Dr. Vehbi Kara

Müslümanlardaki Fakirliğin Nedenleri (2)

Dr. Vehbi Kara

  • 636

İslam ülkelerindeki fakirliğin nedenleri 3 yüzyıldan fazla bir zamanda hala geçerliliğini sürdürmektedir. Dikkatle incelenmesi gerekir. Geçim yani maişet için geçerli ve tabii üç yol vardır. Bunlar:
1. San’at (Profesyonel Meslekler: Avukatlık, Mühendislik, Esnaflık vs.)
2. Ziraat (Çiftçilik ve Hayvancılık)
3. Ticarettir. (Tüccarlık, Bir Kısım Hizmet Sektörü, Gemicilik vs.)
Bediüzzaman Münazarat isimli eserinde bu konuya açıklık getirerek devlet kapısında dilencilik manasında olan memuriyetin ülkemizin gelişmesinde ne derece olumsuz etkisi olduğunu ifade etmiştir.
Bediüzzaman Münazarat isimli eserinde bu konuya açıklık getirerek devlet kapısında dilencilik manasında olan memuriyetin ülkemizin gelişmesinde ne derece olumsuz etkisi olduğunu ifade etmiştir. Şöyle söylemiştir:
“Biz, gayr-ı tabiî ve tenbelliğe müsaid ve gururu okşayan imaret (emirlik=yöneticilik) maişetine el atıp, belamızı bulduk… Gayr-ı tabiî ise, memuriyet ve her nev’iyle imarettir. Bence imareti, ne nam ile olursa olsun, medar-ı maişet (geçim vasıtası) edenler bir nevi cerrar ve aceze ve seeledir (dilencidir). Fakat hilebaz kısmında… Bence memuriyete veya imarete giren, yalnız hamiyet ve hizmet için girmelidir. Yoksa yalnız maişet ve menfaat için girse, bir nevi çingenelik eder. İşte memuriyet filcümle ve askerlik bilcümle bizde olduğu için, servetimizi israf eline verip neslimizi etrafa saçıp zayi’ ettik. Eğer öyle gitse idi, biz de elden giderdik”.
Burada memuriyet ve askerliğin ancak vatana hizmet ve hamiyet için yapılabileceğini fakat asla para kazanmak amacı ile yapılmaması gerektiğini ifade etmektedir. Eğer bir insan para kazanmayı öncelikli olarak düşünüyor ise yapılması gereken devlet memurluğuna girmek değildir. Bunun için doğal ve fıtri olan yol ticaret (ki hadiste rızkın yüzde doksanının ticaretten kaynaklandığı ifade edilmiştir), sanat ve ziraat olduğu anlatılmaya çalışılmıştır.
Bediüzzaman yine bu eserinde ve diğer başka kitaplarında Müslümanların üç büyük düşmanını şöyle belirlemiştir. Bunlar:
1. Cehalet
2. Zaruret (fakirlik olarak ele alınabilir)
3. İhtilaf (menfi ihtilaf yani ittihad yerine düşmanlık) olarak tespit edilmiştir. Eserlerinde teşhisin yanında tedavi yöntemlerini dahi ortaya koyan Bediüzzaman şu hususlarda gayret edilmesi ve icraat yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.
Cehalete karşı “Eğitimi”; Zaruret denilen fakirliğe ve geri kalmışlığa karşı: “Temel meslekler” yani “ziraat, ticaret ve sanatı” tavsiye eder, İhtilafa karşı ise “İttihadı” esas tutar.
İşte bu kaide ve kurallara uyulduğu takdirde ekonomik bağımsızlık sağlanmış olur. Batılılar Müslüman ülkelere hala düşman nazarı ile bakmakta ekonomik olarak gelişmemize mani olmak için ellerinden gelen bütün gayreti göstermektedir. İşte yukarıda saydığımız bu maddelere uyar isek önümüzdeki engelleri kolaylıkla aşabiliriz. Peki bu engeller nasıl aşılacaktır? Bunları bir başka yazımıza erteleyerek şimdilik nihayet verelim, vesselam…

 

Yazarın Diğer Yazıları