Hakkı Öznur: Ülkücü Tarih Vakfı, Ülkücü Hafıza Merkezi mutlaka kurulmalı

'Milliyetçi Dergiler' Ankara'da  düzenlenen tarihi  ve muhteşem bir programla erişime açıldı. Araştırmacı yazar Hakkı Öznur, programda yaptığı konuşmada iki heyecan verici teklifte bulundu.

  • 2546

“Milliyetçi Dergiler” Ankara'da düzenlenen tarihi ve muhteşem bir programla erişime açıldı.

Eksen ve İfade Derneği “Milliyetçi Dergiler Projesi"ni hayata geçirerek aziz milletimize ve milliyetçilik tarihimize büyük hizmette bulundular.

Milliyetçiliğin Dijital Hafızası sloganıyla yürütülen Milliyetçi Dergiler projesi 03 Aralık 2022 günü saat 19.44'te akademisyenlerin, araştırmacıların ve tüm ilgililerin erişimine açılmıştır. Milliyetçi Dergiler, Türk düşünce hayatında milliyetçi müktesebatın gelecek nesillere aktarılması gayesiyle 2019 yılında kâr amacı gütmeyen bir proje olarak Eksen Eğitim Sen ve İfade Fikir Derneği tarafından hayata geçirilmiştir. 2019 yılında başlanan literatür taramasının ardından dergilerin dijital ortama aktarılması aşamasına geçilmiştir. Literatür taraması ve dijital ortama aktarma çalışmaları 2020 yılından itibaren eş zamanlı olarak sürdürülmüştür. Milliyetçi Dergiler Projesi kapsamında, projenin başlangıcından itibaren 69 farklı derginin bütün sayıları dijital ortama aktarılmıştır.

Projenin internet sitesi olan milliyetcidergiler.org adresinde hâlihazırda 69 dergi, 1578 sayı, 18679 yazı ve 5021 yazar mevcuttur. İlgililerce https://www.milliyetcidergiler.org/kayit-ol adresinden sisteme kayıt olunması yolu ile dergilerin tamamı ücretsiz bir şekilde okumaya ve incelemeye hazırdır.

Sitenin fihrist sayfasından mevcut dergilerin hangi tarih aralığında yayınlandığına, basım yerine, imtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürlerine ve kaç sayı basıldığına erişmesi mümkündür. Dergiler sayfasından proje kapsamında taranan ve tasnif edilen dergilerin künyelerine ve dergi sayıların ulaşılabilmektedir. İlgililerin, seçmiş oldukları dergi sayılarında bulunan yazılara; ilgili sayının sayfasında bulunan “içindekiler” kısmından doğrudan ulaşabilecekleri gibi sayının tamamına “PDF Önizleme” butonu aracılığıyla ulaşma şansı bulunmaktadır.

Proje kapsamında tarama ve tasnif çalışmalarına hala devam edilmektedir. Taranan ve tasnif edilen dergilerin de sisteme yüklenmesiyle web sitesinde yer alan dergi sayısının artacağı öngörülmektedir. Bu proje kapsamında www.milliyetcidergiler.org adresinin açılış ve tanıtım etkinliği 3 Aralık 2022 günü saat 18.45'te geniş bir katılımın olduğu coşkulu bir etkinlikle gerçekleştirilmiştir.

Araştırmacıların ve konuyla ilgili herkesin merakla beklediği site, Milliyetçi Dergiler -Milliyetçiliğin Dijital Hafızası- adıyla 3 Aralık günü ATO'da yapılan geniş katılımlı muhteşem bir organizasyonla yayına girdi. ATO'da düzenlenen programa ilgi ve katılım çok yüksekti. 5 kuşak, Türk milliyetçileri, Ülkücüler bu anlamlı, nitelikli, nezih, çok üst seviyede olan ve tarihe not düşülen toplantıda bir araya geldiler. Milliyetçi dergileri çıkartmış çalışmış yazılar yazmış çok sayıda akademisyen , fikir, sanat, kültür, ilim insanları da bu toplantıya iştirak ettiler.

Programda İfade Fikir Derneği'nin düzenlediği Millî Egemenliğin 100. Yılında Milliyetçilikte Yeni Arayışlar Makale Yarışması'nın ödül töreni de yapıldı. Programa tarihi değeri olan milliyetçi dergilerin çıkarılmasında görev almış bir çok isim yanı sıra günümüzde düşünce tarihi alanında çalışan akademisyenler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de katıldı.

Eksen Eğitim Sen ve İfade Fikir Derneği'nin hazırladığı projenin tanıtım etkinliğine çok sayıda milliyetçi ülkücü camianın önemli isimleri ve kanaat önderleri katılmıştır.

Etkinlik akışında İfade Fikir Derneği'nin düzenlediği Milli Egemenliğin 100. Yılında Milliyetçilikte Yeni Arayışlar başlıklı makale yarışmasının ödül töreni düzenlenmiş, bu törenin açılış konuşmasını Enes Faruk Ertan gerçekleştirmiştir. Jüri üyeleri Prof. Dr. Tevfik Erdem,, Prof. Dr. İbrahim Maraş ve Dr. Gökhan Çınkara'nın ödül kazanan makalelerin yazarlarına ödüllerini takdiminin ardından Milliyetçi Dergiler Projesi tanıtım etkinliğine geçilmiştir.

Milliyetçi Dergiler Projesi'nin tanıtımında Eksen Eğitim Sen Genel Başkanı Dr. İsmail Yıldız, konuşmasında Milliyetçi Dergiler Projesinin nasıl başladığını anlatmıştır. İfade Fikir Derneği Genel Başkanı Vasıf İnanç Duygulu, projenin Türk fikir hayatı açısından önemine değinerek İfade Fikir Derneği'nin çalışmaları hakkında bilgi vermiştir. Proje yöneticisi Burak Serhat Ermiş, milliyetcidergiler.org sitesinin çalışma prensipleri ve içeriği hakkında bilgiler vermiştir

İKİNCİ PROJENİZ “ÜLKÜCÜ DERGİLER VE YAYINLAR” OLMALIDIR

Ülkücü Cami'anın önde gelen isimlerinden Ülkücü Hareket'in tarihini yazan Araştırmacı yazar Hakkı Öznur programda bir konuşma yaptı. Öznur, konuşmasında, yanında getirdiği, Ülkücü Hareket'in 80 öncesi çıkardığı bazı dergileri kürsüden göstererek onlarla ilgilide çok önemli bilgiler verdi. Öznur yine çok önemli bir konuya dikkatu çekerek “Ülkücü Tarih Vakfı, Milli Hafıza Merkezi mutlaka kurulmalıdır" açıklamasında bulundu.

Hakkı Öznur'un konuşmasının tam metni:

“Milliyetçiliğin Dijital Hafızası” projesini hayata geçiren Türk, Fikir, sanat, Kültür hayatına tarihi bir hizmet sunan ve tarihe de not düşen; bu çalışmanın mimarları, öncüleri olan EKSEN Sendikamıza, İFADE Derneğimize, Milliyetçi Dergiler Projesi'nde yer alan genç kardeşlerimize Huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum Hepsini, canı gönülden kutluyorum tebrik ediyorum. Tarihi bir iş çıkarmışlar. Türk Milliyetçiliği tarihine çok büyük bir hizmet bu. Özellikle bu çalışmanın mimarları gençlerimiz adsız kahramanlarımızı kutluyorum iyi ki varlar var olsunlar.

Bu projeyi hayata geçirmek kolay değil. Milli şuur ve tarih bilincine sahip Milli Ülküye inanmış gönül vermiş önceliğimiz ilkelerimi ve değerlerimiz diyen Türkiye sevdalısı EKSEN Sendikamız ve hepsi tam bir idealist ve dava adamı olan yüksek ahlak ve karaktere sahip gençlerimizden oluşan İfade derneği hiçbir maddi imkanları olmadıkları halde arkalarında ne devlet ne desteği ne iktidar desteği ne kurumların desteği olmadan ve hiçbir yere yaslanmadan hiçbir yere bağlı kalmadan inanarak, birbirlerine güvenerek ortaya koydukları yüksek idealizm ve büyük fedakarlıklarla bu gençlerimiz zoru ülkücü inanç ve iradeyle başarmışlardır.

Bu güzel projeyi hayata geçiren gençlerimiz ABD fonlarından, AB fonlarından, Soros fonlarından iç ve dış odakların vakıflarından para almadılar! onlar tarafından desteklenmediler.!

Projelerini para almak için sağa sola götürmediler, hiçbir yere gitmediler. Sadece Rabbimize dua ettiler “işimizi kolaylaştır alnımızın akıyla bu projeyi bitirmemizi aziz millettimize sunmamamızı nasip et Allah'ım “ dediler Cenabı Hak bu gençlerimizin samimi içten dualarını kabul etti bakın işte bu güzel çalışma bugün karşımızda ve milletimizin hizmetinde

Davaya adanmışlık, Ülküdaşlık hukuku saygı, sevgi, güven, kenetlenme, bağlılık hepsi bir araya gelince böyle güzel işler meydana geliyor. Bu inanmışlığın ve davaya adanmışlığın zaferidir. İnşallah bu projenin devamı olan yeni projeleri'de Allah'ın izniyle inşallah bu imanlı, ihlaslı, çalışkan, üretken ülkücü gençlerimiz tarafından hayata geçirilecektir.

Kıymetli kardeşim değerli eğitimci yazar Dr İsmail Yıldız bu projeden ilk bahsettiğinde çok mutlu olmuştum. “çok güzel proje bizlerde bu projeye her türlü desteği veririz dedim” çok değerli araştırmacı yazar Metin Turhan kardeşimle bu idealist ve çalışkan kardeşlerimize yardımcı olmaya, katkı sağlamaya çalıştık. Milliyetçi dergiler noktasında bizler de kişisel arşivlerimizden yayınlar verdik.

EKSEN ve İFADE Derneği milliyetçiliğin dijital hafızasını devreye sokarak arşiv- i derya deniz ,aramayı kolaylaştıran bu proje ile önemli bir yapmışlardır. Dijital teknolojinin arşivcilik alanında kullanılması çok önemlidir. Elinde “milliyetçi dergiler” olan kardeşlerimizde bu projeyi yapan arkadaşlarımıza bu yayınları verip katkı sağlamalarını bekliyoruz .

“ÜLKÜCÜ TARİH VAKFI” MUTLAKA KURULMALIDIR

Ülkücü Hareket'in tarihi ve Ülkücü hareket ile ilgili çalışmalar yapacak adeta, “Ülkücü Hafıza Merkezi”, “Milli Hafıza Merkezi” olacak ve işlevi görecek bir vakfın kurulmasına büyük bir ihtiyaç var. Milliyetçi Ülkücü camiada bir çok vakıflar var, onlar kendi alanlarında hizmete devam ediyorlar. Ancak özel olarak sadece politik tarihimiz Ülkücü hareketin tarihi ve ülkücü mücadele ile ilgili bir “ÜLKÜCÜ” tarih vakfımız yok!

Ülkücü Camia olarak bir muhasebe yapmalıyız. iç meseleler, kişisel meseleler bir tarafa bırakılarak siyaset üstü kalmak şartıyla bir “Ülkücü Tarih Vakfı” üzerinde bir araya gelinmeli, ortak bir çalışma yürütülmeli. Bir istişare ve meşveret heyeti oluşturulmalı gündelik siyasete müdahil olmayan yazılı ,sözlü .görsel işitsel malzeme ve arşiv belgelerinin yer alacağı “ÜLKÜCÜ TARİH VAKFI / ÜLKÜCÜ HAREKET VAKFI” mutlaka kurulmalıdır.

Ülkücü Tarih Vakfının amacı bütün yazılı, sözlü, görsel, işitsel malzeme ve arşiv belgeleri ile müze malzemelerini toplamak, korumak, kullanıma açmak ve yayınlamak olmalıdır. Ülkücü Hafıza merkezi dijital teknolojiyi arşivcilik alanında kullanmalıdır.

Kurulacak olan Ülkücü Tarih Vakfımız açık veri, açık bilgi prensibine bağlı kalmalı ve bilginin metalaştırılmasına karşı olmalıdır. dijital ortama aktarılmış arşiv fonlarını, süreli yayınları, kitapları, kimi görsel-işitsel arşiv malzemesini web sayfası üzerinden kullanıma açmalıdır.

Ülkücü Hareket'e ait dergi, gazete, broşür, bildiri, afiş ,kitap, resim albüm vb. yer alacağı Ülkücü Arşiv merkezi Ülkücü Tarih Vakfı bünyesinde yer almalıdır.

ÜTV'nın bir internet sitesi de olmalıdır. Ülkücü dergiler dijital arşivi, Sözlü Tarih mülakatları ve gelişmiş arama seçenekleri ile araştırmacıların ve dergi severlerin hizmetine sunulmalıdır.

“Ülkücü Tarih Vakfı”, Ülkücülükle İlgili temel bir başvuru kaynağı olmalıdır. Geçmişten günümüze yayınlanmış ülkücü dergilere, gazetelere, yayınlara ulaşmalı ve bulmalıdır. Dergiler ve gazeteler kataloglanmalı, dijitalleştirilmeli ve arşivlenmelidir. Türkiye`nin en kapsamlı veri tabanı, dijital arşivi ve matbu kütüphanesi tamamlanarak bütün yönleriyle araştırmacıların ve ilgililerin hizmetine sunulmalıdır.

Ülkücü akademisyenler, yazarlar, fikir ve kültür adamları kurulacak böyle vakıfa üye olmalı ve çalışmalıdır. İnşallah kurulursa, Ülkücü tarih vakfı Ülkücü Hareket üzerine bilgi ve belgeleri toparlayıp, arşiv düzeninde korumayı ve araştırmacıların kullanımına sunmayı amaçlayan bir tarih ve arşiv kurumu olmalıdır.

