Oğuz Uçar

Yalanların sende, kalemlerimiz bizde kalsın!

Oğuz Uçar

  • 1110

Gazetecilik adına, İzmir’de ilginç bir olay tezgahlanıyor.

Kendini önemli (!) bir işadamı olarak tanıtan İlhan K. isimli şahıs uzunca bir süredir, televizyon, gazete, dergi ve haber ajansı kuracağı iddiasıyla ortalarda dolaşıp duruyor.

Ulaşabildiği bir takım insanlarla görüşüyor…

Yeni tanıştığı kişilere Havacılık ve Savunma Sanayi başta olmak üzere Tekstil ve Turizm’de şirketler grubu olduğunu ve Türkiye’nin önemli iş insanlarından biri olduğu iddiasında bulunuyor.

Bakan Berat Albayrak’ın istifa ederken “At izi, it izine karıştı” diye söylediği gibi “Sayın Cumhurbaşkanı benim medya alanına da girmemi istedi” balonunu uçuruyor.
Kimse de bu durumu sorgulamıyor, sorgulayamıyor.

Medya alanında hiçbir şirket kurmadan, bu kuruluşlara ait domainleri dahi almadan sosyal medya üzerinden paylaşımlar yaptırıyor.

Büyük bir ustalıkla ikna ettiği konularında uzman kişilere toz pembe tablolar çizmeyi ihmal etmiyor. Yavaş yavaş “Kendi kadronuzu kurarsınız” diyerek el sıkıştığı kişilerin, hiçbir ticari faaliyeti bulunmayan bir şirketi üzerinden SGK girişlerini yaptırıyor. SGK girişlerinin neden farklı bir şirketten yapıldığını soran çalışanlarına da “Ben sigortasız kimseyi çalıştırmam. Medya şirketini kurana kadar kadronuz burada kalacak” yalanını atıyor.

Bu defa yeni görüştüğü kişeleri ikna edebilmek için, başka şirketten sigortalı gösterdiği insanları vitrin olarak kullanıyor.

Kendisini holding patronu olarak tanıtan İlhan K. ad ve soyadının baş harflerinin kısaltılmasının etkisinde kalmış olacak ki, patronluğu (!) unutup adeta İK Müdürü gibi davranıyor. Sosyal Medya paylaşımlarında irtibat numarası olarak kendi cep telefonunu bırakıyor. Bu paylaşımları görerek iş başvurusunda bulunanlara da süslü püslü kelimelerle sadece kendi hayallerini anlatıyor.

Ama ne ilginçtir ki; işe aldığı kişilere maaş ödemek bir yana, bu süreçte ofisin bazı temel ihtiyaçlarını bile kendi asistanına aldırıyor. Kendisinden para beklentisi içinde olanlara da net kaynağını açıklayamadığı bir yerden milyon dolarların banka hesabına gelmekte olduğu bilgisini veriyor.

O da ne?
İlhan K. yakın çevresine 1’nci kordonda 7 katlı bir binayı 30 milyon dolara aldığını açıklıyor.

Kendi alanlarında son derece yetkin iki mimarı işin içine katarak o binada tadilat başlatıyor.
Hem mimarlara, hem işe aldığı personele “Bu binayı medya için geçici olarak kullanacağız. Medya kurumları için Konak’ta eski Türk Ticaret Bankası’nın olduğu binayı da satın aldım. Orayı en güzel şekilde restore edene kadar 1. Kordon’daki bu binadayız. Daha sonra oraya taşındığımızda burayı tamamen yıkarak otel yaptırmayı düşünüyorum” diye sallıyor.

Ama “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” sözü gerçek oluyor.

Çalışanların parasını ödeyemeyen, mimarlara yaptığı işin bedelini veremeyen ve “Aldım” dediği binanın bedelini de söz verdiği tarihte bina sahibine takdim edemeyen İlhan K. önce o binanın sahibi tarafından kapının önüne konuluyor, sonra da çalışanları tarafından terk ediliyor.

Ama o hala kendisine ulaşanlara hayal satmaya, bıkmadan usanmadan yalan söylemeye devam ediyor.

Ey, İlhan K!
Ne yazık ki kendine yanlış bir alan seçmişsin!
Cumhurbaşkanı’na yakın olduğunu iddia etmekle, Türkiye’nin önde gelen iş insanlarını “Tanıyorum” demekle bir yere varılmaz!

Yalan ile Medya Patronluğu bir arada olmaz!  

Kaynağını gösteremediğin ve “Geldi, geliyor” dediğin paralarla bu işlere hiç girilmez!

Hele hele ofiste kullanılan çayı, kahveyi ve şekeri asistanına aldırmakla hiç patron olunmaz!

Aklını başına al ve kendine gel. Bir daha da ağzına “medya patronluğu” sözünü hiç alma.

Bu işler bu kadar ucuz değil!


Gazeteciler olarak senin gerçekleşmeyecek hayallerinin ve peş peşe söylediğin yalanlarının ortakçısı olamayız!

Yalanların senin, kalemlerimiz bizim olsun.

Unutma bak, yine aynı yalanlarına devam edersen bir sonraki yazı daha ayrıntılı olur. Burada yazmadığım konulara da girerim.

Bilmem anlatabildim mi?

 

Yazarın Diğer Yazıları