Bora Taşkaya

Gezigen Fas'ta (2)

Bora Taşkaya

  • 6593

Sabah  erken uyanıyoruz.Gün oldukça yorucu geçecek. Beyaz şehir Fez  Fas’ın kutsal şehri.İlk müslüman arap devleti İdrisiler burada kurulmuş.Özellikle medreseleri , bin yıldan fazla süredir ilim bu adamı yetiştiren üniversitesi ve   labirent şeklindeki muhteşem medinası ile mutalaka keşfetmeniz gereken bir şehir.

Fas çöllerinde... Bir Nemrut'ta bir de Sahra'da bu derece güzel doğar güneş

Güne,  Fez Medinası’nın giriş kapılarından biri olan Bab Boujloud’ dan başlıyoruz.Kapının giriş ve çıkış yönündeki  mavi  ile yeşil çinileri ve işlemeli,  karşısında bulunan cafeler de nane çaylarımızı yudumlarken  izliyerek fotağraflıyoruz.Verilen kısa molanın sonrasında ise Bab Boujloud dan geçerek medina nın dar sokaklarında yürümeye başlıyoruz.Medina,  yani tarihi şehir,  tam bir labirent.Kaybolmamak mümkün değil .Onlarca defa bu bölgeye gelmiş olmama rağmen yerel rehber olmadan yönünü bulmak neredeyse imkansız.Arnavut kaldırım taşları döşeli daracık sokaklar arasında ilerleyerek Karaounie Üniversitesine varıyoruz.Magrib de kurulan ilk Üniversite olan Karaounie kurulduğu  9.yy dan bugüne kadar bir çok ilim adamı yetiştirmiş bir eğitim kurumu.Karaounie ilim dünyasına yaptığı katkılar kadar mimari özellikleri ile de dikkat çekiyor.İslam süsleme sanatlarının en güzel örneklerinin bulunduğu medrese de özellikle stukolar ve ağaç oymaları görenleri büyülüyor. Buraya yaptığımız ziyaret sonrası Attarin medresesini ve Endülüs camii yi görerek deri tabaklama atölyelerin bulunduğu bölgeye geçiyoruz.Deri tabaklama atölyeleri Fez de beş yüz yıllık bir geçmişe sahip.Yüzyıllardır değişmeyen tabaklama tekniklerinin kullanıldığı atölyeleri ,çevresini sarmalayan deri mağazalarının birinin terasından fotoğraflıyoruz. Artık otelimize dönme vakti.Bu yorucu fakat bir o kadar da zevkli günü otelde noktalıyoruz.Yarın yolumuz uzun.Sahra çölüne gideceğiz.

Fas çöllerinde... Bir Nemrut'ta bir de Sahra'da bu derece güzel doğar güneş

Sabah güne başka bir heyecan ile uyanıyoruz.Bu gün atlas dağlarının güneyine geçerek Sahra çölünün hemen kıyısında bulunan Merzouga ya gideceğiz. Sıkı bir kahvaltı sonrasında otelimizden erken saatler de ayrılarak otobüsümüze yerleşiyoruz.İlk durağımız Fas’ın kayak merkezi konumundaki İfrane oluyor.Varlıklı ailelerin dağ evlerinin bulunduğu bölge de verdiğimiz keyifli bir kahve molası sonrasında yolumuza devam ediyoruz.Artık Atlas dağlarındayız.Batı Atlasların üzerinden  geçen yolumuz zaman zaman 1300 metrelere kadar çıkıyor.Gürgen ve kayın ağlarının arasında ilerleyerek güney Fas düzlüklerine ulaşıyoruz.Çölün etkisi hissetmeye başladığımız coğrafya da , alabildiğine düz ve çorak arazi bizlere eşlik ediyor.Yaklaşık 2 saat bu sonsuz düzlükleri seyrederek yolculuğumuza devam ediyoruz.İlk mola yerimiz Ziz vadisi. Dümdüz ve kıraç bir ovada 12 km uzunluğunda palmiye ve hurma ağaçlarından oluşan sık bir orman içerisinde kerpiç den yapılmış Fas köy evleri inanılmaz güzellikte. Ziz vadisini tepeden seyrettik den sonra hareket zamanı geliyor.1 saat sonra artık sahra çölüne 45 dakika mesafede bulunan muhteşem otelimizdeyiz.Dinlenme zamanı.Sabah  çok erken saatler de yollara düşüp sahra çölünde güneşin doğuşunu seyredeceğiz.

