8 milyar dünyalıyı kobaylaştırma operasyonlarını anlatan kitap yayında...

Yazar Erkan Elçin'in beklenen çalışması nihayet yayımlandı. Roman tadında, gerçek hayattan kesitler sunma iddiasında, sürükleyici bir eser gerçekten. 'Şeytan Çocukları'nı, Google'den kopyala yapıştır ile hazırlanmış kağıt ziyanlığı olan 'kitaplar' ile karıştırmayın sakın... Hemen satırı yazarının beyin teri olan emeği, araştırması, tespitlerinin ürünü olan bu eseri altını çize çize okuyun.

  • 2070

Gazeteci yazar Erkan Elçin'in, 9 milyar dünyalıyı kobaylaştırma operasyonlarını anlattığı kitabı Şeytanın Çocukları, Yade Kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı. 

Bütün dünyanın bir zombiye dönüştüğü açık hava hapishanesi mümkün mü? Ya mümkünse, aynıyla vaki ise ve biz farkında değilsek..

Hayat William’ı, şeytanın çocuğu olmayı kabul etmeye zorlamıştı. Ancak o, hiçbir zaman ona köle olmak için yaşamadı. Ruhunu teslim edene kadar insanlığı uyarmak adına elinden geleni yaptı. Son nefesini de bu uğurda harcadı. Dünyayı yüzde birlik bir azınlığın yönettiği, bütün kaynakları pedofil alçakların sömürdüğü bu düzende, umut verecek bir ışık yakmak için hayatını harcayanlara selam olsun. Aynı zamanda yıllarca beyni üzerinde oynanan insanlar olarak bu kitabı okuyup anlamaya çalışan herkese de selam olsun...”

Yaklaşık 20 yıldır ABD’de yaşayan gazeteci yazar Erkan Elçin’in Şeytanın Çocukları bu selamlamayla başlayan ve okuru içine alan bir distopyadır.

“Gerçekten de MÖ 2046 yılı insanlığın dönüm noktasıdır. Sümer tapınağında kral din adamları tarafından tasarlanmış, çamurdan bir kilin üzerine basılan parada faiz oranı bile var. Kral din adamları kim peki? Adına Anunnaki denen Tanrı krallar. Tanrı kralların tek gayesi vardır, o da insanların ellerindeki altınları alıp parayla değiştirmektir. “Getir altını, al parayı” size bir şey hatırlatıyor mu? Dünyanın bütün ülkelerinin altınları ya Amerika’da ya İngitere’de ya da İsviçre’de. “Getir altını, al kâğıdı!  Al sana güvence!” şeklinde şekillenen bu ekonomik yapı bugün de devam ediyor.”

İnsanlığın geçmişini hatırlayıp, tarihin tekerrürden ibaret olduğunun vurgusuyla kurgulanan Şeytanın Çocukları, akıcı ve yalın anlatımı ve muhteşem kurgusuyla Yade Kitap’tan çıktı.

Kısa bölümlerden oluşan kitap, günümüz gerçeğinin geleceğe yansımasını anlatırken bu kurgunun içinde bir çözüm odağı da geliştiriyor.

“Barınma, ısınma, sağlık hizmetleri çok daha kolay ulaşılabilir hizmetler olacaktır. Hayatın her kesiminde müthiş bir canlanma ve hareket olacaktır. Bedava seyahat edecek insanların oluşturacağı dinamiği düşünün mesela. Ortaya çıkacak sanat eserleri hayal sınırlarınızı zorlayabilir. Bu, neredeyse paraya ihtiyaç duymayan bir toplumun oluşmasına yardım edecektir. Gerçekten de insanlığın cehennem çukuruna dönmüş dünyadan kurtuluşunun ilk hamlesi bedava enerjidir. Asıl bundan sonra ikinci hamle paranın yeryüzünden kalkması anlamına gelir ki bunun karşılığı gerçekten yeryüzü cenneti olabilir.”

 

***

Roman tadında, gerçek hayattan kesitler sunma iddiasında, sürükleyici bir eser gerçekten.

