Dr. Vehbi Kara

İmar Barışı Çok Geç Kalmış Bir Karardır

Dr. Vehbi Kara

  • 987

 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, kamuoyunda “İmar Barışı” olarak bilinen ve 13 milyon konutun imar ve iskân sorununu çözmesi hedeflenen Yapı Kayıt Belgesi verilmesine ilişkin düzenleme resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Milyonlarca insan özellikle belediyelerin haksız uygulamalarından kurtulup ceza yemekten bu sayede kurtulabilecek.

Milyonlarca insan, dişinden tırnağından arttırdığı para ile bir ev yapıyor fakat devlet kurumları ve belediyeler rüşvet almadan iş yapmadığı için ruhsat vermiyordu. Sonunda halk suçlu olup utanmaz arsız memurların hedefi haline geliyordu.

Serbest düşünme ve özgürlüklerin farkında olamayan insanlarımız; imar konusunda devletin çok büyük bir ayıbı olduğunu bilemez. İşin temelinde memuriyetin halka hizmet olduğunu bilmemek yatıyor. Milletimizden alınan vergilerle maaşlarını alan memurlar; görevlerini yapmaya sıra gelince kırk dereden su getirmesini çok iyi bilir. Osmanlı’dan beri bu gelenek ve ahlaksızlık almış başını gitmiştir.

Temel sorunun bu olduğunu bilelim yani yöneticilik ve memuriyet halka hizmet için vardır. Devlet halka hizmet eder. İş bu kadar basittir. Yıllarca süren tek parti yönetimi, memuriyete ağalık, tahakküm, halkı ezme ve tepeden bakma anlayışı getirdiği için meseleyi hala idrak edemeyenler için bunları bilmek gerekiyor. Yoksa “imar barışı” denilen devletin çok önemli bir yükümlülüğünü anlayamamış oluruz.

Devlet; kadastro ve imar çalışmaları ile halkın rahat ve huzur içinde yaşamasını ve şehircilik çalışmalarının düzgün bir şekilde yapılmasından sorumludur. Fakat ne yazık ki bu konu çok ihmal edilmiş sonunda 13 milyon konut ile neredeyse halkın yarısını ilgilendiren büyük bir eziyete yol açılmıştır. Belediye çalışanları daima bu devlet ayıbını istismar edip halka eziyet etmiştir. Rant, rüşvet ve daha nice haram paranın kaynağı; işte devletin bu imar görevini doğru dürüst yapmamasından kaynaklanmaktadır.

Şimdi büyük bir fırsat doğmuş devlet çıkardığı yasa ile bu sorunu ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Geç dahi olsa zararın neresinden dönülse kardır.

2015 Yılında hazırlamış olduğum doktora tezinde bu konu üzerinde durmuş özel mülkiyetin öneminden bahsederek Batı dünyasının hızlı gelişmesinin önemli bir maddesini buna bağlamıştım. “Malikiyet ve Serbestiyet Devri” isimli kitabımda ise bu konu üzerine odaklanmış dünyanın birçok ülkesinde yapılan çalışmalara atıf yapılarak özel mülkiyetin önemi vurgulanmıştır.

Devletçilik geleneğinden beslenen bürokrasi; daima halkı ezip adeta soyup soğana çevirmektedir. Halk fakir olunca, doğrudan doğruya devlet ve ülke de fakir duruma düşmektedir. Eğer halk zengin olursa; devlette zengin olur, dünya üzerinde söz sahibi ve güçlü bir duruma gelir. Ekonomik gelişmenin temelinde bu basit mantık yer almaktadır.

Fakat iktisatçılara sorarsanız size türlü türlü alakasız konulardan, çeşitli dolap ve hilelerden bahsedip sadece kafa karışıklığına yol açacaklardır. Halbuki mesele çok basittir. O halde kısaca söylemek gerekirse bir ülkenin gücü ve zenginliği; özel mülkiyetin geçerliliği ve uygulanması ile doğrudan alakalıdır.

Çıkarılan yasa, elbette bir yüzyıldan beri biriken sorunları bir anda çözmeyecektir. Lakin önemli bir adım olup kısa vadede dahi güzel neticeler alınmasına yol açacaktır. Halkın serveti artacak bunun sonucu olarak devletimiz yeniden güçlenerek dünyada sözü geçen ülkelerden biri olacaktır.

Yasa; öncelikle “Yapı Kayıt Belgesi” adı verilen geçici tapular alınmasını sağlıyor. Bunun için müracaatlar 31 Ekim 2018'e kadar yapılacak, belge bedeli ise 31 Aralık 2018'e kadar ödenebilecek. Belge için başvurular, yapı maliklerinden herhangi birisi veya vekili tarafından, e-Devlet üzerinden “Yapı Kayıt Belgesi Formu'nun” doldurulmasıyla yapılabilecek.

Yasada ayrıca Yapı Kayıt Belgesi müracaatı, bu belgenin bedelinin hesaplanması ve ödenmesi, belge verilen Hazineye ait taşınmazların satışı, Yapı Kayıt Belgesi düzenlenmeyecek yapılar ile bu belgenin düzenlenmesi safhasında yalan beyanda bulunanlar hakkında yapılacak işlemlere ilişkin hususları kapsamaktadır.

Yasaya göre, Yapı Kayıt Belgesi 31 Aralık 2017'den önce yapılmış yapılar için verilecek. İmar Barışı başvuruları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kuruluşlara yapılacaktır.

