Eşik bekçiliği kuramı nedir?

Bu haberimizde iletişim bilimlerinin meşhur kuramlarından 'eşik bekçiliği'ni ele aldık.

  • 4988

 

“Kapı bekçiliği” ya da Türkçedeki yaygın kullanımıyla “eşik bekçiliği”, tarafsızlık ve medya etiği anlamında önem arz eden bir iletişim kuramıdır.

Eşik bekçileri, medya kuruluşlarında neyin yayımlanmayıp yayımlanmayacağına ve nasıl yayımlanacağına karar veren kişi ya da kurumlardır. Dolayısıyla eşik bekçiliği süreci, kısaca neyin yayımlanıp yayımlanmayacağı, ya da nasıl yayımlanacağı kararının alınması olarak tanımlanabilmektedir.

Kavram ilk kez ABD’de 1947 yılında Kurt Lewin tarafından kullanılmıştır.

Söz konusu araştırmaların çıkış noktası, sosyal psikolog Kurt Lewin’in (1947) II. Dünya Savaşı yıllarında ev kadınlarının alışveriş yapma alışkanlıklarını tespit etmeyi hedefleyen sosyal psikoloji temelli çalışmasıdır. Eşik bekçisi araştırmalarının temel soruları şunlardır:

-Medyada hangi olaylar hangi nedenle yer almakta veya yer almamaktadır?

-Hangi haberin, nasıl ve ne kapsamda yayımlanacağını kimler belirlemektedir? (Uçak, 2013)

Medyadaki eşik bekçileri tıpkı apartmanın “kapı bekçisi” gibi işlev görür.

Bu alanda eserler veren en önemli isimlerden Shoemaker, eşik bekçiliği eylemini açıklamaya çalışan bireyci, kuramcu ve sibernetik yaklaşımları birleştiren bir eşik bekçiliği teorisi geliştirmiştir. Shoemaker, “kapı bekçiliği” ya da Türkçedeki yaygın ifadesiyle “eşik bekçiliği”ni, dünyada bulunan milyarlarca mesajı belirli bir günde belirli bir kişiye ulaşan yüzlerce mesaja indirgeyen ve dönüştüren süreç olarak olarak tanımlamıştır. (Shoemaker, 1991).

Bu bekçiler, kamuoyuna aktarılacak bilgi ve haber paketlerini belli kriterlere göre tespit ederler. Medya kuruluşunun imtiyaz sahibinin, kuruluşun ya da bizzat “eşik bekçisi” konumundaki editörün dünya görüşü, ideolojik bakışı gündem belirlenmesinde temel faktördür. Gündem belirlenirken kamuoyuna halka ne düşüneceklerini söylemeden ziyade ne hakkında düşünecekleri empoze edilir. Bu bağlamda kitle iletişim araçları dünyayı yeniden inşa etme sürecinde etkin rol oynarlar. Böylece medya, kendi önceliğini halkın önceliği durumuna getirir (Erdoğan & Alemdar, Öteki Kuram, 2002).

“Medya jargonunda “eşik bekçileri” olarak tanımlanan haber editörlerinin bu süreçteki rolü, sadece iletişim kanallarını açmak ve kimi zaman saat başı değişen gündeme odaklanmak değil, bunun da ötesinde, bir dizi haber sayesinde seyircinin/okurun zihinsel formasyonunu da yönlendirmektir (Oğuz, 2019).”

Eşik bekçisi, söz konusu dönemin ya da günün şartlarına göre sümen altı eder veya rafa kaldırır. Hatta bu bekçilerin, insanları ve kurumları gerçeklerin sorunlarından koruyan bir güvenlik tıkacı misyonu taşıdığı görülmektedir (Kılıç, 2003).

Kapı bekçisi olan editör, görev yaptığı medya kuruluşunun genel yayın politikasına göre haberlere kapı açan ya da kapatan bir eşik bekçisidir (Bridges, 1991: 719).

Haberlerin iletiminde “kapı bekçiliği” yapanlar da muhabirinden editörüne, yayın yönetmeninden patronuna kadar genelde her aşamadaki medya sektörü mensuplarıdır. Kimi zaman fotoğrafı çeken fotomuhabiri kimi zaman da haber üretim süreçlerinin dışındaki idari birimler -mesela reklam müdürlüğü- de duruma, zamana, zemine göre “eşik bekçisi” olarak konumlanagelmektedir.

