Demirtaş'tan, Kılıçdaroğlu'na 'Cizre'ye gel' çağrısı
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır'da Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Olağanüstü Kongresi'nde yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu 'tekçi' yaklaşımlara destek verdiği gerekçesiyle eleştirdi
Tek millet, tek dil sloganının Hitler'e ait olduğunu belirten Demirtaş, 'Başbakan'la ana muhalefet, mesele Kürtler olunca aynı suçun arkasında durabiliyorlarsa, gerçekten Türkiye'ye yazık olmuş demektir. Tek millet dendiğinde heyecan duyan Türkler, bu sloganın Hitler'e ait olduğunu biliyor mu?' dedi. Zulme karşı direnişin meşru olduğunu söyleyen Demirtaş, 'Sayın Kılıçdaroğlu ilkeli davranmak istiyorsanız devletten aldığınız, kulağınıza fısıldanan bilgilerle yetinmeyin Sur'a, Yüksekova'ya, Cizre'ye, gelin. Sorunları birlikte çözelim' diye konuştu.
Kongrede, DTK Eş Genel Başkanları Hatip Dicle ile Selma Irmak ise, 'PYD ve PKK aynıdır' diyen Mesud Barzani'yi eleştirdi.
Diyarbakır'da Büyükşehir Belediyesi Tiyatro salonunda düzenlenen ve Abdullah Öcalan'ın da fotoğrafının asıldığı DTK Olağanüstü Kongresi'nde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan, hükümet ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra ağırlıklı olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi.
TEK DİL, TEK MİLLET SLOGANI HİTLER'E AİT
Başbakan Davutoğlu'nun Manisa'da yaptığı konuşmada 'Tek milletiz ve kimse tek millet olmamıza asla müdahale edemez' dediğini hatırlatan Demirtaş, 'Manisa'da konuşan Davutoğlu bağıra çağıra 'tek milletiz ve kimse tek millet olmamıza asla müdahale edemez' diye neredeyse ses telleri patlarcasına bağırıyordu. Çok merak ediyorum. Tek millet dediğinde heyecan duyan Türkler, bu sloganın Hitler'e ait olduğunu biliyor mu? Tek dil, tek millet Hitler'in sloganıdır. Erdoğan ve Davutoğlu gümbür gümbür meydanlarda bağırdığında alkışlayanlar, bir faşist sloganı alkışladıklarının farkında mı merak ediyorum? Ondan heyecan duyanlar faşizmden heyecan duyduklarının farkındalar mı? Biz heyecan duymuyoruz. Bizi ürkütüyor. Başbakanın bunu bilmesi lazım. Sizin faşistliğiniz bizi ürkütüyor. Biz bundan heyecan duymuyoruz. Toplumun bir kısmı heyecan duyabilir. Ama bizi birleştirmiyor, bütünleştirmiyor. Biz böylesi bir anlayışa karşı mücadele ederken asla mücadele ettiklerimize benzememeliyiz. Bu çok kritik bir noktadır. Bu kadar bedel ödüyoruz, bu kadar ağır fatura ödüyoruz. Dolayısıyla kongremizin temel hedeflerinden biri demokratik toplumu inşa etmektir. Bağrında bütün farklılıkları barındıracak bir paradigmayı oluşturmak durumundayız, ama halen de tekçi zihniyetten kurtulmuş değiliz. Bunu pratikte göstermek durumundayız. Demokrasiyi pratikleştirerek yapmalıyız. Zulme karşı direnerek ayakta kalmak zaferin garantisidir. Başka bir şey yapmaya gerek yok. Ama bunun demokrasi ile taçlandırılması siyasi cesaret, öngörü gerektirir. Ben İmralı'da Sayın Öcalan'ın 17 yıldır bunun üzerinde çalıştığını söyleyebilirim. Şunu da hakkını vererek, bütün yeryüzünde mücadele eden özgürlük hareketi olarak da en büyük gelişmeyi sağlayan da bizleriz, en büyük mesafeyi bizler kat ettik. IŞID, Ahraruş Şam ve diğer örgütleri gördünüz, İslam'ı ne hale getirdiklerini gördük. Ulus devleti mahkum ederek demokratik ulusu inşa etmek zorundayız.'
