu. Keş Dağlarında devlet yoktu, hükümet yoktu. Muhsin Yazıcıoğlu’nun Türkiye’nin geleceği ve teminatı olarak Alperen evlatları ve dava arkadaşları vardı.
Dönemin Ulaştırma Bakanı Binali, Alperenler Keş Dağlarındayken sen Erzincan’da seçim çalışması yapmıyor muydun?
Devletin, hükümetin dağlarda yalnız bıraktığı Muhsin başkan ve dava arkadaşlarımızı bulmak için Anadolu’nun ve Avrupa’nın dört bir yanından binlerce insan kötü hava şartlarına rağmen Keş Dağları’na koştu, arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Binali Yıldırım ve bürokratları ise bölgeye bile gitmediler.
24 Ocak 2011’de DDK rapor açıkladı. DDK raporunda olayla ilgili şüpheler, ihmal ve kusurlar ortaya kondu. Liderimizin ve dava arkadaşlarımızın ölümleri şüpheli bulundu.
Binali Yıldırım'ın başında olduğu Ulaştırma Bakanlığı düzmece bir rapor hazırlayarak “kaza” dedi. Pilotaj hatası dedi. “Ölümcül” olay için “küçük kaza” dedi."
FETÖ DE BU İŞİN İÇİNDE
"Binali Yıldırım Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla kurulan ve devletin en yetkili denetleme organlarından DDK’yı yok saymış ve rapordan da çok ciddi rahatsız olmuştur. DDK raporunda Sivil Havacılık Kurumu başta olmak üzere Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı diğer ilgili kurumların ihmal ve kusurları, tek tek sıralanmış ve belgelerde tahribat yaptıkları ve sahte evrak düzenledikleri de devam eden soruşturmalarda ortaya çıkmıştır.
Rapor yayınlandıktan bir hafta sonra 31 Ocak 2011 tarihinde Ankara’da “kazadan kaza çıkarmayın” ve “DDK hangi uzmanlık marifetiyle böyle bir yargıya varıyor” gibi DDK raporunu hafife alan, dalga geçen absürt açıklamalar yapmıştır.
DDK “şüpheler var” diyor ve ardından eski Cumhurbaşkanı Gül “şüphelerim var” açıklaması yapıyor. Binali Yıldırım ise sanki havacılık uzmanıymış, sanki helikopter pilotu sanki helikopter teknikeriymiş gibi sanki DDK müfettişi, sanki bilirkişiymiş gibi milletimizi derinden üzen üzerine vazife olmayan tuhaf açıklamalar yapmıştır.
Elim olayın ardından tam 8 yıl geçti. Bu süreçte, 1 Cumhurbaşkanı değişti, 2 Başbakan değişti, çok sayıda bakan çok sayıda savcı hâkim emniyet müdürü değişti. TSK’nın başından 4 komutan geldi geçti. 4 Hava Kuvvetleri komutanı geldi geçti, ama olayla ilgili ne sivil bürokraside ne TSK’da doğru dürüst bir araştırma, bir soruşturma yapılmadı. DDK vb. kurumlar neden üzerine daha fazla gitmediler hangi güç ve odaklar dosyanın üzerine gidilmesini engelledi.
Siyasal iktidar da FETÖ mensupları da bu işin içindedir. Davanın karartılmasına çalışmışlardır.15 Temmuz kalkışmasında yer alan FETÖ mensubu bazı üniformalı teröristler 132 şüphelinin arasındaydı. Asker ve sivil karışımı şüpheliler 2011 yılında gözaltına alınıp tutuklanmış daha sonra jet hızıyla serbest bırakılmıştır.
İmralı canisi ile Barzani ve Şivan Perver haini ile kanka olanlar, terör üssü Kandil’e ve Oslo’ya uçak kaldıranlar şehit liderimizin ve dava arkadaşlarımızın şahadeti ile sonuçlanan hadisenin karartılmasına çalışmışlardır. Muhsin Başkan ve dava arkadaşlarının şehit düştüğü olay halen tozlu raflarda durmakta."
AKP HÜKÜMETİ SUÇLULARI VE ŞÜPHELİLERİ TERFİ ETTİRMİŞTİR
"15 Temmuz kalkışmasında yer alan üniformalı teröristlerle, liderimizin ve dava arkadaşlarımızın şehit düştüğü olayla ilgili 8 yıldır dosyayı kapatmaya, karartmaya çalışanlar zihniyet olarak birbirlerinden farklı değildir. Her iki karanlık zihniyette ülkemize, milletimize, demokrasiye, devletimize ihanet etmiştir.
Şaibeli ve karanlık Reza Zerrab için dünyayı ayağa kaldırdılar. Muhsin Başkan ve dava arkadaşlarımız için 8 yıldır hiç bir şey yapmadılar. “Olayın aydınlatılması namus borcumuz.” dediler. Olayın üzerine gitmediler orada kaldılar. Gitmek ve çözmek istemediler.
Yayınlanan DDK raporuna ve daha sonra ortaya çıkan belgelere rağmen olayla ilgili adı geçen askeri ve sivil kurumlar ve bürokratlar korundu, kollandı. Anlaşılıyor ki, devlet içinde de siyasal iktidar içinde de işbirlikçiler çeteler, hainler var.
Hükümet elim olay olduğunda bölgede görev yapan ihmalleri ve kusurları bulunan, bilgi kirliliğine yol açan, arama kurtarma ile uğraşmayan, hiçbir şey yapmayan bürokratları ödüllendirmiştir. Subaylar, valiler, emniyet müdürleri vb. bürokratlar AKP hükümeti tarafından terfi ettirilmiştir. Hükümet suçluları korumuştur. Elim olayda ihmalleri, kasıtları, suçları olanlar himaye edilmiş ve ödüllendirilmişlerdir."
“BBP DİYE BİR PARTİ ÇIKMIŞ” ALPERENLERE ÜLKÜCÜLERE HAKARET EDENLERİ UNUTMADIK NOT ETTİK
"Yiğit Alperenler şunları unutmadı:
22 Şubat 2014’te Sivas mitingi öncesi meydanda asılı Muhsin Yazıcıoğlu pankartını indiren AKP’lilerdi. İmralı canisinin, Barzani, Talabani hainlerinin resimlerinden rahatsız olmayan terör örgütü ile görüşmelerde “postacılık” yapan (...) “Apo itinin” resimlerini çektirten onları, PKK medyasına servis eden, bölücülerin afişlerinden rahatsız olmayan PKK açılımına açıkça destek veren AKP hükümeti 2014 mahalli seçimlerinde şehit liderimizin meydanlarda asılan resminden rahatsız olmuş güvenlik güçlerine indirtmiştir.
23 Mart 2014 günü Keçiören'deki mitingde "BBP diye bir parti çıkmış" diyen Recep Tayyip Erdoğan…
29 Mart 2009 seçimlerinde BBP nin kazandığı Sivas seçimleri için “yol kazası” diyen Erdoğan’dı.
17 Temmuz 2014 günü Tekirdağ mitinginde “BBP parti olsa ne olur “ diyen partimizi hedef alan açıklamaları yapan “Evet”’çi Erdoğan...
BBP tarihini, geleneğini, misyonunu bilmeyen ve çarpıtmaya kalkan, algı operasyonlarına kalkışan hesap adamlarının, yalan ve dolanlarla dolu açıklamalarını milletimiz ve camiamız unutmayacak."