Aydın Keskin

Ağaç köküyle yaşar, insan da öyle…

Aydın Keskin

  • 2971

 

Bizler maziden koptuk ve koparıldık..
Hepimiz,herşeyimiz  ile istikbale bağlanamadık..

Baba Osmanlı! Oğul Türkiye!
Kabul etmedik, olsada kabullenemedik..
Belkide öyle görmek, bilmek ve öğrenmek hiç ama hiç  istemedik..

Bütün kütüphaneleri yakılan, bütün mazisi imha edilen, Ms 732 Orhun yazıtlarından Osmanlıya cerrahi bir ameliyatla sosyal hayatın bütün organlarından koparılıp atılan bedbaht bir ülke olduk..!

Oysa bir milletin ana vasfı ve nihai hedefi "Devamlılık" ve "Kararlılık" olup,varoluş sebebine doğru gitmek değilmidir!

Büyük Türk Milleti...
Hangi millet? 

Bu millet 10 senede bir değişen hafızasız nesiller topluluğu oldu..

Düşünsenize kim kaybediyor..?

.....

Oysa 
Biz;
Kıt’aları ipek bir kumaş gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı kılıcımızdan. 
Bir biz vardık cihanda, bir de küffar... 

Zafer sabahlarını kovalarken bozgun akşamlar gelir oldu..
İhtiyar dev mazideki ihtişamından utanır oldu. 

Hasta Adam yaptılar bizi...

Sonra utanç, unutkanlığa bıraktı yerini..

"Ben Avrupalıyım" demeğe başladık, 
"Asyalı yani  bir nevi doğulu olmak  bir cüzzamlılar diyarıdır." dediler bizlere..
Ve de  en acısı kabullendik..

Avrupalı sözde dostlarımız, acıyarak baktılar ihtiyara  aynı zamanda da genç olan Cumhura; kulağına "Hayır delikanlı", diye fısıldadılar, "sen bir az–gelişmişsin." 
Ve devamında;
"İdeolojik korkular  ve heyecanlar gelişmenize engel"göstererek  bizi bizden ayrıştırdılar..

Ve Hıristiyan Batı’nın göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını, bir "Nişân-Onur" gibi gururla benimsedik...

İzm'ler ( kapitalizm, sosyalizm,realizm, ....) idraklerimize giydirilen deli gömlekleri.
İtibarları menşe'lerinden geliyor. 
Hepsi de Avrupalı.

....

Halbuki;
Bu ülkenin bütün ırklarını, tek ırk, tek kalp, tek insan haline getiren İslâmiyet olmuş. 

Biyolojik bir vahdet değil bu. 
Ne kanla ilgisi var, ne kafatasıyla.

Vahdetlerin en büyüğü, en mukaddesi; ister siyah derili, ister sarı… inananlar kardeştir. 

Aynı şeyleri sevmek, aynı şeyler için yaşamak ve ölmek. 

Türk’ü, Arap’ı, Kürd'ü,Laz'ı,Arnavut’u düğüne koşar gibi gazaya koşturan bir inanç; gazaya, yani irşâda. 

Altı yüzyıl beraber ağlayıp, beraber gülmek. 
"Devamında"Cumhuriyeti aynı sada ile kurmak.

Sonra bu muhteşem rüyayı korkunç bir kâbusa kalbeden meşûm bir salgın: Maddecilik,iktidar, güç ve ihtiraslar...

Tarihin dışına çıkan Anadolu, tarihin ve hayatın dışında...

Önce kendimizi tanımalıyız. 
Nasıl bir tarihin çocuklarıyız? 
Ne soran var ne bilen. 
Birleşmek ve düşünmek zorundayız.

Yazarın Diğer Yazıları