Mustafa Toygar

Kim kazanır, kime oy vereceğiz?-2 (Ürküten tablo)

Mustafa Toygar

  • 5126

       

    

       “Kim kazanır, kime oy vereceğiz ?” başlığı ile yaptığımız yazının birinci bölümünde bazı değerlendirmeler yapmıştık. Bu bölümde bazı uyarılarımız da olmuştu.

       Fenerbahçe’nin başkanlık ve yönetim kurulunun seçileceği kongre öncesi kaleme aldığımız değerlendirmenin birinci bölümünde şöyle bir ifade kullanmıştık; “Bu kongredeki seçimler ile 24 Haziran’da yapılacak, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri birbirine çok benziyor.”

      Fenerbahçe tarihinde Aziz Yıldırım kadar kulübüne katkı sağlayan, hizmet eden ikinci bir başkan gösteremezsiniz. Özellikle; amatör spor dallarında ve tesisleşmede Fenerbahçe’yi en az 10 kat büyütmüştür. Fenerbahçeliler ona minnettardır.

      Kulübün 20 yıllık başkanı Yıldırım, seçim çalışmalarında haklı olarak sürekli yaptıklarını anlattı. Çünkü bir başkan 15-20 yılda yapabileceği ne varsa yapar, ötesi yok. Eğer 3 yıl evvel; “Yapabileceğim her şeyi yaptım, yapamadıklarımı da başkaları yapsın” diyerek çekilmesini bilseydi bugün omuzlardaydı ve heykelinin nereye dikileceği konuşuluyor olurdu.

       Aklıselim galip geldi ve Ali Koç başkan seçildi. Demokrasinin bu tarafını çok seviyorum!...

      Cumhurbaşkanı Erdoğan da yaptıklarını saymakla bitiremiyor, o da çok haklı!...

      Ancak Erdoğan henüz 20 senesini doldurmadı!...

      İ. Melih Gökçek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ilk iki dönem çok çalıştı ve Ankara’ya büyük hizmetleri oldu. Ancak yapabileceklerinin tamamını iki dönemde yapmıştı. Ancak son üç dönem, yaptıklarını anlatarak oy devşirdi ve seçildi. Yani Ankara’nın son 15 senesi heba edildi ve neredeyse bu dönemde taş taş üstüne konulmadı. Vatandaş olarak biraz bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor değil mi? Bir başkan yaptıklarını anlatmaya başladıysa, yapacakları bitmiş demek ki…

      Eksiklerini görebiliyor, yeni projeler geliştirebiliyor, kendini yenileyebiliyor ve yapacağı yeni şeyleri anlatabiliyorsa ne ala…

 

 

        Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde nasıl bir tablo ortaya çıkabilir?

 

      Yukarıdaki girizgâhtan sonra değerlendirmelerimize devam edelim. Tabi bu değerlendirmelerimize bütün parti taraftarları kızabilir. Sadece kendi zaviyemizden ayna tutmaya çalışıyoruz. Okuyucuların değerlendirmeleri de çok farklı olabilir, saygı duyarız.

      Birinci bölümde ifade ettiğimiz gibi, 24 Haziran seçimleri çok bilinmeyenli denklem misali, hiç hesapta olmayan neticelere de gebedir.

       En vahim, en ürkütücü tablo da; HDP’nin gerek cumhurbaşkanlığı ikinci tur oylamasında, gerekse meclis aritmetiğinde kilit rol oynama ihtimalidir.

      İnşallah parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri Türkiye’yi, HDP’ye muhtaç ve mahkûm eden bir tablo ortaya çıkarmaz.

      Yapılan bütün anketlerde, cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tur oylamaya kalacağını gösteriyor.

      İkinci tur oylamaya, Muharrem İnce ile R. Tayyip Erdoğan’ın kalacağı gözüküyor. Hal böyle olunca, muhafazakâr seçmen Erdoğan’ı HDP’ye muhtaç etmeyecektir. HDP’ye rağmen Erdoğan seçimleri farklı kazanacaktır.

      Maalesef, İYİ Parti ve genel başkanı Akşener adil olmayan bir seçim yarışı içerisindedir.

      Erdoğan ile Akşener ikinci tur oylamaya kaldığı takdirde Akşener’in seçilme şansı olabilir. Zira ikinci tura kalabilmek için yüzde 25’in üzerinde oy alması gereken Akşener, bu oyla dip dalgayı harekete geçirebilir.

 

      Şu an itibariyle bizim görebildiğimiz; İkinci turda Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçileceği ancak Parlamento çoğunluğunu kaybedeceği yönündedir.

      Elbette HDP barajı aşamazsa mecliste çoğunluğu yine Cumhur İttifakı sağlayacaktır. Aşarsa, çoğunluk muhalefette olacaktır ya da en azından dengeli bir yapı oluşacaktır.

 

 

      Kimler kazanırken kaybedecek, kimler aslında kaybederken kazanacak?