Kitle iletişim araçlarının gündemine alarak, büyük önem ve yer verdiği konuların kamunun da gündemine girdiği ve kamu tarafından önemli algılandığı; aksine kitle iletişim araçlarında yer almayan ya da çok az yer alan konuların ise önemsiz olarak nitelendiği görülmektedir. ‘Gündem belirleme kuramı’ olarak da adlanan bu uygulamada, etkin rolü ‘eşik bekçisi’ olarak tanımlanan medya kuruluşlarının genel yayın yönetmeleri, haber müdürleri, editörler ve imtiyaz sahipleri almaktadır. Kitle iletişim araçlarının içeriğini belirleyen söz konusu ‘eşik bekçisi’ bazen de kurum dışından olan kişiler veya kurumlar olabilir. (Nalcıoğlu, 2007).

Mevcut iletişim araçlarında sınırsız enformasyon yağmuru içinde hangi haberin, enformasyonun hangi enformasyonun kullanılacağına karar veren muhabirler, fotoğrafçılar, editörler, yorumcular ve benzerleri eşik bekçisi olarak fonksiyonuna haizdirler. Bir yayın kuruluşu izleyici, okuyucu, takipçi kitlesine ne sunulacağına karar verdiği için eşik bekçisidir. (…) Eşik bekçileri, bir mesajın okuyucuya ulaşıp ulaşmaması konusunda kararı veren mercidir. (…) Sonuç olarak, eşik bekçilerin verdiği kararlar tek başına birtakım onaylama ve reddetme kararı anlamı taşımamaktadır. Söz konusu kararlar kamuoyunun yönlendirmesi ve sosyal gerçekliğin oluşturulmasında önemli bir fonksiyon teşkil etmektedir (Kafiliveyjueh & İlhan, 2017 Güz).

Sonuçta neyin haber olup olmayacağının kararını vermede etkili olan insan ögesidir. Medyada genelde editörlerin karar verici olduğu düşünülse de haber üretim sürecinde reklâm verenlerin, devlet yönetimiyle ilişkiler gibi ekonomi‐politik yapıya dair değişkenlerin etkisi yadsınamaz. (Yaylagül, 2017).

Zaimoğlu’na (2017) göre, “Aynı haberin farklı basın-yayın kuruluşlarında farklı olarak lanse edilmesi haber kaynağının veya gerçeğin farklı olmasından değil editöryal süreçte geçirdiği değişimin bir sonucudur. Her yayın kuruluşunun ideolojik çizgisi kaçınılmaz olarak muhabiri o çizgide haber üretmeye yönlendirir ve gazeteci haberini bu doğrultuda oluşturur, fakat her ne kadar gazeteci bu yönde haber yapsa da nihai seçim editörler tarafından yapılır. Haber üretim sürecinde herhangi bir haberin olduğundan farklı yayınlanması, öneminin azaltılarak veya abartılarak yayınlanması, hiç yayınlanmaması gibi faktörler eşik bekçileri (gatekeeper) tarafından uygulanmaktadır.”

Alver’e (2007) göre, haberde editoryal bağımsızlık önemlidir ve korunmalıdır. Haberin değerli ya da değersiz olduğuna eşik bekçisi karar verir. Eşik bekçisi olarak editör habere yer vermişse habere konu olay değerli olmuş, haberin değeri vuku bulmuştur.

“Eşik bekçiliği teorisi, kitle iletişim araçlarında haberlerin toplanması, seçilmesi ve kitlelere ulaştırılması aşamalarında örgüt içerisinde görevli kişilerin etkili olduğu varsayımına dayanmaktadır. Özellikle haberlerin seçilmesi aşamasında bazı olay ve olguların göz ardı edildiği, bunun ise birey ve topluma etki ettiği savunulmaktadır” (Işık, 2012).

Sınırsız enformasyon, bilgi, mesaj yığınından hangisi seçilecek, hangisi reddedilecek ya da görmezden gelinecek? Hangisi nasıl seçilip yayımlanacak ya da yayımlanmayacak? Haberler neye, hangi umde veya kriterlere göre seçilecek ya da sansürlenecektir? Eşik bekçilerinin görev tanımı bu sorularda saklıdır.

