Amerika'yı Kolombus değil müslümanlar keşfetti

Prof. Dr. Fuat Sezgin dün 94 yaşında ebediyete intikal etti. Merhum Sezgin İslam Tarihi alanında uzmandı. Fuat Sezgin 1982’de Almanya’nın medarı iftiharı J. W. Goethe adına kurulan üniversitede Arap-İslam Bilimleri Tarih Enstitüsü’nün açılışına öncülük etti. Bir sene sonra aynı adla müze kurdu. 1982’de Frankfurt J. W. Goethe Üniversitesinin Siyasal İlimler fakültesinde öğrenciydim. Bu vesileyle Prof. Fuat Sezgin’i hem dinleme hem de tanıma fırsatım oldu. Arapçası mümtaz idi. Onlarca kadim ve modern yabancı lisan biliyordu. İlk lahzada zahiren donuk ve asık suratlı görünen Prof. Sezgin’i tanıdıkça yumuşak huylu, nazik, yardımsever ve ilim insanı olduğuna tanık oluyorsunuz. Çevrem yani birlikte hareket ettiğimiz öğrenci grubu, çok yakın olmak istemezdik. Zira biz sol cenahta o ise çevremin nazarında İslam, Buhari gibi bize garip gelen isimler ile uğraşan bir “yobaz moruk” profesördü.

Merhum Fuat Sezgin 25 Mayıs 2008’de açılan İstanbul Gülhane parkı içindeki ‘İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’nin kuruculuğuna başkanlık etti. “Amerika’yı Kolombus değil Müslümanlar keşfetti” sözünün sahibi. Bu iddia yeni değildi. Yıllar önce kendisinden duymuştuk. Genelde dünyada özelde Türkiye’de maalesef İslam, Müslüman, Ortadoğu ve hatta Doğu denildiği zaman insanlar artık ürkmekte, temkinli yaklaşmaktadır. Dünyanın en muhteşem ve en ileri uygarlıklarına, ilme ve aydınlanmaya, demokrasiye ve adil diktatörlüğe diyar olmuş ve öncülük etmiş olan coğrafyamız artık şiddet ve terörle anılmaktadır.

Bu görüntüler ve algı operasyonlarıyla mürekkep yalamış kesim ve klavye başında ahkâm kesenler İslam’ı tüm felaketlerin anası Müslümanları tüm şer ve kötülüğün babası olarak tanımlamaktadır. Zahiren ve mevcut koşullar nazar-i dikkate alındığında görüntünün bu yargılamalar için uygun bir ortam hazırladığını kabul etmeliyiz. Doğu’nun büyük katkılarıyla inşa edilen Batı uygarlığının saklı barbar ve Siyonist damarın beslediği medyada İslam coğrafyasının ateşine benzin dökmekte, nefret ve kindar tohumları ekmektedir. Dikkat buyurunuz, Batı’nın en aşna fişne olduğu iktidarlar Afrika, Asya, Latin Amerika ve Ortadoğu diktatörleri ve Vahhabi dini-dar sultalardır. Siyonist İsrail’in en gözde dostları ve müttefikleri Suudi ve Arap Birleşik Emirlikleri, Bahreyn sultanları ve Prensleridir. Henüz geçen hafta Siyonist Netanyahu ve Suudi Veliaht Muhammed Bin Selman Ürdün’de gözden ırak bir araya geldiler.

DA VİNCİ’NİN ŞİFRESİ İSLAM’DA

Yoksulluğun, ilmi fakirliğin, derin sınıf farklılığın, tüm şer ve kötülüklerin sebebi Tekelci mülkiyet ve hegemonya tamahadır. Bu çağın nesilleri hele ki genç nesil Prof. Fuat Sezgin’in şu sözlerini garip, acayip ve hatta saçma bulacaktır;

“Da Vinci’nin şifresi İslam biliminde saklı. Dikkat edilirse Avrupa’daki büyük keşiflerin çoğu hep İtalya’da oldu. Çünkü İtalya Suriye’den, Mısır’dan gümrük kapısı gibiydi...Aslında Yunan bilginlerinin kitaplarını Latin dünyası da tanıyordu, kitapları Latince’ye tercüme de ettiler ama bu eserler onlara tesir etmedi. Ancak Müslümanlar bu kitapları tanıdıktan sonra büyük bir aşkla bunları anlamaya çalıştılar ve yaratıcı olmaya başlayarak büyük şeyler yarattılar. Amerika kıtası da Müslümanlar tarafından keşfedildi. Christophe Colomb, Müslümanlar tarafından yapılan Dünya haritasına dayanarak Amerika’ya değil, Asya’ya ulaşmak istiyordu.”

