31 Mart 2024 seçimlerini demokrasi kazandı…
Mustafa Toygar
- 954
Öncelikle, seçimlerin Yüce Türk Milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Şahsen hangi partinin kazandığını değil, Türkiye’nin demokratik bir ülke olarak yoluna devam ediyor olmasını daha çok önemsiyorum. 31 Mart seçimlerinin Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, bu manada çok önemli bir ufuk açacağını düşünüyorum.
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde seçmen 6’lı masa garabetine kuşkuyla bakmıştı. Bu çok başlı masanın dağılması ve CHP’deki yeni yönetimle birlikte muhalefet CHP’de birleşerek bu partiyi 47 yıl aradan sonra birinci parti haline getirmiştir.
Bu seçimlerde CHP’nin en büyük ve seçim kazandıran sloganını bir hatırlayalım; “Türkiye ittifakı için oy istiyoruz”
AKP+MHP+HÜDA-PAR iktidarına muhalif olan, siyasi görüşü itibariyle her kesimden seçmen Türkiye ittifakında bir araya geldi.
Bugünden itibaren CHP de kendine çekidüzen vermeli, kendisine oy veren siyasi yelpazedeki; sosyal demokratları, milliyetçileri, muhafazakârları, liberalleri, hatta demokrat Kürt seçmenleri kucaklamalıdır.
Zaman ilerledikçe, CHP’ye oy veren her seçmen, bu benim de partim diyebilirse ki bu durumu CHP yönetimi sağlayacak o vakit hiçbir ittifaka gerek kalmadan Türkiye İttifakı ile yapılacak ilk seçimlerde iktidarınız hayırlı olsun.
Unutmamak gerekir ki bu seçimleri asıl AKP+MHP iktidarı kaybetmiştir. Adaletten, devlet yönetimine, ekonomik çöküşe, emeklinin sefaletine varıncaya kadar kötü yönetim mağlubiyete imza atmıştır. CHP’nin ekstra bir şey yapmasına gerek kalmamış ancak bundan sonraki belediye yönetimlerindeki performansları başarının anahtarı olabilecektir.
CHP, Atatürk’ü tekrar okuyup kendi milliyetçiliğini Atatürk milliyetçiliği düzlemine getirmelidir. Üstelik Türkiye’de milliyetçilik dalgası yükselirken CHP bu konuyu es geçemez aksine milliyetçiliği kullanarak daha da büyüyebilir.
CHP, başta; Din ve vicdan özgürlüğü, Düşünce, kanaat ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, Toplantı hak ve özgürlüğü gibi tüm özgürlük alanlarını teminat altına alacakları konusunda gelecek seçimlere yönelik seçmeni ikna etmelidir.
En önemlisi de CHP, bugünden itibaren ülke sorunlarını içselleştirerek; bilim adamlarını, Türkiye’nin yetiştirdiği her kesimden yetkin bilirkişileri bir araya getirerek iktidara gelecek gibi dersine çalışmalıdır. İktidara geldikleri günün ertesi gün hiç vakit kaybetmeden icraata başlamalıdır. Zira Türkiye’nin sorunları Ağrı dağını aşmıştır ve kaybedecek zamanı yoktur.
Gelelim partiler bazında kaybeden ve kazananlara
Bu seçimlerin tartışmasız, net olarak kazananı; CHP ve Yeniden Refah Partisidir.
Sandıkların %95’i açılmışken CHP yarışı %37,5 oyla birinci parti olmuştur. Bir önceki 6 partinin ittifakı ile girilen belediye başkanlığı seçimlerinde kazanılan belediye başkanlığı sayısını bu seçimlerde CHP tek başına ikiye katlamıştır. Özellikle; Ankara, İstanbul, İzmir, Adana gibi Büyük Şehirlerde ilçe belediye başkanlıklarının da çok büyük ekseriyetini kazanmıştır.
Yeniden Refah Partisi milletvekilliği seçimlerinde yüzde 3 civarındaki oylarını yüzde 7 civarına çıkartmıştır ki bu seçimlere 34 parti katılmış ve 6’lı masanın 5 partisi dâhil küçük partilerin tamamı tuzla buz olmuşken. Bu parti; DEM, MHP ve İYİ partilerini de geçerek üçüncü parti olmuştur.
Kaybedenlere gelince, açık ara İYİ Parti bu seçimlerin en büyük kaybedeni olmuştur. İYİ Parti adeta harakiri yapmış ve kendini yok etmiştir. Akşener gıcıklığı CHP’ye yapıyorum derken kendisine yapmıştır. Görünen köy kılavuz istemez ama yine de 14 Kasım 2023 tarihinde bu köşemizde kaleme aldığımız yazımızda Meral Akşener’e dostça uyarıda bulunmuştuk. “Meral Akşener yanlış yolda, uyarımdır!...” Başlıklı yazımızı, bu yazımızın sonunda tekrar paylaşacağım ama orada kısaca şunu söylemiştim: “Milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimleri ile belediye başkanlığı seçimleri çok farklıdırlar. Orada yapmanız gerekenleri yapmadınız ve bunun yanlış olduğunu gördünüz. Şimdi orada yapmanız gerekenleri Belediye seçimlerinde yapmaya kalkışıyorsunuz. Yine yanlış yapmış olacaksınız. Siz AKP’ye mi çalışıyorsunuz anlamıyorum”
Kaybedenler kervanına 6’lı masanın diğer 4 partisi ve diğer ufak partileri hiçbir varlık gösteremedikleri için ekleyebiliriz.