Fas çöllerinde... Bir Nemrut'ta bir de Sahra'da bu derece güzel doğar güneş

Saat 03.30 da telefonum çalıyor.Hemen uyanıp hazırlanarak resepsiyona geçiyorum.Saat 4 de kapıda bizleri bekleyen jiplerimize binerek çöle geçeceğiz.Nihayet herkes toplandı.Araçlarımıza binerek yola koyuluyoruz.Gece karanlığında sahra çölünün başlangıç noktasına varıyoruz.Araçların farları sayesinde yolcular develeri seçebiliyorlar.Grubumuzun tamamı tek veya ikişerli develerine binerek kervan şeklinde çölde ilerlemeye başlıyoruz.Yıldızların altında çölde deve ile ilerleyerek bir kum tepesinin üzerine konuşlanıyoruz.Çöl özellikle güneş doğuşuna yakın gerçekten buz gibi.Devecilerin yanında getirdikleri battaniyelere sarılarak güneşin doğuşunu bekliyoruz.Nihayet güneş  alkışlar arasında doğuyor.Sahranın kızıllığı gözlerimizi kamaştırıyor.Dünya da bir Nemrut dağında bir de Sahra da  bu derece güzel doğar güneş.Artık dönüş vakti.

Otele geldiğimizde muhteşem bir kahvaltı bizleri beklemekte.Kahvaltı sonrasında tekrar yola çıkarak benim kendini küçük hissetme fabrikası dediğim Gorges du Todra ya gidiyoruz. 300 Mt uzunluğunda yekpare kayak blokları arasından geçerken kendinizi gerçekten küçücük hissediyorsunuz.Atlas dağlarının bu gizli kalmış cennetini keşfettikten sonra ise Qarzazate üzerinden Marakeş’e doğru yola koyuluyoruz.Yol üzerinde yüzlerce  Amerikan filmine sahne olmuş film platolatolarını ve 1000 yıllık Unesco tarih mirası listesindeki kasbah Aid Benhadou’yu ziyaret ediyoruz.Atlas dağlarını tırmanırken şahit olduğumuz manzaralar gerçekten müthiş.Kıvrım kıvrım çıkan yolda ,dağ köyleri, kayın ormanları  arasında ilerliyoruz.Üç buçuk saat süren bu keyifli yolculuk sonrasında artık Pembe şehir Marakeşdeyiz.Vakit kaybetmeden otelimize yerleşiyoruz.Yarın şehir turunu gerçekleştireceğiz.

Fas çöllerinde... Bir Nemrut'ta bir de Sahra'da bu derece güzel doğar güneş

Sabah Fas’ın en turistik şehri Marakeş’i keşfetmek için hazırız.İlk durağımız 17.yy yapısı Bahia sarayı.Yıllarıdır tadilatı bitmeyen saraya yaptığımız ziyaret sonrası ise Endülüs mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Kutubiya camisini görerek  Djem El Fna meydanına geçiyoruz.Ortaçağdan kalma görüntüsü ile meydan ziyaretçileri şaşırtıyor.Akşam saatlerinde açık hava restoran’a dönüşen meydanın her köşesinde başka bir gösteri var.Hikaye anlatıcıları, maymunlar, büyücüler, şifacılar, kınacılar ile tam bir eğlence merkezi.Gece geç saatlere kadar kalabalık olan meydan Unesco nun  Dünya Mirası Listesinde koruması altına alınmış.Hemen arkasında bulunan dev kapalı çarşısında ise altı binden fazla dükkan var.Turumuzda burada alış veriş için serbest zaman veriyoruz.Akşam saatlerinde otelimize dönüyoruz.

Sabah Fas’ ın en güzel şehirlerinden biri olana Essaouria ya gidiyoruz.Marakeş’e 2 saat mesafede bulunan şehir güzelliği ile büyülüyor.Atlas okyanusunun dev dalgalarını şehirde bulunan 17.yy Portekiz kalesinden izleyerek güne başlıyoruz.Şehrin medinası ise yüzlerce hediyelik eşya dükkanıyla dolu.Liman da bulunan okyanus balıkçı kayıkları ise günün nevalesini denizden almış kıyıda sergilemekte.Öğle yemeğinde leziz okyanus balıklarını tatdıktan sonra sonra Marakeş e doğru yola koyuluyoruz.Bir gün yolunuz Marakeş’e düşerse mutlaka bu şehri ziyaret edin.

Sabah artık dönüş yolundayız.Kazablanka da bulunan V.Muhammed havaalanına yaklaşık 3 saat süren yolculuk sonrasında varıyoruz.Bilet ve pasaport işlemlerimiz bitirdikten sonra uçağımıza geçiyoruz.

 

Yazarın Diğer Yazıları