Da Vinci’nin Mısır ve Suriye’de Memluk hanedanlıkları ile ilişkide olduğu, bunu öğrenen Venedik Prensleri tarafından öldürülmek istendiği bu sebeple Anadolu’ya kaçtığını ve burada saklandığını ve hatta Mona Lisa portresini büyük felaket arz eden Erzincan depreminde hayatta kalan bir kadından esinlenerek çizdiğini ne kadar biliyoruz? Kolombos’un itimat ettiği haritanın Büyük Doğa bilimci Arap Coğrafyacı Şerif El-İdrisi’nin haritası olduğunu, Asya kıtasına Batı’dan giderek ulaşma fikrini “Yedi Gencin Karanlık Denizin ötesindeki maceraları” adlı eserinden yararlandığını biliyor muyuz? Kendisine seyahati esnasında refakat edenin, tercümanı ve yardımcısının Stefan De Moroccan (Stefan Arapçada Mustafa’nın cik halidir yani Mıstık demektir) (Mağribli-Faslı Mustafa) olduğunu biliyor muyuz? Kristofer Kolombos’un köken itibariyle İtalyan asıllı Yahudi olduğunu ve Amerika’yı keşfinin 500.cü yılında yani 1992’de özel eşyalarının sergilendiği özel bir serginin Roma’da yapıldığını ve eşyaları arasında Arap coğrafyacı Şerif İdris’in kitabının yer aldığını, bunun Arap medyasında haber yapılmasından sonra kitabın sergiden kaldırıldığını biliyor muyuz?

ROMA’NIN KURUCUSU SURİYE

Rahmetli Fuat Sezgin İtalya’yı kadim merkezi uygarlıklar Suriye ve Mısır’ın gümrük kapısı olarak nitelemişti. İtalya, Suriye’yi halen bu minvalde görmektedir. Zira Suriye hem Sicilya’nın hem de Roma’nın kurucusudur. Roma imparatorluğun en önemli üç imparatoru Sezar, Arap Filip ve Karakalla Suriyelidir. bu senenin başında İtalya Suriye ulusal Güvenlik Şefi Ali Memluk’u Roma’da ağırladı. Dönemin İtalya İçişleri Bakanı ve eski istihbarat servisi başkanı Marco Minniti İtalyan istihbarat servisi başkanı Alberto Manenti’nin de katıldığı iddia ediliyor.

Bu yüzden batının barbar ve Siyonist damarı Avrupa Anayasa ve İnsan hakları Merkezini harekete geçiriyor ve Avrupa Birliği Komisyonu’na suç duyurusunda bulunuyor. “Nasıl olur da seyahat ve finans yasağı olan Ali Memluk’u ağırlar” diyor. İtalya, belki genetik kodlar veya DeVinci şifreleri devreye girdi ecdadın emaneti Suriye’den gelen amcaoğlumuzla dertleştik açıklaması mı yaptı bilemiyorum.

Başkan Erdoğan’ın iddia ettiği gibi Kolombos Küba’da cami görmüş müydü bilemiyoruz. Zira bunun için bir delil sunulmalıdır. Ancak Prof. Fuat Sezgin’in “Amerika kıtasını Kolombos’tan önce Müslümanlar keşfetti” sözüne burun kıvırtmayın. Ecdat bunu yapabildiyse biz ne halt ettik te bu hale düştük sorusuna cevap arayın. Sana yobaz diyen çevremin etkisinde kalıp sana uzak durduk. Ruhun şad olsun Prof. Dr. Fuat Sezgin.