30 Ağustos'tan daha önemlisi hangisi?

Türk’ün Anadolu’daki bin yıllık tarihine baktığımızda, hepsi de birbirinden değerli sayısız zaferlerimiz vardır.

Türklere Anadolu’nun kapısını açan 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi, tarihimizin altın harflerle yazılan çok önemli bir dönüm noktasıdır. Bu öyle büyük bir zaferdir ki; Türklerin Anadolu’da müstakil bir devlet kurduktan sonra Roma’dan sonra dünyanın en büyük imparatorluklarından birini kurmalarına giden yoldaki ilk adım olmuştur.

Birinci Kosova Zaferi, Niğbolu, Varna, İkinci Kosova ve daha nice büyük zaferlerimizin hepsi de çok önemli değiller mi?

29 Mayıs 1453 İstanbul’un Fethi muhteşem zaferlerimizin en büyüklerinden, Dünya tarihinde bir dönüm noktası olmuştur.

Otlukbeli Zaferi, Çaldıran, Mecidabık, Ridaniye, Mohaç, Preveze, Kanije, Anafartalar ve daha sayamadığımız nice zaferlerimiz vardır ki hepsi de birbirinden önemli ve değerli muhteşem zaferlerimizdir.

Nihayetinde; 30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi Zaferimiz.

Evet, dört bin yıllık Türk Tarihine baktığımızda yüzlerce büyük meydan muharebesi zaferlerimiz vardır. Büyük Çin İmparatorluğuna dünyanın en büyük savunma hattı olarak Çin Set’ini yaptırtan Türk Milletinin destansı zaferleri saymakla bitmez.

Tüm bu zaferlerimiz, Türk Milletinin bir evladı olarak gurur kaynağımızdır elbette. Aralarında ayrım yapamayız zira her birinde; yüzlerce, binlerce bu vatan için, bu millet için toprağa düşmüş canlar vardır. Ayrım yapanlar, tarih bölücülüğü yapanlar da şühedaya saygısızlık yapıyordur.

Ancak bir tanesi Türk Milletinin Tarihi açısından, diğerleriyle mukayese edilemeyecek kadar, sonuçları itibariyle öneme haizdir.

Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi Zaferimiz, sonuçları dikkate alındığında tüm diğer zaferlerimizden ayrı bir yere konması gerektiği ortaya çıkar.

Biz bu savaşı kıl payı kazandık, kaybetseydik bugün Anadolu’da bir Tük Devleti yoktu. Belki de Endülüs’teki Müslümanlar nasıl soykırıma uğratıldı, yok edildiyse Anadolu’da yaşayan Türkler de soykırıma tabi tutulacaktı.

Bu savaş, var olma-yok olma savaşıydı… Bu zafer, Ergenekon’dan çıkış destanıydı.

Biz Malazgirt Zaferini, 1071 de kazanamasak, 1081 de kazanacaktık, İstanbul’u 1453 de fethedemeseydik 1463 de fethedecektik… Ancak 30 Ağustos 1922 de kaybetseydik yok olacaktık. 30 Ağustos Zaferi ve onun Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini duymak istemeyenleri anlıyoruz değil mi? Atatürk’e ve bu şanlı zaferimize düşman gözüyle bakanların kimler olduğunu biliyoruz değil mi? 30 Ağustos’tan arta kalanları biliyoruz değil mi?

Başkomutanlık Meydan Savaşı, dünya savaş tarihine taktik ve strateji yönünden kusursuz hazırlanıp uygulanmış bir meydan savaşı olarak geçti. Savaşın kazanılmasında çarpışmaları Mustafa Kemal Paşa’nın yönetmesi, güneydeki 5., 11., 23. ve 3. Kafkas tümenleriyle kuzeydeki 16. ve 61. Türk piyade tümenleri ve ayrıca 8. piyade ve 3. süvari tümenleri etkin rol oynadı. Türk Ordusu 9 Eylül’de İzmir’e, 12 Eylül’de Bursa’da (Mudanya) denize ulaştı. 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz ’da Türk kaybı 10 bin, düşmanın kaybıysa 100 binin üzerinde olmuştur

GEÇMİŞİNİ BİLMEYEN BUGÜNÜ ANLAYAMAZ, YARINI GÖREMEZ.. 30 AĞUSTOS VE TOPYEKÛN KURTULUŞ SAVAŞLARINI KÜÇÜMSEYENLERİ, ATATÜRK'Ü KÜÇÜMSEYENLERİ BİLİYORUZ. CANLARI PAHASINA BU VATANI BİZLERE BIRAKANLARA MİNNETTARIZ VE MEKÂNLARI CENNET OLSUN. TÜRK’ÜN EN BÜYÜK BAYRAMI KUTLU OLSUN.