AYM cinsel suçlarla ilgili flaş iptal kararı
Anayasa Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu'nun 2014 yılında değiştirilen ve cinsel istismarı vücuda organ veya benzer bir cisim sokulması suretiyle yapan şahıslara, mahkemeye takdir yetkisi tanımadan en az 16 yıl hapis cezası verilmesini öngören 103. maddesinin 2. fıkrasını iptal etti.
AYM, söz konusu düzenlemenin, mahkemeye olaya özgü takdir marjı tanımadığı ve onarıcı hukuk kurumları öngörmediği gerekçeleriyle Anayasa'nın 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesine aykırı olduğuna hükmetti
Anayasa Mahkemesi (AYM), 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun çocuklara yönelik cinsel istismarlara verilecek cezayı belirleyen 103. maddesinin 2. fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesine hükmetti.
Türk Ceza Kanunu'nun 18 Haziran 2014 tarihinde değiştirilen söz konusu fıkrası, cinsel istismarın "vücuda organ veya benzer bir cisim sokulması" suretiyle yapıldığının belirlenmesi durumunda bu fiili gerçekleştiren kişilere mahkemeye hiçbir takdir yetkisi tanımadan en az 16 yıl hapis cezası verilmesini öngörüyor.
AYM, söz konusu fıkranın "mahkemeye olaya özgü takdir marjı tanımadığı" ve "onarıcı hukuk kurumları öngörmediği" gerekçeleriyle Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesini ihlal ettiğine karar verdi.
AYM tarafında oy çokluğuyla alınan 12 Kasım tarihli karar Resmi gazete'de yayımlandı. Söz konusu fıkra hakkında verilen iptal hükmü 1 yıl sonra yürürlüğe girecek.
- İptal başvurusunun gerekçesi
AYM'nin iptal kararı, Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yeni getirilen düzenlemenin hukuk devletinde olması gereken adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle suç ve cezaların orantılılığı ilkeleriyle bağdaşmadığı gerekçesiyle yaptığı başvurusu üzerine alındı.
Mahkeme tarafından AYM'ye yapılan başvuruda, kırsal kesimlerde küçük yaşta evliliklerin, şehirlerde ise yaşı küçük çocukların cinsel birlikteliklerinin yaygın olduğu ve çocuk sanıkların, yaşı küçük çocuklarla cinsel ilişkinin ağır yaptırımının bulunduğunu bilmediği belirtildi. Ayrıca, bu konuda bilinçlendirmeye yönelik çalışmaların olmadığı ve çocukların yüksek cezalarla karşılaşmasının vicdanları zedelediği kaydedildi.
Söz konusu kanun maddesinin değişiklik yapılmadan önceki halinde cinsel istismarın vücuda organ veya benzer bir cisim sokulması suretiyle yapılmasına verilen ceza 8 ila 15 yıl olarak belirlenmişti. Maddenin değişiklikten önceki 6. fıkrasındaysa suç sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması bir ağırlaştırıcı neden olarak düzenlenerek, bu suçun 15 yıldan az olamamak üzere cezalandırılması hükmü getirilmişti.
Yeni düzenleme vücuduna zorla bir organ veya cisim sokulan çocukların her durumda beden ve ruh sağlığının bozulduğu kabul edilerek, bu suçun 16 yıldan az olmamak üzere cezalandırılmasını öngörüyor.
Yeni düzenlemenin dayandığı kuralın fiilin farklı yaş gruplarındaki mağdurlara karşı işlenmesi, failin yaşı, mağdurun yaşının ikmali ile birlikteliğin evliliğe dönüştürülmesi gibi her bir somut olayın özellikleri dikkate alınarak ceza tayin edilmesi veya onarıcı adalet kurumunun uygulanmasını ortadan kaldırdığına işaret edilen AYM kararında, bu kuralın bazı durumlarda somut olayın özellikleriyle bağdaşmayacak ve suçla yaptırım arasında bulunması gereken adil dengeyi ortadan kaldıracak ölçüde ağır cezaların verilmesi sonucu ortaya çıkarabilecek bir niteliğe sahip olduğu vurgulandı.
Kararda, "Kural bu haliyle ölçüsüz bir yaptırım öngördüğünden hukuk devleti ilkesine aykırılık taşımaktadır" ifadesi yer aldı.