 Haberle ilgili araştırmaların, çalışmaların ilk örneği Lippmann'ın 1922'de yayımlanan "Public Opinion" adlı kitabıdır. Lippman, haberle ilgili ilk teorik değerlendirmeleri yaparken haberin toplumsal koşulların ve durumun bir aynası olmadığını kayda geçirmiştir (Lippman, 1945).

Lippmann araştırmasında günlük haberlerin söz konusu günün bir dökümü olmadığını, gazetecilerin rutin olay ve gelişmelerin çoğunu görmezden geldiğini ortaya koymaktadır. Ayrıca haberin okuyucuya ulaşma sürecinde çok sayıda müdahaleye maruz kaldığı tespitini yapmaktadır. (Schudson, 1978) .

Eşik bekçiliği, geleneksel-kurumsal medya açısından uzunca bir süre egemen paradigma olmayı sürdürmüştür (Kıyan & Törenli, 2018).

Oxford Medya ve İletişim Sözlüğünde “eşik bekçileri” (gatekeepers) enformasyona, hizmetlere ve ürünlere erişimi düzenleyen anahtar personel olarak nitelemektedir. (Chandler & Munday, 2011).

Eşik bekçisi kavramı eşikte durma, giriş-çıkış kontrolü yapma anlamından yola çıkılarak oluşturulmuş bir kavramdır. Gündem belirleme yaklaşımında ise yayına verilecek olan iletiyi seçen, şekillendiren kişi anlamında kullanılmaktadır. Sosyoekonomik statü, iletişim aracının türü ve genel yayın politikası gibi etmenler, haberi seçme işleminde rol oynayan başlıca faktörlerdir (Tekinalp & Uzun, 2013).

“Eşik bekçiliği görüşüne göre haber seçimi sürecinde gazeteciler veya medya kurumlarının üstlendiği rol, apartman kapısından girip çıkanı denetleyen ve apartmana göz kulak olan kapıcının işlevine benzetilmektedir. Haber seçimi sürecinde eşik bekçilerinin en önemli görevi, değişik bilgi kanalları ve kaynaklan aracılığıyla dünyanın her yanından gelen haber, bilgi ve yorumları toplamak, tasnif etmek, karşılaştırmak, değerlendirmek, yeniden işlemek ve yayınlamaktır” (Çebi, 1996).

Eşik bekçilerinin “süzme, sansürleme, eleme, seçme, çöpe atma veya öne çıkarma” gibi fonksiyonları gibi vardır.

“Bir mesaj kitle iletişim araçlarından bireysel izleyici ya da dinleyiciye geçerken, bu mesaja müdahale eden(ler)e eşik bekçisi denilmektedir. Eşik bekçileri bir mesajın göndericiden alıcıya giderken geçtiği kişiler ya da gruplar olabilir. Eşik bekçisinin ana işlevi bir bireyin aldığı mesajları süzgeçlemektir. Eşik bekçileri belli mesajların geçmesine izin verirken, diğerlerinin geçmesini engeller” (Mutlu, 1994).

Eşik bekçisinin siyasi-ideolojik duruşu, eğitim seviyesi, sosyokültürel özellikleri aldığı kararları etkilemektedir. Kapı bekçisi bir anlamda “taraf”tır. Hangi duruşun, gücün, fikriyatın, mecranın “tarafını” tutacağını da söz konusu iç ve dış etkenler belirler.

“Haberlerin hazırlanması sürecinde medya organlarının eşik bekçilerinin; sınıfsal konumları, kişilikleri, dünya görüşleri ve habere dair algıları verilen mesajın içeriğini belirler. Bu kompozisyon eşik bekçilerinin geçirdiği haberlerin karakterini de belirler. Bu durumda medyada yapıldığı iddia edilen taraflı seçimlerin çoğu gerektiği gibi düşünen insanların önceden seçilmesinden, içselleştirilmiş önkavrayışlardan ve personelin mülkiyet yapısı, örgütlenme tarzı ve de elbette ki piyasa ve siyasi gücün belirlediği çerçevede olmasından kaynaklanır” (Oktay, 2019).

Eşik bekçisinin yaptığı işi tek iki kelime ile özetlemek icap etseydi “sansür” ve “gündem belirleme” kavramları ile iktifa etmek anlamlı olabilirdi.

