Afrin Harekâtı Sonrası Neler Olacak? (Ne zaman bitecek, Sahada ve Diplomaside işler zorlaşıyor mu?)
Mustafa Toygar
- 3839
Afrin’e düzenlenen Zeytin Dalı Harekâtı, 18nci gününde beklentilerin de ötesinde başarılı bir şekilde yürütülmektedir.
Harekâta başarılı bir şekilde başlamak ve planlandığı şekliyle 19 gün boyunca sürdürebilmek en azından askerin moral değerleri bakımından çok önemliydi.
Ancak askeri açıdan bakıldığında ileriki aşamalarda, harekâtın zorluk derecesi birkaç kat artacaktır. Son birkaç yıl içerisinde çok ciddi tahkimatlar yapılmış, 150 bin nüfuslu Afrin’e giriş o kadar kolay olmayacaktır.
Neredeyse bütün dünya projektörlerini bu harekâta tutmuş, “bir olumsuzluk olsun da, Türkiye’nin tepesine çökelim” diye bekleşiyorlar.
Türkiye; Suriye’de Beşar Esat’ın, Irak’ta ABD’nin yaptığını yapacak olsa Afrin’e 24 saatte girerdi.
ABD ve Beşar Esat yönetimi şehirleri; çocuk, yaşlı, kadın ve diğer masum sivilleri gözetmeksizin gökyüzünden adeta bomba yağdırarak katlettiler. Irak ve Suriye’de bu şekilde katledilen masum sivillerin sayısı insanın kanını donduracak cinsten.
Evet, Irak’ta Amerika’nın katlettiği sivil masum insan sayısının 2 milyondan fazla olduğu hesaplanıyor. Suriye’de ise Esat’ın aynı şekilde kendi halkı olan bir milyona yakın masum insanı katlettiği biliniyor.
Bu kadar canavarlaşan, vahşileşen zihniyet sahipleri Türkiye’ye diyorlar ki; “Bir sivilin dahi burnu kanamayacak”
Siz isteseniz de Müslüman Türk Milleti, tarih boyunca yapmadığını bugün de asla yapmayacaktır. Bunu en iyi siz biliyorsunuz. Bizim medeniyetimizde, inancımızda masum insanlara bilerek zarar verme düşüncesi ve eylemi olmamıştır.
İşte Zeytin Dalı Harekâtının en zor tarafı Türkiye’nin sivillere yönelik, onların zarar görmemesine yönelik gösterdiği hassasiyettir.
Elbette, vatan evladı kınalı kuzularımızın saçının teli zarar gelmesin diye, on kat- yüz kat daha fazla hassasiyet göstermemiz gerektiğini ifade etmeme gerek bile yoktur sanırım.
Afrin’de, 150 binden fazla sivilin yaşadığı ve 10 bin civarında teröristin bulunduğu hesaplanıyor. Terör örgütünün Afrin’de çok geniş tahkimat yaptığını ve ellerinde ABD’den edindiği son sistem konvansiyonel silahların bulunduğunu da biliyoruz.
Afrin’de çok şiddetli sokak savaşları yaşanacaktır. Bir asker gözüyle ifade etmek gerekirse, terörle bu tür mücadele inanın en zorudur.
YPG-PYD Terör Örgütünün Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı başarılı olma şansları yoktur. Ancak ellerinden geldiğince direnerek zaman kazanmak, Batı dünyasındaki destekçileriyle geniş bir propaganda kampanyası yürüterek lehine bir kamuoyu oluşturmaya çalışacakları aşikârdır.
Terör örgütü, Afrin’de yaşayan sivilleri kalkan olarak kullanacaktır. Mehmetçiği çeşitli tuzaklara çekerek kamuoyu oluşturmaya çalışacaktır.
Türkiye gerek sahada, gerekse diplomasi alanında çok soğukkanlılıkla ve suhuletle, acele etmeden bu harekâtı yürütmek zorundadır. Bu harekâtın 7-8 aydan önce bitirilmesi beklenilmemelidir.
Mümbic ve Fırat’ın doğusunun da terör örgütünden temizlenmesi elbette Türkiye’nin güvenliği açısından elzemdir.
Fakat Zeytin Dalı Harekâtının başarı ile neticelenmesine kadar uluslararası kamuoyunu tahrik etmemek bakımından da Mümbic ve Fırat’ın doğusunu şimdilik fazla dillendirmemek, Afrin’e odaklanmak gerekiyor.
Türkiye’nin Afrin Harekâtı başarılı bir şekilde neticelendiğinde Ortadoğu’da; Amerika, Rusya, İran, İsrail ve terör örgütlerinin bu bölgedeki pozisyonları değişecektir.