MİLLİYETÇİ DERGİLER 1911 YILINDAN SONRA ÇIKMAYA BAŞLAMIŞTIR

Türkiye'de Fikir dergiciliğinin tarihi yaklaşık 150 yıllık bir geçmişe sahiptir. Türkçü/ Milliyetçi ilk dergi Kasım 1911 yılında çıkan Türk Yurdu dergimizdir. Türk Yurdu aradan geçen 111 yıla rağmen kimi zaman kesintilere uğraş ada bu gün yayın hayatına devam etmekte en uzun süreli yayınlardandır.

“Türk Yurdu” dergisi de inşallah Türk Ocaklarımızın çok kıymetli yöneticileri tarafından, en kısa zamanda, “Milliyetçiliğin Dijital Hafızasına” dahil edilecek bir şekle sokulacağına ve Türkün fikir kalesi Türk Ocaklarımızın da bu idealist, samimi gençlerimize “Türk Yurdu” noktasında gereken katkıyı ve desteği vereceklerine inanıyorum. Zaten bu kardeşlerimiz Türk Ocakları genel merkezini ziyaret ederek Genel Başkan çok kıymetli hocamız Prof. Dr. Mehmet Öz ile görüşerek hem bu proje ile ilgili bilgiler vermişler istişare etmişler toplantıya da davet etmişler. Birçok Türk Ocaklı akademisyenlerimizde görüyorum bu gün buradalar, var olsunlar.

Türk Yurdu dergisi ile beraber “Genç Kalemler”, “Halka doğru”, “Türk sözü” gibi dergilerde cumhuriyet öncesi Türk Milliyetçiliğine hizmet etmiş dergilerdir. Cumhuriyet döneminde Türk Yurdu yayın hayatına devam etti. Ancak 1930 yılında Türk Ocaklarının kapatılmasının ardından 1 yıl sonra Türk Yurdu yayın hayatına son verdi.

Bu süreçte Türkçülüğün mistik önderi, şahikası Atsız hocamız tarih sahnesine çıkacaktır. Atsız Mecmua (1931 -1932) döneminde çıkmış, 17 sayı yayınlanmıştır. Ardından Atsız hocamız (1933-1934) döneminde 9 sayı çıkan “Orhun” dergisini çıkarmıştır. Orhun dergisinin ardından rahmetli Nejdet Sancar hocamızın eşi Reşide Sancar hocamız tarafından 15 Mayıs 1943'te “Türk Sazı” çıkartılmıştır. Reşide Sancar adına alınan imtiyazla çıkarılan Türk Sazı dergisinin yayını ve daha ilk sayı dağıtıma çıkmadan derginin yayını durdurulmuştur. Orhun'unun on yıl süren zorunlu suskunluğunu bozma amacıyla çıkarılan bir dergidir. Fakat ancak tek bir sayı çıkmıştır

TEK PARTİ REJİMİ TÜRKÇÜLERE ZULMETMİŞ, MİLLİYETÇİ DERGİLERE BASKI UYGULAMIŞTIR

“Orhun” dergisi Ekim 1943 yılında yeniden yayınlanmaya başlamış. Derginin ilk (10.) sayısı olarak yayınlanmıştır. 9. Sayının devamı olarak yayınına devam etmiştir. Orhun Dergisinin 16. Sayısı Nisan 1944'de yayınlanmış. Yani bu süreçte toplam 6 sayı çıkmıştır. Tek parti dönemi Orhun Dergisinin yayınlanmasına müsaade etmemiştir.

1939 – 1945 yılları arasında birçok milliyetçi dergi çıkmıştır. Reha Oğuz Türkkan “Ergenekon,” “Gök-Börü” “Bozkurt” dergilerini Rıza Nur “Tanrıdağ” Fethi Tevetoğlu “Kopuz”, Orhan Seyfi Orhan “Çınaraltı” dergisini çıkarmışlardı.

Milliyetçi Dergiler peş peşe çıkarken bundan Tek Parti iktidarı rahatsız olmuş CHP diktatörlüğü, milli şef faşizmi, 1943 yılından itibaren Türkçülere yönelik sistemli ve planlı baskılar ve zulümler başlatmıştır Atsız hocanın Orhun dergisinde yazdığı açık mektuplar Cumhurbaşkanı aynı zamanda CHP Genel Başkanı olan İsmet İnönü ve Tek parti yönetimini rahatsız etmiştir.

Meşhur, “1944 Irkçılık ve Turancılık davası” ile uyduruk ve düzmece iftiralarla, Türkçüler başta Atsız hoca olmak üzere 23 Türk Milliyetçisi zindanlara atılmış, tabutluklara sokulmuş işkenceler görmüştü. 3 Mayıs 1944 yılında Türk milliyetçileri Atsız Hoca önderliğinde, tek parti diktatörlüğüne, milli şef rejimine, meydan okumuştur. 3 Mayıs, tek parti diktatörlüğüne, istibdat rejimine, milli şef rejimine, despotizme, gayri millî zihniyetlere, ideolojilere karşı Türk milliyetçilerinin tarihe not düştüğü, destan yazdığı, milli bir gündür.

CHP'nin tek-parti yönetimi, kendi bünyesi dışında herhangi tür siyasal faaliyete izin vermiyor, basına kısıtlamalar getiriyor ve hatta bağımsız kültürel faaliyette bulunmak isteyenlere zorluk çıkarıyordu. Yine de Türkçüler, çıkardıkları yayınlar, özellikle de dergiler aracılığıyla -bu yayınlar resmi makamlar tarafından zaman zaman kapatılsa da- yoğun bir propaganda faaliyeti yürüttüler.

Milliyetçi görüşe sahip çeşitli dergiler, 1944 yılına kadar, hatta 1947'de yargılama sona erinceye kadar yayın dünyasından hiç eksik olmadı. 1939-1944 dönemi, yani savaş yıllarına denk düşen dönem, Türkçü fikriyatın en hareketli olduğu dönemdi. Türkçü dergiler en verimli dönemlerine, genç Türkçü kuşağın katkılarıyla, 1939-1944 arasındaki yıllarda kavuştular.

Tek parti döneminde Türkçülük akımı, içinden çıkan yeni isimlerle ayakta kalmayı başardı. üç isim, Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan ve Rıza Nur ön plana çıkmıştı. Bu isimlerden Rıza Nur 1942'de ölmüş, Reha Oğuz Türkkan ise 1947'de yurtdışına gitmişti. Çıkardığı dergilerle ismini duyuran Nihal Atsız hocamız ise 1930'dan itibaren Türkçü fikriyatın ve hareketin en önemli ismi olmuştu.

ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİLDİKTEN SONRADA ÇOK SAYIDA MİLLİYETÇİ DERGİ YAYIMLANDI

1945 sonrasında Türkçü-Turancı çizgi Atsız ile mahdut kalmadı. Görece demokrasi ortamında Hüseyin Namık Orkun, Nejdet Sançar, Hikmet Tanyu, Fethi Tevetoğlu gibi isimler, bu akım içerisinde önemli roller üstlendiler. 1946 sonrası dönemde Türkçü çevreler yeniden yayın faaliyetine giriştikleri gibi, çeşitli örgütler ve Türkçü "ocaklar” etrafında da örgütlenmeye başladılar. Özellikle 1947 yılında eskilerin ve yeni gelenlerin işbirliğiyle yeni Türkçü dergiler yayımlandı.

l945'ten itibaren: Kızılelma, özleyiş, Toprak, Kür Şad, Orkun, Çınaraltı, Tanrıdağ, Altın Işık, Aras Çakmak, Ocak, Mefkure, Milli Yol, Fedai vb. pek çok Türkçü dergi, 1960'lerin ortalarına kadar olarak çıkarıldı. Bu dergiler, Türkçülerin kitlelerle buluşması ve benimsedikleri milliyetçilik anlayışını anlamaları açısından en önemli mecra oldu. Atsız Hoca 15 Ocak 1964 yılında Ötüken Dergisinin ilk sayısını yayınlamıştır. Kasım 1975 yılına kadar toplam 143 sayı yayınlanmıştır.

Ötüken bu özelliği ile Atsız Hocanın dergilere arasında en uzun ömürlüsüdür. İnşallah Atsız hocamızın çıkardığı dergilerde Milliyetçi dergiler hafızasında yer alır ve milletimizin hizmetine sunulur. 1964 yılında kurulan, yaklaşık 58 yıldır Türk fikir ve kültür hayatına büyük hizmetlerde bulunan Milliyetçi Ülkücü Camianın önde gelen yayınevlerinden olan ve yayınlarını yakından takip ettiğimiz, aldığımız, okuduğumuz Milli Ülkü milli kültür milli duruş deyince ilk akla yayınevlerinden çok değerli Ötüken Neşriyatı'nda Atsız hocamızın dergilerinin bu muhteşem projeye dijital hafızaya aktarılması ile ilgili özveriyi, hassasiyeti göstereceklerini ve çok değerli katkıyı vereceklerine gönülden inanıyorum.

1931'de kapatıldıktan sonra 1949'da yeniden açılan Türk Ocağı'nın etki alanı da sınırlı kalmıştır. Ancak 1959'da Türk Ocağı'nın Ankara'daki genel merkezi aktif hâle gelebilmiş ve Galip Erdem'in eğitimciliğinde yetişen bazı gençler sonradan siyasi hayatta ve milliyetçilik faaliyetlerinde etkili olmuşlardır

1959 Mart'ından itibaren Osman Turan'ın sahipliği ve Galip Erdem'in umumi neşriyat müdürlüğü ile çıkan aylık Türk Yurdu dergisini bunların dışında tutmamız gerekir. O zamanki Türk milliyetçilerinin kalburüstü bütün bilim ve kültür adamlarına ulaşan dergi, bu geniş kadrosuyla üst seviyede bir akademik ve kültürel muhteva tutturmayı başarmış ve bu kalitesiyle bir hayli de etkili olmuştur.

1965'TEN SONRA ÇOK SAYIDA ÜLKÜCÜ DERGİLER ÇIKMIŞTIR

Milliyetçi Hareketin kurucusu ve lideri Başbuğumuz Alparslan Türkeş'in 31 Temmuz 1965 tarihinde CKMP Genel Başkanı olmasından sonra milliyetçi – Ülkücü dergi ve gazeteler yayınlanacaktır. Türkeş'in Genel Başkan olduğu o tarihi kurultaya daha lise öğrencileriyken, dönemin Türk Ocaklarında ve Üniversiteliler Kültür Derneğindeki ağabeyleri ile beraber kurultaya katılan Türkeş'i destekleyen ve kazanmasında rol oynayan Türkçü Gençler, genç Ülkücülerden bazıları da bu gün burada toplantıda aramızda.

1966 -1980 yılları arasında çıkan bazı dergilerimiz, gazetelerimiz :

MİLLİ HAREKET: Ahmet B. Karabacak tarafından Kasım 1966 da İstanbul'da çıkarıldı. 58 sayı , 8 özel sayı toplam 66 sayı yayınlandı. 8-9 Şubat 1969 tarihinde Adana'da yapılan CKMP kurultayında partinin ismi ve amblemi değişmişti. Partinin ismi MHP, amblemi üç hilal olmuştu. “Milli Hareket” bu kurultayda isim ve amblem değişikliğini desteklemiş, kurultayla ilgili bu yönde yayınlar yapmıştır. Milli Hareket, Kasım 1966'da 15 günlük bir dergi olarak yayın hayatına başladığında, 20 sayfalık bir yayın organıydı. Dergi, 1968 yılının sonlarında aylık olarak çıkmaya başladı. 1971 yılının Aralık ayma kadar yayın hayatını sürdürdü. Daha sonra aralıklarla bazı özel sayılar yayınladıktan sonra, kapanmıştır.

OCAK: 1968 yılının Ocak ayında "Ankara Yüksek Tahsil Talebe Cemiyeti" adına yayınlanmaya başlamıştı. Logosunun altında "Sönmeden Yurdumun Üstünde Tüten En Son Ocak" ibaresi yer almaktaydı. 1968 yılının Temmuz ayında Üniversiteler Kültür Derneği'nin yayın organı haline gelmiştir.

Ocak dergisi, Ocak 1968 - Ocak 1975 tarihleri arasında bazen iki üç sayı bir arada, bazen ara verilerek, yaklaşık 7 yıl çıktı. Ocak Dergisi Ağustos 1971 tarihine kadar 16 sayfalık aylık bir dergi olarak 44 sayı çıkmıştır. 1971 Kasım'ın dan itibaren 3 aylık olarak neşredildi. Türk Milliyetçiliğini dinamik bir tefekkür cehtiyle beslemeye çalışan Üniversiteliler Kültür Derneği ve yayım organı olan Ocak dergisi, bugün boşluğu hala hissedilen bir çalışmadır. Ocak Dergisi, fikrî derinliğe sahip, münevver kadrosuyla Ülkücü Hareketin bir fikir kalesi olarak görev yapmıştır.

Dergi, yayınlanmaya başladığı ilk sayısından son sayısına kadar, içeriği ve muhtevasıyla Ülkücü Hareketin fikrî ve siyasî gelişimine büyük etkisi olmuş, milliyetçi, ülkücü çevrelerden büyük destek, ilgi ve alaka görmüştür. Aylık olarak yayınlanan Ocak Kasım 1971'den itibaren üç aylık araştırma ve inceleme dergisi olarak, 1975 yılına kadar 13 sayı yayınlandı. Türk kültür hayatına katkısını sürdürdü.

DEVLET : Devlet Gazetesi, 7 Nisan 1969 tarihinde, "Adımız devlet, yolumuz milliyetçilik, rehberimiz ilim ve fikir, tarzımız siyasettir" anlayışıyla yayın hayatına başladı. Ülkücü Hareket'in Millî Hareket'ten sonra ikinci yayın organı oldu. Haftalık Siyasî Aktüalite Dergisi olarak çıkan derginin logosunun altında "Ey Türk, Kendine Dön" ibaresi vardı. Devlet Gazetesi, MHP hareketine destek veren, aralarında akademisyenlerin de bulunduğu 16 kişiden oluşan "Yüksek İstişari Konsey" diye nitelendirilen kişilerin öncülüğüyle ortaya çıktı. Devlet gazetesi kaynağını Türk-İslâm ülküsünden alan, ülkücü dünya görüşünü oluşturan fikir ve düşünce yapısıyla, MHP hareketinin ideolojik politik çizgisini ortaya koymuştur.

1969-197 Mart ayına kadar haftalık olarak ( 435) yayınlanan gazete, 1978 yılının Mayıs ayında aylık dergi olarak çıkmaya başlamış Haziran 1979 tarihine kadar 14 sayı çıkmıştır

TÖRE : Ülkücü Hareket'in üniversitesi olarak adlandırılan, kültür ve sanat çevrelerinde ise "Üniversite dergi" olarak tanınan Töre Dergisi, 1971 Haziran'ında yayınlanmaya başlamıştır. Derginin arka kapak sayfasında "Ey Türk Üste Gök Çökmedikçe Altta Yer Delinme dikçe Senin İlini ve Töreni Kim Bozabilir" ibaresi yer almaktaydı. 1970'lerin başlarında ülkücü camiada Devlet Gazetesinden başka haftalık yayınlanan ve günlük politikayı aksettiren bir yayın organı yoktu. Fikir ve sanat alanında boşluğu dolduracak, ihtiyacı giderecek Türk Milliyetçiliğine hizmet edecek bir mecmuanın ihtiyacı hissediliyordu. Bu meselede herkes hemfikirdi. İşte Töre, gönül ve fikir birliği ile özellikle MHP Genel Başkan Yardımcısı rahmetli Dündar Taşer büyüğümüzün büyük maddi ve manevi destekleriyle çıkmaya başlayacaktı.

Töre Dergisinin Misyonu 1971 yılında “Ayşe” dergisi yerine adı “Töre” olarak değiştirilen ve yayına hazırlanan bu dergi dönemin muhtevasını yansıtan en önemli yayınlardan olmuştur. 1971'de yayın hayatına başlayan Töre dergisi milliyetçi muhafazakâr kimliğiyle yer edinmiş ve dönemin önemli süreli yayınlarından olmayı başarmıştır. Milliyetçi kesimin bütün akademisyenleri Töre'deydi.

MİLLİ ÜLKÜ: Genç Ülkücüler Teşkilatı'nın aylık yayın organı olarak 1968 yılının Şubat ayından itibaren yayınlanmaya başlamıştır. Derginin logosunun altında "Ülkücü Gençliğin Dergisi" ibaresi yer almaktaydı. Ülkücü Hareketin gençlik organizasyonunun ilk teşkilatlanmaya ve kök salmaya başladığı bir dönemde Milli Ülkü, genç ülkücülerin ilk yayın organı olmuştur. 1970 yılına kadar aralıklarla da olsa çıkmıştır. Bu tarihte Milli Ülkü'nün yerine on beş günlük "Türk ‘ün Sesi" adlı yayın organı kısa bir süre yayınlanmış ise de daha sonra kapanmıştır.

BOZKURT: 12 Mart 1971 muhtırasını müteakiben, dönemin olağanüstü şartlarında ülkücü gençliğin sesi olacak olan aylık Bozkurt Dergisi, Ekim 1972 yılında çıkmıştır. 1972 yılından 1977 yılma kadar Ülkücü Hareket'e büyük hizmet vermiştir Genç ülkücülerin millî şuur, tarih bilincine sahip ve ülkücü kimlikle yetişmeleri doğrultusunda çok büyük faydası olmuştur. Aylık Ülkü Dergisi olarak yayınlanmaya başlayan Bozkurt'un, logosunun yanında "Her şey Türk için, Türk'e göre, Türk Tarafından" yazılı ibaresi bulunmaktaydı. 1 Aralık 1975 tarihinden itibaren 15 günde bir yayınlanmaya başlamıştır. 1977 yılında yayın hayatına son vermiştir. Toplam 76 sayı çıkmıştır.

GENÇ ARKADAŞ: İlk olarak İstanbul Ülkü Ocakları tarafından çıkartılan, ülkücü gençlik hareketinde çok Önemli bir yere ve geçmişe sahip olan Genç Arkadaş, 15 Ocak 1975 yılında, 15 günlük bir gazete olarak İstanbul ‘da çıkmaya başlamıştır. İlk çıktığında logosunun altında "Bütün karanlıklar seninle aydınlanacak" ibaresi bulunuyordu. Genç Arkadaş, 1 Ağustos 1976 tarihinde 25. sayıdan itibaren Ülkü Ocakları Derneği Genel Merkezi tarafından Ankara'ya taşınmıştır. Genç Arkadaş, Türk-İslâm Ülküsü fikriyatı doğrultusunda her türlü emperyalizme ve onun yerli işbirlikçilerine karşı verilen destanlık mücadelede, ülkücü gençlik hareketinin ideolojik ve politik sözcüsü olmuştur.

Gazetede, ülkücü gençlik teşkilatlarının yapmış olduğu mitingler, yürüyüşler, paneller, gecelerle birlikte, komünistler tarafından o büyük mücadelede şehit edilen ülkücülerin hayatları, fikirleri ve inançları uğruna cezaevlerine düşen ülkücülerle ilgili her türlü haberler geniş bir şekilde yer alırdı.

Genç Arkadaş Gazetesi'nin, Ülkücü Hareketin ideolojik ve politik çizgisini net bir şekilde ortaya koyan başyazıları ve makaleleri, ülkücü gençlik tarafından büyük ilgi ve alâka ile takip edilir, dikkatle okunurdu.

BÜYÜK TÜRKİYE'YE HASRET: Genç Arkadaş'la birlikte Ülkücü Hareketin fikrî ve siyasî gelişiminde önemli bir yere ve geçmişe sahip olan gazetelerden birisi de Hasret Gazetesi'dir, Genç Arkadaştan kısa bir süre sonra 1975 yılının Nisan ayında aylık olarak yayınlanmaya başlamıştır. İlk çıktığında logosunun altında önce "Zafer ya da hiç değil, Zafer ya da Zafer" ibaresi yer alıyordu. Daha sonra 4. sayıdan itibaren bu ibare değiştirilerek, "Büyük Türkiye'ye Hasret" adıyla çıktığında yeni logosunun altında "Ruhumuzun Açlığı Seninle Giderilecektir", 21. sayıdan itibaren ise "İslâmiyet Ruhumuz, Türklük Bedenimiz" ibaresi yer almaktaydı. Hasret'i çıkartan ilk kadro, 1972-74 döneminde Ankara İmam-Hatip Okulu mezunu imam-hatipli ülkücülerdir. Hasret yayın hayatına başladıktan İnşa bir süre sonra, başta Ülkü Ocakları Genel Merkezi olmak üzere, ülkücü kuruluşların dikkatini çekti.

Ülkü Ocakları yönetiminde yer alan Muhsin Yazıcıoğlu'nun çalışmalarıyla Hasret, imam-hatipli gençlerle yapılan değerlendirmeler sonucunda, Ülkü Ocakları Derneğinin kontrolünde çıkmaya başladı.

