Dr. Vehbi Kara

Konya'dan Magdeburg'a Su Yolları ve Köprüleri (1)

Dr. Vehbi Kara

  • 714

Ülkemiz üç tarafından denizlere açılıyor lakin denizden yeterince yararlanamıyoruz. Almanya ise sadece Kuzeyden Baltık ve Kuzey Denizine açılan ülkemizle mukayese edilemeyecek kadar küçük bir sahil şeridine sahip. Buna mukabil suyolları ve köprüleri ile insanların hayranlığını kazanacak eserlere sahipler. Denizcilikteki gayretlerinden dolayı dünya ekonomisinde önemli bir payları var.
Denizcilik kültürü gelişmediği için Allah’ın bu coğrafyada bize sunmuş olduğu bu nimetin kıymetini bilemiyoruz. Hâlbuki denizlere açılmak her ülke için hayati derecede önemli bir konudur.
Bosna Hersek Devleti Adriyatik Denizine açılan Neum kasabası sayesinde bir deniz devleti olmuştur. Bu ülke sadece bir iki millik deniz şeridi için Hırvatistan ile zorlu pazarlıklar yapmıştır. Çünkü denize kıyısı olmak ülkeleri bütün dünya ile komşu haline getirmektedir.
Dünya deniz ticaret hacmi 2013 yılında 9 milyar tona ulaşmış ve her türlü ekonomik krize rağmen artmaya devam etmektedir. Hacim olarak dünya ticaretinin yüzde 75'i denizyoluyla, yüzde 16'sı demiryolu ve karayoluyla, yüzde 9'u boru hattı ve yüzde 0,3'ü havayoluyla yapılmakta ve denizciliğin önemi bütün toplumlar tarafından iyi bilinmektedir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Kamal Atatürk’ün denize yeterince önem vermemesi ve orduyu demir yumrukla yöneten Mareşal Fevzi Çakmak’ın tam bir denizci düşmanı olması nedeni ile deniz menfaatlerinden yeterince yararlanamadık. Osmanlı Devletinden kalan donanma dahi doğru dürüst kullanılamamış başta Ege adaları ve Kıbrıs olmak üzere ecdadımızın bize emanet ettiği misak-ı milli sınırları içindeki topraklarımız elimizden çıkmıştır. Yavuz-Havuz davaları ile Donanmamız yıpratılmış güdük hale getirilmiştir.
Denizcilikten anlamayan idareciler yüzünden ülkemiz ekonomik sıkıntılar içine düşerken bütün dünya dev adımlar atarak denizciliği büyütme gayreti içine girmiştir. Özellikle sahil şeridi kısa olmasına rağmen Almanya suyolları (waterway) sayesinde ticaretini güçlendirmektedir.  Baltık Denizi, Tuna yolu ile Karadeniz’e hatta su yolları ile Akdeniz’e açılabilmektedirler.
Dünya üzerindeki meşhur bir örnekten yola çıkarak işin boyutlarını anlatmakta yarar var. Wasserstrassenkreuz Magdeburg (Magdeburg Su Yolu) Avrupa'nın en büyük su köprüsüdür. Elbe nehrinin üzerinden geçen köprünün üzerinden de ayrıca gemiler geçebilmektedir. Yanlış duymadınız bu köprü gemilerin geçişi için yapılmış olup “gemi köprüsü” de denilebilmektedir. 
Bir köprü ne için yapılabilir ki? Araba, hayvan, yük taşımacılığı veya tren... Fakat bu yapı köprü hakkında insanın bütün bildiklerini unutturacak bir yapıdır.  Bir nehrin akışını sağlamak için yapılmış bu köprü, Elbe nehrinin geçtiği Magdeburg Su Köprüsü (Magdeburg Water Bridge) inşa edilmiştir. Almanya'nın Magdeburg kentinde 1997'de yapımına başlanmış 6 yıl sonra ise 2003 yılında hizmete açılmıştır.
Önemli bir mühendislik çalışması olan bu köprü, Elbe nehrinin istenilen güzergâhta Mittelland Kanalı ile karışmaması ve üstüne üslük gemilerin üzerinden rahatça geçebileceği şekilde tasarlanmıştır. Köprünün tek taşıdığı ağırlık üzerinden akan suyun ağırlığıdır. Yani üzerinden geçen gemilerin ağırlığı önemsizdir. Zaten kaldırma gücü ile köprünün ayaklarına bindirdiği ağırlık sıfır olmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları