- Haberler
- Güncel
- Hakkı Öznur: Türk milliyetçisi olmak suçsa bu suçu 'şerefle' işlemeye devam edeceğiz
Hakkı Öznur: Türk milliyetçisi olmak suçsa bu suçu 'şerefle' işlemeye devam edeceğiz
Ülkücü Hareket'in tarihini yazan, Ülkücü fikir ve siyaset adamı Alperenlerin ağabeyi, Hakkı Öznur, 29 Ekim'in 100. Yıl dönümü ve Türk Milliyetçiliği ile ilgili bir açıklama yayımladı.
Ülkücü Hareket'in tarihini yazan, Ülkücü fikir ve siyaset adamı Alperenlerin ağabeyi, Hakkı Öznur, 29 Ekim’in 100. Yıl dönümü ve Türk Milliyetçiliği ile ilgili bir açıklama yayımladı. Öznur açıklamasında, “Türk Milliyetçiliği Cumhuriyeti kuran iradedir. Cumhuriyetimizin mimarı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk te bir Türk milliyetçisidir. Vatanı kurtaran, devleti kuran irade Türk milliyetçiliğidir Türk milliyetçiliği ırkçılık değil, Türkiye Cumhuriyetini kuran millî iradedir.” ifadelerine yer verdi.emiştir.
Hakkı Öznur’un açıklamasının tam metni:
"Türk Milliyetçiliği, 5000 yıllık Türk tarihinin köklerinden doğmuştur. Tarihi, kültürel, felsefi, siyasi temelleri ve binlerce yıllık köklü derinliği vardır.
Türk Milliyetçiliği, istiklal harbini veren, yönlendiren, başarıya ulaştıran ve cumhuriyeti kuran iradedir. Milletin değerlerini yaşama ve yaşatma ülküsüdür.
Aziz Türk milleti, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra verdiği yeniden diriliş ve bağımsızlık mücadelesini Cumhuriyet’i ilan ederek taçlandırmıştır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, umutları tükenmiş bir milleti Milli Mücadele ateşiyle ayağa kaldırıp Anadolu'nun vatan olmasını sağlayarak bugün 100 yaşına giren Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu.
Bağımsızlığımızın nişanesi Cumhuriyet’imiz, Türk tarihinde yeniden varoluşu, dirilişi, kuruluşu ve sonsuza dek devam edecek iradeyi temsil eder.
Türk milliyetçiliği, millî devlet ve üniter yapı temelinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin temel taşıdır. Türk Milliyetçiliği bir suç değil, fazilettir, erdemdir.
Türk Milliyetçiliği Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucu felsefesidir. Bu devletin kuruluş felsefesi ile oynama hakkına kimse sahip değildir.
Türk milliyetçiliği, Türkiye’nin milli birliğinin korunmasının en önemli sigortasıdır.
1000 yıldır bu topraklardayız. Kıyamet sabahına kadar bu kadim Anadolu topraklarında var olacağız.
Vatanı kurtaran, devleti kuran irade Türk milliyetçiliğidir Türk milliyetçiliği ırkçılık değil, Türkiye Cumhuriyetini kuran millî iradedir.
Türk milliyetçiliğini ırkçılık, ayrımcılık ile aynı fotoğraf karesi içinde göstermek isteyenler Türk ve Türkiye düşmanlarıdır.
Türk milliyetçiliği fikrine “ırkçı fikir” demek hakikate karşı ve insaf sınırlarını zorlayan bir bühtandır.
Türk milliyetçilerine “ırkçı” diyenler etki ajanıdır, nüfuz casusudur, beşinci kol görevlisidir, yabancı istihbarat servislerinin elemanıdır, CIA devrimcisidir, derin Sol mensubudur, Bölücüdür, Barzanicidir, Kripto Ermeni, kripto Yahudi’dir. Harici/Vahhabi, Selefi, İrancı sapık akımların zihniyetine sahiptir.
Devletimizin kurucu felsefesi olan Türk Milliyetçiliği fikrini suçmuş gibi gösteren ifadeler, hastalıklı yaklaşımlar, tavırlar asla kabul edilemez!
Milletin milliyetçiliği olan Türk milliyetçiliği fikrine saldırı itibar suikastlığıdır. Türk milliyetçiliği şuuru bu topraklarda ilelebed payidar olmamızın teminatıdır.
Cumhuriyet 100 yıllık destandır. Türk milliyetçiliğine yönelik düşmanlık Türk’e, Türkiye’ye, Cumhuriyet’e ve millî birliğe düşmanlık demektir.
Türk Milliyetçiliği fikri ayrıştırıcı ve bölücü değil birleştirici ve bütünleştiricidir. Türk Milliyetçiliği milli şuur ve tarih bilincidir.
Türk milliyetçiliği Türk milletinin kendi varlığını koruma hareketidir. Türk milliyetçiliği hareketi ayrıştırıcı, ötekileştirici değil, birleştirici ve bütünleştiricidir.
Türk milliyetçiliği ülküsü Büyük Türkiye’dir, Türk dünyasıdır, Türk ve İslam dünyasının birliğidir.
Türk milliyetçiliği, Türkiye’yi, Türk dünyasını, Türk birliğini savunmaktır.
TÜRK MİLLİYETÇİSİ OLMAK SUÇSA BU SUÇU “ŞEREFLE “ İŞLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ!
Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşları; cumhuriyet, demokrasi ve milliyetçiliktir. Türkiye Cumhuriyeti, milli devlet olarak kurulmuştur.
Milliyetçiliğimizin temel kaynağı İslâm imanı, İslâm ahlâk ve fazileti ve Türklük şuurudur.
Türk milliyetçiliği, İslam’ın iman ve şuuru içinde yücelmeyi gaye edinen bir ülküdür.
Türk Milliyetçiliği, Milletin vicdanıdır. Milletini sevmek ve yüceltmek ülküsünün adıdır.
Milliyetçilik, “milli irade”ye inanır. Milliyetçilik kalkınmadır, sanayileşmedir, demokratikleşmedir, adalettir, hukuktur, özgürleşmedir, din ve vicdan hürriyetidir, inançlara ve değerlere saygıdır.
Türk Milliyetçiği milletin inanç ve değerlerini ,Türk milletinin birlik ve beraberliğini, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü savunmaktır. Kamplaşmaya, kutuplaşmaya, cepheleşmeye karşı çıkmak , daima demokrasiyi korumak demokratik ve temiz siyaset yapmaktır.
Türk Milliyetçisi olmak suçsa; bu suçu devletimizin kurucusu, cumhuriyetimizin mimarı Atatürk, Mareşal Fevzi Çakmak, ve cumhuriyeti kuran kahramanlarımızda işlemiştir.
Türk milliyetçisi olmak suçsa, bu suçu, Türklüğün büyük lideri Ülkücü Hareketin kurucusu Başbuğumuz Alparslan Türkeş’te işlemiştir.
Türk Milliyetçisi olmak suçsa, bu suçu, bütün hayatını Türkiye’nin birliğine, bütünlüğüne adamış tavizsiz Türk milliyetçisi, ülkesine, vatanına, bayrağına milletine, ülküsüne, davasına hizmet yolunda küresel bir tertiple Keş Dağlarında şehit edilen Muhsin Yazıcıoğlu da işlemiştir.
Gazi Mustafa Kemal’in emanet ettiği bu yüce Cumhuriyet’e sahip çıkan Alparslan Türkeş ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava ve yol arkadaşları olarak Türk Milliyetçiliği ülküsünü savunmaya inançla, azimle, kararlılıkla devam edeceğiz.
Ülkemizde Türk milliyetçiliği düşmanlığı yeni değildir. Tek parti döneminden günümüze, Türk milliyetçileri, her türlü saldırılara uğramış, zulme maruz kalmışlardır.
Türk Milliyetçiliği davasında tarihimiz boyunca ağır ve büyük bedeller ödedik. Bedel ödemek gerekiyorsa yine öderiz.
Tarih şahittir! Aziz Milletimiz şahittir! Asla, Türk Milliyetçiliği davasından taviz vermedik. Defalarca kervanımızı bastılar tarihi yürüyüşümüzü durdurmaya çalıştılar. On yıllarca, diktatörlerin zulümlerine, baskılarına, maruz kaldık, vurulduk, öldürüldük, idamlardan geçtik, işkenceleri gördük, zindanlara atıldık, tabutluklara sokulduk, yok edilmek istendik.
Ama her seferinde yeniden dirildik ve ayağa kalktık.
İdam sehpalarında işkence merkezlerinde zindanlarda,
YAŞASIN TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ, YAŞASIN TÜRKLÜK ÜLKÜSÜ, YAŞASIN ÜLKÜCÜ HAREKET
dedik.
Türk milliyetçiliği Oğuz Han’dır, Bilge Kağan’dır, Alparslan’dır, Osman Gazi’dir, Fatih’tir, Yavuz’dur, Gazi Mustafa Kemal’dir,
Türk Milliyetçiliği Malazgirt’tir, İstanbul’un fethidir, Çanakkale’dir, Milli Mücadeledir, Kuvayımilliye’dir.
Türk Milliyetçiliği Yusuf Has Hacib, Kâşgarlı Mahmud, Gaspıralı İsmail’dir, Kutadgu Bilig (Kutlu kılan bilgi), Divanü Lugati’t Türk.
Türk milliyetçiliği ülküsü Anadolu’dur, Türk Dünyasıdır, Kıbrıs’tır, Batı Trakya’dır. Bosna’dır, Kosova’dır, Kerkük’tür, Telafer’dir, Erbil’dir. Halep’tir, Bakü’dür, Almata’dır, Taşkent’tir, Buhara’dır, Türkistan’dır. Grozni’dir, Gümülcine’dir, Kırcali’dir, Üsküp’tür, Saraybosna’dır. Çecenistan’dır, Doğu Türkistan’dır. Kısacası Türk ve İslam dünyasıdır.
Türk Milliyetçiliği Alparslan Türkeş’tir, Dündar Taşer’dir, Ahmet Er’dir, Mehmet Irmak’tır, Mehmet Doğan’dır, Sadi Somuncuoğlu’dur İbrahim Metin’dir. Faruk Akkülah’ tır.
Türk Milliyetçiliği milletin adamı Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu’dur, Şehit Bakanımız Gün Sazak’tır, Şehit İstanbul İl Başkanımız Recep Haşatlı’dır.
Türk Milliyetçiliği Türkçülüğün mistik önderi Atsız’dır, Serdengeçti’dir, Galip Erdem’dir. Seyid Ahmet Arvasi’dir.
Türk Milliyetçiliği Zeki Velidi Togan’dır, Hikmet Tanyu’dur, Osman Turan’dır, Mustafa Kafalı’dır, Necmettin Hacıeminoğlu’dur, Mehmet Eröz’dür, Erol Güngör’dür, Necmettin Sefercioğlu’dur, Orhan Düzgüneş’tir, Turan Yazgan’dır, Ayvaz Gökdemir’dir, Yücel Hacaloğlu’dur. Turan Güven’dir.
Türk Milliyetçiliği Mehmet Akif’tir, Abdürrahim Karakoç’tur, Arif Nihat Asya’dır, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’dur, Dilaver Cebeci’dir, Ozan Arif’tir.
Türk Milliyetçiliği Nejdet Sançar’dır, Nevzat Kösoğlu’dur, Mehmet Niyazi’dir, Emine Işınsu’dur, Bahattin Özkişi’dir, Mustafa Necati Sepetçioğlu’dur.
Türk Milliyetçiliği Ahlaktır, Maneviyattır, İlimdir, İrfandır Fikir ve Aksiyondur,
Türk Milliyetçiliği “Genç Kalemler”dir, “Türk Yurdu”dur, “Orhun”dur, “Orkun”dur, “Ötüken” dir, “Millet”tir, “Toprak”dır, “Serdengeçti”dir, “Fedai”dir, “Ocak”dır, “Bozkurt”tur, “Genç Arkadaş”tır, “Hasret”tir, “Ülkü Ocağı”dır, “Nizam-ı Alem”dir, “Alperen”dir, “Birliğe Çağrı”dır, Hergün’dür, Gündüz’dür, Yeniçağ’dır, Ortadoğu’dur. Ülkü Ocağı’dır.
Türk Milliyetçiliği Ruhi Kılıçkıran’dır, Süleyman Özmen’dir, Yusuf İmamoğlu’dur, Dursun Önkuzu’dur, Alpaslan Gümüş’tür, Yusuf Bahri Genç’tir, Ercüment Yahnici’dir, Cemil Çöllü’dür, Sacit Çeyiz’dir, Fırat Çakıroğlu’dur.
Darağacında idam edilen 9 bayrağımızdır, Mustafa Pehlivanoğlu’dur, Ali Bülent Orkan’dır, Halil Esendağ’dır, Selçuk Duracak’tır.
Türk Milliyetçiliği zindanları Medrese-i Yusufiyeye çeviren Ahmet Tevfik Ozan’dır, Selahattin Arpacı’dır, Selahattin Şenliler’dir. Veli Can Oduncu’dur Ferhat Tüysüz’dür, İsa Armağan’dır.
Türk Milliyetçiliği Ali Güngör’dür, Erol Dok’tur, Metin Tokdemir’dir.
Türk Milliyetçiliği Allah, Kuran, Bayrak, Millet Dava ve Ülküleri uğruna 12 Eylül öncesi ve sonrası şehit edilen binlerce Ülkücü Şehidimizdir.
Türk Milliyetçiliği Allah, vatan, millet, bayrak yolunda şehit düşen ecdadımızdır, Ülkücü şehitlerdir. Ve halen bu toprakların birliği, bütünlüğü için şehit düşen vatan evlatlarıdır, kahraman Anadolu çocuklarıdır.
TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ HAREKETİ AHLAK, VİCDAN, DEĞERLER VE İLKELER HAREKETİDİR
Bizim milliyetçiliğimiz hak, hukuk, adalet diyen, sürekli hakkı haykıran cihanşümul bir tebliğ ve ebediliğe yönelmiş bir iman davasının ilk safhasını teşkil eder; kula kulluğu reddeder; Allah’tan başka ilah ve güç tanımaz.
Türk milliyetçiliği Fikrini hala faşizmle, nasyonal-sosyalizmle ve dahi bunların “neo” versiyonlarıyla aynı gören soğuk savaş mahsulü hastalıklı çevrelerin saplantılı yaklaşımları devam etmekte.
Faşizm, Nazizm ve Komünizm gibi totaliter akımlar tarih sahnesinde yok iken, Türk milliyetçiliğinin felsefi ve kültürel temelleriyle yüzyıllara dayanan köklü bir geçmişi vardır. Türk milliyetçiliği, tarihi bir yaşama tarzı ve birleştirici duygu olarak milletimizin tarihi ile yaşıt sayılabilir.
Türk milliyetçileri, asla yabancı ideolojileri benimsemez ve taklit etmez. Türk milliyetçiliği, her çeşit taklitten arınmış, kendi toplumunun köklerinden ortaya çıkmış ve değerlerini inançlarını benimsemiş yüce bir ülküdür.
Bizim milliyetçilik anlayışımız, ilahi misyonumuz olan İ’lay-ı Kelimetullah davasıdır. Türk milliyetçiliği, ırkçılık temeline dayanan bir dünya görüşü değildir, mensubu olduğu yüce milletimiz de ırkçılık nedir bilmez.