"Şeytan Çocukları"nı, Google'den kopyala yapıştır ile hazırlanmış kağıt ziyanlığı olan “kitaplar” ile karıştırmayın sakın...

Hemen satırı yazarının beyin teri olan emeği, araştırması, tespitlerinin ürünü olan bu eseri altını çize çize okuyun.

8 milyar insanlığı uçak yakıtlarına konulan lityum vasıtasıyla ilaçlayarak HAVADAN...

Şehir şebeke sularına zerkedilen florürle de KARADAN...

İnsanlığı ilaçlayan…

Tüm insanlığı kobaylaştırmaya, uyuşturmaya,  duyarsızlaştırmaya; ülkeleri -Irak örneğinde olduğu gibi- kolayca işgal etmenin ortamını oluşturmaya çalışan bir sistemden bahsediyor kitap...

"Bunlar komplo teorisi" deyip kestirip atarsanız, 8 milyar insanlığı "kobay"a dönüştürmek isteyen egemenlerin, "Şeytanın Çocukları"nın ekmeğine yağ sürmüş olursunuz.

O yüzden bu eseri mutlaka alın, okuyun, sorgulayın.

***

Kitabın girişinden kısa bir bölüm şöyle:

 Yıllarca süren bir suskunluğun, içe kapanmanın ve çaresizliğin ortaya çıkardığı bir çalışmadır bu. Anlatmak öyle kolay olmadı. Kolay olmadı da neden anlattım? Neden böyle bir zorluğun içine attım kendimi? İşin aslı, öyle çok akıllıca bir yanıtım yok bu soruya… Emin olduğum bir şey varsa, o da en yüksek makamlarda olduğunu düşünenlere, insanların bile bile birer köle olmasına artık dayanamadığımdır. Sonuçta anlatmaya karar verdim çünkü en büyük köleliğin, köle olarak yaşadığını bilmemek olduğunu biliyorum. Nereden biliyorum? Elbette kendimden. Böyle bir köleliğin esareti altında harcadım koskoca bir ömrü. Ebeveynlerimin sahiplenmediği hayatımı, başkaları sahiplendi ve beni müthiş kültürlü, eğitimli, ideal bir dünya insanı olarak yetiştirdi. Yeteneklerimin üzerine gidip başarılı olacağım işlerin peşinden koşmamı sağladılar ancak tüm bunlar benim bir köle olmamı engellemedi. Hatta belki de anlattıklarımı dinlediken sonra “Bu adam köle olmak için eğitilmiş” diyeceksiniz. Şimdiki aklımla inandığım ise eğitim düzeyi ve toplumdaki yeri ne olursa olsun herkes, içinde bulunduğu durumu idrak ettiği anda gerçek özgürlüğü bulabilir. 6 Dört kutsal kitabının hepsinde bahsi geçen özgürlüğümüzü, aslında birer köle olduğumuzu anladığımız gün kazanacağız. Başka çaremiz de yok! İnsanlık acı çekmeye devam ediyor ve çocuklarımızın gözlerimizin önünde parçalanmasına tepkisiz kalıyoruz. Bu durumda da yerlerde sürünen leşlerden bir farkımız kalmıyor. Egemen çetelerin üzerimizde oynadıkları psikolojik ve kimyasal harp metotlarını anlayana kadar da durum ne yazık ki böyle devam edecek. Evet… Evet! Cevabı şimdi buldum! Bu kitabı yazmamdaki amaç; insanlık olarak üzerimizde oynanan kimyasal ve psikolojik savaşın deşifre olmasını istememdir. Evet, sevgili dostum… Hazır mısın anlatıyorum… Bakalım anlattıklarımın ne kadarını yazabileceksin… Belki de bazılarını aklında tutmaktan bile korkacaksın dinledikten sonra…

 

**

Children of the Devil 
Turning 8 billion people into guinea pigs 

 

" Life forced William to accept being the child of the devil, however, he refused to be his slave. He did his best to warn humanity before he surrendered his soul, and spent his last breath in this cause. Peace be upon those who spend their lives trying to create light and hope while the one percent try to exploit all the resources of this world. Welcome to all who read this book and try to understand despite the chemicals manipulating your brains."

Bakmadan Geçme