Ey sermaye sahipleri teröriste silahı kim veriyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, '1 Kasım adeta bir milat olsun, bir yeniden doğuş olsun. Bu yeniden doğuşta da bu ülkede inşallah bu terörü gelin toprağa gömün diyorum' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütü ve onun siyasi uzantıları tarafından kirli senaryolarla milletin kardeşliğinin tahrip edilmeye çalışıldığını belirterek, "Türkiye'nin dört bir yanında cenazeler defnedilirken, öfkeyle kalkan yumruklar inecek yer ararken inanın bana birileri ellerini ovuşturarak bu sahneleri izliyor. Onlar seviniyorlar. Onlara fırsat vermemek lazım. Sizlere sesleniyorum, önümüzde 1 Kasım, işte bu 1 Kasım adeta bir milat olsun, bir yeniden doğuş olsun. Bu yeniden doğuşta da bu ülkede inşallah bu terörü gelin toprağa gömün diyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Arena Spor Salonu'nda düzenlenen Türkiye Gençlik Kulübü Federasyonu Kongresine katıldı.
Erdoğan, kongrede yaptığı konuşma gençleri selamlayarak, "Tüm şehitlerimizi selamlıyorum. Konuşmamın başında hemen diyorum ki selamların en güzeliyle gelin tüm şehitlerimize birer Fatiha göndererek selamlayalım" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buradan işgale direnen, zulme rıza göstermeyen Filistin'in vakur gençlerini, sabrı katık eden Suriye'nin cefakar gençlerini, zindanlarda çile dolduran Mısır'ın kahraman gençlerini, umut yolculuğuna çıkmış Afrika'nın mağdur ve mağrur gençlerini selamlıyorum. Yurdumuzun dört bir yanında gece-gündüz demeden, eli tetikte nöbet tutan her biri fedakarlık abidesi kahraman Mehmetciklerimizi selamlıyorum. Milletimizin huzuru ve güveni için canını hiçe sayan tüm zorluklara, sıkıntılara rağmen görevini hakkıyla yerine getiren polislerimizi selamlıyorum. Rabbim onlara güç, kudret, cesaret versin" diye konuştu.
Gençlerle bir araya gelmesini sağlayan Türkiye Gençlik Kulübü Federasyonu Başkanı ve ekibine de teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin hayırlara hayırlara vesile olmasını diledi.
"Kendi geleceğimiz için inisiyatif almak durumundayız"
"İçinde bulunduğumuz bölge son derece önemli ve sancılı bir süreçten geçiyor" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sadece bugünümüzün, yakın geleceğimizin değil, önümüzdeki yüzyılın temellerinin atıldığı, şekillendiği, adeta tasarımının yapıldığı bir değişim yaşanıyor. Türkiye olarak bu sürecin öznesi olmak, kendi coğrafyamızda kendi geleceğimiz için inisiyatif almak durumundayız. Kendi hedeflerimiz doğrultusunda hadiselerin gidişatını yönlendirmek mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde tıpkı geçmişte olduğu gibi seyirci koltuğuna oturup çizilecek yeni sınırları izlemek durumunda kalacağız. Bir varlık-yokluk mücadelesi verdiğimizin altını özellikle çizmek istiyorum. Burada varlıktan kastım sadece ülkemizi, yani üzerinde bulunduğumuz toprak parçasını bir bütün olarak muhafaza etmek değildir. Mücadelemizin özünü, bu coğrafyanın ruhunu oluşturan, milletimizi bir arada tutan, vatana anlam katan değerlerimizin tamamı oluşturuyor. Millet olarak birliğimize, beraberliğimize sahip çıkmanın mücadelesini veriyoruz."
"Demokrasi güçlenmesin isteyen siyasetçiler, medya mensupları var'
Türkiye'yi gerici-ilerici, laik-antilaik gibi kamplara bölmek, bu ayrımcılıktan çıkar devşirmek isteyenleri müşahede ettiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Siz değil ama babalarınız, dedeleriniz çok iyi bilir; 1970’lerde birçok ilimizde gençlerin hayatları ideolojik kavgalar uğruna söndü, söndürüldü. O karanlık günlerde birileri, gençlerin heyecanını, iyi niyetini, coşkusunu, fikirlerini, hayallerini istismar etti, kullandı, kendi çirkin emellerine alet etti. Ardından, 1984’ten itibaren ülkemizin doğusunda, güneydoğusunda türetilen bir örgüt aracılığıyla Türkiye terörle, cinayetle tehdit edilmek, milletimiz birbirine düşürülmek istendi. Bugün de güvenlik güçlerimize yönelik alçakça saldırılarla provokasyonlarla tahriklerle ülkemizi karanlığa sürüklemek için her türlü oyunu oynamayı sürdürüyorlar.
