'Türkiye kendisinin farkına vardı'

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 'Türkiye kendisinin farkına vardı. Sadece Türkiye Cumhuriyeti devletinden ibaret değil arkasında binlerce yıllık bir tarihi birikim var. Dünyanın her yerinde izimiz var' dedi.

  • 636

İSTANBUL

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, TRT Avaz'da katıldığı canlı yayında, gündeme dair soruları yanıtlayarak, değerlendirmelerde bulundu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Kazakistan'da bulunduğu anımsatılarak, Türkiye-Kazakistan ilişkilerine yönelik görüşü sorulan Kurtulmuş, AK Parti'nin hızlı bir şekilde reform hükümeti olarak yola koyulduğunu, bu pakette Türkiye'nin sahip olduğu jeopolitik olanaklarını çok daha iyi değerlendirmesi perspektifinin bulunduğunu belirtti.

'Türkiye'yi çekemeyenleri de endişelendirdi'

Kamu diplomasisinin önemine ilişkin soru üzerine Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bu konuda başarılı olunabilmesi için önce ülkenin kendi gücünün farkında olması gerektiğini işaret etti.

Türkiye'de son 13 yıldaki en önemli değişimin 'zihniyet değişimi' olduğunu anlatan Kurtulmuş, şunları belirtti:

'Türkiye kendisinin farkına vardı. Sadece Türkiye Cumhuriyeti devletinden ibaret değil arkasında binlerce yıllık bir tarihi birikim var. Dünyanın her yerinde izimiz var. Türkiye bu gücünün farkına vardı. Bu gücün farkına varılmış olması nasıl bizim dostlarımızı sevindirdiyse, Türkiye'yi çekemeyenleri de endişelendirdi. 'Aman bunlar bu gücün farkına varırlarsa başımız belaya girer. İçeride meşgul edelim, bunlar bu pencerelerini açamasınlar...' Türkiye bunu yaşıyor. Bunu yaparken de sözle, yazıyla, internetle, sosyal medyayla sürekli aleyhinize kampanyalar yürütülüyor. Kamu diplomasisi bu anlamda Türkiye'nin gücünün farkına varmasının doğal sonucu olarak çok güçlendirilmesi gereken bir alandır. Bu alana şimdi çok kuvvetli ihtiyaç var.'

'Ortadoğu'daki gelişmeler Türkiye'yi meşgul ediyor'

Yakın bölgesi ve Ortadoğu'daki akut sorunların, Türkiye'nin Türk dünyasını ihmal etmesine yol açıp açmadığına ilişkin soruya da Kurtulmuş, 'Suriye'deki kriz, fiilen sizi 2011 yılının nisan ayından beri meşgul ediyor. Yaklaşık 2 milyon 700 bin Suriyeli insana kapılarınızı açıyorsunuz. Bu insanların içinde Araplar var, Türkmenler var, Kürtler var, Ezidiler var. Kim sizden yardım isterse, siz de onun elinden tutup ayağa kaldırıyorsunuz. Bu bir insani ilişki. Dolayısıyla evet, doğru, Ortadoğu'daki bu gelişmeler Türkiye'yi ciddi şekilde meşgul ediyor. Türkiye yaklaşık 8 milyar dolar bir maliyete katlanmış oluyor, yetmiyor bir uluslararası göçmen sorunuyla karşı karşıya kalıyor, yetmiyor, Suriye ve Irak'taki siyasi istikrarsızlık dolayısıyla bir terör tehdidiyle karşı karşıya kalmış oluyor' yanıtını verdi.

'Ortadoğu'daki istikrarsızlık olmasaydı, bugün DAEŞ diye bir örgüt olmayacaktı' ifadesini kullanan Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:

'DAEŞ denilen örgüt fiilen Türkiye'ye de saldırıyor, işte Suruç saldırısı, Ankara saldırısı, İstanbul saldırısı. Aynı şekilde Fransa'da Paris'te de saldırıda bulunuyor, Londra'da da saldırıda bulunuyor. Dolayısıyla evet, bu Ortadoğu'daki istikrarsızlık, Ortadoğu'da özellikle Amerika'nın Irak'ı işgaliyle birlikte başlayan süreçte ortaya çıkan bu olağanüstü yüksek siyasi tansiyon ve Ortadoğu'da neredeyse hem Irak'ta hem Suriye'de merkezi yönetimin ortadan kalkması, yönetilemezlik durumunun ortaya çıkması... Dolayısıyla, Türkiye de bundan etkileniyor, doğru ama bu hiçbir şekilde Türk kardeşlerimizle irtibatımızı kestiğimiz anlamında değil. İşte Sayın Başbakanımız, biz burada konuşurken, Kazakistan'da, bir müddet önce Azerbaycan'daydı. Bütün bakan arkadaşlarımız kendi sahalarını ilgilendiren ikili ya da çok taraflı ilişkileri artırmaya çalışıyorlar, ortak projelerimizi yapmaya gayret ediyoruz. Ortak bir haber ajansı, ortak bir televizyon kanalı gibi.'

Türk dünyasında bağımsızlığını kazanan ülkelerin hepsinin belli bir devlet tecrübesi de edinmiş olduğunu kaydeden Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Biz Türkiye olarak, Osmanlı yıkıldı, arkasından Türkiye Cumhuriyeti kuruldu ama biz sürekli olarak bir devlet geleneğini sürdürdük. Çok şükür hiç işgal altında olmadık, hiçbir döneminde bu ülke, bu topraklar, Anadolu ve Rumeli toprakları, işgal altında olmadı, sömürgeleştirilemedi, zihniyeti esir alınamadı. Türk dünyası farklı tecrübeler yaşadı, her birisi farklı tecrübeler yaşadı. Çok şükür tek tek bağımsızlıklarını kazandılar, ayağa kalktılar. Zor durumda olan yine Türk kardeşlerimiz var farklı bölgelerde, Rusya'da, Çin'de. Farklı bölgelerde bulunan ve hakikaten zulme uğrayan insanlar var ama sonuçta hep beraber inşallah Türk dünyasının durumu daha da iyiye gidecektir. Bu devlet tecrübeleri geliştikçe ikili, çok taraflı ilişkilerimiz daha ileriye gidecektir.' www.haberplatosu.com

Bakmadan Geçme