Erdoğan'ın ziyareti Alman siyasetini ikiye böldü
Hür Demokrat Parti lideri Lindner 'İslamcı başkanlık diktasının partner olarak görülemeyeceğini' savunurken Dışişleri Bakanı Maas 'seçilmiş Cumhurbaşkanının Almanya'da istenmediği mesajının büyük hata olacağını' söyledi.
Hür Demokrat Parti lideri Lindner "İslamcı başkanlık diktasının partner olarak görülemeyeceğini" savunurken Dışişleri Bakanı Maas "seçilmiş Cumhurbaşkanının Almanya'da istenmediği mesajının büyük hata olacağını" söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 28-29 Eylül tarihlerinde Almanya'ya yapacağı ziyaret Alman siyasetinde tartışma yarattı. Sosyal Demokrat Partili Dışişleri Bakanı Heiko Maas ziyareti savunurken muhalefetteki Hür Demokrat Parti'nin (FDP) Genel Başkanı Christian Lindner ziyaret tarihinin sorgulanmaya değer olduğunu söyledi.
FDP Genel Başkanı Christian Lindner Funke Medya Grubu'na yaptığı açıklamada, "Fikir ayrılıkları ortaya çıktığında diyalog yararlıdır. Ancak İslamcı başkanlık diktası referandumundan kısa süre sonra yapılacak bu ziyaretin zamanlamasını kuşkuyla karşılıyorum" dedi. İnsan ve vatandaşlık haklarının Türkiye'deki durumunun açıkça dile getirilmesi gerektiğini belirten liberal politikacı, "Alman hükümeti Batılı bir Türkiye'yi partner olarak gördüğümüzün, İslamcı bir başkanlık diktasına Avrupa Birliği'nde yer olmadığının altını çizmelidir” ifadelerini kullandı.
Maas: Erdoğan seçilmiş devlet başkanı
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ise Rhein-Neckar Zeitung gazetesine verdiği mülakatta Türkiye'deki başkanlık sistemi beğenilse de beğenilmese de Erdoğan'ın Türkiye'nin seçilmiş devlet başkanı olduğunu ve Almanya'da üç milyondan fazla Türk kökenli insanın yaşadığını hatırlatarak, Türkiye'nin temsilcilerinin Almanya'da istenmediği mesajı vermenin büyük bir hata olacağını kaydetti.
Dışişleri Bakanı Maas Türkiye'deki anlaşmazlıkların Almanya'ya taşınması tehlikesinin olup olmadığı sorusuna verdiği yanıtta ise "Karşılıklı konuşmazsak tehlike daha da büyür. Birbirimizle konuşmak yerine geçen dönemde olduğu gibi anlaşmazlıkları medya üzerinden kamuoyuna açık, gürültülü bir şekilde dillendirirsek, o zaman Türkiye'deki anlaşmazlıklar Almanya sokaklarına da sıçrar. İlerleme ancak, görüş ayrılıklarını makul üslupla dile getirmekle sağlanabilir” dedi.
"Yanıt bekleyen sorular var"
Heiko Maas Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmede pürüzlü konuların da açıkça gündeme getirileceği mesajı vererek "Yanıt bekleyen bir dizi soru var. Nedenini anlayamadığımız bir şekilde Alman vatandaşları Türk cezaevlerinde yatıyor. Özellikle Avrupa Birliği ile yakınlaşmak isteyen ülkeler açısından basın ve fikir hürriyeti son derece önemlidir. Her buluşmada açık bir şekilde dile getireceğimiz bir dizi sorun mevcut. Devlet ziyareti sırasında bu sorunlar sümen altı edilmeyecek.”
Dağdelen: Devlet değil, çalışma ziyareti olmalıydı
Muhalefetteki Sol Parti’nin Federal Meclis Grup Başkan Yardımcısı Sevim Dağdelen de Erdoğan’ın Almanya’ya yapacağı resmi ziyareti eleştirdi. Aynı zamanda Federal Meclis Türk-Alman Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı da olan Dağdelen, Deutschlandfunk radyo kanalıyla yaptığı söyleşide, ziyaretin devlet ziyareti niteliğinde gerçekleştirilecek olmasını eleştirirken, diyaloğun sürdürülebilmesi için bir çalışma ziyaretinin yeterli olacağını savundu. Federal Hükümet’in böylece Erdoğan’a “kabul gören devlet adamı” olarak davrandığını söyleyen Dağdelen, Erdoğan’ın Almanya’ya yönelttiği “Nazi uygulamaları” suçlamalarının ışığında bunun kabul edilemez olduğunu kaydetti.
Erdoğan’ın ziyareti öncesinde Federal Hükümet’in Türkiye’de hapiste bulunan tüm Alman vatandaşlarının serbest bırakılmasını talep etmesi gerektiğini belirten Sol Partili politikacı, ayrıca Almanya’nın Türkiye politikasının tekrar temelden yenilenmesi çağrısında bulundu. Türkiye’ye silah ihracatının durdurulmasını isteyen Dağdelen, Konya NATO Üssü’nde görevli Alman askerlerin ülkeden çekilmesini talep etti. Dağdelen ayrıca Türkiye’ye mali yardımların durdurulması çağrısında bulundu.
"Koşullar koymak doğru olmaz"
Sol Parti Dışişleri Sözcüsü Stefan Liebich ise dile getirilen tüm eleştirilere rağmen Erdoğan’ın Almanya’ya yapacağı resmi ziyareti savundu. AFP haber ajansına bir demeç veren Liebich, Federal Hükümet’in başka otokrat hükümetlerle veya insan hakları ihlallerinin yaşandığı ülkelerin liderleriyle de konuştuğunu belirtti ve bu yüzden, Erdoğan’a gelemeyeceğini söylemenin de doğru olmayacağını kaydetti.
Ancak Liebich de öngörülen devlet ziyareti yerine bir çalışma ziyaretinin daha uygun olacağını belirtti. Liebich, Erdoğan’ın Suriye politikası ve Türkiye’de muhaliflere yönelik baskıların ışığında “Erdoğan için kırmızı halı sermenin yanlış olacağını” söyledi.
Prensip olarak “Hem Türkiye ile, hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile diyaloğun mümkün olabilmesi gerektiğini” vurgulayan Liebich, bu nedenle ziyaret öncesinde belli koşulların koyulmasının doğru olmayacağını belirtti. “Önemli olan Erdoğan’a ziyaret sırasında ne söyleneceğidir” diyen Sol Parti Dışişleri Sözcüsü, temaslar sırasında Türkiye’deki insan hakları ihlallerinin açık bir şekilde kınanması gerektiğini sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier tarafından Almanya'ya davet edilen Recep Tayyip Erdoğan 28 ve 29 Eylül tarihlerindeki devlet ziyareti sırasında Başbakan Angela Merkel ile de bir araya gelecek.