ABD hem Avrupa'yı hem Rothschild'i durduruyor!
ABD'de Volkswagen'e kesilen tarihi cezayı nasıl yorumlamalıyız? Önce bandı başa sarıp VW'yi kimin kurdurduğuna, hangi para ile kurulduğuna bakmakta fayda var.
ABD'de Volkswagen'e kesilen tarihi cezayı nasıl yorumlamalıyız?
Avrupa'nın en büyük otomobil üreticisi Volkswagen'in araçlarında emisyon testlerinde manipülasyon yaptığının ortaya çıkmasının perde arkasında ne var?
Önce bandı başa sarıp VW'yi kimin kurdurduğuna, hangi para ile kurulduğuna bakmakta fayda var.
VW'yi kurduran Hitler'di.
'Alman halkı her şeyin en güzeline layıktır' diyerek startı verdi. Projeler gelmeye başladı. Ferdinand Porsche isimli mühendisin çalışmasına Hitler bayıldı. Bizim efsane 'kampumbağa'yı tasarlayan Porcsche'tu!.
Öncekilerden farkı, hava ile değil su ile soğuyan motor yapmasıydı.
Rusya'ya giden tanklar da bu sistemle ilerliyor ve dünyayı sarsıyordu. Volkswagen, yani 'halk arabası' bu şekilde doğdu. Parayı da Rothschild ailesi verdi. Savaşı finanse ettikleri gibi bu projenin de arkasında onlar vardı. Zaten doğumları Almanya'ydı! Hitler arsayı verdi, fabrika kuruldu. Yetmedi, çalışanlar rahat etsin diye bugünkü wolfsburg, yani 'kurt kalesi' şehrinin kurulmasını emretti. Efsane böyle doğdu.
Ne olup bittiğini anlamak için önce Takvim gazetesine göz atalım.
Takvim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler'in çok konuşulacak yazısı:
ERGÜN DİLER
- Kurt KalesiBizler dünyanın merkezini oturduğumuz evin salonu, sokağımız, caddemiz, semtimiz, kasabamız, şehrimiz daha da büyük düşünüyorsak ülkemiz zannederiz... Böyle eğitildiğimiz için de gerçeklerle buluşmada ciddi sıkıntı yaşarız. Siyasetçilerimizi, işadamlarımızı, profesörlerimizi, gazetecilerimizi, araştırmacılarımızı, öğretmenlerimizi, hepimizi böyle düşünmeye zorlarız. Yapılan hesaplara intibak etme konusunda patinaj yaparız. Oyunu anlamadığımız için de sınıfta kalır, içeride operasyon üzerine operasyon yeriz!
Tarihler 7 Haziran 1494'ü gösterirken PAPA bir yanına PORTEKİZ diğer yanına ise İSPANYAkrallarını alarak AVRUPA dışındaki yerküreyi ikiye bölüp paylaştırdı. Bizler aklımızı evimizden ya da şehrimizden dışarı çıkaramazken adamlar dünyayı paylaşıyordu. O günkü denklemYALTA'dan sonra yani İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'nın ardından ABD-RUSYA olarak devam etti ve etmekte. Kameraların önündeki itişip kakışmalar sizi aldatmasın. Hepsi tiyatro. İçeride anlaşılır, dışarıda kavga görüntüsü verilir. Bu da bizlerden gizlenir.
11 Eylül saldırıları ile birlikte MÜSLÜMAN=TERÖRİST algısı yerleştirildi. Amerika Avrupa'nın, özellikle İngiliz istihbaratının sızıp yönettiği İSLAMİ AKIMLARI bitirmek istiyordu. Bu nedenle İslam dünyasına 'kararını ver' dedi. Çünkü günümüzde PAPA'nın gücü büyük de olsa dünyayı ikiye ayırıp paylaştırmaya yetmiyordu. Bu nedenle iki hamle gerekiyordu.
İlki PAPA'yı, yani VATİKAN'ı, CIA üzerinden Washington'a bağlamak. Öyle oldu. İkinci hamle de Vatikan'la yakın ilişki kurabilecek ve sıcak ilişkileri götürebilecek bir AKIMA ihtiyaç vardı.
Haliyle bu AKIM hem Vatikan'ı İslam dünyasına yaklaştıracak, hem de ABD'nin kurmak istediği düzenin yerine gelmesine yardımcı olacaktı. Bu nedenle malum yapı Amerika'da oturmakta ve korunmakta, PAPA'da BAŞKAN'ın fotoğrafçısı Pete Souza tarafından izlenmekteydi! YALTA'da ellerini birleştiren ABD ile Rusya dünyayı parsellere ayırmıştı. Siz bakmayın Suriye'deki tiyatroya...
Tıpkı 1494'te olduğu gibi yeryüzü parsellenmek isteniyordu! KATOLİK dünyası ile İslam dünyasının birarada olduğu bir düzen yanında Rusya'nın başını çektiği Ortadoks blok... Karşıda kim vardı? İşte bunu anlamak şart! Joe Biden'ın perde gerisinde İsrail'i yerden yere vurması, mikrofonlar açıkken John Kerry'nin Tel Aviv'in Gazze operasyonunu eleştirip 'AMMA DA NOKTA OPERASYONU!' demesi işaret fişeklerinin bazıları...
Neyse Volkswagen'e dönelim... Konuyu anlamaya çalışalım... HİTLER , KURTLAR'a bayılırdı. Her şeyi kurt ismiydi. Askerlerine, komutanlarına, ordularına bile kurt ismi takardı. Volkswagen'i HİTLER kurdurdu. 'Alman halkı her şeyin en güzeline layıktır' diyerek startı verdi. Projeler gelmeye başladı. Ferdinand Porsche isimli mühendisin çalışmasına HİTLERbayıldı. Bizim efsane KAPLUMBAĞA'yı tasarlayan PORSCHE'tu! Öncekilerden farkı, hava ile değil su ile soğuyan motor yapmasıydı.
Rusya'ya giden TANKLAR da bu sistemle ilerliyor ve dünyayı sarsıyordu. Volkswagen, yaniHALK ARABASI, böyle doğdu. Parayı da Rothschild ailesi verdi. Savaşı finanse ettikleri gibi bu projenin de arkasında onlar vardı. Zaten doğumları Almanya'ydı! Hitler arsayı verdi, fabrika kuruldu. Yetmedi, çalışanlar rahat etsin diye bugünkü WOLFSBURG, yani KURT KALESİ,şehrinin kurulmasını emretti. Efsane böyle doğdu.
Hissedarlara rağmen bütün yetkiler EYALET HÜKÜMETİNDEYDİ. Kimsenin söz söyleme yetkisi yoktu. Porsche'nin torunları, aynı zamanda hissedarları da olan DAMATLARIFerdinand Karl Piech'le ters düştü. İlk kıvılcım buydu. Karl Pich'l'in en yakın dostu ise, Nathaniel Philip Rothschild'in babası Jacob Rothschild'ti... Neyse... Devam... FIFA'da Blatter'le başlayan kavganın arkasında aslında ABD-ALMANYA kavgası vardı. Katolik ve İslam dünyasında BAYRAK gösteren Almanya'ya birileri 'DUR' demek istiyordu. FIFA'daki skandalla bizdeki ŞİKE operasyonları da aynı kanat tarafından tasarlanıyor ve hayata geçiriliyordu. İSİM VERMEK istemiyorum ama dünyaca önemli iki SPOR markası her yerde kapışıyordu. Gariptir ya da çok ilginç bir tesadüftür bilemiyorum ama ŞİKE OPERASYONLARINDA canı yanan Fenerbahçe, Beşiktaş ve Sivasspor'du! Bu üç takım diğer takımların aksine rakip markayla çalışıyordu! Dünya futbolunu sallayan FIFA skandalındaki kahramanları itip kakanlar burada da aynısını yapıyordu. Kimse buna bakmıyordu. İsimlere girersem kitap olur burada kesiyorum... Devam... Volkswagen skandalı patladıktan sonra neler oldu? Glencore PLC: İsviçre merkezli dünyanın en büyük madencilik firmalarından biri. Sadece madenleri çıkartmıyor, ayrıca onların satışını da yapan bir firma. Sakın İsviçre'de 'Hangi madenler var ki' diye sormayın! Dünya fındığının yüzde 70'ini Türkiye üretir. Ama fındık borsası HAMBURG'dadır! Kimse 'Almanya'da fındık var mı' diye sormaz! Glencore, 90'dan fazla maden için bu işlemleri yapar! Büyüklüğünü siz düşünün! İşte bu dev şirketin hisseleri dün bir anda YÜZDE 30 KADAR düştü!
Bu arada Sepp Blatter'e İsviçre Adalet Bakanlığı tarafından soruşturma açıldı! Bu da tesadüf tabii...
Oysa İsviçre, Amerika'nın bile yapmadığını yapıyor, VW satışlarını hemen yasaklıyordu! Ama en büyük şirketi zarar görmekten kurtulamıyordu! Devam... Shell (Anglo-Dutch) dün Alaska Chukchi Denizi'ndeki petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerini yeterli rezerv olmayabileceğidüşüncesiyle durdurdu! Yaz başlarında bu bölgede devasa kaynaklar olduğunu söyleyen Shell ne oldu da çark etti! Çevrecilerin baskısına mı boyun eğdi?
İnandırıcı mı sizce? Değil tabii! FIFA'daki bilinen SIR'lar nasıl günü geldiğinde DEŞİFRE edildiyse bizdekiler de böyle oldu. EN azından bizde herkesin bildiği bir HATIR ŞİKESİ hep vardı. Ama sorun şu ki neden Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın şike ile canı yanarken Galatasaray'a bir şey olmuyordu?
Almanya'yı, Ortadoğu'yu, Suriye'yi, Blatter'i, FIFA'yı ve parayı anlamak istiyorsak bu sorunun cevabını bulmak zorundayız... Hiçbir şey kendiliğinden olmaz! Sadece gerçekler bu milletten gizleniyor. YABANCILAR bunu kullandıkları adamları vasıtasıyla pek güzel yaparlar. Hep yaptılar... Kimseyi hesaba katmak istemiyorum ve isimlere girmiyorum. Amacım fotoğrafı göstermek.
Bu kadar oyunun oynandığı bir ülkede gerçeklerin konuşulmaması çok ilginç. Bakıyorum Almanya'ya orada da gerçekleri konuşan yok. İsviçre'de de aynı şekilde...
Amerika AVRUPA BİRLİĞİ'ni, daha doğrusu ALMANYA'yı, sınırlamak için harekete geçti.
Bunu kendi spor markaları ve şirketleri ile pek güzel yapıyor ve yapmakta... Hem Avrupalı devletleri hem de Avrupa'ya kan veren Rothschildler'i durduruyor!
Altalta konulacak daha çok şey var! FUTBOL SADECE FUTBOL, Volkswagen de sadece otomobil DEĞİLDİR ! Savaş sürüyor! Amerika KATOLİK ve İSLAM dünyasında AVRUPA izi görmek istemiyor... Avrupa da 'Yok öyle şey!' diyor! Rusya, Amerika'nın yanında!
Kavga bu! Şikeyi de FIFA'yı da Volkswagen'i de bu çerçevede düşünün! Dedim ya; bize hep evimizden bakmayı ve düşünmeyi öğrettiler...
Çünkü yeryüzünde BÜYÜME POTANSİYELİ olan tek devlet biziz! Aklımızdan korkuyorlar. Bu milletin ayağa kalkmasından çekiniyorlar! Bu nedenle bizi de sınırlamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Oyunu görün!
Ergün Diler'in yazısının ardından Rothschild ailesine fokus yapalım:
ROTHSCHİLD AİLESİ
Rothschild ailesi (Rothschild Hanedanlığı, ya da kısaca Rothschildler olarak da bilinir)[1]18. yüzyılin sonlarından başlayarak Avrupa'nın çeşitli merkezlerinde bankalar kuran Almankökenli Yahudi bir ailedir. Ailenin Avusturyaayağının beş nesli 1816 yılında HabsburgImparatoru II. Francis tarafından miras sistemiyle geçen baronluk verilmesiyle Avusturya soylusu ilan edilmiştir. Ailenin Ingiliz ayağı ise Kraliçe Viktorya'nın isteği üzerine Ingiliz soylusu olmuştur.19. yüzyıl boyunca ailenin, en büyük özel ve modern tarihin en büyük servetini oluşturduğu öne sürülmektedir.
AİLENİN GİZEMİ
Rothschild ailesinin gizemini kavramak için Milli Gazete'ten Adnan Öksüz'ün 2012'de kaleme aldığı yazıya da göz atmakta fayda var:
Rothschild'ler ailesinin gizemi
* Dünyadaki belli başlı telekom şirketlerine el atanlar hep onlar... Telekom özelleştirmelerinde hep onlar birincil rolde...
* Musevi ve Alman asıllı bankerler ailesi olarak tanınıyorlar...
* Dünyayı yöneten aile olarak biliniyor;
* Reuters'i o aile kurdu.
* Yahudi bankerlerin en tepesinde yeralan bir aile.
* 500 seçkin gazeteciyi malikanelerinde ağırlayanlar yine onlar.
* Kırım savaşını ve Bağdat demiryolu inşasını o aile finanse etti.
Rothschid'ler ailesi...
Mayer Amschel Rothschild (Frankfurt 1743 - 1812) ailenin atası.
1800'de Mayer Amschel'in beş oğlundan üçüncüsü olan Nathan (Frankfurt 1777 - Londra 1836) Manchester'a ve daha sonra da Londra'ya yerleşti ve burada ticari ve mali büyük işler çevirdi.
İngilizlere Napolyon'a karşı mücadelelerinde para sağladı, kara Avrupa'sına geçip imparatora karşı mücadeleyi finanse ederek yardımda bulundu. En küçük kardeşi James (Frankfurt 1792 - Paris 1868) bu işte ona yardım etti. James, 1812'de Paris'e yerleşti ve özellikle İspanya savaşı sırasında Wellington'a paralar aktararak büyük kazançlar sağladı.
Rothschild'ler bu aşamadan sonra kendi haberleşme servislerini, Reuters'i kurdular (Bir söylentiye göre, Waterloo savaşının sonucunu ilk öğrenen Nathan olmuştur) ve büyük başkentlere -Londra, Paris, Napoli, Viyana- yerleştiler. Mayer Amschel'in dördüncü oğlu Carl (1788 - 1855) Napoli'de bir firma kurdu, ikinci oğlu Salomon (1774 - 1855) ise, 1820'de Viyana'ya yerleşti.
Kardeşler, paranın fiilen yer değiştirmediği ve alım satım işlemlerinin sadece hesaptan yapılan aktarmalarla tesviye edildiği takas (veya clearing) sistemi sayesinde muazzam kazançlar sağladılar. Napolyon'un yenilgiye uğratılmasından sonra, Louis XVIII'e mali yardımda bulunmuş olan Rothschildler, Fransa'nın müttefik devletlere olan borçlarının ödenmesinde kolaylık sağladılar.
Gazeteci Güneri Civaoğlu da bu ailenin 'malikane'sinde ağırlanan 500 seçkin gazeteciden birisiydi.
1800'lü yılların başından 1940'lı yıllara kadar dünyanın kaderini etkilemiş olan ve dünyanın gidişatına yön veren ailelerden biri olarak bilinen bu aile, tüm dünyadan 500 gazeteciyi Fransa'daki şatolarına bir müddet için seminer veya eğitim gayesi ile davet edip ağırlamıştı.
Rothschid'ler bir görüşe göre Yahudi bankerler arasında hiyerarşinin en tepesinde olan bir aile. Bu nedenle de Siyasi Siyonizm akımının lideri Theodor Herzl, ilk olarak Rothschildler'den yardım istemişti. Aile kısa süre sonra Filistin'e yapılan Yahudi göçünün en önemli destekçisi haline gelmişti. Osmanlı Bankası Rothschildler tarafından kurulmuştu. Kırım savaşını ve Bağdat demiryolunun yapımını finansa eden de ayni aile idi. Wickers Armstrong firması ile önemli imtiyazlar aldılar.
Rothschildler, 1900'lü yılların başında Rusya petrollerinin önemli üreticisiydi. Kısacası Rothschildler yüzlerce fonda, onlarca bankada (ki bunların arasında Citicorp da bulunuyor), pek çok madencilik kuruluşunda, biyoteknolojide, kimya sanayiinde, demir çelikte, emtia ticaretinde, deniz taşımacılığında, silah sanayiinde, hasılı paranın olduğu her yerde olan bir aile.
Tüm bunları neden anlattım?
Milli Gazete'nin okurlarına hediye edeceğini ilan ettiği 'Gizli Dünya Devleti' isimli kitap, sadece, yukarda anlattığım Rothschildler ailesini değil, dünyaya yön verenleri ortaya seren, sırlarını açığa çıkaran, façalarını bozan muazzam bir eser.
Gazeteye mutlaka abone olun ve önsözünü merhum Necmettin Erbakan Hoca'nın bizzat kaleme aldığı bu esere sahip olun derim...
Nereden nereye (!) dedirten yazı!
Batı insanı için ortak değerlere muhatap olmak bakımından insan olmak ortak paydası yeterli değildir. Renginizi, ırkınızı, dininizi kısacası hoşa gitmeyen kimliklerinizi reddetmeniz ya da üst kimlik sahibi Batı insanına mutlak bir şekilde itaat etmeniz gerekir.
Kimliğinizi değiştiremediğiniz noktada yaşama hakkınız dahil bütün haklardan mahrum olabilirsiniz. Tahrif edilmiş Tevrat'tan kaynaklanan ve Yahudiler ile Yahudi olmayanlar için iki ayrı ahlak standardı oluşturan ahlak dualizminin de katkısıyla bu standart farklılaşması Batı medeniyetinin insan tipi için en çarpıcı özellik haline gelmiştir.
... Yıllar süren baskı sonucu Japonlar II. Dünya Savaşı'ndaki suçlarından dolayı resmen özür dilemek zorunda bırakıldılar. Militarist bir toplumun bu militarizm dolayısıyla özür dilemesi insanlık için de gerçekten sevindirici bir gelişmedir; ama kimsenin aklına yüzbinlerce sivilin ölümüne sebep olan atom bombasını kullanan ABD'nin de bu insanlık suçu için resmen özür dilemesi gerektiği gelmedi.
Hele hele birinci atom bombasının kullanılmasından sonra ortaya çıkan insanlık trajedisini gördükten sonra ikinci bir şehre karşı daha aynı saldırıda bulunan zamanın ABD yönetimi bütün uluslararası hukuku ve savaş hukukunu hiçe saymıştır.
Gelecek nesilleri de etkilemesi bakımından Japon militarizminden daha yıkıcı ve insanlık dışı bir savaş suçu olan atom bombasının atılması benzer bir özür dilemeyi gerekli kılarken bu yapılmadığı gibi bu facianın yıldönümünde başka bir Batı ülkesi (Fransa) yeni bir nükleer deneme teşebbüsüne kalkıştı.
Bu bakış açısına göre Batı ülkeleri dışındaki ülkelerin nükleer güce sahip olması insanlık için tehlike, bu ülkelerin sahip olması ise barışın garantisi ve bu ülkenin en doğal hakkıdır. (AHMET DAVUTOĞLU, Aksiyon/Ağustos 1995)