Başbuğ Türkeş Milliyetçiliğe bakışımızı şöyle anlatıyor:
“Bizim milliyetçiliğimiz ırkçılığa karşıdır, ırkçı değiliz biz. Biz Elhamdülillah Müslümanız, kelime-i şehâdet getirip Müslüman olan herkesi din kardeşimiz olarak başımıza taç yaparız ve onları Türk milletinin evladı olarak görürüz ve ırkçılığı reddederiz. Irkçılık, İslâm’a aykırıdır ve çok sakat bir siyasi görüştür. Milliyetçilik anlayışımız, manevi şuurlanmaya dayanır. Milliyetçilik anlayışımız, akılcı, demokratik, çağdaş bir milliyetçiliktir. Nazist Hitler ırkçılığının, komünist ırkçılığının, her türlü antidemokratik, insan sevgisine dayanmayan emperyalist ırkçılığın karşısındayız.
GAZİ MUSTAFA KEMAL : BEN HERŞEYDEN ÖNCE BİR TÜRK MİLLİYETÇİSİYİM
Cumhuriyetimizin temelini teşkil eden Türk toplumunu veya Türk milletini de şöyle tarif etmiştir: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran halka Türk milleti denir”.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türk milliyetçiliğinin 113 yıllık kalesi Türk Milliyetçiliğinin fikir kalesi Türk Ocakları hakkında Şebinkarahisar Türk Ocağı defterine 11 Ekim 1924 yılında şu satırları yazmıştır:
“Türk Ocağı, Türk’ün has ocağı, varlık ve birlik ocağı,yüksek alevlerle tütsün, muhitine nurlar saçsın; yaşasın ve yaşatsın. Türk Ocağı, Türklük güneşinin ocağıdır. Asırlarca bunu söndürmek için çalıştılar. Bu ocak hepimizi aydınlattı.”
Bu gün Türk milliyetçiliği paylaşımlarını suç sayanlara Atatürk’ün Türk ve Türklüğe bakışını ortaya koyan veciz ifadeleri kulaklarına küpe olsun!
-Bu ülke, tarihte Türk’tü bugün de Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır.
-Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağımdır.
-Türk, Türk olduğu için asildir. Bütün soy gururumuzu, Türk olmanın içinde buluruz.
- Benim yaratılışımda fevkalade olan bir şey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir.
Her Türk ferdinin son nefesi, Türk milletinin nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedi olduğunu göstermelidir.
-Türkler, demokrat, hür ve sorumluluklarını bilen vatandaşlardır; Türk Cumhuriyeti'nin kurucuları ve sahipleri bizzat kendileridir.
-Türklük esastır. Bu mevcudiyeti tarih içinde araştırmak, birbirini izleyen bir tarih zinciri içinde tespit edilecek Türk medeniyeti ile övünmek yerinde olur. Fakat, bu övünmeye layık olmak için bugün çalışmak lazımdır.
Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, milliyetçiliğe nasıl baktığını şu sözlerle ortaya koymaktadır:
-Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk’ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek.
-Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz. Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetin dayanağı Türk kültürü ile ne kadar dolu olursa, o topluluğu dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.
-Milletimiz sahip olduğu vasıfları ve liyakati, hükümetinin yeni ismiyle, medeniyet dünyasına çok daha kolaylıkla göstermeyi başaracaktır. Türkiye Cumhuriyeti, cihanda tuttuğu mevkie layık olduğunu, eserleriyle ispat edecektir.
-Milliyet davası, şuursuz ve ölçüsüz bir dava tarzında düşünülmemelidir. Milliyet davası, siyasi bir mücadele konusu olmadan önce şuurlu bir mefkûre meselesidir.
-Biz ne Bolşevik ne de Komünistiz. Ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü biz milliyetçi ve dinimize hürmetkârız.
-Biz öyle milliyetçileriz ki, bizimle iş birliği yapan bütün milletlere saygı duyar ve riayet ederiz.
-Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyet anlayışını ve cumhuriyetle demokrasi arasındaki ilişki hakkındaki görüş ve kanaatlerini yansıtan şu cümleler çok anlamlıdır:
“Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve mantıkî uygulamasını sağlayan hükûmet şekli, cumhuriyettir.”
“Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Biz cumhuriyeti kurduk; o, on yaşını doldururken demokrasinin bütün gereklerini sırası geldikçe uygulamaya koymalıdır.”
“Milletimiz, demokratik bir hükûmet kurmak sayesinde düşman ordularını yok etti, vatanı istilâdan kurtardı”.
EMPERYALİZMİN YENİ SİLAHI SIĞINMACILAR VE GÖÇMENLER
Sığınmacılar meselesi, Türkiye’nin demografik yapısını tehdit ediyor. Türkiye'nin fay hatları patlatılmak isteniyor. Sığınmacılar/göçmenler meselesi, bir beka meselesi haline gelmiştir. Sığınmacı, göçmen, mülteci ne denilirse denilsin sığınmacılar ve göçler artık iç güvenlik ve milli güvenlik sorunudur.
Sığınmacılar ve devam eden göçler, Türkiye'nin ve Türklerin milli güvenlik meselesidir. Sığınmacılar/göçler ve nüfus konusu, Türkiye'nin milli güvenliği açısından son derece ciddiyetle ele alınması gereken bir konudur. Meselenin “sığınmacılar” veya “Türkiye’deki Suriyeliler, Afganlılar meselesi” olmadığını, bunların da içinde bulunduğu çok daha kapsamlı büyük bir oyun olduğunu biliyoruz.
Türkiye uluslararası göçmen kampı yapılmak isteniyor. Sığınmacılar ve göç konusu, bir beka bir milli güvenlik sorunudur. Türkiye’nin demografik yapısının bozulmasına tahammülü yoktur.
AKP’nin sığınmacılar politikası Türkiye'nin güvenliği için bir tehdit haline gelmiştir. Bu politika sürdürülebilir değildir. Suriyeli sığınmacıların sayısı Türkiye'nin kültürel ve etnik dokusunu değiştirecek bir hızla artmıştır. Ülkemizde 10 milyona yakın sığınmacı ve kaçağın vatanlarına dönmesini istemek ne zamandan beri suç oldu?
Devlet yönetimimiz lâl olmuş, göçleri seyretmeye devam ediyor. Milletimiz sığınmacılardan, her gün tabur tabur gelen göçmenlerden ve onların küstah, şımarık, had bilmez ve suça meyilli tavırlarından, davranışlarından son derece rahatsızlar. Türkiye, dezenformasyon yoluyla köpürtülen şiddet atmosferine çok dikkatli olmalıdır.
Sığınmacılar ve göç meselesini dile getirenleri, sığınmacı ve göçmeni düşmanı gibi göstermek doğru değildir ve haksızlıktır. Mesele, “ırkçılık” olarak görülemez.
Sığınmacılar meselesinin geldiği boyutu, tehlikeyi göstermek Suriyeli düşmanlığı veya nefreti değildir. Tehlikeye dikkat çekmektir. Sığınmacılar ve göçmen konusunda Türkiye, tam bir istilâya uğruyor. Yarın çok geç olacaktır. Meselenin çözümüne yönelik gerçekçi bir sığınmacı/göçmen politikası olmayan siyasal iktidar, günü kurtarma ve iktidarının ömrünü uzatmanın derdinde.
Türkiye’de bulunan 8 milyon Suriye nüfusu büyük bir nüfustur. Gelenler, dönme niyetinde değil. Kontrolsüz büyük istilayla demografik yapımızı bozarak güvenlik, sosyal refah ve geleceğimizi tehdit eder duruma getirdiler. Bu sığınmacılık değil siyasi bir oyundur Emperyalizmin yeni silahı, sığınmacılar ve göçmenlerdir.
