Dr. Vehbi Kara

Bir Aileyi Yaralayacak Kadınlar

Dr. Vehbi Kara

  • 691

Kadın düşmanı kapitalistler hiç durmuyor her gün bir tuzak daha kurup zavallı kadınları yuvalarından koparmak için Şeytanın dahi aklına gelmeyen işler yapıyorlar. İşte bunlardan bir tanesini de JPMorgan Chase Vakfı yapmış. Hükümet yetkilileri ve bürokratlar ise uyumakla meşguller. Yetmedi bu hain ve alçak tuzaklara kadınlarımızı yem etmek için var güçleri ile destek olup çaba sarf ediyorlar.
Bazı boyalı basın yazarları da sazan gibi bu yemlere atlayarak akıllarınca iyi iş yaptıklarını zannediyorlar. Sponsoru bol, destekleyeni de çok olunca yandı gülüm keten helva. Gel de bu pislikleri temizle bakalım. İşin kötüsü bu fena işlere karşı benden başka kimse karşı çıkıp cevap vermiyor. Hükümet ise var gücü ile bu ahlaksız ve kapitalist uşağı olmuş ahmakları teşvik etmekle meşgul. Fazla rahatsız etmemek lazım zira işleri başlarından aşmış durumda. Özellikle aileyi yok edip sermaye piyasasına yeni kadın uşaklar kazandırmak çok çaba sarf ediyorlar. Haklarını yememek lazım.
Hükümetin övündüğü şeye bakın. Başbakan ve Çalışma Bakanı iftiharla kadın işgücünü “% 30’lara çıkardım” diye bayram yapıyor. Gören de ne büyük iş başarmışlar, diyecek. Bunlara ağır sözlerle mukabele etmek lazım lakin ben terbiyemi bozmamaya çalışacağım.
Ey Başbakan ve ey kadınları yuvalarından koparmaya yemin etmiş aile düşmanı bürokratlar. İyi halt ettiniz! Sizin bu yanlış politikalarınız yüzünden toplumumuzun temeli olan aileyi ortadan kaldırdınız. İşin kötüsü yaptığınız yanlışı fark edemeyecek kadar sarhoş olmuşsunuz. Boşanmalar artıyor, aile faciaları çığ gibi büyüyor bunun sebebini hiç düşündünüz mü?
Sizin kafanız basmıyor besbelli. Azıcık kafanızı çalıştırmak için Batı dünyasından örnekler vereyim. Belki uyanmaya vesile olur…
İlk örnek Steven ve Glory ailesinden. Üç yıllık evli bu çiftin oğulları Esra doğduktan sonra anne Glory işinden ayrılıp tüm vaktini çocuğunun bakımına ayırıyor. Yakın bir zamanda karısının ne kadar özverili davrandığıyla ilgili bir yazı yayınlayan Steven, karısının emeklerini asla karşılayamayacağını söyleyerek aslında yuvayı dişi kuşun yaptığını söylemektedir. Şöyle diyor:
“Karım her gün evde kalıp oğlumuzla ilgileniyor. Bezini değiştiriyor, onu besliyor, onunla oynuyor, onu uyutuyor ve sıkıntılı olduğunda onu rahatlatıyor. Bunlar sadece yaptıklarının minimum ifadesi. Tabi ki oğlumuza bakıyor olmak ebeveyn olmanın doğal bir sonucu ama aynı zamanda bu durum ciddi bir miktar paranın elimizde kalması demek”
Amerikalı Steven, karısının evde yaptığı tüm işlerin bir yıllık parasal karşılığını şu şekilde hesaplamış:
1. Tam zamanlı çalışan bir dadının yıllık ücreti 36.660 $
2. Evin temizlenme masrafı (yıllık) 5.200$
3. Kişisel aşçının yıllık ücreti 12.480$
4. Faturalar ve bütçe ile ilgili yardımcı olan bir finans asistanının yıllık ücreti 3.900$
5. Kişisel alışveriş elemanının yıllık ücreti 13.520$
6. Profesyonel davetlerde size eşlik edecek bir asistanın bir yıllık masrafı 900$
7. Yıllık çamaşır servisi ücreti 1.300$
Toplamda 73.960$ lık bir yıllık paradan bahseden Steven, bunu karşılayamayacağını itiraf ediyor ve diyor ki:
“Tabi ki çocuğumuzun bakımın dışında kendi harcamalarımız da oluyor ve karım kendisi için alışveriş yaptığında kendini suçlu hissettiğinde çok utanıyorum. Aslında hak ettiği çok çok daha fazlası. Karım beni seviyor, oğlumuzu seviyor, ailemizi seviyor ve yaptığı her şeyi sevgisiyle yapıyor. Bunu biliyorum ve onu ne kadar takdir ettiğimi herkesin bilmesini istiyorum”
Steven, aile içinde annenin rolünü parasal analiz yaparak belirtmeye çalışmış. Aslında ailenin devamında ve güçlü kalmasında annenin o kadar büyük bir etkisi vardır ki atalarımız “yuvayı dişi kuş yapar” derken boşuna bu sözü söylememişlerdir.
Çocukların sağlam karakterli olmasından tutun da şefkat ve merhamet duygularının yerleşmesi açısından annenin rolü kelimelerle anlatılamayacak kadar büyüktür. Kreş ve anaokullarında merhamet görmeyen bir çocuğun şefkatli olmasını beklemek mümkün müdür?
İşte bunun gibi ev hanımı olmanın önemini yıllar önce gören Amerikalı kadınlar kitaplar yazıp bunu halka anlatmaya çalışmışlar. Konu ile ilgili olarak “The Two-İncome Trap” yani “İki Gelir Tuzağı” isimli eseri ile meşhur olmuş Elisabeth Warren ve Suzanne Venker isimli yazarlar bundan tam 15 yıl önce kitaplar yazmışlar. Moda dergilerini kaçırmayıp haftalık tercümesini yaparak yayınlayacak kadar gelişmiş basınımız ve akademik camia nedense bundan zerre kadar haberleri yok. Amerikalı kadınların bu çalışmalarının binden biri ülkemizde maalesef yapılmıyor.
Hadi böyle şeyler kapitalizme köle olmuş boyalı basının işine gelmiyor anladık. İyi de devlet ne güne duruyor. Aileyi korumayı anayasaya sokan devlet, niçin aile katliamına göz yumuyor? En azından bu ve benzeri çalışmaları desteklemeleri gerekmez mi? Hadi aileyi bu canavar kapitalistlere yem yaptın. Peki, hiç olmaz ise bu Şeytanca planların aleyhinde olan benim gibi bir iki insanı dinlesen ne olur. Vakit kaybı mı olacak. Neyse burada terbiyemi bozmamak için çaba sarf ediyorum…
Prof. Dr. Elizabeth Warren, kadınların çalışma hayatına atılması ile birlikte ortaya çıkan sorunları yıllar boyu süren çalışma ve analizleri ile ortaya koymuş hatta “İki gelir Tuzağı” isimli eseri ile meşhur olmuştur. Yale Üniversitesinde Profesör iken onun bu konudaki çalışmalarından dolayı Demokratlar, siyasete atılması için çaba sarf etmişler nihayet senatör olarak parti politikalarında öncü roller vermişlerdir.
Suzanne Venker ise yine aynı isimle yayınladığı kitabında daha kapsamlı ve geniş analizler yaparak kadınların çalışma hayatına atılmasını, bir tuzak olarak ele almıştır. ABD’nin çeşitli eyaletlerinde seminerler vererek Amerikan kadınları üzerinde oynanan oyunları boşa çıkarmaya çalışan bu kadınları destekleyen devlet kurumları ve birçok Amerikalı sivil kuruluş vardır.
Fakat ülkemizde bu fikirleri ele alıp söylemek cesaret ister. Kimse bu konuyu inceleyemez. Zira sadece medya değil devlet dahi acımasız vahşi kapitalistlerin işgali altına alınmıştır. Durmadan ev hanımlarını aşağılamakla meşgul bu zavallı insanları uyandırmak için bu yazıların çok büyük önemi vardır.
İşte yapılan yüzlerce sistematik tuzaklardan sadece bir tanesini arz edeyim. Ballandıra ballandıra anlattıkları iki gelir tuzaklarından bir tanesini deşifre edeyim. Bakalım devletimiz uyanacak mı?
JPMorgan Chase Vakfı gibi kadın istihdamı konusunda ciddi yaralar meydana getiren kuruluşlar, Bedriye Hülya adında çok başarılı bir yerli işbirlikçisi bulmuşlar. Hülya'dan kadın istihdamı, girişimciliği ile ilgili bir projeyi kendilerine sunmasını ve doğrudan destek vereceğini iletmişler.
Hülya hanım zaten nasıl becersem de ailenin canına kibrit suyu döksem diye zaten sürekli bu tarz projelere kafa yorduğundan hazırladığı 10 projeyi hemen devreye sokmuş. İçlerinden bir tanesi şu: “Bizbize Kadınlar İçin Fikir ve Destek Ünitesi Projesi”. Bu proje vakıf tarafından çok beğenilmiş. 2017 sonunda 300 kadını girişimci ya da çalışan olarak istihdama katacak proje için düğmeye basmışlar. Projenin sloganı ise çok çirkin zira ev hanımlarını utanmadan aşağılayan bu işe “Bir işe yaramak istiyorum” adını vermişler. Sanki dünyanın en zor işini yapan ev hanımları bir işe yaramıyor. Terbiyesizliğin bu kadarına pes doğrusu!
İşte kapitalist vahşiler önce propaganda yaparak beyin yıkayıp daha sonra zehirlerini kusmada pek mahir dolap çeviriyorlar. Bu tuzağa dikkat çekmek için yazının başlığını özellikle “Bir Aileyi Yaralayacak Kadınlar” olarak koydum. Zira farkındalık meydana getirmek gerekiyor. Belki devlet yöneticilerinin ve Aileyi korumadan sorumlu bakanlığın dikkatini çekmeye muvaffak olurum.
Bedriye Hülya Hanım, kültürel ve sosyal hayatta kadınların değişen rollerine ayak uydurmalarını hızlandırabilmek için sosyal projelere ihtiyaç duyulduğu söylüyor. Fakat bunu yaparken hem cinsi ev hanımlarını aşağılayan sloganları kullandığının farkında değil. Bir insanın aileye ve ailenin bel kemiğini oluşturan anneye bu kadar kolay hakaret edebilmesi dikkate şayandır. Belli ki JPMorgan Chase Vakfı oldukça iyi destek sağlıyor. Bizbize projesini Bedriye Hülya liderliğinde hayata geçirecekler.
İstanbul'da yaşayan lise ve üniversite mezunu, 18 yaş üstü, iş ve sosyal hayat içinde aktif yer almak isteyen 300 kadına eğitimler verilecek. Kapitalist dünyada çok uluslu şirketlere kadın uşak yetiştirmek için yol haritası çizmeyi amaçlıyor. Bizbize projesinde girişimcilik programı, çalışan programı gibi çeşitli danışmanlık ve koçluk hizmetleri sunulacaklar. Bu kapsamda, Ashoka Vakfı, b-fit, Kagider, Kariyer.net, Endeavor Türkiye, Assess Danışmanlık, C@rma, ICF Türkiye gibi kuruluşlardan gönüllü destek alıyorlar.
Pilot olarak İstanbul'da başlayan projenin ilk yılı tamamlandığında 200 kadını garantili işe sokmaktan ve 1000 kadını da gönüllü yapmaktan” bahsediyorlar. 2 bin 500 kadının destek ağına girmesini bekledikleri, 10 bin kadının üye olmasını amaçladıklarını ve kadınlar için sürdürülebilir destek birimi olan “Kuluçka Merkezi'nin” oluşturulmasının hedefleri olduğunu söylüyorlar. Hadi bakalım! Çalışma Bakanlığı bunlara biraz da siz destek olun. Aile nasıl yok edilebilir? Çocuk doğumu nasıl azaltılabilir? Boşanma ve aile faciaları nasıl arttırılabilir? Sorularına cevap arayan bu çalışmaları destekleyiverin! Ne de olsa devletin parası çok. Üç beş milyondan ne çıkar. Kapitalizme köle olmaya yeminli ve ailenin yok olması için canla başla çalışan bu dernek ve vakıflara destek olmak boynunuzun borcudur. Ne de olsa kadınları yuvalarından çıkarmakla övünüyorsunuz. Biraz daha övünün bakalım…
 

Yazarın Diğer Yazıları