İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Murat Boylu: 'İlk derece mahkemelerinin 8 bin liralık kesinlik sınırının en az 20 bin TL'ye çıkarılması yönündeki düşüncemizi devletimizin ilgili makamlarına arz ettik'

Kartal’daki Anadolu Adliyesi’nde Adli Yılı açılış töreni gerçekleştirildi. Törende konuşan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Murat Boylu, "Değişen ekonomik koşullar sebebiyle de artık ilk derece mahkemesindeki bütün davaların hiçbir bariyere takılmadan hepsinin istinafa geldiği ve hukuk tarihlerimize ciddi bir iş yığılması ve yargılama sürecinin uzamasına, böylece de vatandaşımızın yakınmalarına sebebiyet vermektedir. Bu sebeple biz ilk derece mahkemelerinin 8 bin liralık kesinlik sınırının en az 20 bin TL’ye çıkarılması yönündeki düşüncemizi devletimizin ilgili makamlarına arz ettik" dedi.

Kartal’daki Anadolu Adliyesi’nde 2022-2023 Adli Yılı açılış töreni gerçekleştirildi. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi A blok Atrium Salonu’nda düzenlenen törene; İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Metin Sarıhan, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Murat Boylu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Komisyon Üyesi Hüseyin Kılıç, Maltepe Kaymakamı Bahri Tiryaki, Kartal Kaymakamı Abdullah Demir, Şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın babası Hakkı Kiraz, Başsavcı Vekilleri, hakim ve savcılar ile çok sayıda adliye personeli katıldı.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Murat Boylu, "2 yıldır adli yıl açılış töreni yapamadık. Hep birlikte zor ve meşakkatli bir dönemi yaşadık. Şimdi ise korkulu bir rüyadan uyanırcasına yeni bir döneme başlıyoruz. İnşallah bu süreç gelmiş ve geçmiş olur. Bir daha gelmez. Bölge adliye mahkemelerinin kuruluşunu düzenleyen 5 bin 235 sayılı yasa 26 Eylül 2004 tarihinde kabul edildi. Ancak bu çok zorlu bir süreç değil. Çünkü ikili yargılama sisteminden, üçlü yargılama sistemine geçiliyordu. 2004 tarihinde yasanın kabul edilmesine rağmen mahkemelerin fiilen kurulması 20 Temmuz 2016 tarihinde yani bundan tam 12 yıl sonra gerçekleşebildi. Çünkü gereken fiziki mekanlar ve kadro ancak bu süreçte temin edilebildi. O dönem ülkemizdeki toplam hakim savcı sayısı 8 bin civarındaydı. Fakat şu anda 24 bin civarında. Ancak bu 24 bin meslektaşımızın yüzde 65’inin kıdemi 5 yılın altında. İstinaf mahkemelerinin çalışabilmek için 1. sınıfa ayrılmak yasal bir zorunluluktur. Şu anda 24 bin meslektaşımızın sadece 2 bin 600’ü Türkiye’deki tüm istinaf mahkemelerinde çalışmakta bunun da genele oranı sadece yüzde 12’dir. Ülkemiz genelinde şu anda istinaf mahkemelerinde yaklaşık 900 bin civarında dosya bulunmaktadır. Bunun üçte biri bizim adliyemizde bulunmaktadır. Bu da yükümüzün ve sorumluluğumuzun ne kadar ağır olduğunu göstermektedir. Hukuk ve ceza davaları dairelerinde verilen kararların yaklaşık yüzde 85’i mahkememizde kesinleşmekte. Yüzde 15’i yargıya gitmektedir. Yargıtaya güden yüzde 15 dosyanın yüzde 90’ın üzeri onanarak gelmektedir. Bu da istinaf mahkemelerinin başarılı olduğunu göstermektedir. Ve istinaf mahkemelerinin asıl kuruluş amacı Yargıtay’ın iş yükünün hafifletilmesi ve tam bir içtihat mahkemesi haline gelmesinin sağlanmasıydı. Böylece yüzde 85’i istinaflarda kesinleşince Yargıtay’ın iş yükü hafiflemiş ve tam anlamıyla içtihat mahkemesi haline gelmiştir. İstinaf mahkemelerinde ceza dairelerimizdeki 5 yılın altındaki cezaların burada kesinleşmesi ve hukuk dairelerinde dava değeri 107 bin TL’nin altında olan dosyaların burada kesinleşmesi bu yüzde 85 oranındaki dosyanın istinafta kesinleşmesi sonucunu doğurmaktadır. Ancak ilk derece mahkemelerindeki kesinlik sınırı 8 bin lira olduğu için günümüzün değişen ekonomik koşulları sebebiyle de artık ilk derece mahkemesindeki bütün davaların hiçbir bariyere takılmadan hepsinin istinafa geldiği ve hukuk tarihlerimize ciddi bir iş yığılması ve yargılama sürecinin uzamasına böylece de vatandaşımızın yakınmalarına sebebiyet vermektedir. Bu sebeple biz ilk derece mahkemelerinin 8 bin liralık kesinlik sınırının en az 20 bin TL’ye çıkarılması yönündeki düşüncemizi devletimizin ilgili makamlarına arz ettik ve yakından da takipçisi olmaya devam ediyoruz. Ceza dairelerimizde hiçbir iş yığılması söz konusu değildir. Gelen dosyaların büyük çoğunluğu 1 yıl içinde karara çıkmaktadır. Önümüzdeki süreçte hukuk dairelerinde de yargılama süresinin kısalması ve vatandaşımızın memnuniyetinin sağlanması için yeni dairelerin kurulması ve mevzuat değişikliği sağlanması konusunda gayret etmeye devam edeceğiz.” dedi.