12 Eylül 1980 öncesi ÜOD ve ÜGD Genel Başkanlığı yapmış Ülkücü Gençlik hareketinin lideri , 25 mart 2009 tarihinde Keş dağlarında küresel bir tertiple, şehit edilen, milletin adamı, cennet mekan Muhsin Başkan'da Hasret dergimizdeki bazı başyazıları yazmıştı.

Muhsin Yazıcıoğlu 1980 öncesi, ölümün kol gezdiği, namluların kan kustuğu çatışmalı yıllarda Türk gençliğini hep şiddetten çatışmalardan uzak tutmaya çalıştı. Konuşmalarında ve yazılarında “eller silah değil, kalem tutmalı” diyerek, gençliğe tarihi öneme sahip mesajlar verdi. Türk gençliğini, küresel emperyalizme ve onun emrindeki beşinci kol gruplara, iç savaş tahrikçilerine karşı daima uyardı. “Tahriklere kapılmayın, provokasyonlara gelmeyin” dedi.

Ülkücü Gençlik hareketinin yayın organı “Büyük Türkiye'ye Hasret” ve “Genç Arkadaş” gazetelerinde ideolojik, politik başyazılar yazdı. Genç Arkadaş'ta “Sistem Tartışmaları” (4 bölüm) Hasret Gazetesinde “ İslam'ın Bayrağı Kanlarımızla yükseliyor”, “Ülkücü Gençlik Ölecek İslam güneşi sönmeyecek”, “Gücümüzü İslam'dan Alıyoruz” . “Önce İman Ve Ahlak”. “Ülkücü Gençlik Ölse de Zafer İslam Bayraktarlarının”, “Ölçü İslam Olmalı”, Ülkücü hareketin ilkeleri Türk milliyetçiliği hareketi ve gayri –milli ideolojiler vb. onlarca yazı yazmış ve yol göstermiştir.

BÜYÜK ÜLKÜ: Genel Merkezi Kayseri'de bulunan Büyük Ülkü Derneğinin yayın organı olan “Büyük Ülkü Gazetesi”, ilk olarak 1974 yılının Ocak ayında. Ülkücü Gazete başlığı ile dört sayfa olarak yayın hayatına başladı. Aralık 1974 tarihine kadar 12 sayı çıktı. Yayın hayatına üç yıl aradan sonra, 1977 yılının Şubat ayında, yine Kayseri'de "Büyük Ülkü" ismi ve logosunun altında "Ülkücü Gençlik Gazetesi" yazan yeni mizanpajı ve zengin muhtevasıyla çıktı. 1978 Mayıs ayına kadar 15 sayı yayınlandı.

ÜLKÜ OCAĞI: Hasret ve Genç Arkadaş'ın kapanmasıyla, Ülkücü Gençlik Hareketinin sözcülüğünü, 6 Haziran 1979 tarihinde yayınlanmaya başlayan 15 günlük Ülkü Ocağı Dergisi yapmıştır. Kahramanmaraş olaylarından sonra 19 ilde ilan edilen sıkıyönetim nedeniyle, gerek yayınlanmasında, gerek dağıtım noktasında büyük problemlerle karşılaşan Ülkü Ocağı Dergisi, CHP iktidarının kolluk güçlerinin baskı ve zulümlerine rağmen, büyük fedakârlıklar göstererek, ancak dört ay yayın hayatım sürdürmüştür. Ülkü Ocağı Dergisi çıktığı günden itibaren, Kayseri Özel Sayısı hariç, 5 sayı yayınlanmıştır. En son sayısı 1979 Eylülünde 80.000 adet basılmıştı. Ülkücü Hareketin çıkartmış olduğu yayın organları içerisinde yaşanan olağanüstü dönemin şartlarına rağmen, 80.000 adet basılması çok ciddi bir tirajdı.

NİZAM-I ÂLEM: Ülkü Ocağı'nın yayın hayatına son vermesiyle birlikte, 5 Ekim 1979 tarihinde Nizam-ı Âlem Gazetesi haftalık olarak çıkmaya başladı. 5 Ekim 1979-29 Eltim 1979 tarihleri arasında 4 sayı yayınlanan Nizam-ı Âlem kendi alanında da yüz elli binlik tirajıyla adeta bir rekor kırmıştı.

BİRLİĞE ÇAĞRI: 12 Eylül'e doğru hızla sürüklenen ülkemizde "Genç Arkadaş, Hasret, Büyük Ülkü, Ülkü Ocağı, Nizam-ı Âlem'den sonra Ülkücü Hareket'in en son yayın organı, 15 günde bir yayınlanmaya başlayacak olan Birliğe Çağrı Gazetesidir. 5 Aralık 1979-28 Temmuz 1980 tarihleri arasında toplam 11 sayı çıktı. Birliğe Çağrı, çizgisini "Çıkarken'' adlı yazısında şu sözleriyle ortaya koyuyordu:

“Hedef, Allah'ın Nizamını Kurmak, Türk'ü Bu Nizamın Beşeri Mimarı Yapmaktır.

LİSELİ GENÇ: Ülkücü liseli gençliğe yönelik olarak "Liseli Genç" adıyla yayınlanmaya başlayan aylık dergi. Büyük Ülkü Derneğinin Ankara Şubesi tarafından 1976 yılının Mayıs ayından itibaren çıkmıştır. Dergi daha sonra Ülkücü Gençlik Derneği bünyesinde oluşturulan Liseliler Masası tarafından yayın hayatı sürdürülecektir. Liseli Genç'in ilk çıktığında logosunun altında "Ülkümüz İçin Çarpacak Yüreğimiz", daha sonra ÜGD tarafından çıkarıldığı yeni dönemde logonun altında "Kanımız Aksa da Zafer İslâm'ın" ibaresi yer almıştır.

BİZİM GERGEF: Ülkü Ocakları Derneği Genel Merkezi Kızlar Masası tarafından hazırlanan 'Bizim Gergef', 1977 yılının Mayıs ayında yayınlanmaya başlamıştır. Logosunun üstünde "Türk Kızının Sesi" ibaresi yer almaktadır. Dergide aile ve cemiyet ilişkilerinden aktüaliteye kadar, birçok konulara yer verilmiştir. Ülkücü hanımlar üzerinde büyük tesiri ve etkisi olmuştur.

ÇAYLAK: Ülkücü Hareketin Milli Mizah Dergisi olan Çaylak, 1976 yılında ülkücü karikatüristler taralından çıkartılmıştır. Logosunun altında "Güldürürken Düşündürür" ifadesi yer almaktadır. 1979 yılına kadar yayınlanmıştır.

KON: Doğu ve Güneydoğulu Ülkücüler tarafından çıkartılan Kon Gazetesi'nin birinci sayısı 1979 yılının Ocak ayında yayınlanmıştır. İkinci sayısını yayınlamaya fırsat kalmadan CHP iktidarı döneminde Pol-Der'li; komünist çeteler tarafından ikinci sayısı matbaada basılmak üzereyken yayını durduruldu, bir daha da çıkmadı.