“Yapı Kayıt Belgesi” denilen evrak İmar Barışı kapsamında değerlendirilmiş olan yapılar için oluşturulacak belge olup bedeli Arsa emlak değeri ile yapı yaklaşık maliyeti toplamı üzerinden hesaplanan bedelin konutlarda yüzü 3'ü, ticarette yüzde 5'i olacak şekilde belirlenecektir.

Yapı Kayıt Belgesi imar açısından ekstra bir hak sağlamayıp müktesep oluşturmasa dahi yapı kayıt belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda; yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanacaktır. Bu sayede kentsel dönüşüm ve modern şehircilik uygulamaları için imkân hazırlanmaktadır.

İmar Kanunu'na göre alınmış yıkım kararları ve idari para cezaları varsa iptal edilecektir. Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilecek, belgeyi aldıktan sonra isteyen malikler tapuya müracaat ederek ve yapı kayıt belgesi için ödenen bedel kadar ilave ödeme yaparak, cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edebilecektir.

Türkiye'de şehirleşme oranının sürekli arttığı dikkate alınarak, yarının ihtiyaçlarını göz önüne alan, daha iyi tasarlanmış, çevre, sağlık, eğitim, ulaşım, spor ve idari altyapıları ile yaşanabilir şehirler için bu çalışmalar gereklidir. Bu çerçevede, imar mevzuatının da yeni baştan ele alınarak, dikey yapılaşma tercihleri; tarihi ve çevresel doku gözetilerek değerlendirilmesi gerekmektedir.

İmar değişikliği uygulamaları; kamu vicdanını zedeleyen, kişilere özel değerlendirmelerden arındırılıp deprem riskinin yüksek olduğu ülkemiz açısından kentsel dönüşüm için uygun hale getirilmelidir.

Kentsel dönüşüm bina bazlı ve rant odaklı ele alınmamalı; dönüşüm bütünsel bazda, kentsel altyapı, yeşil alan ihtiyacı ile başta mülkiyet hakkı olmak üzere bölge sakinlerinin tüm hakları gözetilerek planlanmalıdır. Planlama aşamasında inşaat atıklarının çevresel etkileri ve geri kazanımı da dikkate alınmalı ve bu çerçevede benzer yanlışların tekrarlanması önlenmelidir.

Tapu kayıtlarında arsa olarak göründüğü için abonelik alamayan vatandaşların sorunlarının çözülmesi, elektrik, su, doğal gaz bağlantısının yapılması için de çok önemlidir. İmar barışı düzenlemesiyle, vergi kaçağının önüne geçileceğini, arsa üzerinden alınan veya hiç alınamayan vergilerin bağımsız bölümlere yönelik emlak vergisi olarak alınmasının önü açılacaktır.

Kayıt belgesi alan binaların yıkım tehdidinin ortadan kalkmasını ve içinde oturanların endişelerini gidererek bir parça huzur verecektir. Bu düzenleme zaten tahsil imkanı olmayan mevcut cezaların iptal edilmesini de getirdiği için vatandaş ile belediyeler arasında güven ortamı doğacaktır. İmar barışı ile elde edilen gelir ile ülkemizin binalarının deprem güvenliğini sağlayacak olan kentsel dönüşüm için kullanılması da önemlidir. Kısaca imar barışı, mülkiyet ile sorunu olan vatandaşı rahatlatacaktır.

Sektör örgütleri ve sivil toplum kuruluşları da yasaya destek olduklarını açıklamışlardır. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), kamunun vatandaşla el sıkışmasını ve barış sağlanmasını son derece olumlu bulduğunu söylemiştir. 2015 yılında yayınladıkları İnşaat Sektörü Bildirgesinde şehirleşme, imar uygulamaları ve kentsel dönüşüm konusundaki görüşlerini çok net biçimde ortaya koyduklarını ve bunun hükümet tarafından da tümüyle desteklendiğini açıklamıştır.

Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) de ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapıların kayıt altına alınması için amaçlanan imar barışı yasa taslağı düzenlemesiyle imar, ruhsat, mülkiyet konusunda yıllardır yaşanan sorunların çözümünün hedeflendiğini belirterek desteğini açıklamıştır. İmar barışının müteahhitlerin inşasını tamamladığı ve içinde yaşamın başladığı çok sayıda bina için iskân ruhsatı alınamaması nedeniyle mağdur olan konut sahibi vatandaşları da büyük ölçüde rahatlatacağını söylemiştir.

Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) de benzer şekilde yaklaşarak hızlı şehirleşmenin getirdiği ve yıllar öncesine dayanan imar sorunlarının bir orta nokta bulunarak çözülmesinden yana olduklarını belirtmiştir.

Türkiye'deki yapı stokunun büyük bölümü yasal sorunu olan yapılardır. Baştan ruhsatsız yapılanlar olduğu gibi ruhsatlı başlayıp kaçak kat çıkılanlar da bulunuyor. İşte imar barışıyla hem devlete kaynak sağlanacak hem de sorunlu binaların bir şekilde dönüşüme uğrayacaktır.

Bakanlığın uygulaması pek çok açıdan doğru bulunmaktadır. Türkiye'de bir imar barışına ihtiyaç olduğu neredeyse bütün kesimlerin ortak düşüncesidir. Zaten kentsel dönüşüm ancak böylesi bir kaynakla hızlanabilecektir, vesselam…

Yazarın Diğer Yazıları