ABD, AB ülkeleri, sığınmacıları küresel bir plan dâhilinde Türkiye’ye yönlendiriyor. ABD ve AB, kendileri sığınmacıları kabul etmezken Türkiye’yi yeryüzünün en büyük sığınmacı/toplama kampına çevirmek istiyorlar.
Küresel, emperyalist güçler, stratejik göç mühendisliğini, Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve demografik yapısını krize sürükleyecek şekilde, yüksek yoğunluklu yöntemlerle sürdürüyorlar. Göç mühendisliği, emperyalizmin iç savaş ve yıkım planıdır.
Türkiye, 1970’lerin Beyrut’una, günümüzün Suriye’sine, Irak’ına, Afganistan’ına döndürülmeye çalışılıyor. Türkiye'yi, Pakistanlaştırma, Iraklaştırma, Suriyeleştirme senaryosu, devam ediyor. Suriye’siyle, Irak’ıyla Orta Doğu, Türkiye’ye girmiştir.
NE PARTİ DEVLETİ NE ASKERİ VESAYET YAŞASIN CUMHURİYET ,YAŞASIN DEMOKRASİ
Bir ahlak, vicdan ve değerler hareketi olan Türk milliyetçiliği hareketi, askeri vesayete, yargı vesayetine, parti devletine, bürokratik oligarşiye karşıdır. Demokrasisiz cumhuriyetin militarist, totaliter, Faşist ve Komünist rejimden hiçbir farkı yoktur.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım atarken Hâlâ Cumhuriyet'imizi tam bir demokrasiyle taçlandırabilmiş değiliz. Cumhuriyetimizin 100. Yılında demokrasi ile taçlanmış bir cumhuriyet, fikir ve ifade hürriyetinin teminat altında olduğu müreffeh bir Türkiye ve güçlü bir Türk Birliği ülkümüz her Türk milliyetçisinin şiarıdır.
Bugün tarihimizin en bölünmüş ve kutuplaşmış sosyal ortamı ile ikinci yüzyılımıza giriyoruz. Siyasal iktidar 100. yılı değişik yol ve yöntemlerle unutturmaya çalıştı. 100. yılı değil, kendi gerici programlarının propagandasını yaptılar. Ama aziz milletimiz Cumhuriyet’ine sahip çıktı. Pencereler, balkonlar, evlerin en güzel yerleri tüm Türkiye kırmızı-beyaz oldu. Bayraklarıyla, marşlarıyla, 'Yaşasın Cumhuriyet' nidalarıyla çınlayan bir yer, gök var.
Atatürk'ün en büyük eseri Türkiye Cumhuriyeti'dir. 'ilelebed payidar olacağını', sonsuza dek yaşayacağına inandığı cumhuriyeti geleceğin genç kuşaklarına emanet etmiştir.
İstiklal ve istikbalimiz için şehadete yürüyen kahraman şehitlerimizin izinde ve yolunda giden Türk Milliyetçilerine düşen görev; Cumhuriyet’i, kurucu iradenin hedefleri doğrultusunda tavizsiz Türk Milliyetçisi Atatürk’ün 'en büyük eserim' dediği Türkiye Cumhuriyetini korumak ve yaşatmaktır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimizden kalan Cumhuriyet mirası hepimizindir ve bize emanettir. Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde yazılan kurtuluş destanının gururunu, heyecanını ve bu destanın varış noktası olan Cumhuriyetimizin ilanının 100.yıldönümünü büyük bir coşkuyla kutluyoruz.
Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümünü ve aziz milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, 'Cumhuriyet fazilettir ve Türk milletine layıktır' sözünün bilinciyle nice yüzyıllara.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, mimarı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, kurucu kadroları, İstiklal Mücadelemizin kahramanlarını ve bu toprakları vatan yapan, aziz şehit ve gazilerimizi tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle ve saygıyla anıyorum.
Ayrıca yakın veya uzak tarihimizde vatan, millet, bayrak , devlet için can vermiş aziz şehitlerimize de Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum."