Ankara, ABD'nin İran'a yaptırımları konusunda nasıl bir politika izleyecek?

ABD'nin İran'a uygulayacağı yaptırımlarla ilgili ABD'den gelen bir heyetin Ankara'yı ziyaretini değerlendiren İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkan Yardımcısı Hakkı Uygur, İran'ın komşusu olan Türkiye'nin diğer ülkelerden farklı bir konumda olduğunu ve Türkiye'nin İran'la ekonomik ilişkilerini sıfırlamayacağını belirtti.

  • 1089

Uygur, İran'a uygulanacak ABD yaptırımlarından muafiyet konusunda Türk-Amerikan ilişkilerinin seyrinin belirleyici olacağını ifade ederek "Ben Türkiye'nin bir muafiyeti kabul ettirebileceğini düşünüyorum, bu anlamda Türkiye'ye bir ayrıcalık tanınabilir. Çünkü Türkiye'nin konumu farklı, İran'la sınır komşusu" dedi.

ABD'nin terörizmin finansmanıyla mücadeleden sorumlu Hazine Bakan Yardımcısı Marshall Billingslea başkanlığındaki ABD Dışişleri ve Hazine bakanlıkları yetkililerinden oluşan heyet, Ankara'da ABD'nin İran ile nükleer anlaşmayı askıya alınmasının ardından yeniden başlatacağı yaptırımlarla ilgili görüşmelerde bulundu.

ABD heyetinin Türkiye'den "uygulama takvimi" istediği haberleri basına yansırken görüşmeyle ilgili gazetecilere bilgi veren Türk Dışişleri Bakanlığı kaynakları, "İran gerek ekonomik ve ticari ilişkilerimiz gerek enerji ithalatımız bakımından önemli bir komşumuzdur. Bu nedenle ABD'nin bu alanda uygulayacağı yaptırımlar yakından izlenmeye devam edilecektir" ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da daha önce ABD'nin İran'a yaptırımlarına dair, Türkiye'nin yaptırımlara karşı olduğunu belirtmiş ve ABD'nin tek başına karar alıp "diğer ülkeler benim aldığım kararı izlesin" şeklindeki tutumunu doğru bulmadıklarını söylemişti.

Ankara'daki görüşmelerinin ardından gazetecilere açıklama yapan ABD heyeti başkanı Billingslea, ise "Türkiye, İran'ın komşusu ve İran ile ticaret konusu konuşmamız gereken bir konu. Bunun Türk ekonomisine yansımaları konusunda hassasız. Bu nedenle her iki ülkenin de endişelerini çok detaylı bir şekilde görüşüyoruz" demiş, "Önümüzde çok az zaman var. Bu yüzden Türk şirketlerin ve Türk bankaların, yaptırımlar başlamadan önce işlerin ayarlamasına zaman kalması için 180 gün tanıdığımızı anlaması gerek. Bu noktada somut adımlar görmeliyiz, kararımızı bu adımlar etkileyecek ifadelerini kullanmıştı.

"TÜRKİYE, İRAN'A UYGULANACAK YAPTIRIMLARDAN MUAFİYETİ KABUL ETTİREBİLİR"

Ankara merkezli düşünce kuruluşu İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkan Yardımcısı Hakkı Uygur, ABD heyetinin ziyaretini ve Türkiye'nin İran'a uygulanacak ABD yaptırımları konusunda nasıl bir yol izleyeceğini Sputnik'e değerlendirdi.

