Millet İttifakı'nın aday sorunu

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun öncülüğündeki Millet İttifakı, 6'lı masayla ivme kazanmıştı. İlk toplantıdan sonra belli periyotlar içerisinde birbirini ziyaret eden masanın liderleri, bu ziyaretlerde daha çok ortak nokta yerine, ayrıldıkları noktaları azaltmaya çalışıyorlar. Bu konuda en büyük çabayı da Kılıçdaroğlu gösteriyor. 

2023 yılında yapılacak genel seçimlerin milletvekilliği konusunda ittifakın bir anlamı kalmadı. Çünkü, masadaki hesap yeni seçim yasasına uymuyor. Dolayısıyla Millet İttifakının en temel hedefi, "Cumhurbaşkanı Erdoğanı devirmek" savından başka ortak ve uzlaştıkları konu kalmadı. Bu konuda da masanın kafası karışık. CHP liderinin önce kısık, sonra aleni sesle dile getirdiği "Cumhurbaşkanlığı adaylığı" dar alanda paslaşma şeklinde sürüyor. 

İYİ Parti lideri Meral Akşener'in cumhurbaşkanı tarifi ile Kılıçdaroğlu'nun gönlündeki gül'ü, masanın en temel ayrıştığı nokta. Masadaki 6 liderden, Davutoğlu ile Babacan'ın Kılıçdaroğlu'nun gönlündeki Gül'e sıcak baktığı Bektaşi sırrı değil. Peki, madem öyle de Kılıçdaroğlu neden kendi adaylığını çeşitli ortamlarda ifade etti? Tek nedeni var, İmamoğlu ile Yavaş'ın önünü kesmek. Başından beri adayı Abdullah Gül'dür. Kılıçdaroğlu'da biliyor ki, sol tandanslı ya da CHP menşeli bir adayın cumhurbaşkanı seçilmesi imkansızdır. CHP liderinin stratejisi, ölümü gösterip sıtmaya razı etmek şeklindedir. Yani kendisi, Haşim Kılıç ve İlhan Kesici isimlerini öne sürdükten sonra, esas adayı Abdullah Gül üzerinde karar kılmak. Ancak, İYİ Parti lideri Meral Akşener'in Gül'e ilişkin olumsuz bir rezervi var. Hatta, Ekrem İmamoğlu için açık bir tavrı ve adayı olduğuna dair dolaylı ifadeleri dahi var. Konuyu uzatmayacağım ama rüya tabirleri dahi, bu algının aparatları içerisinde bulunuyor. Hal böyle olunca, 6 kişilik masanın 4'nün Abdullah Gül ismine onay vermesi mümkün. Yani Kılıçdaroğlu, Davutoğlu, Babacan ve Karamollaoğlu'dan oluşan 4'lünün Gül üzerinde uzlaşması mümkün. 

Meral Akşener'in bu konuda ikna edilmesi mümkün mü? Bana göre mümkün. Çünkü 6'lı masanın kuruluşunun birinci amacı Erdoğan'ı devirmektir. Sonra? Sonrası kervan yolda düzülür anlayışı hakim. Masanın 3 elemanının oyu belli değil. Yani DP, Gelecek ve Deva'nın oylarını hiç kimse bilmiyor. Çünkü hiçbir seçime girmediler ama masaya oturuşları CHP ile İYİ Partinin siyasal temsil ölçüsüne denk şeklinde. Bunun CHP ve İYİ Parti tabanında kabul gördüğünü düşünmüyorum. Şimdilik, pragmatik bir anlayışla durumu idare ediyorlar. 

Tabii, henüz seçim sathı mahalline girmiş değiliz. AK Partinin önünde de çok büyük sorunlar duruyor. Halkın mutfağında ki yangını söndürmeden, ekonomik savrulmayı durdurmadan, pahalılık ve fiyatların serseri mayın gibi dolaşmasına çare olmadan 2023 seçimini kazanacağını düşünmekte çok fazla iyimserliktir.

Gelecek gelmekte olan

6'lı masa olarak tabir edilen parti liderleri ikinci kez buluştular. Ancak, bu sefer masa düzeni değişmişti. Alfatik sıraya göre ne yürüdüler nede yuvarlak masa da oturdular. Atatürk ve iki bayrağın önünde, oyları belli ve oranları yüksek iki parti lideri Kılıçdaroğlu ile Akşener baş köşedeydi . Yani olması gerektiği gibi. Bu oturma düzeninin değişmesinin ise tek sebebi vardı. TBMM'den geçen seçim yasası değişikliği. Hiç seçime girmemiş, dolayısıyla oy oranı bile belli olmayan DP, DEVA ve Gelecek Partileri, bu seçim yasasıyla birlikte CHP ve İYİ Parti ile aynı hizada olamayacağını anlamış, bir bakıma haddi hatırlatılmıştır. 
Demek ki neymiş? Gelecek gelmekte olan...