O vakit eli iyice güçlenen Türkiye, Mümbic ve Fırat’ın Doğusunu daha rahat gündemine alabilecektir. Şartlar Türkiye lehine değişmiş olacaktır. ABD’nin, Rusya’nın, Batının ve terör örgütlerinin de pozisyonları değişecektir.
Afrin Harekâtının olası neticeleri
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılan açıklamada Zeytin Dalı Harekâtı’nın amacı, Türkiye’nin sınırlarında ve bu bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması olarak tanımlanıyor. Harekât kapsamında “Afrin bölgesinde, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ’a mensup teröristleri etkisiz hale getirmek ve dost ve kardeş bölge halkını bunların baskı ve zulmünden kurtarmak” da amaçlar arasında sıralanıyor.
On sekizinci günde harekât gayet başarılı şekilde devam ediyor.
Afrin; kuzeyden (Gülbaba-Hassa istikameti), doğudan (Reyhanlı- Azez istikameti), batıdan (Kilis istikameti) olmak üzere hilal şeklinde kurt kapanı taktiği ile kuşatılmış durumdadır.
Her şey olağan seyrinde gider, Rusya ve Amerika’nın olağanüstü müdahalesi olmaz ise bu operasyonun çok başarılı bir şekilde neticeleneceği belli olmuştur.
Bu harekât için konjonktür çok uygun. ABD, Türkiye’yi tamamen kaybetmek, Rusya’nın kucağına itmek istemiyor. Rusya, kendisine yaklaşan Türkiye’ye karşı sorun çıkartmak istemiyor ve Amerika ile daha da uzaklaşmasını öngörüyor.
İran, kendi içerisindeki sorunlarla birlikte, üçlü ittifakın (Rusya-Türkiye-İran) bozulmasını da istemiyor.
Türkiye bu ortamı çok iyi değerlendirip, diplomaside kılı kırk yaran hassasiyetle götürebilmelidir. Sahada elde edilen başarılar masada zayi edilmemelidir.
Dualarımız Mehmetçiklerimizle beraberdir. Bugüne kadar 16 şehit verdik inşallah bu sayı artmaz.
Bu harekât başarı ile neticelendiğinde, Türkiye’nin bölgedeki güvenliğinin tamamen sağlanmış olacağını söyleyemeyiz elbette.
Ancak bu harekâtın olası neticelerini şöyle sıralayabiliriz:
-Terör Örgütleri; Amerika, Rusya ve destekçileri Avrupa ülkelerine daha az güveneceklerdir.
-ABD çapulculardan kurulu bir ordunun amaçlarına hizmet edemeyeceğini anlayacaktır.
-Şimdiden Amerika’nın karizması önemli ölçüde çizilmiş, geri adım atmak zorunda kalmıştır.
-Bütün dünya, Türkiye’nin ABD’den izin almadan da harekât yapabileceğini görmüş olacak.
-Milli Silah Sanayimizin ne kadar önemli olduğunu daha çok idrak etmiş olacağız.
- İstihbaratımızın millileşmesinin harekât ve her türlü muharebe için zaruri olduğunu daha iyi anlamış olacağız. ABD’nin verdiği istihbaratla güya Irak’taki PKK kamlarını bombalıyordu. Amerika bize istihbaratı veriyordu ama sonra dönüp himayesindeki PKK Terör Örgütüne de; “Türkiye sizi vuracak saklanın” diyordu. Biz de dağı taşı dövüp geliyorduk.
Evet, kendi İHA’larımızla, kendi istihbaratımızı temin edebiliyoruz ki bu gerçekten çok önemlidir.
-Terör örgütlerine katılım azalacaktır, zira bu sefer Amerika çok açık bir şekilde; “benim askerim ölmesin siz ölün” diye haykırmıştır.
- Kuruluş tarihi MÖ 209 yılına dayanan bir ordunun, her tür ihanete ve darbeye karşı hala dimdik ayakta olduğunu bütün dünya görmüş olacaktır.
-Afrin Operasyonunun başarısı, Mümbic ve Fırat’ın doğusunu daha kolay hale getirecektir.
-Silahlı Kuvvetlerin, komutanların ve Mehmetçiğin kendine olan güveni artacaktır. Elbette Türk Milletinin de Silahlı Kuvvetlere olan güveni artacaktır.
-TSK’nin bu tür harekâtları yapma yeteneği artacaktır.
Evet, ilk akla gelenleri sıralamaya çalıştık. Gayet tabi ki bu harekâtın daha başka neticeleri de olacaktır.