 

       Bu seçimler çok ilginç olacak demiştik ya, bakın neden?

Erdoğan cumhurbaşkanı seçilirken ve Cumhur İttifakı ile parlamento seçimlerinde yüzde 47 civarı oy alırken kazanmış oluyor değil mi? Öyle görünüyor, lakin durum pek de öyle değildir.

      Böyle bir tabloda sistem kilitlenir. Yeniden seçim ve yeniden parlamenter sisteme dönüş dâhil pek çok alternatif gündeme gelebilir. İYİ Parti veya HDP ile mutabakat arayışları da olabilir.

      Bir husus daha var ki o da seçimler sonrası MHP’nin tavrı ne olur?

      Erdoğan, Devlet Bahçeli’nin başında olduğu MHP’ye ne kadar güveniyor bilemeyiz. Ancak Türkiye, Bahçeli’nin cemaziyülevvelini çok iyi biliyor. Nerede, ne zaman nasıl bir adım atacağını kestiremezsiniz, sağ gösterip sol vurur… 

      O bir görev adamıdır!...

      Mesela, yüzde 5-6 oy alan bir MHP aslında kaybetmiş hatta hezimete uğramış olacaktır. Fakat Cumhur İttifakı sayesinde çıkartacağı 20-30 milletvekili ile parlamentoda kilit parti haline gelecektir. Bu durumda MHP kaybederken kazananlar arasına ismini yazdırmış olacaktır.

     HDP barajı aşarsa her türlü kazanacak belki de kilit olma pozisyonuna gelecektir. Barajı aşamazsa elbette kaybedecektir.

 

     İYİ Parti…

 

     Eğer İYİ Parti, yüzde 15 ve üstü oy alırsa bu seçimlerin en büyük kazananlarından biri olacağını söyleyebiliriz.

     İYİ Parti açısından hiç de adil olmayan bir seçim süreci yaşanıyor.

     Engellemeler, karartmalar, yok saymalar…

     Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı televizyon programlarında, İYİ Parti ve Akşener’in konuşmaları ile ilgili tek soru soruluyor mu? Tek muhatap İnce kabul ediliyor, Meral Akşener yok sayılıyor.

     Ayrıca devlet televizyonu TRT de Akşener’i yok sayıyor.

     Eğer bu şartlarda Akşener’in partisi yüzde 15’i geçerse bir sonraki seçimlerin en büyük iktidar alternatifidir.

 

 

         Kemal Kılıçtaroğlu bu sefer genel başkanlık koltuğunu da kaybedecek mi?

 

      Görünen o ki bu seçimler sonrası, Kılıçtaroğlu kaybedecek, CHP kazanacaktır.

      Nasıl bir senaryo yazıldı ve oynanıyor bilemiyoruz. Lakin Muharrem İnce’nin aday olması, Kılıçtaroğlu’nun en son isteyebileceği bir durum olduğunu düşünüyorum.

      İkinci tura Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP adayının kalmasının istendiği çok açık!...

      Üstelik belirlenecek bu aday profiline muhafazakar kesimin çekingen davranacağı bir profil olması da arzu edilmiş olması yüksek ihtimaldir.

      Bu profile en uygun aday Muharrem İnce’den başkası olamazdı.

      Muhtemelen İnce, ilk turda yüzde 30’ları zorlayacaktır ve ikinci tura kalacaktır.

      CHP’nin milletvekilliğindeki oyları da yüzde 20’lerin biraz üstüne çıkacaktır.

      İnce’nin ülkeyi yönetme gibi bir projesinin olduğunu sanmıyorum. Popülist davranıyor ve CHP genel başkanlığına oynuyor.

      Olası böyle bir durumda Kılıçtaroğlu’nun Muharrem İnce’nin önünde durması mümkün değildir.

     Kılıçtaroğlu CHP’deki koltuğunu muhtemelen kaybedecek, yeni genel başkan İnce olacaktır.

      Muharrem İnce ile bir sonraki seçimlerde CHP oylarını yükseltecektir.

      Özet olarak; Muharrem İnce ve CHP kazanırken, Kılıçtaroğlu kaybedecektir.

 

 

      Erdoğan’ın bu son seçimi mi?

 

       Muhtemelen Erdoğan cumhurbaşkanı olacaktır amma bir sonraki seçimler çok zor.

      Muharrem İnce’nin genel başkan olduğu CHP oylarını yükseltecektir. İYİ Parti de oylarını yükseltecek, hatta iktidar adayı olacaktır.

      Erdoğan bu sefer en zor iktidar dönemini yaşayacaktır.

     Ekonomik kriz de cabası olacaktır.

      2023 de yapılacak seçimlerde Erdoğan muhtemelen kaybedecek ve politikaya veda edecektir.

 

      Bu değerlendirmenin birinci bölümünü merak edenler için

http://www.haberplatosu.com/yazarlar/mustafa-toygar/kim-kazanir-kime-oy-verecegiz-1/1212/

Yazarın Diğer Yazıları