15 Temmuz darbe girişiminin dini ve toplumsal boyutları incelendi
Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından '15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü' etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen panelde, FETÖ silahlı terör örgütü ve 15 Temmuz darbe girişiminin doğurduğu dini ve toplumsal travmalar ele alındı.
Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen panelde, FETÖ silahlı terör örgütü ve 15 Temmuz darbe girişiminin doğurduğu dini ve toplumsal travmalar ele alındı.
Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” etkinlikleri çerçevesinde "Gülen Yapılanmasının ve 15 Temmuz Darbe Girişiminin Doğurduğu Dini ve Toplumsal Travmaların Analizi” konulu panel düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Av. Abdülhalik Oğuz Konferans Salonunda gerçekleşen panele, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Atalan, Kastamonu İl Müftüsü Mustafa Bilgiç, fakültelerin dekanları, kurum ve kuruluşların amirleri, akademik ve idari personelin yanı sıra öğrenciler katıldı.
“FETÖ militanlarının biat etmesi için rüya simülasyonu ve rüya metaforu tekniği sıkça kullanılmıştır”
Programın açılışında konuşan Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Atalan, “FETÖ terör örgütünün ele başısı Fethullah Gülen, biat usulüyle beyinlerini yıkadığı militanlarını rüyalarla amel etme kültürüne kolaylıkla alıştırmış ve onları rüya metaforu üzerinden maneviyat yüklediği misyonlara yönlendirmiştir. Hain FETÖ’nün olağanüstü özelliklere ve kerametlere sahip olduğu inancıyla yetiştirilen FETÖ’cü hainler için bu görevlere dört elle sarılmak hiç de zor olmamıştır. Öyle ki hain militanları tarafından ona atfedilen olağanüstü halleri Hz. Peygamber’in hayatında bile görmek mümkün değildir. Bazı batılı düşünürlerin kitle psikolojisi hakkında dikkat çektiği hususları yansıtır bir şekilde, biatlı militanların gerçeklikten uzaklaştırılarak, uygulanan tekniklerle FETÖ’ye kayıtsız şartsız itaate tabi tutulması ve kesin inançlı hale getirilmesi için rüya simülasyonu ve rüya metaforu tekniği sıkça kullanılmıştır. Bu şekilde hain militanlar, bir taraftan kendi bireyselliğini teslim ettiği kitleyi yönlendiren FETÖ’nün hipnozu altına kolayca girebilmekte, diğer taraftan da ona atfedilen olağanüstü hallere rahatça inanmaktadır. Dolayısıyla FETÖ’nün yanılmazlığı algısıyla merkezi bir tedrisata tabi tutulan bu FETÖ’cü hainler, kendi varlıklarının müsebbibi olarak biat ettiği FETÖ’yü hayatlarının vazgeçilmez dogması haline getirmişlerdir” dedi.
“İradesini bir avuç darbeciye çiğnetmeyen büyük Türk milleti oldu”
Türk milletinin iradesini bir avut darbeciye çiğnetmediğini söyleyen Atalan, “Milletimiz 15 Temmuz gecesi sokaklarda, meydanlarda, tıpkı Çanakkale Savaşında, İstiklal Harbinde olduğu gibi, tüm fertleriyle tek yürek, tek bilek olmuş, iradesini bir avuç darbeciye çiğnetmeyen büyük Türkiye vardı, büyük Türk milleti vardı. Bu darbe girişiminde, milletimiz, tıpkı bin yıl önce Malazgirt’te olduğu gibi, bu coğrafyayı vatan olarak sahiplenme konusundaki kararlılığını ortaya koymuştur. Şehitlerimiz ve gazilerimiz, 15 Temmuz gecesi, cesaretleriyle, dirayetleriyle, kararlı ve dik duruşlarıyla tarih yazdılar. Hiç şüphesiz ki, şehitlerimiz, kalplerimizdeki mümtaz yerlerini daima muhafaza edeceklerdir. 15 Temmuz, demokrasi mücadelesini destekleyen tüm vatandaşlarımızın, hukuk devletinin, hak ve özgürlüklerin zaferidir. O gece aziz milletimiz ülkemizin geleceğine ve kendi karar verme yetkisine sahip çıkmıştır. 15 Temmuz’da, ülkemizin yaşadığı büyük felakette canlarını feda eden şehitlerimizi, bin yıldır bu toprakları vatan yapmak için canlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyoruz. Yine bu yolda gazi olan vatan evlatlarına şükranlarımızı sunuyoruz” şeklinde konuştu.
“Maalesef uzun yıllar hissedeceğimiz sosyal, psikolojik, dini ve teolojik boyutlar barındırıyor”
Konuşmanın ardından panele geçildi. Panelin açılış konuşmasını yapan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Yurdagür, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen hain darbe girişiminin iç yüzünü konuşmak için bir araya geldiklerini belirterek, panel programına katılan herkese teşekkür etti. Panele ev sahipliği yapmaktan dolayı ayrıca mutluluk duyduklarını belirten Yurdagür, “FETÖ denilen bu yapı, ülkeyi bölmenin yanında bu kez devleti ele geçirdi. Ülkeyi ele geçirmek amacıyla milletine silah doğrulttu, milletin meclisini bombaladı ve milletin kendi eliyle seçtiği yöneticileri öldürmeye kast etti. Türkiye milleti ve devleti ile bu büyük ve feci hadisenin etkilerini maalesef halen yaşamaya devam ediyor. Öncelikle siyasi ve kriminal boyutuna dair tedbirlerin arttırılması ile gündemde olan bu tehditli oluşum etkisini maalesef uzun yıllar hissedeceğimiz sosyal, psikolojik, dini ve teolojik boyutlar barındırmaktadır. Sosyo-psikolojik zemindeki büyük hasarların yanında toplumda din algısı, dindarlara ve dini İslamiyetlere bakış açısını da çok büyük riskler oluşturmuştur bu hain darbe teşebbüsü. Dolayısıyla hem bu tehditli oluşumun oluşturduğu hasarı onarmak hem de bir daha böyle bir acı hadise ile karşı karşıya kalmamak için önümüzde cevap aranması gereken bir dizi soru bulunuyor. Ancak bunların en önemlileri İlahiyat sahasını, dindarları, dini hayatımızı yaşayanları ilgilendiriyor. Bizlerde bugünkü panelimizde bunlarla ilgili panelistlerimizin katılımıyla bu sorulara cevaplar arayacağız” dedi.
İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Yurdagür’ün başkanlık ettiği panelde, panelistler Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay ‘Darbenin Topluma Sosyal Yansıması, Darbenin Perde Arkasındakiler ve Uyguladıkları Stratejiler’, Hakkari Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Dodurgalı ‘FETÖ Yapılanmasının Eğitime ve Fırsat Eşitliğine Vurduğu Darbe’, panele çevrimiçi olarak bağlanan Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelam ABD Öğretim Üyesi ve Gaziantep Üniversitesi Azez İslami İlimler Fakültesi (Suriye) Dekanı Prof. Dr. Mahmut Çınar ‘FETÖ Terör Örgütünün Din Anlayışı Üzerindeki Olumsuz Etkileri’, Kastamonu İl Müftüsü Mustafa Bilgiç ise ‘FETÖ Terör Örgütünün Din ve Dindarlık Kavramlarına verdiği Tahribat’ üzerine konuşmalarını gerçekleştirdi.
Milli birlik ve beraberliğin öneminin vurgulandığı panelde, Türk milletinin bağımsızlığının ve maneviyatının kırmızı çizgisi olduğunun bir kez daha altı çizildi. Panel, dinleyiciler tarafından büyük beğeni topladı.
Panelistlerin konuşmasının ardından tüm 15 Temmuz şehitleri ruhuna Kur’an-ı Kerim okunarak, dua edildi.