AKP’ye gelince bugünkü oyları %35 civarında gözüküyor ki bir önceki 2019 da yapılan seçimlerde %43 oy almış bir partinin kaybettiğini net söyleyebiliriz. Kaldı ki bu %35 oyun tahminen %5’inin MHP’ye ait olduğunu da düşündüğümüzde mağlubiyet aşikârdır.
Ben yine de; AKP’nin 22 yıllık iktidarı boyunca sorunları devasa boyutlara getirdiğini, yeni sorunlar eklediğini düşününce hala %30’lar civarında oy almasını çok da başarısızlık olarak göremiyorum. Üstelik; İstanbul, Ankara, Adana, İzmir gibi Büyük Şehirlerde kazanabilecek aday göstermede sıkıntı yaşamış ve de gösterememiştir.
Emeklilerin önemli bir kısmının sandığa gitmediğini de öngörüyorum, oy kullanma oranının düşmesini başka nasıl izah edebiliriz.
Seçmenin iktidara sarı kart göstereceğini düşünüyordum ama fazlasını yaptı kırmızı kart gösterdi.
Son üç seçimlere ittifaklarla gidilmesi partilerin kimliklerini erozyona uğratmış, karşıt düşünceye sahip partiler arasındaki geçirgenlik kolaylaşmıştır. MHP ile HÜDA-PAR aynı partiye, DEM ile Ülkücüler bir başka aynı partiye oy verebilir hale gelmiştir ki bu konu da tartışılmalıdır.
MHP oylarını korumuş gözüküyor, %5 oy aldıkları aldatıcı olmasın AKP ile pek çok yerde ittifakla seçime gittikleri için %5 de AKP’nin içinde oylarını hesaba katmak gerekir.
Son olarak ifade etmek istediğim konu; Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan, CHP Gn. Bşk. Özgür Özel, İstanbul kazananı Ekrem İmamoğlu, Ankara kazananı Mansur Yavaş ile İstanbul kaybedeni Murat Kurum’un seçim gecesi, sonuçlara ilişkin yaptıkları konuşmalar olgun ve olumluydu.
Seçim gecesi benden bu kadar hoşça kalın dostlar
Meral Akşener yanlış yolda, uyarımdır!...
14.11.2023 01:27
Meral Akşener milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaptığı yanlışları kendisi de bir kısmını itiraf etti, o konuda çok bir şeyler söylemeye gerek yoktur.
Milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimleri ile belediye başkanlığı seçimleri çok farklıdırlar. Orada yapmanız gerekenleri yapmadınız ve bunun yanlış olduğunu gördünüz. Şimdi orada yapmanız gerekenleri Belediye seçimlerinde yapmaya kalkışıyorsunuz. Yine yanlış yapmış olacaksınız. Siz AKP’ye mi çalışıyorsunuz anlamıyorum.
Bu aralar uzun uzadıya yazı yazmaya hiç halim yok bu nedenle sadece iki konuya değinmek, uyarmak istiyorum.
Şimdi diyorsunuz ki belediye başkanlığı seçimlerinde CHP ile ittifak yapmayacağız. Belediye başkanlığı seçimleri tek turlu cumhurbaşkanlığı seçimi gibidir. İttifak yapılmadığı takdirde birkaç ilin dışında tüm belediyeleri AKP’nin kazanabileceğini öngörüyorsunuzdur umarım.
“Bizi ilgilendirmez, ha AKP kazanmış, ha CHP kazanmış” diyeceksiniz değil mi?
Öyle değil işte…
AKP, milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin üzerinden silindir gibi geçmiş, belediyeleri de kazandığında bir sonraki seçimleri de her türlü kazanır. Sonrasında AKP’nin adım adım hedeflerine ulaşacağını göremiyor musunuz?
Son yargı krizinin aslında devlet ve cumhuriyet krizi olduğunun farkında değil misiniz?
Geçtiğimiz Cuma namazında vaaz köşesinde oturan bir hoca şöyle diyordu; “2024 yılında hilafeti getireceğiz, yeniden Osmanlıyı dirilteceğiz”
Bunlar aleni yüksek sesle söylenir oldu, siz neyin peşindesiniz? 3-5 öğrencisi kalmış köylere köy ilkokulları açacaksınız değil mi? Siz Türkiye’yi bekleyen tehlikelerin farkında değilsiniz.
İkinci husus, siz önceki seçimlerde Ankara’da Mansur Yavaş’ı, İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nu desteklediniz, bugün diyeceksiniz ki; bunlara oy vermeyin….
İYİ Partiye oy vermiş biri olarak söylüyorum siz bizi emir eri mi sanıyorsunuz?
Üstelik bu iki belediye başkanını Cumhurbaşkanlığına layık gören, bu başkanlardan birinin mutlaka Cumhurbaşkanı adayı olmasını ısrarla isteyen siz değil miydiniz?
Türkiye Atatürk’ünü bekliyor dostlar, partilerin başında maalesef Türkiye’nin sorunlarını kavrayabilen ve çözüm yolları önerebilen bir lider göremiyorum.
Saçma salak işlerle uğraşıyoruz….
Hoşça kalın, bu kadar…”