"Enflasyon oranında faiz haram değil" fetvası olur mu?
İlim adamlarına öyle akla ziyan sorular geliyor ki. İşte 'Enflasyon oranında faiz haram mı değil mi?' sorusu da onlardan biri.
İlahiyatçı Prof. Dr. Hayrettin Karaman, kendisinin 'enflasyon oranında faizi faiz saymadığını ve buna helal dediğini' yazanlara cevap verirken faiz ve enflasyon konusunda merak edilen sorulara da açıklık getirdi.
İşte Hayrettin Karaman'ın o yazısı:
Faiz haram, borcu tam ödemek farzdır
Ey iman edenler! Allah'a isyandan sakının ve gerçekten iman etmiş iseniz faizden kalanı bırakın./ Bunu yapmazsanız Allah ve Resulü tarafından size bir savaş açıldığını bilin. Eğer tövbe ederseniz, haksızlık etmemek ve haksızlığa uğramamak üzere anaparanız sizindir. (Bakara: 278-279).
Bu ayetler faizin haram ve faiz alıp vermenin büyük günah olduğunu açıkça ifade ediyor.
Faizcilikten vazgeçen, bu günaha tövbe edenlere de bir tasfiye yolu gösteriyor: Anaparanızı tam olarak alın, ne fazla alıp haksızlık edin, ne eksik alıp haksızlığa uğrayın!
Anaparayı tam almak günümüz şartlarında ve mevcut para sisteminde enflasyon farkını da almakla gerçekleşir. Bu fark alınmazsa anapara eksik alınmış olur.
Benim, 'enflasyon oranında faizi faiz saymadığım ve helal dediğim' söyleniyor ve yayılıyormuş. Kitaplarımı ve sitemde (www. hayreddinkaraman. net) yer alan yazılarımı okusalar ne dediğimi doğru olarak anlayacaklar; ama çok kimse maalesef okuma tembeli ve hazırcı. En az yirmi yıldır banka faizinin azının da çoğunun da haram olduğunu yazıyorum. İşte bazı söylediklerim:
Enflasyon paranın karşılıksız olarak artması, satın alma gücünün düşmesidir. Bugün kullandığımız kğıt paranın, mesela altın gibi kendine ait değeri yoktur. Onun değeri, satın alabildiği mal ve hizmete göre belirlenir.
Bir kimse diğerine Allah rızası için ödünç yüz lira verse (karz-ı hasen), borçlu da bir yıl sonra borcunu ödemek istese veya bir alım satımdan vadeli borç oluşsa ve vadesi geldiği halde ödenmeyip aradan bir yıl geçse bu iki durumda, borç, mesela yüzde on enflasyon olduğu halde yine yüz lira olarak ödense, aslında -bu süre içinde düşmüş olan satın alma gücü bakımından- doksan lira ödenmiş olur ve on lira borç kalır. İşte bu sebeple biz diyoruz ki, borçlu enflasyon farkını da ödemelidir; yani ancak yüz on lira öderse borcunu tam ödemiş olur.
Diyelim ki, daha ince bir hesaplamaya göre enflasyon daha düşük olabildi ve bu yüzden borçlu, enflasyon farkını öderken az da olsa borçlu olmadığı bir miktarı da ödedi. Peki bunun İslam'da hükmü nedir?
Bu soruya Peygamberimiz birden fazla sahih hadiste cevap veriyor: 'En hayırlınız borcunu en güzel bir şekilde ödeyendir.' Bu 'en güzel bir şekilde'nin uygulamasını da, önceden faiz mahiyetinde fazla ödeme şartı bulunmaksızın 'borçtan biraz daha fazlasını veya iyisini ödeme' şeklinde yapıyor.
Şu halde eksik ödeyip borçlu kalmanın İslam'da yeri yoktur, ama -önceden fazla ödeme şartı bulunmaksızın- fazla ödemenin sünnette yeri vardır. Ama borçlu kendiliğinden ve gönül rızası ile böyle bir ödeme yapmak istemezse enflasyonun düşmesi de ödemede hesaba katılacaktır.
Bütün bu anlattıklarımın, faizci bankalara gidip para yatıranların alacakları faiz ile -enflasyon kadar veya ondan az olsa bile- alakası yoktur, o da caiz ve helal demiş olmuyoruz. Çünkü bankaya para yatırılırken yapılan sözleşmede- enflasyon ne kadar olursa olsun- belli miktarda bir faiz şartı vardır ve faizli bir akit yapılmaktadır ki, buna caiz demek mümkün değildir. Ayrıca banka, yatırılan paranızı faizcilik yaparak çoğaltmakta ve o fazladan size de bir miktarını aktarmaktadır.