İKTİDAR ORTAK KABUL ETMEZ...
Aydın Keskin
- 35996
Şanlı ecdadımız çok erken tarihlerde düzenli orduya geçti.
İşi sadece askerlik olan bir sınıf meydana getirdi ve bu toprakların en vurucu gücü oldu..
Ama gücü elde tutmayı bilmek çok önemli idi..
Çünkü gücü elde tutma becerilemediği durumlarda bu güç yönünü devlete çevirirdi ve hep çevirdi..
At Meydanı'nın ağzı dili olsa da konuşursa eğer;
Osmanlı'da başarılı ya da başarısız isyanla yüzleşmeyen sultan göremezsiniz..
Dirayetli padişah başa geldi mi;altı bölük halkını yeniçeri ile,yeniçeriyi altı bölük halkı ile bu ikisini de tımarlı askerlerle dengeledi yani hiçbirinin sınırsız güçlenmesine müsade etmedi.
Biliyorlardı ki bu güç dengesi bozulursa yapı devletin başına dert olur.
Zira iktidar ortak kabul etmez!
....
İktidarı elde tutmak zordur.
Güç dengesi bozulduğu için sukut devri hükümdarları siyasi otoritenin aldığı kararlara karşı her an tetikte olan askeri ürkütmemek adına kafalarındakini hayata geçiremediler yani tam olarak muktedir olamadılar...
Devr- i Alem içersinde;
Yeniçeri ocağı kaldırıldı..
Osmanlıda Yeniçeri bir askeri meslek ordusuydu...
Devlet geleneğimiz; askeri karakterini dikkate alarak askerliği meslek haline getirmiştir.
O lavedilince yenisini kurmak zaman aldı.
Günün şartlarına göre yeni bir ordu kurularak askerlik zorunlu hizmet oldu.
Harbiye ve Bahriye nezaretleri kuruldu.
Seraskerlik makamı tesis edildi.
Ve yine sonrasında güç dengesi bozuldu ve tepedeki hizipler yine askeri iktidar mücadelesini belirleyen yegane unsur oldular..
....
Uzun yıllardan sonra ilk defa askeri kurumlara toplu bir bakış getiriliyor..
Bu çok kıymetli ve önemli!
Askeri Kuruluşlar;
hastanesiyle, eğitim kuruluşlarıyla,yargısıyla birlikte ele alınıyor..
Güç dengesini sağlamak adına;YAŞ'ın yapısı değiştirilip, Jandarma ve Sahil Güvenlik İç İşleri Bakanlığına bağlanıyor..
Kuvvet Komutanlıkları Milli Savunma Bakanlığına bağlanıyor..
Genelkurmay ve MİT'in ise yeri tartışılıyor.
Özetler isek Güç dengesi bakımından;Jandarma, Sahil Güvenlik ve Polis bir yerde, Kuvvet Komutanlıkları bir yerde, Genel Kurmay ve MİT bir yerde.
Elinde silah tutan kuvvetlerin güç terazisindeki dengeleri yerli yerine oturtuluyor..
İşte bu denge iç düzenin temelidir.
....
Yapılan düzenlemelerle başıbozuk ya da dış güdümlü bir güruhun tepe noktada etkinlik sağlayarak tüm Silahlı Kuvvetleri yönlendirmesinin önü kesiliyor..
Bu düzen bizim Yeniçeri Ocağı'nın işlevini yitirmesi üzerine kaldırılmasıyla 1826'dan beri yeniden oturtmaya çalıştığımız bir yeni bir düzenleme..
Burada önemli olan orduyu halkın ve yöneticilerin mutlak manada otoritesine tabi kılarak kalkışma hareketlerinin uç vermesini önlemek.
İşi sadece askerlik olan profesyonel yapının vücuda getirilmesiyle tamamlanacak olan askeriyeye yönelik düzenlemelerle ordumuz asli işine yoğunlaşıyor..
Kuvvet Kademesiyle,
Jandarmasıyla,
Askeri Okullarıyla devasa bir yapı sadece bir grup generalin eline verilmeyip,kapalı yapının askeri yargı zırhı ile korunmasının önüne geçiliyor.
Bu saatten sonra bir noktada bir kalkışma uç vermeye başladığı zaman böyle bir işe kalkışanlar ellerinde devasa bir güç olmadığını, onu dengeleyecek unsurların olduğunu bilmeli..
Ve son olarak;
Geçmişten bugünümüze hareketle herkese düşen görev ve sorumluk;
Ordumuzun milletin gönlündeki yerine hızlıca dönmesi.!!
Ananeye en çok muhtaç olan kurum askeriyedir.
Daha etkin ve disiplinli bir çekirdek ordu ve bu orduyu sürekli güçlü tutma her daim mutlak ihtiyacımızdır..
Ve bunun devamının sağlanması ile karşı karşıyayız.
Tarihi Şan ve Şeref ile dolu olan Kahraman Ordumuzun Ruhu her daim aslına rucu etmiştir..
Nasıl mı?
Millet için etti mi ordum sefer ,
Kükremiş arslan kesilir her nefer,
Döktüğü kandan göğe vursun zafer,
Toprağa bir damlası boşa akmasın..
Unutmadan;
"Sulh istiyorsak savaşa her daim hazır olmalıyız. "