Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi ve Kovid-19 pandemisi süreci

5 Temmuz 2020 tarihini taşıyan ve bugüne de ciddi manada ışık tutan bir inceleme: Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi ve Kovid-19 pandemisi süreci

  • 970

(MUAMMER SABRİ - HABER PLATOSU ÖZEL)

5 Temmuz 2020 tarihini taşıyan ve bugüne (Haziran 2021) de ciddi manada ışık tutan bir inceleme:

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi ve Kovid-19 pandemisi süreci

Maslow, ihtiyaçlarımızın belirli bir önem sırasına göre sıralandığı varsayımı ile hareket eder. Bu önem/öncelik sıralaması piramidin tabanından başlayarak tepeye kadar gider.

En temel ihtiyacımız piramidin tabanındaki fizyolojik ihtiyaçlarımızdır.

Pandemin piramide etkisini tartışmadan önce çok kısa bir yeni tip koronavirüs bilançosu vermekte fayda var:

5 Temmuz 2020 itibarıyla dünya genelinde koronavirüs vaka sayısı 11 milyon 500 bin kişiye hayatını kaybedenlerin sayısı ise 550 bine yaklaşmıştır. Bu insanlığın son bir asırda yaşadığı en büyük travmalardan ve salgınlardan biridir. Son 100 yıllık dilime baktığımızda Asya gribinde 1957-58 1,1 milyon kişi yaşamını yitirirken 1968-70’teki Hong Kong gribinde de 1 milyon kişi öldü. Koronavirüs ise henüz 7 ay içerisinde yarım milyonu aşkın kişinin ölümüne sebep oldu. Henüz bulunmuş bir tedavi yöntemi olmaması vaka ve ölüm sayısının bir süre daha artacağını, tehdidin sürdüğünü ortaya koyuyor.

Öncelikle söylemek gerekir ki pandemi süreci, Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidindeki basamaklarda yer değişikliğine sebep olmamıştır.

Pandemi ile bir bilinmeze sürüklenen, canın derdine düşen insan oğlu için piramidin en önemli/öncelikli gereksinimini ihtiva eden alt basamağı bu süreçte de en önemli basamaktır.

Hatta denilebilir ki tek başına “fizyolojik ihtiyaç” basamağı değil onunla birlikte bir üstteki “güvenlik ihtiyacı” basamağı da pandemi sürecinde en önem kazanan basamaktır. Pandemi süreciyle piramidin sırasıyla en önemli basamakları olan fizyolojik ve güvenlik ihtiyacımız piramidin üstündeki diğer ihtiyaçlardan daha baskın hale gelmiştir. Bu nedenledir ki sokağa çıkma yasağı insanlarda temel ihtiyaçlara erişemeyecekleri noktasında "panik hali" yaratmış ve insanların "düşüncesizce" sokağa çıkmasına neden olmuştur.

 

Maslow’un teorisini sorgulatacak süreç

Maslow’a göre bireylerin motivasyonu dış faktörlerden ziyade kişinin kendi içindeki ihtiyaçlara dayanmaktadır. Bireye dışarıdan gelen ceza ya da ödül gibi uyaranlar motivasyon üzerinde çok etkili değildir. Peki pandemi süreci Maslow’un bu yaklaşımın teyit mi ediyor yoksa boşa mı çıkarıyor? İşte uzmanlar şu anda bunu tartışıyor. Pandemi ile yeni bir aşamaya geçen yeni dünya düzeni neyi vazediyor bize? Evlere hapsolan insanlık, bir dizüstü bilgisayar-bir cep telefonu ve bir Whatshapp hesabına sığan modern ofisler ne anlama geliyor? Birden çöpe dönen görkemli AVM’ler, rezidanslar, şatafatlı cam kuleler, kamu binaları, lüks oteller, iğne atsan yere düşmez haldeyken hayalete dönen meşhur plajlar bize neyi anlatıyor? İşsizlik, parasızlık, evlerde hapis hayatı yaşama da cabası. Tüm bunlar “İnsanların motivasyonunun, dış faktörlere mi yoksa bireyin içindeki ihtiyaçlara mı dayanır?” sorusunun cevabının ciddi bir sorgulanması sürecini başlatmıştır.

Grafik kaynağ: Wikipedia 

 

Maslow’un  “Bireylerin motivasyonu dış faktörlerden ziyade kişinin kendi içindeki ihtiyaçlara dayandığını” savunan Maslow’un isabet kaydedip kaydetmediğini, ya da bu kuramın bugün için geçerli olup olmadığını pandeminin gidişatı ve konunun uzmanlarının saptamaları belirleyecek.

Başta da ifade ettiğimiz gibi pandemi süreci, Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidindeki basamaklarda yer değişikliğine sebep olmamıştır.

Sürecin basamakları nasıl etkilediğini basamakların öncelik ve önem sırasına göre irdeleyelim:

Fizyolojik ihtiyaçlar basamağında durum

Fizyolojik gereksinimler; nefes alma, yemek, su, cinsellik, uyku ve sağlıklı metabolizma olarak sıralanmaktadır. Özetle bu basamak insanın hayatta kalma, canını ve beden sağlığını koruma ihtiyacını ihtiva eder. Bunların hepsi hayatta kalmamız için temel gereksinimlerdir. Kovid-19’a yakalanan ve durumu kötüleşenlerin tamamı “nefes” problemi yaşamakta, entübe edilmektedir yani solunum cihazına bağlanmaktadır. Ölümler de genelde “nefes alıp verme” gücünü-yetisini yitirmekten kaynaklanmaktadır. İşte fizyolojik ihtiyaçlar basamağının en temel bileşenlerinden biri de “nefes”tir.