Uygulanan sansür büyük ölçüde otosansür olarak değerlendirilebilir.  Bu sansür, bir yandan haber kaynağının gerçeklerine ve medyanın örgütsel yapısının gereklerine uygun hareket eden muhabirler ve yorumcularca, öte yandan mülk sahipleri, piyasa ve hükümetteki diğer iktidar/güç/otorite merkezlerinin dayattığı kısıtlamaları uygulamak üzere seçilmiş ve çoğu kez bunları içselleştirmiş olan medyadaki üst düzey karar vericilerce icra edilmektedir  (Herman & Chomsky, 2006).

“Hangi bilginin ne kadarının bize nasıl aktarıldığı konusu çok önemlidir. Özellikle medyanın mülkiyet yapısı içinde karar verici veya düzenleyici görevlerde yer alan kişilerin kurum ideolojisi veya yayın politikası çerçevesinde enformasyonu kodlayıp yeniden ürettiği, eşik bekçisi (gatekeeper) adını verdiğimiz birtakım profesyoneller ortaya çıkmıştır. (…)Eşik bekçiliği teorisi gündem belirleme ve toplumu kontrol etme dinamikleri açısından katkıda bulunmuştur” (İris & Yeşildağ, 2018).

Peki eşik bekçiliği hangi aşamada devreye girer? Bu soruya cevap arayan isimlerden biri de Necla Mora’dır.

Mora’ya (2008) göre, olayın ilk ortaya çıktığı andan itibaren bir eşik bekçiliği söz konusudur. Olayın kaynağı, kaynaktan ilk dinleyen, düzenleyen, redakte eden, denetleyen, nerede ve nasıl kullanılacağına karar veren hepsi birer eşik bekçisi olarak fonksiyon icra edebilir.

Oya Tokgöz (2015), kanaat önderlerini ve eşik bekçilerinin ayrı ayrı tanımlayıp her ikisinin mukayesesini yapıp etki alanlarını açıklamıştır: "Kanaat önderini, kendi görüşlerini, sözünü dinleyenlere iki akışla aktaran kişi olarak tanımlamak mümkündür. Başka bir deyişle, kanaat önderleri kitle iletişim araçlarını izledikten sonra, bu araçlardan aldıklarını kendi görüşleri olarak kanaat izleyenlere (opinion followers'lara) aktaran kişidir. Eşik bekçisi kişilerarası iletişim içinde, kitle iletişim araçlarını izledikten ve izlediklerini kendine göre süzgeçten geçirdikten sonra bunları aktarmakla kalmayıp başkalarıyla paylaşan kişidir. Kanaat önderlerinden eşik bekçilerinin farkı, kişiler arası iletişimini dışarıda yer alan başka bir kişiye bağlayan kişi olmalarıdır. Eşik bekçileri, denetim yoluyla bir kanaldan akan mesajların dışarıda yer alan kişilere ulaşıp ulaşmayacağına karar veririler. Kanaat önderleri her statüde her tabakada yer alırken, eşik bekçileri haber alma ve verme sürecinde yer aldıkları gibi, hastaneler, mahkemeler, siyasi örgütler, parlamento, yer alarak belli kimselerden- siyasetçi, şirket sözcüsü, polis- yaralanırlar.”

Eşik bekçiliği bir anlamda bir “süzgeç mekanizması”dır.

Eşik bekçiliği kavramı klasik medyadan yeni medyaya geçişte daha da önem kazanmıştır. Eşik bekçileri, konvansiyonel medyaya göre yeni medya mecralarında kamuoyu oluşturma, toplum mühendisliği, psikolojik harekat ve daha birçok konuda daha kritik dokunuşlara imza atma şansını elde etmişlerdir.

“Gündem belirleme yaklaşımları açısından bakıldığında eşik bekçiliği klasik medyada halkın ne hakkında hatta onunda ötesinde nasıl düşüneceğini şekillendiren en önemli mekanizmadır. Yeni medyadaki kullanım potansiyeline bakıldığında ise eşik bekçiliği halkın ne düşündüğü hakkındaki genel verileri manipüle etme gücüne de erişmektedir” (Narmanlıoğlu, Nisan 2016).

Dijitalleşen gazetecilikte okurun, editörün yani eşik bekçisinin rolüne ve haberle ilgili kararlara nasıl etki ettiğini ortaya koymayı amaçlan araştırmalardan biri Özel ve Deniz’e aittir. Söz konusu araştırmaya katılan internet editörlerinin, gazetecilerin tümü tamamı, dijital gazetecilikte okurun haber üretim sürecine ve haberle ilgili aldıkları kararlara kesin bir etkisi bulunduğunu görüşündedir. “Gazeteciler, neyin haber yapılacağı, hangi büyüklükte ve hangi sırada sunulacağı, hangi perspektiften ne tür bir başlıkla aktarılacağı gibi haberle ilgili kararlarda okurun güçlü bir etkisi olduğunu söylemektedir. Geleneksel basından farklı olarak okurun davranışlarının gözlenebilir ve ölçülebilir olması, gazetecilerin haberle ilgili kararları almalarında yönlendirici olmaktadır. (…) İnternet editörlerinin haberle ilgili kararlarına tıklanmadan sonra en fazla etki eden diğer okur davranışları ise sırasıyla; okurun Google’da aradığı konu ve kelimeler, okurun haberi sosyal medya hesaplarında paylaşması, okurun haberde kalma süresi (haberi okumaya ayırdığı vakit), okurların sosyal medyada paylaştıkları konular ve okur yorumlarıdır” (Özel & Deniz, 2015).

Bu kavram sosyal medyada geleneksel medyaya nazaran daha elastikidir. İki basamaklı iletişim akışına göre; bilgiler hem kitle iletişim araçları hem de toplumu etkileyen kanaat önderleri aracılığıyla etkisini göstermektedir. (Erdoğan, Keloğlu, & Durmuş, Kitle İletişiminde Pozitivist Ampirik Geleneğin Kuruluşu: Lazarsfeld ve Yönetimsel Araştırmalar, 2005).

“Eşik bekçileri ilk ortaya çıktıkları koşulların değişmesiyle birlikte misyonlarını gerek mülkiyet yapısı örgütlenmesi altında gerekse kendi amaçları uğruna değiştirmişlerdir. Artık sadece gündem belirleyici, haber çevreleyici ve birer süzgeç olmanın yanı sıra, sosyal medya üzerinde takipçilerini amaçları uğruna yönlendiren bir mekanizma hâline gelmişlerdir.” (İris & Yeşildağ, 2018)

Gazetecilik bağlamında değerlendirildiğinde sosyal medya eşik bekçisi kontrolünü devre dışı bırakabilmektedir. Sosyal medyanın gazetecilik bağlamında ele alınmasında ön plana çıkan bir diğer etki ise, tüm sosyal medya kullanıcılarının içeriklerini özgürce, herhangi bir filtreleme ya da eşik bekçisi kontrolü olmaksızın yayınlayabilme imkanına sahip olmasıdır. “Bu durumda günümüzde yaygın şekilde internet olarak bilinen world wide web, diğer kitle iletişim araçlarında bulunan eşik bekçiliği fonksiyonuna gerek duymadan, doğrudan kuruluşlar ve hedef kitleleri arasındaki iletişimi sağlayan ilk araç konumundadır” (Okay & Pelenk, 2006).

Sınırsız verinin anlık yer ve biçim değiştirdiği, iletildiği internet bir o kadar da kontrolsüz bir mecradır. Dolayısıyla da manipülasyona gayet uygun bir ortam teşkil etmektedir. Güven’e (2017) göre, “Web sayfalarının oluşturulması, idare edilmesi, içeriklerinin belirlenmesi ve okuyucu görüşlerinin yayınlaması belli bir eşik bekçiliği sürecini gerektirmektedir. Her ne kadar bu eşik bekçiliği sürecini işletmeyen ve yapılan yorumları doğrudan yayınlayan web sayfaları bulunsa da internetin tamamen kontrolsüz bir alan olduğu düşünülmemelidir. Bu noktada en denetimsiz ve eşik bekçiliği sürecinin işletilmediği alanlardan birisi ‘sosyal medya’ alanıdır denilebilir.”

