Arınç açtı ağzını yumdu gözünü
Bülent Arınç TRT ve bazı medya organlarının kendisine ambargo uyguladığını söyledi. ''Heyecanımı kaybettiğimi de söyleyebilirim. Birilerine olan sevgimi de biraz kaybetmiş olabilirim'' dedi
AK Parti'nin kurucularından Bülent Arınç, CNN Türk canlı yayınında Hakan Çelik'in programına katıldı. Arınç, kendisine devlet televizyonu ve "Kendilerine dost bildikleri kanallar" olarak tanımladığı bazı medya organlarında ambargo uygulandığını söyledi. Hatta Abdullah Gül ya da kendisi hakkında iyi sözler söyleyen kişilere bile bu ambargonun uygulandığını söyledi;
“Bugüne kadar söylemediğim bir şey var. Hiç üzerinde yoruma lütfen gitmeden, gerekirse seçimden sonra kullanabileceğimizi bir argüman. Birileri bana diyor ki sen bazı şeyleri neden televizyonda söylüyorsun? Ben onlara şunu söylüyorum. Ben bu düşüncelerimi partimin büyüklerine konuşulması gereken kişilere ulaşarak konuşmaya çalışıyorum. MKYK, Bakanlar Kurulu bunlardan birisidir. Bu zeminlerde fazlasını konuşuyorum. Ama birileriyle benim iletişim kanalım yok. O iletişim kanalı sadece televizyon ve gazeteler. İyi olsun ama neden sen oradasın buradasın diyenler olabilir. Benim kendilerine dost bildikleri kanallara ambargom vardır. Davet özellikle edilmiyoruz. Benim sorumlu olduğum TRT de dâhil olmak üzere. İki yıldan bu yalan, diğerleri de bir yıldan bu yana bu kanallara çıkmayacak düşüncesiyle... Bu kadarla lütfen kalsın. Benim çıkabilecek kanallarım bellidir. Onlara da çıkıyorum zaten. Bu kanallara Bülent Arınç'ın çıkmasına birileri bir yasak getirdiyse, ben bu yasağı uyguladım. Ama CNN bu yasak kapsamında değilim.”
“Gül ve benim hakkımda konuşana da ambargo uyguladılar”
Arınç kendisi ve Abdullah Gül hakkında iyi sözler sarf edenlerin dahi ambargoya tabi tutulduğunu söyledi;
“Ben niye X televizyonunda değilim, gidin onların patronlarına sorun. Hatta Bülent Arınç iyi adamdır, Abdullah Gül iyi şeyler yapmış diyenler programdan çıkarılıyor. O kayda alındıysa, kayıtlar siliniyor. TRT'nin ve Anadolu Ajansı'nın Bülent Arınç'a ambargo uygulaması... Başka kanallara bakın iki yıldır Bülent Arınç yoktur. Bu birilerini rahatsız etmemden dolayıdır. Ben birilerini rahatsız etmek için televizyona çıkmıyorum. Başka bir amacım yok. Şu anda da hiçbir sıfatım yok. Bu seçimden sonra tek başımıza iktidar olacağız, ama ben bakan, milletvekili olmayacağım. Bende artık bir tehlike beklemeyin dostlar, benden bir yanlışlık beklemeyin. Ben sizin 50 tanenizin bir araya getireceğiniz insanlardan daha iyi konuşmasını biliyorum. Utanmıyor musunuz?”
“Bazı köşe yazarlarımız, Yezid'den daha fazla cinayet işliyorlar.”
