Independent: Türkiye artık Erdoğan'ın devleti

İngiliz Independent gazetesinin tecrübeli Orta Doğu muhabiri Patrick Cockburn bugünkü yazısında, 'İster beğenin, ister beğenmeyin Türkiye artık Erdoğan'ın devleti' görüşünü dile getirdi

  • 870

 

Cockburn'e göre AKP'nin büyük zaferi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kamuoyunu şekilendirmedeki başarısını gösteriyor.

Halen Türkiye'de bulunan Independent muhabiri Cockburn haberine, AKP'lilerin İstanbul'da, beklenmedik derecede büyük seçim zaferlerini orta sınıfın bohem bölgesi Cihangir'de bile kutladıklarını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine sloganlar attıklarını yazarak başlıyor.

"İslamcı popülist AKP'ye muhalif laik Türklerin morali ise bir o kadar bozuk" diyor Cockburn. Facebook'ta bazı Türklerin, rahatlıkla mülteci statüsü alınabilecek Uruguay ya da Antigua gibi ülkelere gitmekten bahsettiklerini de ekliyor.

Cockburn haberini şöyle sürdürüyor:

"AKP'nin, Meclis'teki çoğunluğunu elde etmesi için sadece 18 sandalye kazanması gerekiyordu. Parti, seçimin de favorisiydi. Zira AKP Türkiye'de, güvenlik güçlerinden yargıya ve medyaya tüm güç odaklarını kontrol ediyor. Partinin başında Başbakan Ahmet Davutoğlu var. Ancak zaferinin mimarı Sayın Erdoğan. Kendisi, siyasi olarak tarafsız bir Cumhurbaşkanı rolü oynamadı. Koalisyon hükümeti kurulmasını da istemedi."

"CHP ve MHP'nin çok sönük liderleri Erdoğan'a yardımcı oldu. HDP de, Türklerin çoğunun 'teröristler' olarak görüp sövdüğü PKK'nın siyasi temsilcileri olarak yansıtılıp şeytanileştirilebildi."

"Sayın Erdoğan, Kürt-Türk karşıtlığını da besledi, PKK'ya karşı askeri operasyonları yeniden başlattı, vatanperverlik kartını açtı. 10 Ekim'de IŞİD'le bağlantılı bir bombalı saldırıda 102 eylemci öldürüldüğünde, cenazelerde 'Katil Erdoğan!' sloganları atılmıştı. Seçmenlere, ki bunlar arasında radikal Türk milliyetçilerinin yanı sıra çok sayıda Kürt de var, korku havası hakim oldu. Seçmenler de istikrarın garantisi olarak tercihini AKP'den yana kullandı."

'AKP aynı zamanda popülist ve milliyetçi'

Independent muhabiri Patrick Cockburn daha sonra AKP'nin sık sık "sağcı ve İslamcı" bir parti olarak yansıtıldığını söylüyor. Bu partinin aynı zamanda popülist ve milliyetçi olduğunun, ülkenin hemen bütümn bölgelerinde desteklendiğinin unutulmaması gerektiğini vurguluyor.

Image copyrightEPA

Laik Türklerin artan İslamileşme nedeniyle kendilerini tehdit altında hissettiklerinden, Kürtlerin ve Alevilerin kendilerini dışlanmış gördüklerinden, Türkiye'de kutuplaşma olduğundan söz ediyor Cockburn.

Independent'taki haber şu satırlarla noktalanıyor:

"Ancak seçim kampanyası sırasında dillendirilen iç savaş tahminleri, abartılı. AKP otoriter olabilir ama bir diktatörlük değil. Muhalefet, seçimleri kaybetti, çünkü yeterince desteğe sahip değildi."

"Seçim sonrası Türkiye'ye yönelik tehditler, temelde Kürtlerle ve Suriye'deki savaşla alakalı. PKK, 1980 ve 1990'lı yıllardan daha güçlü çünkü Suriye'de artık neredeyse bir devleti var. Türkiye için bir diğer tehdit de, seçim kampanya sırasında intihar bombacılarının Türkler ve Kürtler arasındaki gerginliği nasıl kışkırtabileceğini gösteren IŞİD."

"Türk hükümeti hâlâ güvenliği için en büyük tehdidi IŞİD'in mi yoksa PKK'nın mı oluşturduğuna karar vermeye çalışıyor. Türkiye için en büyük tehlike hala Suriye'deki savaş. Zira Suriye'ye yönelik politikaları son derece başarısız oldu. Türkiye, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'dan kurtulmak istedi ancak Esad hala koltuğunda oturuyor. Türkiye, Suriye Kürtlerinin sınırın yarısını kontrol eden fiili bir devlet kurmalarını istemedi. Kürtler ise tam da bunu yaptı. İşte tüm bu nedenlerle, Türkiye'nin yeni hükümeti için en büyük sınav hala Suriye'deki savaş olacak.''

Bakmadan Geçme