'Taş Medreseli Ülkücüler' 42 yıl sonra Denizli'de buluştu
Türkiye'nin dört bir yanından gelerek Denizli'de buluşan Taş Medreseli Ülkücüler, üzerinden 42 yıl geçen 12 Eylül 1980 darbesini yad etti. Acı günleri anlatan Avukat Şevket Can Özbay, 'İdamda sehpadan düşen çocukların çırpınması aklıma geliyor' diyerek gözyaşlarına hakim olamadı.
Türkiye'nin dört bir yanından gelerek Denizli'de buluşan Taş Medreseli Ülkücüler, üzerinden 42 yıl geçen 12 Eylül 1980 darbesini yad etti. Acı günleri anlatan Avukat Şevket Can Özbay, “İdamda sehpadan düşen çocukların çırpınması aklıma geliyor” diyerek gözyaşlarına hakim olamadı.
Tarihe kara bir leke olarak sürülen 12 Eylül darbesi, yıllar geçmesine rağmen izlerini taşıyor. O günü dün gibi hatırlayan Taş Medreseli Ülkücüler, Türkiye'nin dört bir yanından gelerek Denizli'nin Tavas ilçesinde buluştu. 42 yıl önce gerçekleşen darbe girişimini konuşan ülkücüler, başlarından geçen vahim olayları anlatarak duygusal anlar yaşadı. Farklı işkenceler çekerek hayatlarının en güzel günlerini cezaevinde geçiren taş medreseli ülkücülerin yaşadıkları, duyanların tüylerini ürpertti.
“İdam anında sehpadan düşen çocukların çırpınması aklıma geliyor”
İdam edilenlerin hala gözünde canlandığını belirten Avukat Özbay, “İdama giden son ülkücülerin yazdıkları mektupları cezaevinden alıp ailelerine verdim. İdam edilen kişilerin tüm acısını yaşadım. Halen de o idam edildikleri anları ve darbeyi unutmuş değilim. O idam anında sehpadan düşen çocukların çırpınması aklıma geliyor. Sorgular sırasında akla hayale gelmeyecek, insanlığa sığmayacak ne kadar işkence varsa hepsi yapılıyordu. Bu işkencelerle birçok suç zorla kabul ettiriliyordu” dedi.
“18 ayda 41 metre tünel kazdık”
Kurtulmanın tek çaresinin tünel kazmak olduğunu ve bunun da sonuçsuz kaldığını söyleyen Adnan Aktay, “Biz Manisa davasından yargılanmıştık ve idam cezası almıştık. 9 ay emniyette işkence gördük ve yapmadığımız olayları da kabullenmek zorunda kaldık. Bizim cezaevinde tek şansımız kalmıştı, o da kaçmaktı. Arkadaşlarımın yardımıyla 18 ayda 41 metre tünel kazdık. Kaçarken yağmur yağmıştı ve yakalanmıştık” ifadelerini kullandı. Mehmet Onur Miman ise “Adam yaralamaktan 14 sene ceza aldım, idam cezası verdiler. Daha sonra meclise 1-2 defa dosyam gitti. En son 7 ile 8 ret aldı dosyam ve ardından içerden af yasası ile çıktım” dedi.
“Buradakilerin hepsi 15 Temmuz'da hain kalkışmaya karşı mücadele veren insanlardır”
Kendisinin de idamdan yargılandığını ve uzun bir süre cezaevinde kaldığını kaydeden Hakverdi Satılmış, “12 Eylül cunta rejimi mahkemeleri tarafından idamla yargılananlardan biriyim. Denizli'nin Tavas ilçesinde idamla yargılananlarla uzun yıllar cezaevlerinde yatmış ülkücülerin halleşme ve helalleşme toplantısı yapılmakta. Türkiye'nin farklı bölgelerinde bulunan cezaevlerinde işkence gören ve uzun yıllar cezaevlerinde yatan arkadaşlarımızla burada eylüllere rağmen var olduğumuzu gösteriyoruz. Buradakilerin hepsi 15 Temmuz'da hain kalkışmaya karşı mücadele veren insanlardır” diye konuştu.
“Ailelerimiz, çoluğumuz çocuğumuz da zulüm gördü”
Zulümleri unutmadıklarını ve zor günler geçirdiklerini söyleyen Yusuf Ziya Akdoğan, “Türkiye çok zor yıllardan geçti. O yılları şu an hatırlamak bile içimizi sızlatıyor. Yapılan zulümleri hiç unutmadık. Biz zulüm gördüğümüz gibi ailelerimiz, çoluğumuz çocuğumuz da gördü. Bu sıkıntıları Türkiye bir daha yaşamamalı. Türkiye darbeler dönemini geride bırakmalı. Hiç kimse bu ülkeyi darbe yaparak kontrol edebileceğini düşünmemeli” dedi.