KILIÇDAROĞLU'NA 'CİZRE'YE GELİN' ÇAĞRISI
Tekçilikte ittifak kurmuş bütün zihniyetler ve yapıların birleşmiş olduğunu dile getiren Demirtaş şunları söyledi:
'Devleti bir tek kolon üzerine inşa ederseniz, o kolon sarsıldığında devlet de sarsılmış olacaktır. Biz ise şimdi devleti demokratikleştirelim diyoruz. Tek bir kolon üzerinde devlet inşa edilebilir mi, mümkün değil. Bundan dolayı da gelin beraber demokratik bir şekilde başka kolonlarla bunu yapalım diyoruz. Toplumu kendisini her yerde yönetebilecek demokratik mekanizmaları oluşturalım. Tek bir kolon üzerinde devleti kurtaracağız diyecekseniz, yanılacaksınız. Cumhuriyet Halk Partisi de bundan azade değildir. Birçok sosyalist kuruma üye olan parti olarak söylediklerine baktığımızda şaşırıyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu, siz kendiniz 'YPG, kendi halkını koruyan bir örgüttür' dediniz. Bir yıl içinde YPG veya PYD hangi terörist eylemi yaptı da onu terörist ilan ediyorsunuz? Bizler ilkeler üzerinde konuşuyoruz. Geçen yıl bir YPG'linin cenazesine katılan bir AKP'li için Kılıçdaroğlu, 'Bu milletvekilinin de dokunulmazlığını kaldıracak mısınız?' diye soruyor. Bunları soracağınıza, cenazelere, tabutlara yapılan saldırıları sorun. AKP'yi sıkıştıracağım diye, halkın taziyelerini gündemleştirirsen, halk senin yüzüne bakmayacaktır. Acı üzerinde yürütülen siyaseti reddediyoruz. Cenazeye sahip çıkmamak, yerden kaldırmamak onursuzluktur. Bundan insan olarak utanıyorum. Davutoğlu da kalkıp 'senin de milletvekillerin gitti' derse ne olur, bunun üzerindensiyaset yapılır mı? İşte tekçilikle birleşmek böyle bir şeydir. Sayın Kılıçdaroğlu Cizre'ye gelin o zaman. 200 insanı yaktılar, 70 cenaze morglarda bekliyor. Masum insanları yaktılar. Cizre'ye gitmiyorsan da, kalk Davutoğlunu eleştir. Bunu yapacağına kalkıp bize 'Terörle arana mesafe koy' diyemezin. Burada en büyük terör destekçisi AKP'nin kendisidir, o zaman bu mesafeyi onlara koy. Bir gün bir laf ettin mi? Hayır. AKP ve CHP nasıl bir araya gelebiliyor, tek kolon, tekçilik üzerine hepsi yemin etmişlerdir. Bundan dolayı da bir araya geliyorlar.'
TEKÇİLİKTE AKP VE CHP AYNI?
Konuşmasında tankların şehirleri vurduğuna dikkati çeken Selahattin Demirtaş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'unu eleştirmeye devam ederek, 'Sur hala tanklarla vuruluyor. Bir şehir tanklarla vurulur mu? Bunu bir gün hükümete sordun mu, hangiAnayasa'da bu var, ordunun yetkilerinde bu var mı, Vali'nin yetkilerinde bu var mı? Yok. Yerleşim yerlerinde bir ülkenin kendi yurttaşına karşı tankla topla operasyon yapması insanlığa karşı işlenmiş bir savaş suçudur. Erdoğan'ın, Davutoğlu'nun Beşar Esad'a yaptığı çağrılara bakar mısınız? Tam da bundan dolayı suçluyor? 'Sen kendi şehirlerini tankla topla yıktın ve insanlık suçu işledin' diyor. Ama bizim ana muhalefet partimiz HDP'ye çağrı yapıyor 'terörle arana mesafe koy.' Gelin bakın bakalım devlet, AKP hükümetinin terörünü Sur'da, Cizre'de bir görün. Birileri kulaklarına fısıldıyor, devletin bekaası önemlidir diye hepsini ikna ediyor. Hepsi hiçbir eleştiri yapmadan HDP'ye saldırıyor. Ne farkınız kaldı AKP'den. Dolayısıyla bize karşı birleşen tekçi zihniyetin Türkiye toplumunun başına bela olmuş bu zehirli faşizan zihniyetin yolaçtığı bu facia tablosunu değiştirmek madem bize düşüyor işte bu tekçi zihniyete karşı mücadele ederken ona benzemememiz lazım. Cesur olmamız lazım. Demokrasi konusunda ahlaklı olmamız lazım. bugün Cizre'de, Yüksekova'da, Silopi'de, Nusaybin'de teröre veya teröriste karşı mücadele edilmiyor, bir halkın tamamı hedefe konulmuş durumdadır. Cizre halkının tamamı terörist olarak görülüp ona göre muamele ediliyor. Bir ülkede 15 milyon terörist mi olur? Herkesi terörist ilan edip özellikle hak ve özgürlük isteyen Kürtleri terörist ilan edip gerekeni yaparım derseniz 15 milyonlk halkla elinde ne imkan varsa sizin fişast uygulamalarınıza karşı tabiiki direnir, işte orda direniş meşru olur.'
ZULME KARŞI DİRENİŞ MEŞRUDUR
Zulme karşı direnişin meşru olduğunu söyleyen Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Yoksa savaş meşru değildir, zulme karşı direniş meşrudur. Başkasının hakkını hukukunu, malını mülkünü, haysiyetini, namusunu, toprağını, dilini kültürünü, özgürlüğünhü, inancını elinden almak için savaş yürütmek gayri meşrudur. Ama böyle savaş yürütenlere karşı direnmek meşrudur, ahlaklıdır. Biz ne terörü, ne teröristi, ne savaşı, ne savaş araçlarını, ne şiddeti hiçbir zaman desteklemedik. Nerede bir terör eylemi varsa karşısında durduk. Ama terörle mücadele adı altında bir halkın ezilmesine de asla rıza göstermedik, göstermeyiz de. Siz de Sayın Kılıçdaroğlu ilkeli davranmak istiyorsanız devletten aldığınız, kulağınıza fısıldanan bilgilerle yetinmeyin Sur'a, Yüksekova'ya, Cizre'ye, gelin. Sorunları birlikte çözelim. Bizim çözümle ilgili yol haritamız var. Sizin ana muhalefet partisi olarak yol haritanız nedir? Bak bizim var. Bir projemiz, girişimlerimiz var? Sizin var mı ana muhalefet partisi olarak, şehirler yıkılır sesiniz çıkmaz, insanlar katledilir sesiniz çıkmaz, her gün dönüp dolaşıp 'HDP terörle arasına mesafe koysun' diyor. Neden CHP diyor bunu? En iyileri dedikleri bu işte. Varın siz hesap edin. En iyileri dedikleri buysa biz tekçi anlayışa karşı nasıl çözüm üreteceğiz. Başbakan'la ana muhalefet mesele Kürtler olunca aynı suçun arkasında durabiliyorlarsa gerçekten Türkiye'ye yazık olmuş demektir.'
BARZANİ ELEŞTİRİLDİ
Kongrede konuşan DTK Eş Genel Başkanları Hatip Dicle ile Selma Irmak ise, 'PKK ve PYD aynıdır' diye demeç veren Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'yi eleştirdi. Selma Irmak, 'Sayın Mesut Barzani bir söz söyledi, bizler bunu eleştiriyoruz. Hiçbir kurumumuz 'terörist' bir kurum değildir. Bir Kürt diğer bir Kürde 'terörist' diyemez, tarih bunu onların önüne getirecektir. Düşmanlarımız yarın bu topraklardan gidecektir, bizler yüz yüze kalacağız. Barzani rol ve misyonunu oynayarak Türkiye ve Kürt halkı arasında üzerine düşeni yapabilir. Bizler Mesut Barzani'ye çağrımızı yapıyoruz, bu tutumundan vazgeçsin. Mele Mustafa Barzani'nin oğlu olarak üzerine düşeni yapmalıdır' derken; Hatip Dicle ise, 'Irak Bölgesel Kürt Yönetimi sorunlar olmasına rağmen bir statüye kavuşmuş durumda. Rojava'da henüz güvence altına alınmamış olsa da bir statüye kavuşmuş durumdadır. Bu statü Rojava'da yapılan ilanı selamlıyoruz. Aynı zamanda aynı günde Semalka Sınır Kapısı'nın kapatılmasını ve yeni doğan bu Kürt statü yapısının adeta boğma amacıyla Irak Bölgesel Kürt Yönetimi tarafından yapılması, biz Kürtler açısından büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Bir çağrı yapmak istiyoruz: Bu kararınızı gözden geçirin. Kürt halkını dünya halkları karşısında zor durumda bırakan bu kararınızı bir an önce kaldırın' dedi.