DÎVAN: Ülkücü Hareket'in, Töre Dergisi'nden sonra çıkartmış olduğu fikir ve sanat dergilerinden biri olan "Divan", 1978 yılının Kasım ayında çıktı. Divan Dergisini çıkartan kadro, Töre Dergisine bakarak, yaşları küçük ama kabiliyetleri büyük olan, yetenekli gençlerden oluşmaktaydı. Divan Dergisi daha sonra "Yeni Divan" adıyla yayılandı.

TÜRKİYE VE DÜNYA : MHP'nin eğitimci kadrosundan hukukçu Esat Güçhan'ın idaresinde çıkan 3 aylık fikir ve inceleme dergisi "Türkiye ve Dünya" 1980 yılının Ocak ayında çıktı. Toplam 3 sayı sürdü. Son sayı şehit Gün Sazak özel sayısıydı. 12 Eylül darbesi nedeniyle bir daha yayınlanmadı. Türkiye ve Dünya adlı dergide Türkiye'nin ekonomik ve sosyal yapısı ile ilgili İlmî yazılar ve makalelere yer verildi.

ÜLKÜCÜ KADRO: Ülkücü Kadro 1976 yılının 15 Aralık tarihinden itibaren 15 günlük bir yayın organı olarak 1978 yılına kadar 17 sayı çıktı. Milli Hareket dergisini çıkartan Ahmet Karabacak Ülkücü Kadro dergisini de çıkardı.

Ülkücü Kuruluşlar Tarafından çıkarılan dergiler:

ÜLKÜ-TEK: Ülkücü Teknik Elemanlar Derneği'nin yayın organı olan, iki aylık teknik araştırma ve inceleme dergisi Ülkü-Tek, 1974 yılının Ocak ayında çıkmış ve 1978 yılma kadar da yayın hayatım sürdürmüştür. Ülkü-Tek'te enerji, sanayi, bayındırlık, tarım, iktisat, petrol, ekonomiden aktüaliteye kadar, Ülkücü Hareketin dünya görüşlerini içeren, ekonomik, siyasî ve sosyal görüşlerini ortaya koyan tahliller, öneriler ve projeler yayınlanmıştır. Ülkü-Tek'in bünyesinde Tek-Güç adlı 1976-1979 yılları arasında da Ülkücü Teknik Elemanlara yönelik aylık gazete de çıkartılmıştır.

ÜLKÜ-BİR: Ülkücü Öğretim Üyeleri ve Öğretmenler Derneği'nin yayın organı olarak 1975 yılının Ağustos ayından itibaren aylık olarak yayınlanmaya başlamıştır. Ülkücü öğretmenlere yönelik yayınlanan gazetede, "Türk Eğitim Sistemine Bakış", "Milliyetçi Hareketin Eğitim Sistemi" gibi konularda çeşidi haber ve yorumlar yer almıştır.

MİLLİ EĞİTİM VE KÜLTÜR: Ülkü-Bir bünyesinde yer alan kadrolar tarafından 1978 yılının Aralık ayında yayınlanmaya başlayan "Milli Eğitim ve Kültür", 3 aylık ilmî araştırma dergisiydi. Milli Eğitim ve Kültür Dergisi, çıktığı yıldan itibaren çeşitli konularda da özel sayılar çıkartmıştır. "Hicretin 1400. yılında İslâm" ve 'Esir Türkler" özel sayıları dikkati çekmektedir. Milli Eğitim ve Kültür, 12 Eylül darbesini müteakiben de yayın hayatını sürdürmüştün 1981 Nisan 9. sayısından itibaren 2 ayda bir çıkmaya başlamıştır. Derginin yazar kadrosu çok genişti. Türkiye'nin tanınmış milliyetçi ve ülkücü aydınların tamamına yakım, Milli Eğitim ve Kültür Dergisi'nde sürekli yazılar yazmışlardır.

Derginin sahipliğini Ülkü Ocakları Derneğinin Kurucularından ve Genel Başkanlığını yapmış dava büyüklerimizden Muharrem Semsek, yapmıştı.

ÜLKÜM: Ülkücü Memurlar Derneği'nin yayın organı olarak, 1976 yılının Ocak ayında aylık olarak çıkmaya başlamıştır. Logosunun altında "Ülkücü Memur Gazetesi" ibaresi yer almaktadır. 1980 yılma kadar yayın hayatını sürdürmüştür. Ülküm'de, Türkiye'nin ekonomik ve toplumsal düzeni, sistemin tıkanan bürokratik yapısı ve devletin çeşitli personel ve mevzuat kanunlarıyla ilgili alternatif görüşleri ortaya koyan makalelerle birlikte, ülkücü memurların faaliyetlerini içeren haber ve yorumlara yer verilmiştir. 

YİĞİT KÖYLÜM: Ülkücü Köylüler Derneği'nin yayın organını "Yiğit Köylüm Dergisi aylık olarak Mayıs 1976 yılında çıkmaya başlamıştır. Logosunun altında “Tarım kentleri sizin eseriniz olacaktır" ifadesi yer alıyordu. 1980 yılma kadar yayın hayatını sürdürmüştür. Dergide Ülkücü Hareketin Türk köylüsüne, Türk tarımına bakışı ile ilgili görüşler, haber ve yorumlara yer verilirdi.

KUTSAL ALINTERİ: Ülkücü İşçiler Derneği'nin yayın organı olan Alınteri Gazetesi, 1978 yılının Temmuz ayında çıkmaya başladı. Kapağının yanında "İşçinin hakkını alın teri kurumadan veriniz Hz. Muhammed (s.a.v.)” Hadis-i Şerifi yazılıdır. Gazete 30. Nisan 1979 tarihinde başına Kutsal kelimesi eklenerek "Kutsal Alın Teri" adıyla çıktı. Ülkücü işçi hareketinin sesi ve sözcüsü olan Kutsal Alın Teri, kara ve kızıl sendikacılığa karşı ülkücü sendikal anlayışı ön plana çıkartan, tekelci sermaye düzenine yönelik ülkücü işçi hareketinin alternatif bakış açısını ortaya koyan haber ve yorumlara yer verdi.

ANANIN SESİ: Ülkücü Hanımlar Derneği'nin yayın organı olan Ananın Sesi Gazetesi, 1979 yılının Ağustos ayında aylık olarak çıkmaya başlamıştır. Logosunun yanında "Cennet anaların ayağı altındadır.” hadis-i şerifi yer alır. Gazetede ülkücü hanımların faaliyetleriyle Türk kadınının meselelerinden aktüaliteye kadar haber, görüş ve yorumlar yer almıştır.

12 Eylül darbesi sonrası da “Ülkücü Dergiler” yayımlanmaya , çıkmaya devam etmiştir.

“Yeni Sözcü” 8 Aralık 1980 – 7 Haziran 1981 arası yayınlandı. Toplam 27 sayı çıktı. Yeni Sözcü yayın hayatına son verince ardından Bakış , Hizmet, Hamle, Yeni Düşünce, Doğuş, dergileri çıktı. 1983 Eylül Ayında “Bizim Ocak” dergisi yayınlanmaya başladı. Takip eden yıllarda Ülkü Ocağı, Ülkü Ocakları, Nizam–ı Alem ,Alperen, dergileri , “Yeni Hafta”, “Muhalif”, “Gelecek”, “Milliyetçi Çizgi”, “Kurultay”, vb. gazete ve dergiler yayımlandı Alperen ve Ülkü Ocakları çıkmaya devam ediyor”

ABD ,AB SOROS VAKIFLARI ÜLKEMİZDE DERİN SOL ÖRGÜTLERİN BÖLÜCÜLERİN KURDUĞU SÖZDE VAKIFLARA, ENSTİTÜLERE, MERKEZLERE MADDİ FİNANS DESTEĞİ VERİYOR

Son yıllarda Marksist TÜSTAV sol hareketlerle ilgili çalışan araştırmacılar ve akademisyenler ve önemli bir mecra haline geldi. Derin Sol'un ve Bölücülerin sözde tarih vakfı, enstitü, kültür ve sanat merkezi dedikleri bir çok merkezleri, üsleri var.

Türk Solu üzerine çalışmalar yapan ve kurulan vakıflardan biri olan “TÜSTAV” 7 Ekim 1987 tarihinde yapılan TKP'nin 6. Kongresi ve TİP'in 8. Kongresi'nde birleşme kararları (TBKP) sonrasında kuruldu. Kuruldukları Tarihten itibaren Sovyetlere bağlı olan SBKP kontrolündeki TKP ile TİP'in birleşerek kurdukları Türkiye Birleşik Komünist Partisi'nin (TBKP) Ocak 1991'de yapılan ilk ve son yasal kongresinde Sol bir vakıf kurulması kararı alındı. Kurucuları; Nabi Yağcı ( haydar Kutlu), Ahmet Kardam ve Abdurrahman Atalay.

Amaç: Öncelikli olarak TKP, TİP ve TBKP olmak üzere Türkiye işçi ve sol hareketine ilişkin bilgi ve belgeleri toparlamak, korumak, kullanıma açmak ve yayımlamak.

Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı – TÜSTAV, Türkiye İşçi Partisi (TİP) ile Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) birleşmesiyle oluşan Türkiye Birleşik Komünist Partisi'nin 1991 Ocak ayında yapılan (TBKP) I. Olağan Büyük Kongresi'nde alınan karar çerçevesinde, TBKP Genel Yönetim Kurulu'nun karar ve çalışmalarıyla 1992'de kuruldu.

TBKP kongresinde iki karar aldı. Birincisi, siyasi mirasını sol birlik hareketine devrettiğini açıkladı ve üyelerini Sosyalist Birlik Partisi'ne yönlendirdi.

İkincisi, tarihsel belge vb. mirasını toplamak, düzenlemek ve kullanıma sunmak üzere TÜSTAV' ın kurulması kararını aldı. 4 Haziran 1990 yılında yasal olarak da kurulan TBKP, Ocak 1991'de gerçekleşen kongresinde aldığı kararla Sosyalist Birlik Partisi (SBP) oluşumuna katıldı. TBKP Anayasa Mahkemesi Kararıyla kapatıldı.

TÜSTAV çalışmaları 1999 yılından itibaren Marksist işçi ve sol hareketleri bütünüyle kucaklamaya dönük bir içerik kazandı. Bu çerçevede bütün illegal ve legal sol örgütlenmeler sol örgüt dava dosyaları gibi bir dizi arşiv belgesi de toplanıp tasnif edilerek kullanıma sunuldu.

TÜSTAV yetkilileri Moskova'ya giderek hem TKP arşivini Komintern arşivini Moskova'dan aldılar. Alınan örgütsel sol belgeler, Türkiye'de mikrofilmler dijital ortama aktarılarak CD'lerde toplandı. Almanya'nın Duisburg kentinde bulunan Türkiye Komünist Partisi (TKP) belgelerinin tamamı da Amsterdam'a taşındı ve arşivlendi ve envanter Türkiye'ye getirildi.

Ömrü Türklüğe, Türkiye Cumhuriyetine ihanetle geçen yıllarca, Sovyet istihbaratı ile çalışan Nabi Yağcı. TKP içindeyken Komintern'e dünya devriminin merkez kumandanlığı olarak bakan Komünist şeflerden biridir . TKP yöneticileri Sovyet kuyrukçuluğundan, bugün PKK/ HDP kuyrukçuluğuna gelmişlerdir.

ABD ,AB ,Soros vb yapılar Ülkemizde Derin Sol Örgütlere , PKK/ HDP çizgisindeki bölücü örgütlere açıkça maddi finansman sağlamaktalar ”Sol projeler“ adı altında sözde vakıf ve enstitülere para akıtılmaktadır. CIA'ye bağlı sözde düşünce kuruluşları, AB ülkelerindeki sözde düşünce kuruluşları, Yahudi Soroz vb. karanlık isimlerin vakıfları, ülkemizde beşinci kol gruplara her türlü desteği vermekteler. Macar asıllı ABD vatandaşı milyarder spekülatör George Soros Sol çalışmalara etnik ve mezhep çatışmasına yönelik çalışmalara açıkça destek vermiştir devam ediyorlar.

Siyonist Soros'un 1984'ten itibaren dünyanın birçok ülkesinde açmaya başladığı Açık Toplum Vakıfları, Türkiye'de 2001 yılında Açık Toplum Enstitüsü adıyla kurulmuş, enstitü 2008 yılında vakfa dönüştürülmüştü. 2001 yılında kurulan Açık Toplum Enstitüsü, Açık Toplum Vakfı. vb sözde vakıfların kirli ve karanlık ilişkileri vardır. TESEV, Soros ‘un Türkiye'de desteklediği en önemli kuruluşlardan biri Vakfın masraflarının bir bölümü Soros tarafından karşılanıyor geri kalan kısım ise Dünya Bankası fonları tarafından kapatılıyor.

TESEV' in dışında Tarih Vakfı, ve HDP çizgisindeki derneklere ve örgütlere destek vermiştir. 2015 yılında Türkiye'de Soros' un 4,13 milyon TL ile destek verdiği vakıf/dernekler var.

Sol tarih üzerine çalışan sözde vakıflara, derneklere destek var da siyasal İslamcılara yok mu? Var! Onlarda, özellikle 20 yıllık AKP iktidarı döneminde parayı buldular, büyüdüler. Kendilerini “İslamcı” olarak nitelendiren çevrelerin hazırladığı projeler hemen kabul ediliyor ve destekleniyor. Devlet kurumlarından iktidar nimetlerinden her yönüyle faydalanıyorlar."

Konuşmaların akabinde projeye danışmanlık yapan araştırmacılar Hakkı Öznur ve Metin Turhan'a teşekkür plaketleri takdim edilmiştir. Plaket takdiminin ardından Milliyetçi Dergiler Projesi'nde emeği geçenlerin çekildiği aile fotoğrafıyla etkinlik sona erdi.

Haber Platosu

Bakmadan Geçme