Medyada sermayeyi, bütçeyi kim veriyorsa, reklamı kim veriyorsa aslında “haberin patronu” da “eşik bekçisi” odur. Bu noktada, yeni medya teknolojilerinin gelişimiyle kitlesel fonlarla desteklenen platformlar “patron” ya da “sermaye” baskısı olmaksızın görece özgür bir biçimde yayıncılık faaliyetlerini sürdürebilme imkanına sahiptirler. Çünkü bu modelde “patron” ve “eşik bekçisi” büyük sermaye sahipleri, iktidar/güç odakları değil bizzat haberin “müşterisi” konumundaki geniş halk kitleleridir. “Gazetecilikte Kitlesel Fonlamanın Yükselişi ve Yeni Medyanın Rolü nedir?” sorusunun cevabını Çetinkaya şöyle formüle etmiştir:

“Medyanın reklam gelirlerine bağımlı olması sonucu giderek sermaye güdümüne girmesi ve medyadaki tekelleşme, medya içeriklerinin giderek benzeşmesine sebep olmuştur. Bu sisteme karşı çıkan ve kendine yeni mecra arayan gazeteciler için de kitle fonlarıyla desteklenen platformlar, içeriklerini oluşturabilecekleri alternatif mecralardır. Günümüzde kitlesel fonlar, herhangi bir sermaye ya da medya patronu baskısı olmadan, özgür ve kamu adına yapılacak olan gazeteciliğin kilit noktası haline gelmektedir. Gazetecilerin kamudan aldıkları maddi ve manevi destek ile ürettikleri içerik, onları kamuya sorumlu hale getirmektedir. Bu özelliğiyle de kitlesel fonlu gazetecilikteki içerik üretim süreci geleneksel medyadaki içerik üretim sürecinden farklılaşmaktadır. Geleneksel medyada gazeteci eşik bekçilerine karşı sorumluyken, bağışlarla dinamize edilen kitlesel fonlu gazetecilikte doğrudan kamuya karşı sorumluluk söz konusudur. Aslında kitlesel fonlu gazetecilik, tüketicilerin haber üretiminde giderek daha aktif olduğu bir eğilimin parçasıdır.” (Çetinkaya, 2020)

“Eşik bekçisi” iyi bir gazeteci olmanın şu temel ilkelerini gözden uzak tutmamalıdır:

“1- Asla var olmayan bir şeyi ekleme. 2-Asla okuyucuyu/izleyiciyi kandırma. 3-Yöntemlerin ve hareket noktan konusunda mümkün olduğunca şeffaf ol” (Kovach & Rosenstiel, 2007).

Yabancı basın organlarının hedef ülkelerle ilgili algı operasyonlarını da yine “eşik bekçiliği” kuramını merkeze alarak gerçekleştirmektedirler. Türkiye’de bu konuda yapılan ender akademik araştırmalardan biri gazeteci-televizyoncu Akın’a (2010) aittir:

“Dünyadaki haber akışının büyük bir bölümünü kontrol eden belli başlı 3 haber ajansı olan Reuters, Associated Press ve Agence France Presse insanların dünyayla ilgili yargılarını şekillendirmedeki en önemli kitle iletişim araçlarındandır. Dünyada yayınlanan her 100 dış kaynaklı haberden 60’ı bu uluslararası ajanslarca oluşturulmaktadır. Türk insanı da bu haberlerin direkt etki alanındadır. Bu gücün kontrolü ajans yöneticileri ve “eşik bekçilerinin” elindedir. Yüksek lisans tezinin konusu olan eşik bekçiliği, habercilik açısından çok önemli bir kişiliği ifade eder. Öyle ki, uluslararası ajanstaki bir eşik bekçisi için “önemsiz” bir ülkeye ait küçük bir uçak düşmüşse, olay tek başına o kadar önemli olmamakta, ama uçağın içinde bir Amerikan yurttaşı varsa olay birden bire önem kazanabilmektedir.”

 

 

Kaynakça

Akın, Z. O. (2010). Uluslar arası haber ajanslarının Türkiye haberlerinde eşik bekçiliği uygulamaları: Reuters ve AP örneği. (Yüksek Lisans Tezi) Haziran 2020 tarihinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Tez Merkezi: tez.yok.gov.tr adresinden alındı

Alver, F. (2007). Gazeteciliğin Kuramsal Temelleri. İstanbul: Beta.

Anadolu Ajansı. (2014). Habercinin El Kitabı. Ankara: Anadolu Ajansı.Chandler,

D., & Munday, R. (2011). Oxford A Dictionary of Media and Communication. Oxford: Oxford University Press.

Çetinkaya, A. (2020). Çevirimici Gazetecilikte Alternatif Bir Gelir Modeli Olarak Kitlesel Fonlar. Özlem Erkmen, B. Ataman, & B. Çoban içinde, Yeni Gazetecilik Mecralar Deneyimler Olanaklar. İstanbul: Kafka.

