Aydın Keskin

Sinir Ötesi...

Aydın Keskin

  • 1804

 

Sabır; stratejinin bir parçası veya en büyük eylemdir  yani "ikinci akıldır".

Bu zamanlarda yaşanan bu hain terör belası milletimizin sabrını  çatlatacak raddeye getirmiştir  hatta çatlatmıştır bile…

Şimdi, hamaset değil de çözüme yönelik bir şeyler söyleyen sorumluluk sahibi kim var ise  dinlemeye hazırız..

 

Öyle karmaşık enformasyon ağı ki!

Kimisi “PKK bitti! Son çırpınışları…” diyor... Kimisi ABD’nin, PKK’yı Ortadoğu’nun jandarması olarak kullandığını söylüyor bu aralar..

Televizyonlarda, basında, bilenin de konuştuğu, bilmeyenin de fikir beyan ettiği bir atmosferde suların durulmasını, taşların yerine oturmasını beklemeye kaldık!

Türkiye, Kuzey Irak'a geçmişte bir çok defa sınır ötesi operasyon yaptı; 35 bin askerle girdiği oldu. PKK'ya zarar verdi ama bitiremedi.  

 Burada mesele, muhtemel bir sınır ötesinin mesafesi, süresi ve asker sayısı olsa gerek.. Yoksa sınır mınır yok ki zaten.. 

1926'da çizilen, Türkiye'nin de kabul etmek mecburiyetinde kaldığı bir sınır bu..

Ve bu sınır çizgisiyle PKK'nın giriş çıkışlarını kalıcı olarak önlemek mümkün değildir! 

Çeyrek asırdır önlenemedi! Bölgeyi bilmeden tanımadan haritaya bakarak çizilen bir sınırla..

Türkiye savunulabilir bir sınır çizgisi oluşturmak için diplomasi yapmalıdır! Sesini BM’de, AB’de, ABD’de, Rusya, Irak ve komşu ülkelerinde yükselterek bu sınır bu şekilde kaldığı müddetçe sınır ötesinin kaçınılmaz olduğu tezini savunmalıdır.. 

 

Irak sınırı fiziki şartları itibariyle güvenliği sağlamaya müsait olmadığından sınırın düzenlenmesi yeniden sağlanıldığı takdirde Irak içinde 35- 50 km. tampon bölge oluşturulmalıdır. 

Ve şuna dikkat ! Hiçbir ülkenin toprağında gözümüz yoktur... 

Bu tampon bölge topraklarının  makul bir sınırını uluslararası hukuk ve kamuoyu ile güvence altına alınmalıdır..

 

Başka bir husus; 

Terör örgütüne katılmalar önlenecek.. Yıllardan beri başaramadığımızı başarmak için şimdi, ekonomik, sosyal, siyasi ve psikolojik yaklaşımlarla uzun vadeli bir performans politikası, bir devlet stratejisi oluşturulacak.. Çok zor ve uzun bir yoldur bu sabır ister..

Demem o ki; Milli Birlik projesini daha yüksek ses ile devam!

 

Başka bir husus; 

Terörün uluslararası bağlantılarını deşifre etmek…Türkiye üzerinde oynanan ve bilmem hangi gizli servislerce ‘servis edilen’ uygulamaları bertaraf edecek ya da ortaya çıkaracak altyapı ve hazırlık içinde olmak gibi.

Geçmişte bakın Mecliste bir siyasi lider, Hakkâri’deki baskında bazı şüpheli noktalar olduğuna dikkat çekerek, “Son olayda telsiz sistemlerimiz engellenmiştir. PKK bu teknolojiye sahip değildir. Bunu ona kim sağladı? Bu bağlamda karşılıklı güven oluşuncaya kadar ABD’nin Türkiye’deki üsleri kapatılmalıdır” diyordu..Hatırlayın!

Türkiye’nin dışarıda olan  terörün kamplaştığı bölgeleri yerle bir etme hakkı vardır.

Ama, bu harekâtın bir de diplomatik ayağı olmalı -ve vardır- ki tam bir sinir harbidir…
           

Türkiye, topyekün olarak Amerikanın 11 Eylül'ü milad kabul edip , uygulamaları ve yasaları ile yaptığına benzer, Diplomatik yolların tamamını da kullanarak milli bir refleks ile her neresi ve nerede olursa olsun sınır ötesi operasyonlara  başlamak en makul ve mantıklı yöntemidir ve  herkese bu konudaki meydan okumasıdır!
 

Gün dövüşme günüdür evet, ne ki düşmanın veya cephelerin arttırılmasının savaş stratejisindeki adı nedir?

Ve gün Malazgirt olmaktır...

Yazarın Diğer Yazıları