Baykal tepkilere cevap verdi: Zulüm karşısında susamam
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, YPG hedeflerinin vurulmasına ilişkin açıklamalarına gelen tepkilere yanıt verd
CHP Eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın Suriye'deki etnik ve mezhebi çatışmalarla ilgili CNN Türk'te sarf ettiği sözleriyle ilgili bir yazılı açıklama yayınladı. PKK'nın Suriye kolu YPG'nin top atışlarıyla vurulmasına destek veren ve Azez-Halep hattının açık tutulması gerektiğini söyleyen Baykal, "Halep bir Sünni kentidir. Esad güçlerine, Şii Nusayri güçlerine teslim etmeye yönelik politikayı sorgulamak lazım" demişti. Yazılı açıklamasında bu görüşlerinin arkasında duran Baykal 'Zulüm ve yıkım karşısında susamam... Suriye sorunun bu hale gelmesine kim yol açtıysa onun altında kalsın bize ne deme hakkımız da yoktur. Bizim sorunumuz iktidarla hesaplaşmanın ötesinde Türkiye'ye sahip çıkmaktır. AKP'ye karşı çıkmakla Türkiye ye sahip çıkmak arasındaki ayrımı yapabilmek devlet adamı olmanın gereğidir" dedi.
CHP'de bir yönetim krizi olduğunu da iddia eden Deniz Baykal kendisi ile parti lideri Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki gerçekleştiği iddiası ile ortaya atılan özel sohbetlere de değindi.
Hürriyet gazetesinin haberine göre Kılıçdaroğlu kurmaylarına yaptığı açıklamada Baykal'a yönelik "Tam AKP dış politikada sıkışmışken ortaya çıkıp can simidi olmayı seçti. Başbakan Davutoğlu, grup toplantısında büyük ihtimalle Sayın Baykal’a teşekkür edecek... 1.5 yıl önce bana geldi. Parti yönetiminde rol almak istedi. Şimdi AKP’ye bu destekle geçmişteki hizipçi gündemini ortaya çıkarma çabasını ciddiye alıp muhatap olmayın.' açıklamasında bulunmuştu.
Baykal yazılı açıklamasında şu cümlelere yer verdi:
"Yönetim krizine karşı tepki gerekli olmuştur"
"Parti grup toplantısında ve daha sonra bir televizyon programında yaptığım açıklamalar, parti ve ülke kamuoyunda bir duyarlılık yaratma ihtiyacından kaynaklanmıştır. Eğer yapılan ikili görüşmelerimizde ele alınan konuların söylenen sözlerin gereği yapılabilmiş olsaydı kamuoyuna herhangi bir açıklamak yapmak gerekli olmayabilirdi. Konuşulan konular sohbet mutabakatları düzeyinde kalıp hayata geçirilmeyince partiye yönelik ilgi ve umudun arttırılması ve parti tabanındaki soğuma ve karamsarlığın kırılması için partinin kendisini başkalaştırma girişimlerine ve yönetim krizine karşı tepkisini en azından hissettirmek gerekli olmuştur"
"Dışarıdan müdahale eden yabancı güçler bu krizi daha da artırmaktadırlar"
"Bizim görüşümüz her kimliğin her mezhebin her medeniyetin bu kargaşadan salimen çıkmasını sağlamak olmalıdır. Maalesef kriz öncesine kadar bir arada yasayan insanlar artık birbirlerine ve kendi medeniyetlerine karşı savaş verir hale düşmüşlerdir. Bu manzaraya dur diyecek bir uluslararası otoritenin oluşturulamamış olması utanç vericidir. Nusayri'si Sünni'si, Hristiyan'ı on yıllardır bir arada barış içinde yaşadıkları günleri özler hale gelmişlerdir. Dışarıdan müdahale eden yabancı güçler bu krizi daha da artırmaktadırlar"
"Zulüm ve yıkım karşısında susamam"
Deniz Baykal, "Alevilere yapılan haksızlıklar karşısında 1975'te sesimi yükselttiğim zaman 'Kızılbaşlıkla' itham edilen, 1989'daki 'Kürt Raporu' nedeniyle bölücülükle suçlanıp DGM'ye verilen ve Saraybosna'daki Müslüman Boşnaklara yönelik etnik temizlik ve Müslüman kadınlara yapılan tecavüzler karşısında elindeki yazmalarla koşan, Lice halkına sahip çıkmak için yollara düşen birisiyim. Bugün Ortadoğu'daki medeniyetlerin Halep'iyle, Necef'iyle, Kerbela'sıyla, Erbil'iyle, Kobani'siyle bütün kültürlerin bütün kimliklerin korunmalarını ve barış içinde yaşamalarını istemekten başka hiçbir niyetim olamaz. Zulüm ve yıkım karşısında susamam" diye konuştu.