Erdoğan, İ., & Alemdar, K. (2002). Öteki Kuram. Ankara: Erk.

Erdoğan, İ., Keloğlu, E., & Durmuş, N. (2005). Kitle İletişiminde Pozitivist Ampirik Geleneğin Kuruluşu: Lazarsfeld ve Yönetimsel Araştırmalar. Gazi Üniversitesi İletişim Dergisi.

Güven, S. (2017). Siyasal İletişim Sürecinin Dönüşümü, Sİyasal Katlıım ve İletişim Teknolojileri. The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication .

Herman, E. S., & Chomsky, N. (2006). Rızanın İmalatı: Kitle Medyasının Ekonomi Politiği. İstanbul: Aram.

Işık, M. (2012). Kitle İletişim Teorilerine Giriş. Konya: Eğitim.

İris, M., & Yeşildağ, G. N. (2018). Eşik Bekçilerinin Sosyal Medya Üzerinden Turistlerin Destinasyon Seçimine Etkisi:Outgoing Örneği. S. Gezgin içinde, Dijital Çağda İletişim. Konya: Eğitim.

Kılıç, D. (2003). Haber Yapma Sürecinde Haber Editörü ve Editoryal Sistem. Kurgu Dergisi.

Kıyan, Z., & Törenli, N. (2018). Sosyal Medyanın Gazetecilikteki Rolü: Türkiye’deki Haber Kuruluşları Üzerine Bir İnceleme. Gaziantep University Journal of Social Sciences.

Kafiliveyjueh, E. S., & İlhan, E. (2017 Güz). Sosyal Ağ Çağında Eşik Bekçisinin Değişen Rolü. Yeni Medya.

Kovach, B., & Rosenstiel, T. (2007). Gazeteciliğin Esasları. Ankara: Odtü Yayıncılık.

Lippman, W. (1945). Public Opinion. New York: The Macmillan Company.

Mora, N. (2008). Medya, Toplum ve Haber Kaynağı Olarak Sembolik Seçkinler. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi.

Mutlu, E. (1994). İletişim Sözlüğü. Ankara: Ark .

Nalcıoğlu, B. U. (2007). Türk Basınından Avrasya'ya Bakış. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi(26).

Narmanlıoğlu, H. (Nisan 2016). İnternet Sitelerinde Eşik Bekçiliği. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi.

Okay, A., & Pelenk, A. (2006). Bir Halkla İlişkiler Aracı Olarak İnternet; Halkla İlişkiler Şirketlerinin İnternet Kullanımı. Yeni İletişim Ortamları ve Etkileşim Uluslarası Konferansı Kitabı. içinde İstanbul: Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi.

Oktay, S. (2019). Eşik Bekçiliği Teorisi Kapsamında Medya Etiği Sorunsalı - BBC-Jeremy Bowen Örneği. Kent Kültürü ve Yönetimi Hakemli Elektronik Dergi, 12(1).

Oğuz, C. (2019). Medyada Haber Editörlerinin Rolü. Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi.

Schudson, M. (1978). Deadlines, Datelines, and History of American Newspaper. New York: Basic Book.

Özel, E. K., & Deniz, Ş. (2015). Türk Basınında Gezi Parkı Eylemleri Üzerine Bir İçerik Analizi: Eylemler Nasıl Sunuldu? Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi(36).

Shoemaker, P. (1991). Communication Concepts 3: Gatekeeping. Kaliforniya: SAGE Publications.

Tekinalp, Ş., & Uzun, R. (2013). İletişim Araştırmaları ve Kuramları. İstanbul: Beta.

Tokgöz, O. (2015). İletişim Kuramlarına Anlam Vermek. Ankara: İmge.

Uçak, O. (2013). Siyaset Haberlerinde Çatışma ve Denge Unsuru. E-Journal of New World Sciences Academy.

Yaylagül, L. (2017). Kitle İletişim Kuramları – Egemen ve Eleştirel Yaklaşımlar. Ankara: Dipnot.

Zaimoğlu, G. (2017). Küreselleşme ve Neoliberal Politikalar Bağlamında Haber Üretim Süreci. Ulakbilge Sosyal Bilimler Dergisi(18).

 

 

 

 

 

Bakmadan Geçme