ABD'nin İran'a uygulayacağı yaptırımlarla ilgili Türk yetkililerin, İran'ın önemli bir komşu olduğuna vurgu yaptığını ve ilişkileri sıfırlamayacaklarını söylediklerini kaydeden Uygur, "Türkiye ne yapar? Şu an itibariyle petrol ihracatımızın yüzde 50'si İran'dan yapılıyor. Bunu sıfırlamamız mümkün değil. Biz bu kadar İran petrolüne dayanırken ‘Size Ağustos ya da Kasım ayına kadar süre veriyoruz, bunu sıfırlayın' gibi şartların yerine getirilmesi zordur. Ben Türkiye'nin bir muafiyeti kabul ettirebileceğini düşünüyorum, bu anlamda Türkiye'ye bir ayrıcalık tanınabilir. Çünkü Türkiye'nin konumu farklı, İran'la sınır komşusu. Bunun siyasi ve insani boyutlarından söz etmiyorum ama ekonomik olarak da Türkiye'yi çok fazla etkileyecektir, 2 milyon turistten tutun orada iş yapan şirketlerin durumuna kadar. Tahminim bu şekilde gidecektir, enerji ithali azalabilir ama ilişkileri sürdürmeye çalışacağız" dedi.

"TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNİN SEYRİ DE İRAN'A YAPTIRIMLAR KONUSUNDA TÜRKİYE'NİN TAVRI ÜZERİNDE BELİRLEYİCİ OLACAK"

Türkiye'nin, petrol ithalatının yarısını İran'dan yaptığına dikkat çeken Uygur, "İran'dan petrol alımında ciddi miktarda azalma olabilir ama sıfırlamak bana çok gerçekçi gelmiyor. Bütün ülkenin ithalatının yüzde 50'sinden bahsediyoruz. ABD'nin asıl hedefi kısa vadede sonuç almak. Bunun en önemli ayaklarından biri finans alanı. Dolayısıyla bu açıdan bir muafiyet alsak bile yine Obama döneminde olduğu gibi muhtemelen bunun parasını İran'a transfer edemeyeceğiz. Dolayısıyla Trump'ın elde etmek istediği amaç hasıl olacak. Belki onun için bir muafiyet olabilir. Çünkü sizin o parayı resmi yollarla sizin İran'a sokmak mümkün olmayacaktır. Para oraya gitmeyince İran hükümeti üzerindeki baskı da artacaktır" diye konuştu.

İran'a uygulanacak yaptırımlar konusunda Türkiye'nin tavrı üzerindeki önemli bir değişkenin, Türk-Amerikan ilişkilerinin seyri olduğunu vurgulayan Uygur, "Türkiye'nin ABD ile ilişkileri olumlu gitmiyor, zigzaglar var. Bir taraftan Trump'ın iyi ilişkiler geliştirmek istediği söyleniyor, diğer taraftan ABD'li rahibin Türkiye'de tutuklanması, S-400 meselesi gibi ilişkilerde gerilimin tezahürü olan konular var. Bunlar çözülürse, Suriye'de Menbiç'te işbirliği artarsa Türkiye'nin ABD ile ilişkileri etkilenir. Türk-Amerikan ilişkileri gergin kalırsa, bu İran'la ilişkilere de yansır diye düşünüyorum" diye konuştu.

"ABD, BAŞKA ŞEYLERİN PAZARLIĞINI YAPIYORSA MUAFİYET VERMEYEREK TÜRKİYE'Yİ KÖŞEYE SIKIŞTIRMAYA ÇALIŞABİLİR"

İran'a uygulanacak yaptırımlar konusunda Ankara'yı ziyaret eden ABD heyeti başkanı olan Billingslea'nın bazı ülkelerin yaptırımdan muaf tutulması olasılığıyla ilgili "Şu an yaptırımlardan muafiyet gibi konuları dile getirmek için çok erken. Şimdi durumu anlamalıyız ki, Washington'da bu konuyu değerlendirip mümkün olan en iyi tavsiyelerde bulunabilelim" sözlerini de değerlendiren Uygur, şöyle konuştu:

