Altılı masa yıkıldı!...
Mustafa Toygar
- 545
6’lı masa ve masa dışındaki muhalefet, siz yapılacak seçimlerin önemini ve ne manaya geldiğini hiç anlamamışsınız.
Şahsen en çok korktuğum gerçekleşti, taht kavgası…
Önümüzdeki aylarda yapılacak seçimlerin, sıradan bir cumhurbaşkanlığı seçimleri olmayacağını, ‘Demokratik Parlamenter Cumhuriyetten’ yana olanlar ile ‘Partili Tek Adam’ rejiminden yana olanlar arasında geçecek bir tercih olacağını düşünüyorduk.
Bu seçimin tek gündemi olmalıydı, Demokratik Parlamenter Cumhuriyetin yeniden inşası. İsimler hiç önemli değildi. Devlet her geçen gün yıpranıyor, güç kaybediyor. Siz ne yapmak istiyorsunuz?
Politikanın ne kadar rezil bir şey olduğunu bir daha gördük, bırakın bu Bizans oyunlarını, taht kavgalarını biraz da milleti düşünün.
Ne olur biraz devlet adamı olun, devleti ancak devlet adamları yönetebilir. 25 yıl önce yazdığım bir makale vardı; “Türkiye’nin en büyük sorunu kaht-ı ricaldir” Kaht-ı rical efendim; devlet adamı yoksunluğu demektir. Bugünlerde çok acil ihtiyacımız var.
George Pompidou diyor ki; “Kendini ulusuna hizmet etmeye adayan siyasetçiye devlet adamı denir. Ulusun kendisine hizmet etmesi gerektiğini düşünen devlet adamına ise politikacı denir.”
Türkiye’de en çok bulunan politikacı, lütfen bizim biraz da devlet adamına ihtiyacımız var.
Bu parti başkanları seçimlerde millete ne anlatacaklar merak ediyorum, kendileri anlamamış ki bu seçimlerin ne manaya geldiğini ve önemini.
Parti Başkanları etraflarındaki dalkavuklardan kurtulmalıdır. Montesquieu; “Bir ülkede dalkavukluğun sağladığı çıkar, dürüstlüğün sağladığı çıkardan daha verimli olursa o ülke batar” diyor.
Yine Montesquieu diyor ki; “Gideceği limanı bilmeyen gemiye hiçbir rüzgârdan hayır gelmez”
Ey muhalefet, 6’lı masa olarak iki yıldır sürekli toplanıyorsunuz ama bir rota bile tespit edememişsiniz. Hâlbuki halk sizden fazla bir şey beklemiyor ama rotası çok açık ve net. Partili tek adam rejiminden kurtulmak istiyor, o kadar.
Siz politikacısınız, bu seçim inşallah yapılabilirse sonrasında 3 yıl içerisinde biri anayasa referandumu olmak üzere iki seçim daha mutlaka yapılacaktır. Evet, 3 yıl içerisinde toplamda 3 seçim yapılacağını mutlaka öngörüyorsunuzdur. Kozlarınızı paylaşacağınız zamanlar olacaktır bu kadar sabırsız olmayın. Sadece; demokrasinin, hukukun, adaletin, liyakatin, ekonominin rayına oturtulması için acele edin.
Türkiye’nin hiçbir iktidarın, 4-5 yılda altından kalkamayacağı devasa sorunları vardır, bırakın bu taht kavgasını.
AKP+MHP iktidarını halk gönderecektir, orada şüphe yoktur, yeis’e kapılmaya da gerek yoktur. Kendinizi de, siyaset kurumunu da, Türkiye’yi de yıpratmayın. Sorunların çözümünü de zorlaştırmayın.
İki yıldır, Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ile Kemal Kılıçdaroğlu konuşuluyor. İki yıldır sürekli toplanıyorsunuz halk da sizin için bir şeyler yapıyorlardır diye düşünüyordu. Ancak siz toplantılarda çayınızı-kahvenizi içmiş, biraz sohbet etmiş biraz da tartışmışsınız ama bir neticeye varamamışsınız.
Yüzde 60 oyumuz var diyorsunuz, yani 51 milyonun içerisinden bu üç muhterem zattan başka aday bulamadınız mı? İşin garip tarafı seçimler kapıya dayandı siz hala bu üç adaydan hangisi olsun karar verememişsiniz. İsimler bu kadar önemliyse ve bir karar veremiyorsanız ne diye iki yıldır toplanıyorsunuz? Yukarıda da ifade ettiğim gibi isimler hiç önemli değildi, tek gündeminiz olmalıydı.
İlla uygun bir aday olmalı diye düşünmüşseniz bana göre bu üç aday da uygun değildi. Çünkü iktidara geldiğinizde önünüze çıkacak en zorlu süreç ekonomiyi yönetmektir.
Sağ seçmenin de oy verebileceği, uzun yıllardır ve halen CHP milletvekili olan Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı yapmış İlhan Kesici ’den daha çok ekonomiyi bilen var mı aranızda? Liyakat diyorsunuz bakın İlhan Kesici’nin kariyerine ve CV’sine, söyledikleriniz hep lafta mı kalacaktır? İşte liyakatin ağababası.. Siyaseti biliyor, devleti biliyor, ekonomiyi biliyor, her kesimden oy alabilecek bir profil
Meral Akşener’in 6’lı masada; Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu’nu cumhurbaşkanlığı adaylığı için teklif etmesi doğaldır ancak masayı devirdikten sonra CHP Belediye Başkanları olan bu zatlara adaylık teklif etmesi çok şık değildir. Bu şartlarda bu iki değerli belediye başkanımızdan hangisi aday olacaksa CHP üyeliğinden de istifa etmelidir.
Görünen o ki bu konuda daha çok yazacağız, şimdilik sıcağı sıcağına bu kadar.
Yazımızı Mahatma Gandi’nin bir sözü ile noktalayalım:
Gandhi'ye göre dünyanın 8 hatası:
1. Ahlaksız ticaret
2. İlkesiz siyaset
3. Niteliksiz eğitim
4. Emeksiz zenginlik
5. Vicdansız haz
6. İnsaniyetsiz bilim
7. Gösterişe dayalı ibadet
8. Kanunsuz adalet