İnsanın fizyolojik ihtiyaçları, biyolojik bir varlık olarak hayatlarını sürdürebilmeleri için karşılanması zaruri bir durumdur. İnsandan insana farklılık gösterse de fizyolojik ihtiyaçları herkes için aynıdır. Yani en üst basamağa çıkmak için alt basamaktaki temel ihtiyaçları belli seviyede tatmin gerekir. Temel ihtiyaçlarını doyuran kişi ancak bu şekilde kendini iyi hisseder, sonunda tüm potansiyelini açığa çıkarır ve kendini gerçekleştirebilir. Ancak ne var ki şu anda acil bir durum ile karşı karşıya kalmış olan bireyler elbette ki bu hiyerarşi piramidinde en alt kısımlardaki ihtiyaçlarına öncelik vermiştir. Bu nedenle Kovid-19 OHAL’i ilan edilmesinin hemen ardından tüm dünyada ve Türkiye’de hemen herkes marketlere koşmuş, ihtiyacından fazla yiyecek, yaşam malzemesi alarak stok yapmıştır. Yemek ve suyun da piramidin en önemli basamağının bileşenleri olduğunu hatırlayalım.

İnsanlar kendi anne babasından, çocuğundan bile kaçar hale gelmişlerdir; hastalık kapmamak ya da bulaştırıp hayati riske sebep olmamak adına.  Bu durum, insanların fizyolojik ihtiyaçlarının ani bir durumda vermiş olduğu psikolojik baskı ile hareket etmesi olarak izah edilebilir.

Güvenlik basamağında durum      

Güvenlik basamağının bileşenlerinin de “Beden, iş, kaynak, aile, ahlak, sağlık mülkiyet güvenliği” olduğunu hatırladığımızda bu basamağın pandemi sürecinde fizyolojik ihtiyaçlardan sonra en önemli basamak olma özelliğini niye koruduğu daha iyi anlaşılacaktır.

Zira bu dönemde insanlar beden güvenliklerinin derdine düşmüştür. Pandemi nedeniyle tüm dünyada ekonomik kriz çıkmış, elektronik ticaret yapanları, kimi bilişim şirketlerini hariç tutarsak şirketlerin tamamına yakını darboğaza düşmüş, milyonlarca kişi işsiz kalmıştır. Bu basamağın bileşenlerinden iş ve kaynak açısından da insan oğlu büyük tehdit ve sınamalarla baş başa kalmıştır. “Züğürtlük zadeliği bozar” bozar der atalarımız. Yani yokluk, fakirlik soyluluğu, asaleti bozar; bu basamağın bileşenlerinden “ahlak” da büyük bir sınamadan geçiyor pandemi döneminde.  Bu basamağın ana bileşenlerinden “sağlık” pandemi sürecinin temel kavramıdır zaten. Mülkiyet güvenliği de bu basamağın bileşenidir. Özellikle Çin’de pandeminin ilk günlerinde yağma olayları yaşanmıştır, mülkiyet güvenliği birçok örnekte ihlal edilmiştir. Aile güvenliği de zaten bu dönemin en temel koruma/korunma/ihtiyaç dürtüsüdür. İnsanlar bayramda bile anne babasını ziyaret edemez olmuş; özellikle sağlık çalışanları aylarca çocuklarına bile sarılamaz olmuştur.

 

Sevgi-ait olma basamağı

Pandemi süreci; haftanın 5 ya da 6 günü evden çıkıp ofise, iş yerine gidebilmenin ne büyük bir nimet olduğunu, “Pazartesi sendromu” diye sözümona çağdaş Batı’nın ortaya attığı kavramının ne büyük safsata olduğunu insanların kafalarına vura vura öğretmiştir.

Arkadaşlarla buluşup bir çay içebilmenin, yemek yemenin, beraber vakit geçirmenin ne büyük bir nimet ve zenginlik olduğunu pandemi insan oğlunun yüzüne çarpmıştır.

Aile bağlarının önemini, memlekete gidememenin ne büyük elem-yara olduğunu da bu süreç göstermiştir.

Saygınlık basamağı

Özgüven, özsaygı, başarı, başkalarına saygı göstermek, başkalarından saygı görmek gibi ihtiyaçlar da bu dönemde kısmen zedelendi.

Örneğin 3 aydır berbere, kuaföre gitmedi insanlar. Berber yasağı kalkalı 1 ay oldu, hala gitmiyor çok sayıda insan. Bu da kılığı ve özsaygıyı olumsuz etkiliyor. Özellikle de kuaföre gidemeyen kadınların özgüveni, özsaygı ne durumdadır varın siz düşünün.

3 aydır evden çalışan beyaz yakalılar var. Takım elbise, ceket-kravat yerine şort ve tişört ile hatta askılı ile balkondan çalışıyor bilişim teknolojileri vasıtasıyla. Bu da özgüven, özsaygı gibi alanlarda örselenmeye yol açabiliyor az da olsa.

 

Kendini gerçekleştirme basamağı

Maslow'un Kendini Gerçekleştirme Teorisi'ne göre her insanın kendini gerçekleştirmeye yönelik doğuştan gelen bir eğilimi vardır. Kendini gerçekleştirmiş birey olabilmek için hiyerarşik olarak dizilmiş ihtiyaçlar içinde öncelikle en alt seviyesinde bulunan ihtiyaçların karşılanması gerekir.

Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi ve Kovid-19 pandemisi süreci

Bakmadan Geçme