Arınç, Star Gazetesi yazarı Nuh Albayrak'ın kendisi hakkında yazdıklarıyle ilgili de şunları söyledi;
“Ben kendisini daha çok Türkiye Gazetesi'ndeyken tanıyorum. Ben açık yüreklilikle söylüyorum. Evet bugün cumartesidir, dün akşam da Faruk Çelik bir başka programdaydı. Seçimlerden sonra çok daha fazla ekranlarda olacağız, bundan da haberi olsun. Sevgi konusu deruni bir konudur. Kiloyla tartılmaz. Ben filan kişiyi seviyorum. Benim ölçüm şudur, o beni ne kadar çok seviyorsa ben de onu o kadar seviyorum. Sayın Albayrak bunları bilir de ifade etmekten çekinir. İkinci Hazreti Hasan Hüseyin efendilerimizin yanlarında bulunan insanlar susuz bırakıldılar. Karşılarındakiler de evet mümindiler. Hazreti Hamza efendimizin kalbine mızrağı sallayan insan daha sonra mümin olmuştur. Yezid için alçakça şehit edildi dememi kabul etmiyorsa o Albayrak'ın bileceği iş. Ben onun kadar mümin değilim. Ama ben Hazreti Hüseyin'in yanındayım. Müslümanlar cinayet işlemez mi? Ankara'daki bombayı kendi vücuduyla parçalayan insan da bir Müslümandı. Valla bu nasihatleri başkalarına yapsın. Onlar da Yezid kadar olmasa bile, bazı köşe yazarlarımız, Yezid'den daha fazla cinayet işliyorlar. Ama insanların haysiyetlerine, toplum içerisindeki konumlarına o kadar alçakla saldırıyorlar ki Yezid bunları görseydi kıskanırdı. Teşekkür ederim ikazları için. Seçimden sonra daha şuurlu bir müslüman olmak için eşimle birlikte çalışacağız."
"Bizi imtihan etmesinler"
Arınç, yine Star gazetesi yazarı Murat Çiçek'in kendisi ve Abdullah Gül'ün biraraya geleceği ve parti kuracağı iması hakkında şunları söyledi;
“Bu bize vicdansızlıktır, bu bize hakarettir. 40 senelik siyasi hayatımıza hakarettir. Niye bunu yazıyor? Onlar bilsin diye söylüyorum. Bizim hem parti içinde karşılığımız vardır. Arınç, Gül dendiği zaman ayağa kalkan insanlar vardır, toplumda da karşılığımız vardır. Yeni yetmeler diye tabir ettiğim bir zıpır bir grup, bunlar Ali Babacan'ı beni Hüseyin Çelik'i, Abdullah Gül'ü güçsüz hale getirmek için, trollerden de istifade ederek, sahip olduğu gazetelerden yaylım ateşe tutuyorlar. Çatapatlar göğsümüze geliyor bazen. Ama bunun ülkeye ve partiye hiçbir faydası yok…. Yalnız şununla bizi imtihan etmesinler. 'Onlar zaten böyle bir şey yapmazlar' diye üstümüze geliyorlar. Ama şunu söylerlerse etkili olurlar, tavsiye etmem de. ‘Bir araya gelseler ne olacak, parti kursalar ne olacaklar' demeye kalkarsalar onlar düşünsün. Biz şüphe duyulacak insanlar, AK Parti'ye, Recep Tayyip Erdoğan'a bombalar yağdıranlar, şimdi tamamen duygusal ilişkilerle sevgilerini ortaya çıkartıp, şarjör boşaltmaya kalkanlardır.”
"Birilerine olan sevgimi kaybetmiş olabilirim"
Arınç yeniden milletvekili adayı olmaması ile ilgili olarak da şu açıklamayı yaptı;
"Heyecanımı kaybettiğimi de söyleyebilirim. Birilerine olan sevgimi de biraz kaybetmiş olabilirim. Siyasette insanı her gün motive eden şey biraz da heyecanıdır. Mesela biz 60-65-70'lerde de siyaset yapanları biliyorum. Bir hayalimiz hedefimiz vardı. Bu hedefe varmak için dört partim kapatıldı benim. Erbakan Refah'ın kapatılmasından sonra mükemmel bir konuşma yapmıştı. Ama bu bizim hedefimiz içinde küçücük bir olaydı dedi. Biz o zaman da önümüze baktık. Fazilet kapandı önümüze baktık. Hep yasaksız, yolsuzluk, yoksulluık olmayan hayalimizi bağlamıştık. Bunların çoğuna kavuştuk. Başörtüsü meselesi, ülkede sünni alevi kavgasını sona erdirmek bunlardan bir tanesiydi, bütün özgürlüklerin en ulaşılabilecek noktasına kavuşmak bunlardan bir tanesiydi. İnsanlar sevgiyle ayakta durabiliyorlar. Ama burada bir azalma eksilme de olmuşsa kabahatin kimde olduğu önemli değil, beraber siyaset yapayacağınız insanlarla aranıza buzdan duvarlar girmeye başlamışsa, ara vermenin tam zamanı demiş olabiliriz."