"Eğer ABD Türkiye'yle başka şeylerin pazarlığını yapıyorsa bu muafiyeti vermeyerek Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışabilir. Türk-Amerikan ilişkileri çok boyutlu ilişkiler. Kapıyı kapatmamaları bundan. Genel bir politika çerçevesinde ‘Türkiye'yle anlaşabilirsek bu konuda anlayış gösterebiliriz. Anlaşmazsak aksine bir şey olabilir' mesajı var. Mesela Saddam döneminde Ürdün'ün özel bir yeri vardı. Irak'a ilaç ve gıda dışında hiçbir şey giremiyordu. Ama Ürdün orada belli kazanımlar elde etmişti Ürdün'ün Batı'yla olan özel ilişkileri sebebiyle. Dolayısıyla Türkiye'nin durumu nereye evrilecek, onu görmemiz lazım. Çünkü Türk-Amerikan ilişkilerinde de Suriye, YPG, yaptırımlar gibi birçok konu var. Türkiye'ye yaptırımlar da konuşuluyor. Bütün bunlar çok daha büyük bir dosyanın birer alt başlığı aslında."

"TÜRK ŞİRKETLERİNİN ABD YAPTIRIMLARINA RAĞMEN İRAN'DA İŞ YAPMALARI MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR"

Billingslea'nın "Türk şirketlere ne yapacağını dikte etmiyoruz ancak, yaptırımların uygulanacağı alanlarda bilinçli karar vermeleri gerek. Şunu bilmeliler ki, İran ile iş yapmaya devam ederlerse ABD pazarında ve finansal sisteminde bir daha iş yapamayacaklar" açıklamasını da değerlendiren Uygur, Türk şirketlerinin ABD'nin tehdidi karşısında İran ile ekonomik bir etkileşime girmesinin mümkün görünmediğini ifade ederek şöyle konuştu:
"Aynı konuyu biz Almanya, Fransa hatta Rusya gibi örneklerde görüyoruz. Mesela Rusya, İran'a siyasi olarak en çok destek veren ülke ama Lukoil İran'dan çekiliyor. Almanya'da Siemens, Fransa'da Total örneği var. Çünkü sizin ülkeniz İran'ı siyasi olarak desteklese bile bugünkü küresel finans sistemi göz önüne alındığında her şirketin gözetmesi gereken çok daha büyük çıkarları var. Dolayısıyla sizin ülkeleriniz her zaman sizi koruyamıyor. Uluslararası finans sistemi tamamen ABD'nin kontrolünde ve ABD bunu Obama döneminde de yaptı. Dünyanın en büyük finans devletlerinden olan İngiliz HSBC'ye bile çok büyük cezalar kesildi. Halkbank dosyası ortada. Dolayısıyla Türk şirketleri, özellikle de küresel iş yapan şirketler muhakkak bu endişeleri göz önüne alacaklardır ve İran'dan uzak duracaklardır diye tahmin ediyorum."

"ABD İLE İTTİFAK İLİŞKİSİ İÇİNDEKİ ÜLKELER ABD'YE ‘HAYIR' DİYEMEYECEKTİR"

Trump'ın İran'a yaptırımlar konusunda sert bir politika izleyeceğinin işaretini verdiğini kaydeden Uygur, "Çünkü Obama, hiç olmazsa o dönem uygulanan yaptırımlar konusunda birçok ülkeye muafiyet tanıyordu. Birleşik Arap Emirlikleri'ne, Türkiye'ye muafiyet tanınmıştı. Bu şekilde petrol ithalatını azaltarak yaptırımlardan bir ölçüde kurtulabilmişti. Ama Trump şu anda ısrarla müttefik ülkelerden İran ile ticari ilişkilerini azaltmalarını değil sıfıra indirmelerini istiyor. Ki buna olumlu cevap veren ülkeler oldu, Japonya gibi. Güney Kore'nin de buna uyacağı söyleniyor. Burada ülkelerin ABD ile ilişkileri önemli. ABD ile çok yakın ittifak ilişkisi içindeki ülkeler ABD'ye hayır diyemeyeceklerdir diye düşünüyorum. Japonya, Güney Kore, Hindistan gibi ülkeleri düşünürsek bunlar ABD ile yüz milyarlarca dolar ticaret hacmine sahip ülkeler, bunlar ABD'ye hayır diyemeyeceklerdir" diye konuştu

Bakmadan Geçme