Gülden Zengin

Fark et...

Gülden Zengin

  • 203

Düş bahçeme hoş geldiniz.

“Ben değişirsem dünya değişir” sözü ile yazıma başlamak istedim. Farkındalıklarımızla her birimizin düş bahçesinde yaratımlarını yaparak yeni bir ben olma yolunda ilerlemesini ve içimizdeki güç kaynağının SEVGİ olduğunu anlamam adına yola çıktım.Çıktığım yolda arayan ben, bulan da ben oldum. 

Derler ki:

“BU DÜNYA BİR OKULDUR”

Sorarlar:

“DERSİM NEDİR?

ÖĞRETMENİM KİMDİR?

DERS ALACAĞIM YER, SINIFIM NERESİDİR?"

deriz ki:

“SENİ DENGESİZ DAVRANMAYA İTENLER

(yani seni çok sevindiren ya da çok üzen)

SENİN DERSLERİNDİR,

SANA BUNU YARATAN  ÖĞRETMENLERİN,

BUNLARI YAŞADIĞIN YERLER:

(evin, mahallen, okulun, ülken ve dünya ise aynalık yapılan)

DERS ALACAĞIN OKULUNDUR”

O zaman bu okuduklarınızı yazan kim, yazdıran kim?

Aktaran, yaşatan, yaşatılanlara SELAM OLSUN!….

Demekten başka ne düşer bize..

Yıllar geçti, arayış dönemleri başladı. Sorun ve sıkıntıların insanı

dönüştüren güç olduğunu, tıpkı bir kelebeğin kozasından

çıkarken, kanatlarının güçlendiği gibi, sıkıntıların da insanı

güçlendiren, güven veren aşamalar olduğunu yaşayan ve

yaşatanlardan olduk.

Şimdilerde, herkesin farklı bir yaşam ortamı ve kimine göre,

sebeplerin sonuçları, kimine göre ise sonucun sebepleri oluşturduğu, OL’ması gerekenin OL’duğu zamansız dönemlerdeki düşlerin farkındalık oyunu olduğunu bilenlerden olduk.

“Biz hiç kimseye, kaldıramayacağı yük vermeyiz” derken “Biz sana Şah damarından yakınız, yani sende tüm güçler var”,

“UYAN, fark et” denmekteydi.

“KIYAMET de uyanmak, dirilmek, yani FARK Etmek, değil mi ?”

Dilerim arayışta olan veya sıkıntıları neden çektiklerine mana

veremeyen ÖZ’de BİR olduğumuz, Birlik Kardeşlerime Işık

yani Farkındalık olur.

Bilirim, kimseye öğüt gerekmez.

Bilirim, soru soran cevabı bulmayı hak eder.

Bilirim, çaba anahtardır.

Bilirim, salt okuma ile bu iş olmuyor.

Bilirim, farkındalık kapısı, içerden dışarıya açılır.

Bilirim her CAN, kendi biricik sürecini yaşar.

Her birimiz Yaratıcı YüceCAN’dan Esma’lar dediğimiz özelliklerin

farklı oranları ile karıştırılıp bedenlenmişiz. Bunlarla, kendi

kendimiz ile BİR’den Bir’e bir saklambaç oynuyoruz.

Belki bir, belki birçok kerede ama en sonunda bulmak, buluşmak,

bilme süreçlerinden geçip SOBE diyeceğiz ?

Saklambaç mı? Kendini Bilen Yaratanı Bilir.

Kendini kendinden gizleyene ne denebilir..?

Hiç insan kendi kendisi ile saklambaç oynar mı ?

İnsan oynamaz ise KİM OYNUYOR?

Aramaya istekli olanlara, SOBE demeleri düşüncesi ile…

Bu bir SAKLAMBAÇ oyunu ve sendeki gücü açığa çıkartmak için,

yolculukta sana bunları veren,kazandıran,kaybettiren, kendin ,

kendi bütünlüğün, seni senden gizleyen ve aranıp bulunmayı

bekleyen bir gizli sevgili olabilir mi ? 

SOBE diyecek misin..? Haydi o zaman vakit geldi. İşte SOBE!

İnsana kendi vicdanı, farkındalığı yeter, deme yolunu

aramaktadırlar da ne aradıklarını da bilmemektedirler.

Beden motivasyonu cennet, yakıtı ise suç-ceza veya

hayır-ödüldür.

GEL CAN GEL, BİR AN’da GEL

Suyun sevgisi, arayışı, bağrından kopup geldiği okyanusadır,

Okyanusa kavuşmak için, dert ve sıkıntılardan geçse de,

Sonunda, kendi akış yolunu bulur,

DedemCAN’ın yaptıkları da bir dengesizlik yarattı ise,

BilgeCAN bilir ki, süreç devamlılık halindedir..

Genlerimde taşırım, yapılanları,

Beraberimde getiririm gölgeleri…

Ve ben dediğim, DedemCAN’da yaşayan idi.

Ve dedem erik yedi ise benim dişim kamaştı,

O zaman ben kimi kime şikayet edeyim,

BEN dediğim bende yok ki

Gel CAN gel, Koşulsuz Sevgi farkındalığına gel,

Suç da yok, suçlu da, OL dedik ve Olduk.

Bir garip oyundur bu, kendinden kendine oynanan

Gül ile bülbülün birbirine olan bağı, SIR dediğin SEVGİDİR.

DedemCAN, BenCAN ile YüceCAN ise, hepsi ile, hepsinde Saklambaç Oynamakta.

BEN yok,

BİZ’e, BİR AN’da GEL

Zihin dediğin seni geçmişte yaşatır,

Ben dediğin seni gelecek kaygısına, düşüncesine hapseder.

Koşulsuz Sevgi, sende başlar, senden yayılır,

Gel CAN gel, BİR’liğe giden yola, BİR AN’da GEL.

“Dün gece durdum da Şöyle bir düşündüm,

Kimdir, nedir bu savaştığım, bana huzursuzluklar veren kim diye,

Koştum gittim yokuşun başına, tuttum kaldırdım başını,

Baktım da kaldım, bana bakan beni görünce,

Bunca zaman savaşım, kendi kendimle imiş,

Dert dediklerim, benim benimle olan oyunum, dermanım imiş,

Fark ettim ki, "Çare Dışımda" dediğim anda, Çare BEN deymiş

Kendim olduğumu fark eden, Koşulsuz Sevgi ER’iyim”

Kimin, neyi neden sergilediğini ne bilirsin…

Dinledin mi CAN kardeşini, herkesin bir hikayesi var..

Bütünü kucaklamak mı istiyorsun, iyisi mi, var OL’an her şeye,

KOŞULSUZ SEVGİ ile kabul ver. Sevenlerin diyarına gel..

Sadece SELAM de..

Sevgilerimle.

Yazarın Diğer Yazıları