"Açıklama yapma takdirini sayın Genel Başkan'a bırakıyorum"
"Sayın Genel Başkan ile bu konuları ele aldığımız 3 baş başa görüşmemiz olmuştur. Sonuncusu 26 Aralık 2015 Cumartesi günü gerçekleşmiştir. Saat 19.00'dan 22.30'a kadar 3.5 saat sürmüştür. 7 Kasım 2015te ve daha öncesinde de Sayın Genel Başkan bize kendisini ağırlama şerefini vermiştir. Bu buluşmalarımızda doğal olarak partimizle ilgili sorunlar ayrıntılı bir biçimde konuşulmuştur. Bu konuşmaların içeriğiyle ilgili açıklama yapma takdirini Sayın Genel Başkana bırakıyorum. Parti grup toplantısında ve daha sonra bir televizyon programında yaptığım açıklamalar, parti ve ülke kamuoyunda bir duyarlılık yaratma ihtiyacından kaynaklanmıştır. Eğer yapılan ikili görüşmelerimizde ele alınan konuların söylenen sözlerin gereği yapılabilmiş olsaydı kamuoyuna herhangi bir açıklamak yapmak gerekli olmayabilirdi. Konuşulan konular sohbet mutabakatları düzeyinde kalıp hayata geçirilmeyince partiye yönelik ilgi ve umudun arttırılması ve parti tabanındaki soğuma ve karamsarlığın kırılması için partinin kendisini başkalaştırma girişimlerine ve yönetim krizine karşı tepkisini en azından hissettirmek gerekli olmuştur"
Partideki yönetim zafiyeti...
"Partideki yönetim zafiyetini aşma ihtiyacını hisseden bazı sorumlu ve deneyimli partilerimiz arayışlara girmişler, girişimler yapmışlardır. Bu çerçevede bana da arkadaşlarımız öneriler yapmışlardır. Bu öneriler karsısında benim cevabım bu konuların takdir yetkisinin Sayın Genel Başkan'da olduğudur"
"Terörle mücadelenin başarılı olması ve buna destek olmak hepimizin görevidir"
"Bugün Türkiye, sıra dışı iç ve dış boyutları olan bir tarihsel krizle karşı karşıyadır. Bu sorunların ağırlaşıp bir krize dönüşmesinden 13 yıldır iktidar olan AKP doğrudan sorumludur. Terörü muhatap alıp meşrulaştıran ve terörle müzakere eden AKP bugün birçok yerleşim biriminde terörün ilçelere, mahallelere, sokaklara hatta hanelerin içine kadar hakim olunmasına yol açan bu yanlış politikalar karşısında ne yapalım beter olsun diyecek halimiz yoktur. Terörle mücadelenin başarılı olması ve buna destek olmak hepimizin görevidir. Suriye sorunun bu hale gelmesine kim yol açtıysa onun altında kalsın bize ne deme hakkımız da yoktur. Bizim sorunumuz iktidarla hesaplaşmanın ötesinde Türkiye ye sahip çıkmaktır. AKP'ye karşı çıkmakla Türkiye ye sahip çıkmak arasındaki ayrımı yapabilmek devlet adamı olmanın gereğidir"
Kılıçdaroğlu: Geçmişteki hizipçi gündemini ortaya çıkarma çabası...
Hürriyet gazetesinin iddiasına göre CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kurmaylarına konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştı:
“Tam AKP dış politikada sıkışmışken ortaya çıkıp can simidi olmayı seçti. Başbakan Davutoğlu, grup toplantısında büyük ihtimalle Sayın Baykal’a teşekkür edecek. Türkiye’nin iflas eden dış politikasına bundan büyük destek bulabilir miydi? AKP’nin can simidi olmasının anlamı yoktu. Biz göç sorununun çözülmesi için önerilen tampon bölgeye destek veriyoruz zaten. Avrupa’da Türkiye’nin mülteciler konusunda üzerine düşeni yaptığını söyledim. Ancak iflası ortada AKP dış politikasına nasıl ‘milli’ deyip destek verelim... 1.5 yıl önce bana geldi. Parti yönetiminde rol almak istedi. Onursal Genel Başkanlık gibi konular gündeme geldi. ‘Kurultayda önerge verin, delegeye soralım’ dedim, ama yolu bizim açmamızı bekledi. Şimdi AKP’ye bu destekle geçmişteki hizipçi gündemini ortaya çıkarma çabasını ciddiye alıp muhatap olmayın. Bu tuzağa düşmeyin” yorumu da yaptığı belirtildi."