Dr. Vehbi Kara

Meçhul Asker Anıtında Tören

Dr. Vehbi Kara

  • 1003

Ülkmizde yeniden hortlatılmaya çalışılan garip bir putperestlik hastalığı vardır. Pagan dinlerinde olduğu gibi ölümlü ve aciz bir yaratık olan insanlara karşı belirli zaman ve aralıklarda önlerinde serfüru ettirip baş eğdiriyorlar.
Özellikle devlet başkanlığı yapmış insanlara "sen olmasaydın olmazdık" diyecek kadar ileri gidilerek tapınma törenleri yapılıyor. Bir aklı başında insan çıkıp da "yahu ne yapıyorsunuz, bu şekilde heykellere tapılır mı?" diyemiyor.
Avrupa'da hatta Sovyet Rusya da bile şahısları aşırı derecede yüceltmek yerine vatanı uğruna ölmüş insanlar adına anıtlar yapılıp onlara saygı törenleri yapılır. Bizdeki insanlar ise Hindistan'daki gibi Hindu ve Budist heykeller önüne geçip önünde boyun eğmekten bir türlü vaz geçmiyorlar.
Oysa İslam dini sanemperestliği şiddetle men ettiği gibi, sanemperestliğin bir nevi taklidi olan suretperestliği de reddeder. Camilerimizde resim ve heykellere rastlayamazsınız.  
Şükürler olsun ki; camilere heykel ve resimleri sokamadılar lakin şehir meydanlarına ve resmi binaların hemen her yerine bunları yerleştirmekten bıkmayan insanlara rastlıyoruz. İşin kötüsü ise bunu medeniyet icabı yaptıklarını söylüyorlar.
Halbuki Batı medeniyeti; 20. Yüzyıl ortalarından itibaren bu putçuluk derecesine kadar çıkan heykel ve suretlerden kendilerini kurtarmıştır. Tören yapılan mahallere "meçhul asker" anıtları dikip vatanı uğrunda ölen insanların hatırasını korumaya çalışmaktadırlar.
Buna karşılık baskı rejimleri ile yönetilen devletler, devlet başkanının resmini her yere asmaktan hatta bütün paraların üzerine resmetmekten bir türlü vaz geçmezler. Bu durum yani gölgeli ve gölgesiz suretler, ya bir zulmün sembolü yada cisimleşmiş bir riyakarlığın göstergesidir. 
Devlet başkanı olmuş birisine zaten o koltuğa oturmuş olmakla büyük bir lutuf ve ihsan, halk tarafından verilmiştir. Yönetimi emanet etmek yeterlidir. Peki bu heykelllere tapınma ne demek oluyor?
Sanemperestlik adı verilen bu durum aslında pagan yani ilkel dinlerdeki putperestlik inancının günümüze yansımasıdır. İlkel toplumların putperest inanış gelenekleri günümüzde şekil değiştirerek sanat eserleri adı altında yaygınlaştırılmak istenmektedir. Halbuki bu ilkelliğe ülkemizde de bir son vermek gereklidir. Ne derece aşağılandığımızı ve geri bırakıldığımızı yaşadığım bir hatıra ile anlatmaya çalışayım.
1990 Yılında askeri gemiler ile Sovyetler Birliği’nin Sivastopol limanına gitmiştik. Sovyet Donanması ev sahipliğinde çeşitli ziyaretler ve askeri törenler gerçekleştirdik. Hatta Sivastopol'daki resmi geçit esnasında tören kıtası komutanı olarak Panorama meydanındaki Meçhul Asker anıtı önünde geçiş merasiminde bulunduk.
Bu ziyarette şunu çok iyi anlamıştım. Sovyetler Birliği parçalanıyordu. Meçhul asker anıtı önünde yapmış olduğumuz tören aynı zamanda Sovyetler Birliği’nin mezar taşını dikme töreniydi. Nitekim ertesi yıl yani 1991'de Sovyetler Birliği tam 15 parçaya bölündü. Bunlardan 5 tanesi Türk Devletiydi ve Azerbaycan hariç tek bir kurşun atmadan bağımsızlıklarına kavuşmuşlardı.
Komünist Partinin Lideri Gorbaçov, Glasnost ve Perestroyka adı altında girişimlerde bulunmuş batmakta olan Sovyet ekonomisini kurtarmaya çalışmıştı. Lakin Afganistan ve Çeçenistan yenilgileri, komünist rejime karşı düşmanlık meydana getirmişti. İşte böyle bir zamanda Türk Savaş Gemilerinin Sivastopol ziyareti komünist rejimin yıkılması adına güzel bir fırsat olmuştu.
Bu töreni yaptıktan sonra kendi ülkemi sorgulamaya başladım. Komünist bir ülkede dahi Marx, Lenin veya Stalin yerine; vatanları için ölmüş insanların adına tören düzenleniyordu. Şahıslar bitmiş; bütün bir millete saygı duyulması isteniyordu. 
Fakat kendi ülkemde ülkeyi bir kişinin kurtardığı iddia edilerek onun hatırası dile getiriliyor başka hiç bir kişiye bu kişi kadar saygı ve hürmet gösterilmiyordu. Devlet yöneticileri adeta göklere çıkarılıyordu. İşte ülkemizdeki bu abartılı törenleri sorgulamam bu yıllarda yani 1990 yılında başlamıştı.
Aradan tam 28 yıl geçti. Ne yazık ki ülkemizde bu konuda hiçbir olumlu gelişmeye rastlamadık. Meçhul asker anıtları dikerek vatanı uğrunda şehit olmuş askerlerimizin hatırasını yad etmek yerine; devletin başına gelmiş ve tek parti yönetimi ile ülkeyi balyoz bir yumrukla idare etmiş şahıslara medih ve senalarda bulunmaktan vaz geçemedik.
Yurtdışına ticaret gemileri ile yaptığım seyehatlerde dahi bu acı durumu çok daha iyi görüp değerlendirme yapabiliyorum. Özellikle Avrupa da meşhur diktatörlerin heykelleri yerine vatanı için ölen askerler adına inşa edilen meçhul asker anıtlarında törenler icra ediliyor. 
Batı medeniyeti adı verilen çoğu Avrupa ulusunun geldiği nokta budur. Fakat bizde hala tek bir kişinin heykelleri önünde tören yapılır. Bunun benzeri merasimlere Hindistan'da Hindu ve Budist tapınaklarında rastlamak mümkündür. Uzun süre uzak doğuda çalıştığım için bu duruma sık sık şahit olmuşumdur. İnsanlar putlaştırılarak önünde secde edildiğine dahi rastladım.
İslamiyet ise puta tapınmayı reddeder. Mekke fethedildiğinde Lat ve Uzza putları bizzat Peygamberimiz aleyhissalatü vesselam tarafından yıkılmıştır. Aradan 1450 yıl geçmiş olmasına rağmen hala Mekke müşriklerinin tapınma törenlerine benzer durumları müşahade ediyoruz.
Bu dünya aleme terakki dünyası olmuş. Fakat ne yazık ki eski hastalık ve inançlarımızdan hala kurtulamarak yerimizde sayıyoruz, vesselam...

 

Yazarın Diğer Yazıları