Ülkede 'demokrasi güçlenmesin, siyaset çözüm aracı olmasın' diye ellerinden geleni yapan siyasetçiler, medya mensupları olduğunu üzüntüyle görüyoruz. Şimdi soruyorum: Ey sermaye sahipleri, ey medya mensupları yahu bu teröristlerin eline bu silahları kimler veriyor, bunlar bu silahları nereden buluyor? Bu ülkede, benim Mehmetçiğimi şehit edenlere siz ey paralel yapı nasıl alkış tutuyorsunuz, bunun hesabını nasıl vereceksiniz? Şu anda bu paralel yapı, terör örgütüyle iş tutmuş vaziyette, el ele omuz omuza ama şunu bilsinler bu can bu tende olduğu sürece biz bu mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Devletimizi, hükümetimizi, şahsımı hedef alıyorlar, içeride de dışarıda da bizi hedef alıyorlar. Niye? Bunlar bizi hedef aldıklarına göre biz doğru yoldayız."
"Milletim bunun hesabını sormaya hazırlanmalı"
"Bizim bir Rabiamız var, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" şeklinde konuşan Erdoğan, şunları kaydetti:
"(Tek millet) dedik, 78 milyonla biz tek milletiz. 'Tek bayrak' dedik, bizim bayrağımızın rengi belli. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır'. Şimdi birileri çıkmış, iyi saz çalıyormuş, ne diyor, 'Bayrağa saygısızlık yapan mı var' diyor. Yahu bayrakları indirmeye çalışan sizsiniz. Son zamanda akıl verenler sayesinde birkaç yerde Türk bayrağını dalgalandırdınız diye bunu yutacağımızı mı zannediyorsunuz? Teröristlerin cesetlerini kendi bayrağınızla sarıyorsunuz ve orada da onların huzurunda güya cenaze namazı kılıyorsunuz ve bunu da sosyal medyadan her yerle dünyayla paylaşıyorsunuz. Sizin gerçek yüzünüz o. Bunu kimseye yutturamazsınız. Ben diyorum ki milletim bunun hesabını sormaya hazırlanmalı, buna hazır mıyız? Bu çok önemli."
"Silah tüccarları, çeteler kazanırken, gariban Anadolu evlatları kaybetti"
Erdoğan, gençliklerinin kardeşi kardeşe kırdıran zihniyetin oyunlarını takip etmekle geçtiğini, nice trajedilere bizzat şahit olduklarını, nice genç kardeşlerinin, arkadaşlarının sokak aralarında hayatlarının söndüğünü gördüklerini anlatarak, "Önce 'sen sağcısın, sen solcusun' diye kamplara bölünüp birbirleriyle ölümüne kavga ettirilen, sonra da hapishanelerde, işkence odalarında, idam sehpalarında ömürleri heba edilen gençler, evet bizim gençlerimizdi. Bugün, geriye bakınca kimin kazanan kimin kaybeden olduğunu çok daha net görebiliyoruz. Silah tüccarları, çeteler, Türkiye üzerine karanlık tezleri olanlar kazanırken, gariban Anadolu evlatları kaybetti. Oğulları, namluların ucunda, idam sehpalarında ölen analar, yürekleri yanan babalar kaybetti. O günün kazananları ise işte bugün yine sahnede" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarih boyunca milletin evlatlarının arasına nifak sormak isteyenlerin bugün de aynı şekilde nifak sokmak için çalıştıklarını, dün "sağ-sol" çatışmasıyla birbirine düşürülen gençliğin bugün de "Türklük-Kürtlük", "Alevilik-Sünnilik" üzerinden birbirine düşürülmek istendiğine dikkati çekerek, "Dün olduğu gibi bugün de ülkemiz terör sopasıyla hizaya sokulmak, tedip edilmek isteniyor. Terör örgütü ve onun siyasi uzantıları tarafından aynı kirli senaryoyla kadim kardeşliğimiz tahrip edilmeye çalışılıyor. Türkiye'nin dört bir yanında cenazeler defnedilirken, öfkeyle kalkan yumruklar inecek yer ararken, inanın bana, birileri ellerini ovuşturarak bu sahneleri izliyor. Onlar seviniyorlar onlara fırsat vermemek lazım" diye konuştu.
Erdoğan, 78 milyon vatandaşa seslendiğini belirterek, "Önümüzde 1 Kasım... 1 Kasım'da adeta bir milat olsun, bir yeniden doğuş olsun, bu yeniden doğuşla bu ülkede inşallah bu terörü gelin toprağa gömelim diyorum" dedi.
"Gençerlimiz aklıselim ile hareket edip sağduyulu davranmalı"
İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim / Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim / Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım / Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım / Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu..." dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Evet, bu tabloda başta gençlerimiz olmak üzere, hepimizin uyanık olması, aklıselim ile hareket edip sağduyulu davranması gerekir. Oynanan oyunları görmeli, bu oyunlara gelmemek için daima müteyakkız olmalıyız. Bilhassa siz gençler, yani Türkiye Gençlik Kulübü Federasyonunun gençleri, aklıselim sahibi gençler, özellikle sizlere sesleniyorum; ben inanıyorum ki bu ülkede aklıselim sahibi yani tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlete inanmış olan gençlik, hiçbir zaman şiddete başvurmayacaktır ama bu gençlikyan gelip de yatmayacaktır, yeri geldiği zaman tepkisini demokratik ölçüler çerçevesinde gösterecektir. Bu bazen yürüyüş olur, bazen miting olur meydanlarda, aynen bugün olduğu gibi bu tür etkinliklerle bizler düşüncelerimizi ortaya açık, net koyarız."